Rün
Rün ırkı, Psiedia'nın en eski ırklarından biridir. Yaratımın başlarında insanlarla aynı özelliklere sahip olmalarına rağmen binlerce nesil sonra büyüyü, yaratımı ve yıkımı keşfettiler. Böylece insan ırkından ayrıldılar. Rünler, genelde büyülü söz ve çeşitli bitkiler yardımıyla büyü yaparlar ancak çok güçlü olanları asa ya da başka bir alatarla da büyü oluşturabilirler. Görünüm olarak insanlardan tek farkları kızıla yakın ( turuncumsu ) saçları ve kehribar rengi gözleridir.
Rünler, büyüyü seçtikleri zaman, insanlarla olan yakınlıkları son buldu ve amansız bir savaşın başlamasına neden oldular. Yüzyıllarca belirli bir amaçları olmaksızın büyülerini gerçekleştirip, egolarını tatmin edecek ( güzellik, gençlik, sempati, zenginlik ve daha niceleri... ) büyülerle uğraşırken bunun yanı sıra, onları reddeden ve aşağılayan insanlardan da intikamlarını almayı es geçmediler. İnsanlara, akla gelmeyecek kötülüklerde bulunuyorlar, yerleşim merkezlerine çeşitli afetler ve kötülükler gönderiyorlardı. Küçük çocukların, yeni doğmuş bebeklerin etlerini, organlarını ve kanlarını kötücül büyülerinde kullanıyorlar, Arudların, onların kanlarının bir kısmını emmelerine izin vererek, Arudları bu işlerinde kullanıyorlardı. Rünler, yaşamlarını; insanlardan ve Psi-vamplardan uzak diyarlarda, genelde etrafı yüksek dağlarla çevrili platolarda geçirirlerdi. Savaş zamanlarında, yarattıkları canlıları kullanarak çıkarlardı yurtlarından.
Sanatlarını icra edebilmeleri için, Kendi isimleriyle adlandırılan sözleri ezberlemeleri gerekirdi. Bu yüzden, her Rün'ün yanında mutlaka bir büyü kitabı ya da not defteri olurdu. Sürekli pratik yaparak sanatlarını geliştirirlerdi.. Ne kadar karanlık tarafta olsalar da, çalışkanlıklarıyla dikkat çekerlerdi.
Rünlerin büyük bir kısmı, Kızıllar olarak adlandırılan karanlık tarafta yer alsalar da insanlarla beraber yaşamakta bir sakınca görmeyen ve doğaya yönelik yaşayan Rünler de vardı. Bunlar, ne insanlara ne Psi-vamplara kötülük ederlerdi. Öyle ki, bazıları bunlarla beraber bile yaşarlar, dostluklar kurarlardı. Kızıllarla, gerektiğinde savaşırlardı ancak onları ikna etmenin yollarını, kansız şekilde arardı bunlar.