Dün abimle yine boş bir zaman yakalayıp izleme fırsatı bulduk. Açıkçası ilk seyredişim televizyondan ve de bol bol sansürlü olmuştu. Hoş kafa yapımda şu ankisi ile denk olmadığından ve tabii aradan zaman geçmesinden çok fazla farklılık oldu, yorumsal açıdan.
Brad Pitt'in parladığı, Kristen Dunst'un o yaşta harika bir oyunculuk sergilediği, Antonio Banderas'ın nefes kesecek sahnelerde izleyici karşısına çıktığı ve Tom Cruise'nin karizmatik duruşuyla ilk olarak şahane bir yapım olduğunu dile getirmeliyim.
Anne Rice'in kitaplarını okumadım fakat duyduğum ve takip ettiğim kadarıyla kendisinden ve kurgusunda azda olsa haberdarım. Dolayısıyla filmin kurgusal benzerlik ve canlandırıması ile ilgili, olumlu fikirler söyleyeceğimi belirtebilirim sanırım.
Aslında bu film ile son günlerde ortalığı kasup kavuran (?) vampir filmleri ve kitaplar furyasının özetini bir kez daha görmüş oluyoruz. 1994 yapımı olan bu film ile son günlerde ve son teknoloji kullanılarak yapılan filmlerin arasındaki o çizginin dağlar kadar olduğunu söylememe gerek yok herhalde? Buna rağmen Vampirle Görüşme filmi hepsine taş çıkartacak nitelikte şahiyane bir yapım olmuş.
Her sahnede vampirlerin özelliklerini yanlış tasvir ettiklerini düşünüp, kendi kendime "Böyle olmamalıydı!" dedirten fakat daha sonra o düşündüğüm tasviri tamda hayal ettiğim gibi canlandırmaları ile zaten hiç bir şey olmasaydı bile kendisine hayran bıraktırırdı.
Sonrasında devamı olan yapımı bırakın, öncesinde ve sonrasında yapılan tüm vampir filmleri arasında sanıyorum bu miti en iyi yansıtan yapım olmuş. Mümkün mertebe izlemeye çalışın.
Hatta kitabı hakkında zerre kadar bilginiz olmasa dahi, o heyecanlığından hiçbir şekilde olumsuz ödün vermeyecek bu filmi ölmeden önce izlemeye çalışmayın, izleyin...