75
« : 11 Temmuz 2012, 13:52:55 »
RP Bonus: 1
Falcı seçtiğin soluk kırmızı şarap rengi karta bakarak tebessüm ediyor. “Ruh…”
Sonra ani bir hareketle sol elini kavrıyor, avuç içlerini kendine döndürüp teninde yollar oluşturan çizgileri inceliyor. Zaman zaman gözlerine, göz bebeklerine; derinlerinde bir şeyler bulmayı ümit edermiş gibi bakıyor.
“Dışarıdan bakıldığında kendi halinde, sade bir görüntü çizmene rağmen birkaç özelliğinden de anlaşılabileceği üzere çok derin bir kadınsın. Boyutunu tam olarak kavrayamadığım bazı saplantılara sahipsin mesela. Bunlar zihninde başlıyor, ancak aşırı titizlik gibi dışa yansımaları da oluyor. Pimpirikliyiz yani biraz… Fakat bu zorlantılar sana gün boyunca fazlasıyla zaman kaybettiriyor ve bundan sen de hoşnut değilsin. Benim için üst dişlerinin arkasındaki boşluğa dokunarak çukur olup olmadığını kontrol eder misin? Benim yapmam biraz garip kaçacak.”
Birkaç saniye sonra dalgın bakışların toparlanıyor ve biraz da meraklı, falcının söylediklerini yapıyorsun. Ölçütün ne olduğunu tam olarak bilemesen de dokunduğun noktanın gerçekten de içeri doğru çökük olduğunu hissedebiliyorsun. Hafifçe kafa sallıyorsun, “Evet, çukur.”
“Eklem sorunların olabilir, ya da yaşlılığının erken döneminde baş gösterebilir. Zorlantılarınla halsizliğin çatışacaktır, büyük ihtimal. Sık sık doktora görünmen gerekecek. Bunun dışında hali hazırda göründüğün bir doktor mevcut. Imm, ama bu doktor daha çok beyin kaynaklı problemlerle ilgileniyor. Belki de psikiyatristtir, o kadarını bilemem. Gidip gitmemek konusunda tereddütlerin var.”
Yüzünü bir o yana, bir bu yana çeviriyor. Gözaltlarına kadar dikkatle bakıyor kadın. Bir süre sonra suratını ekşitiyor. Sanki ‘gördüğü’ şeyi sana aktarıp aktarmamakla ilgili şüpheleri var.
“Yakın zamanda, hayatında büyük bir değişim olacak. Fiziksel çevren açısından, ruhani açıdan… Her açıdan, senin bile kolayca aklına getiremeyeceğin, yaşadıkça da şaşıracağın türden bir değişim. Bunu kabullenemezsen, hata yapma ve kendine zarar verme ihtimalin artacak. Bir şey kaybedeceksin. Hayır, bir şeyler… Bir meydan var; kilise önü. Herkes siyah giyinmiş. Yas var. Yakın bir tarihte orada bulunup, birileriyle konuşacaksın. Ve bir de, önemli bir şeyleri unutacaksın gibi görünüyor. İhtiyacın olan bir şeyleri unutacaksın bu kez, galiba fark etmeyeceksin bile. İleride büyük seçimler yapman gerekiyor. Az önceki gibi önemli ve aklından çıkarmaman gereken seçimler. Şu avcundaki uzun çizgiyi görüyor musun? Nasıl da şuradaki tarafından kesiliyor. Bunun tek bir anlamı olabilir, yol değiştirme seçeneği. Yolunu değiştirmeyi kabul edersen, güçleneceksin. Sana bunu yapmanı söyleyen güvenilmez biri olacak; ama dinlersen, gerçekten çok güçleneceksin. O zaman sana bir isim verecekler. Bu biraz kehanet etmek gibi olacak ama; sana verilen isim herkesçe bilinecek. Bak, bunu nasıl görüyorum diye sorma; uzun olan gençlik ve yaşam çizgin bir diğer, kalın ama yeterince düz ve sabit olmayan (yani güvenilmez) olay ve dönemeç çizgin tarafından kesiliyor. İkinci çizgi daha geniş, daha derin. Yani daha güçlü, kuvvetli, sağlam. En yüzeysel şekilde böyle anlatabilirim. Bana inanmıyor olabilirsin ama çok şey görüyorum ve biliyorum. Dediklerimi dikkate alırsan sevinirim, daha önce yanıldığım hiç olmadı.”
Konuşması bittiğinde rahatlamış gibi gülümseyip, avcunu açarak vermen gereken 20 doları ima ediyor. Aldığı parayı buruşturup eline saklıyor ve sessizce yolun karşı tarafına doğru yürümeye başlıyor. Kaldırıma ulaştığında arkasını dönüp son bir kez sana sesleniyor:
“Unutmadan… Bundan sonra çevrendeki nesnelere daha fazla dikkat et!”