Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Liman Kenti => Düşler Limanı => Şişedeki Mısralar => Konuyu başlatan: Fiddler - 12 Nisan 2012, 15:42:06

Başlık: Tesla'ya Dair
Gönderen: Fiddler - 12 Nisan 2012, 15:42:06
Aslında, şiir denemelerimi paylaşmam nedense; ama her şeyin bir başlangıcı vardır herhalde. Eskisi kadar ve istediğim kadar uğraşamıyorum artık şiirle maalesef. 38 şiirlik bitmiş bir dosyam geçen senenin Memet Fuat Genç Şiir Yarışması'nda "övgüye değer" bulundu; ama açıkçası o kadar da değmiyor gibi geliyor. Zira başka hiçbir dişe-tırnağa dokunur başarısı da olmadı şimdiye kadar şiir denemelerimin. Eğer ilginizi çekerse daha fazla / daha başka da paylaşabilirim.

Alttaki şiir denemesi "Tesla'ya Dair" 8-9 ay önce yazmış olduğum bir parça. Beğeninize sunuyorum, yorumlarınızı esirgemeyiniz lütfen.

Tesla'ya Dair

bir çocuk görmek istediği dünyayı mavi boyar
ve en derin filozofik muhabbetlerinde kozmonotların
kozmosun yeri yoktur genellikle
görmek istemediğimiz her rüya yeşildir
üçgenlerim geometrik olduğu kadar
hislerimin de aritmetik işlemesini isterdim
sonu bir doğa bilimiyle başlayan her öykünün
gerçekçi olması benim suçum mu?

Bugün bir savaş olduğu zaman kimse ölmeyecek
ölmeye inanan insanlar artık bana inanmıyor
bense her bir ışık gördüğümde galaksilere
meydan okurcasına bakmak istiyorum
tek bir sözcük söyleme hakkım olsaydı eğer
o sözcük nefes olabilir
beynim yumru yumru eski bir kocakarı ilacı ile
izlenmiş tüm eski Amerikan filmlerinin yarısı eder
bugün bir mikroişlemci küçük bir kızçocuğuna takas edilebilir

Ağaçlarla ilgili bilmeniz gereken üç şeyden ikisi
köklerle ilgilidir
kalan her şey toprağın bizi nasıl birbirimize bağladığı
bir de evren denen şeyin ne olduğu
eğer ki biri çıkıp da organlarının varlığını bağıracak olursa
alkışlandığı kadar küfredilecektir de
ve bahsi geçen tüm ağaçlar sadece mevsimleri geldiği için
ona yaprak dökebilir

ben şimdi kendimin bir hayaletiyim
astral gezintilerimin son durağı deniz olmalı
eninde sonunda bir gece denize baktığınız zaman kestiremeyeceksiniz
ve gökyüzüyle deniz birleşmiş olacak
o gün evrenin en ücra köşesinde ayakta durmak üzere
hiç bu kadar yaklaşmamışsınızdır
ben şimdi kendimin bir hayaletiyim
iki yanımda ekolarım adımı ekoluyorlar
takım elbiseleri sevdiğim
yulaf ezmesini sevmediğim o kadar günün anısına
hala tek hücreli bir anlayış gösteriyorum

serum oldukça eski bir sözcük olmalı
Onunla ilgili her şey aklıma doğurganlığı getiriyor
ben şimdi kendimin hesabını yapıyor ve açıkça söyleyebiliyorum
doğmak sadece bu dünyaya özel olarak ölmekten sıkıcı olabilir
balık ağına takılmış bir hoşgörü
şu an olduğum şey
her gün bir balina sanılıyor, göz göre göre yüzülüyorum
ben kendimin bir hayeleti ve ekosuyum, ve bir hoşgörü tablosu
bir evren olduğum kadar bir nanoteknoloji
ve küçücük bir mikroişlemci, mikroorganizma
mikrogirişimciyim buyrun mikrokartvizitim

hiçbir zaman anlayamayacağım altı yüz yetmiş dört şeyin yanında
güneşin doğuşu ve batışı en az her insan kadar güzel geliyor bana
ve aldığım her nefesin basitliği
hayatımın basitliği
evrenimin basitliği utanç duyulası değil güven verici
çünkü ben her şey olduğum kadar bir şey ve hiçbir şey olmayı seviyorum
hiçbir şey olmayı ve tek bir şey olmayı çok seviyorum
her şey olduğum her gün Tanrı olduğumun bilincine varıp yoruluyorum
diğer günler ben de bir memurum.
kalan tüm zamanımı boyutlar arasında süzülerek geçiriyorum
ve inanıyorum ki yanından geçtiğim pek çok şeyi
kendi arzumla diriltiyorum

şu an hiçbir şey değilim
bir insanım diyebileceğim kadar bir insandeğilim de
ve geçerken çarptığım yerler de yok değil
kendimi moral ve etik değerlerden arındırmak
mümkün olduğu kadar ölçülebilmek istiyorum
laboratuvar ortamında neler yapabileceğimi kanıtlamak
insanlığımın ve erkekliğimin boyutlarını metrik hesaplarla almak istiyorum

Ben şimdi alternatif akımım
yapabileceğim her şeyi aynı zamanda yakabileceğimin farkında olunuz
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Galaxie - 12 Nisan 2012, 18:12:04
Ben şiirden pek anlamam bu da zaten anlayabildiklerimden de bayağı bir farklı :D Ama güzel beğendim bazı cümlelerin çok hoşuma gitti;

"ben kendimin bir hayeleti ve ekosuyum, ve bir hoşgörü tablosu
bir evren olduğum kadar bir nanoteknoloji
ve küçücük bir mikroişlemci, mikroorganizma
mikrogirişimciyim buyrun mikrokartvizitim",

"üçgenlerim geometrik olduğu kadar
hislerimin de aritmetik işlemesini isterdim"

İki tanesini yazdım buraya, ama özellikle hoşuma giden daha bir çok dize oldu ve itiraf etmeliyim ki anlayamadığım bir çok dize :)

Çok çok farklı :D
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: zçaiqü - 12 Nisan 2012, 19:38:23
''Bugün bir mikroişlemci küçük bir kızçocuğuna takas edilebilir''

Tebrik ederim özgün bi yazı olmuş
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: MeLeZ - 12 Nisan 2012, 22:25:25
Alıntı
şu an hiçbir şey değilim
bir insanım diyebileceğim kadar bir insandeğilim de

Alıntı
Ben şimdi alternatif akımım
yapabileceğim her şeyi aynı zamanda yakabileceğimin farkında olunuz

Ellerine sağlık çok güzel olmuş.Bu yazdıklarımı ayrıca beğendim ve umarım diğer şiirlerini de paylaşırsın. :D
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: zekican5 - 12 Nisan 2012, 22:32:12
Yeni bir devir başlatmışsın geldi bana.Sanki biraz duygu eksik onuda araya sıkıştırırsan daha güzel eserler oluşucağından şüphem yok...
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: LegalMc - 13 Nisan 2012, 19:48:19
Şiirden pek anladığım söylenemez ama oldukça özgün ve değişik olmuş.  Çok beğendim.

"Ben şimdi alternatif akımım
yapabileceğim her şeyi aynı zamanda yakabileceğimin farkında olunuz"
Başlık: Nöronlar ve İnciler
Gönderen: Fiddler - 13 Nisan 2012, 19:51:35
Güzel yorumlarınız için teşekkür ediyor ve hemen altta bir tane daha paylaşıyorum. Bu sefer adımız "Nöronlar ve İnciler"... Kısa zaman önce "Bayraklı Belediyesi Genç Şiir Yarışması"na katılmıştım bu şiir denememle; ama maalesef ödül alamadım. Yorumlarınızı merakla bekliyorum yine.

Nöronlar ve İnciler

sesler var ve periler
perdenin arkasında oynayan çocuklar görünüyor
annem pencereden aşağı sarkar
ben intihar edecek diye beklerken seslenirdi
oğlum yenilmek hazır
vücudumda nöronlar varmış diyorlar hep
küfürler edesim geliyor
nöronlar var ve inciler
kocaman avcum kadar inciler saklanıyor iç organlarımda
tane tane oluşumlarını tamamlamış yedi milyon sinir hücresi
hepsi uykusuz kalmış kafein istiyor

ter kokumla özdeş yedi dünya yaratabilirim
ten kokuna gelince işler sarpa sarıyor
üzerinde kocaman beyaz "M" yazan bir tahtam var
bir de üzerinde anahtar kocaman bunu biliyor muydun

kediler var ve karakutular
bir uçak kazası olmamın en güzel yanı okyanusa düşmek
mavi balinalarla ilgili iki
mercanlarla ilgili on dokuz şarkı yazabilirmişim gibi geliyor
aslına bakarsan sesim hiç güzel değildi
ve balıklarla aram da hiçbir zaman iyi olmadı
o yüzden bazen paltomun uzun geldiğini hissedebilirim
ya da kaşkolla atkı arasında, fular arasındaki farkı bilemem
ve elbette at kestanesinin meyvesini güzel sanabilirim
bunları hep eskiden gezegen olmama yormalısın
süpernovalar var ve can sıkıntıları
albert camus'ler ve kamu kurum ve kuruluşları var
anlamayabilirsin

bu sefer anlatmak istiyorum ama anlamayabilirsin
benim için seçenekler var ve seçenekler
ve seçenekler ve seçenekler ve seçenekler
bazısı düşmekle ilgili bazı düşlerle
çoğu tatlı su canavarları ve çilingirlerle
aklımda bin türlü evren dönüyor sonsuz döngüleri
ve saat kadranlarını andıran o yanlış görüntüleriyle
her bir keşkenin içerisinde bir keşlik bir leşlik bir eşeklik var
kanım duru görünebilir ve kırmızı
ama gümüş renginde ağladığım günleri biliyorum
nefes almakla öksürmek o kadar bir ki
ondalık değerimi unuttuğum oluyordur
kaldı ki tenim de neredeyse albino beyazı sayılır
bir hayli mutlu sayılırım ve huzurlu
benim içimde "ya da" her zaman ayrı yazılır
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Wanderer - 13 Nisan 2012, 20:03:22
Şiirlerin, 'özgünlük' kelimesini şerhetmiş resmen. Ellerine sağlık.
Başlık: Semender
Gönderen: Fiddler - 15 Nisan 2012, 19:46:17
Çok teşekkür ediyorum tekrar. Bir şiir denemesi daha koyuyorum buraya. "Tesla'ya Dair", "Nöronlar ve İnciler" ve şimdi koyduğum "Semender" aslında bir üçleme gibi gelmiştir bana her zaman. Sözü uzatmadan aşağıda paylaşıyorum:

Semender

soğuk bir buğu var gürültülerinde
tekrar aşık olmak korkutuyor enişteni
hamam böceklerini evrimden döndüren
ve tabii ki bizi duvar kağıtlarının güzelliğine inandıran o şeytanlar
görev biliyorlar geceleri otobüs duraklarında beklemeyi

koku, nefret ve el işi kağıtları görüyorum karanlığında
altından motorsikletler ve vapurlar geçiyor sıradan
açık renkli evrak zarfları, pastel boyalar, tahta oyuncaklar
hepsinin çocukluğumda ayrı bir yeri vardır elbet

siren sesleri fren sesleri kadar ürkütücü değil
koyu renk giysiler açık kapılar gibi cereyan yapmıyor
el feneri bazen gereksiz bir ev aleti
bazen ormanlar, dallar ve kukuletalar arasından bana sesleniyor
bir diş perisi emekliliğimizde de gençliğimiz ve çocukluğumuzda güzel kokmalıdır

ateşim çıktığı zaman güneşe bakmak rahatlatır
belki de en ücra hücremde hala bazı genler vardır çıplaklıktan utanan
ve yılmaksızın doğuya ilerleyen küçük bir hoşgörüyü
durdurmaya gücü yetmez yunan ve mısır tanrılarının

aslında tek isteği bir akşam yemeğinde uç mucizeler bulmaktır bazı insanın
ve dizlerinin altından çıkan siyah kıvrımlar görmek bazen
toprakta olan ve ölmekte olmayan 7 şey için
adaklar adadığımız gün -belki tanrıya değil- ama tahtadan oyuncağımıza
o gün damlayacak içimizin rahatlığı

ve belki de sonsuza dek yaşamak isteğiyle küçük bir su kertenkelesi
kuyruğunu bırakıverecek şefkatli avcunuza
ve siz ölümsüzlüğe inanmaya başlayacaksınız
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: LegalMc - 17 Nisan 2012, 23:01:15
"Nöronlar ve İnciler" ve "Tesla'ya Dair" aynı çizgide devam eden oldukça güzel şiirler olmuş. Kırk yılda bir şiir okuyan ben kafiyelileri severken sayende kafiyesiz de mükemmel şiirlerin ortaya çıkabileceğini kabul ettirdim kendime.

"Semender" ise diğer ikisine göre biraz sönük kalmış bence. Şiirde bir şeyler eksik sanırım. Belki de diğerlerindeki o anlamsız anlamı bulamadım. Şiir kesinlikle kötü değil, yanlış anlama. Sadece o çok özgün çizginden ayrılıp özgün bir şey yazmışsın, yine güzel olmuş. Diğer şiirlerini de bekliyorum.

"süpernovalar var ve can sıkıntıları
albert camus'ler ve kamu kurum ve kuruluşları var
anlamayabilirsin
"
Başlık: Ben Postmodern Bir Tanrıydım
Gönderen: Fiddler - 06 Mayıs 2012, 17:33:41
Bu seferki daha eskilerden. Yaklaşık 3-4 sene olsa gerek yazalı. Öte yandan şiir denemelerimi toparladığım (belki bir gün basılır umuduyla) ilk dosyaya adını veren şiir denemesi de o: "Ben Postmodern Bir Tanrıydım". İlk üçlüden farklı olacağını varsayıyorum; zira arada çok fazla zaman farkı, değişen çok fazla şey vardı. Buyrun efendim:


Ben Postmodern Bir Tanrıydım

Ben postmodern bir tanrıydım
kübik ressamlarım var
ayın altında her gece 77 oğlan doğar
eski dillerde adlarım yeni kıtalarda dağlarım vardı
her sabah güneşi ayrı birine bakar

ben postmodern bir tanrıydım
küçük kozmik oyunlarım var
şehirler boyu pek çok gökdelen yaptırmıştım
her bir mabet bir metropol göklere yükselmiş
uçaklar helikopterler ve yığınla hava aracı bana tapar

ben postmodern bir tanrıydım
sen hümanist bir kız çocuğu
ay üstünde yürürüz koca samanyollarımız var
ten rengini annenden almışsın sabahlara kadar
77 güneş sistemi sıkış tıkış küçücük gönlüne sığar

ben postmodern bir tanrıydım
altımda dar kesim kotlar
tek bir güneş altından çıplak heykeller bana bakar
ben tana bakarım tan benim doğuşum batışım olsa
ve denizler ve topraklar ve tüm bu hava birbirine karışsa kaç yazar

ben evrenin tepesinde bir gezgin
en küçük ışıltında parlak bir madeni para
bir cevher neredeyse bir kömür parçası
her şey benden sorulur, 77 ayrı cevabım var
ayın altında silah kuşanır üstünde çıplak gezerim
tek bir parmak hareketimle on parmaklı üç nesil doğar

ben postmodern bir tanrıydım
sen hümanist bir kız çocuğu
ayın altında her gece 77 oğlan doğar
hafifçe göz kırpsam her seferinde bir süpernova
77 oğlan her gece senin için ağıtlar yakar
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Oghertay - 06 Mayıs 2012, 17:42:11
Şiir konusunda eleştiri yapabilecek bir bilgi birikimim yok. Fakat şiirinin gerçekten sıradan bir şiir olmadığı çok açık bir şekilde belli oluyor. Ben beğendim paylaşımlarının devamını dilerim.
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Galaxie - 17 Mayıs 2012, 05:54:32
Yazmadı sadece, yaşadı çizdi baktı gördü
Sekiz dönüt, çünkü kalanı kördü
Bakınız ve görünüz! İçine giriniz çünkü umman
Okudu 77 akıl, hepsi karman çorman

Anlamak istediler anlayamadılar
Okumak istediler okuyamadılar
İstediler ama ne çare
Tanrı meşgul, kız meşgul, oğlan meşgul

Yok değil iyisi, var ama burada yok
"Hiç yoktan, iyidir" değildi aslında
"Hiç, yoktan iyidir." hep
Hiçler ve bir şeyler ya da belki çok şeyler
Bundan sonra dahasını yazmasını bekler



Saygılar.  :shrlock
Başlık: Frederik
Gönderen: Fiddler - 23 Mayıs 2012, 16:14:25
Ahaha..  :D Tam anlayamadım Galaxie ama eğer yazdığın şiir bana yazılmıştıysa teşekkür ederim..  :D Bir garip oluyor insan. Bana değilse de başarılı bence. Kesinlikle bir şeyler yapabileceğin belli bu konuda. En azından benim beğeneceğim şiirler yazabilirsin diye düşünüyorum.

Diğer herkese de beğenileri için teşekkür ediyorum. İsterdim ki "Tesla'ya Dair", "Nöronlar ve İnciler" gibi son dönem şiir denemelerimden koyabileyim; ama o  son dönem o kadar kıt bir dönem ki, birkaç ayda bir şiir denemesi ya çıkıyor ya çıkmıyor. Şimdi yine biraz eskilerden bir şiiri paylaşıyorum o yüzden. 2011 Şubat'ında tamamlamışım, yani aşağı yukarı 1,5 yıl olmuş:



Frederik

Frederik biraz deli
kafası delik
ve eriği çok sever Frederik
Biz de yazları Ayvalık'a gider zeytin toplarız
Annesinin bir tekir kedi
Babasının bir tekir dağrakı
ve kuzenlerinin teki Rakunlara bayılır
Biz de onları kavunla yerdik
Frederik'in ederi on onbeş bin civarı
kederi dünya kadar
kaderi parmak kadarken
biz hala elma dilimli patatesler besliyoruz
Frederik o kadar üzgün ki bu duruma
çok düzgün aksanıyla küfürler sallıyor
halıları yağmalıyor tükürüyor
bizler de yer yer ona şarkılı türkülü eşlik ederdik
Frederik'in adı yabancı teni esmer
çatısındaki anteni dörtyüz küsur kanal çeker
biz odasında oturur tenten'in son sayısını okurduk
Frederik bazen bizi seyreder
bazen feride'yi seyreder
sonra biraz da kedisini seyreder
biz Feride'yle kaçardık
evlenirdik düğünümüz olurdu
çoluk yapar çocuk yapar
fakir fukara'ya dağıtırdık
frederik evde oturur çoraplarını yıkardı
biz ormana gidip ateş yakardık
frederik derinden bir iç çeker
biz bir oh çekerdik
frederik sigarasını yarıda söndürür
biz dibine kadar tüttürür
dizimize kadar suya girip boğulur
alışınca güzel oluyor deyip doğrulur
boy verip çıkar şezlongumuza otururduk
Frederik akşam evde maçı izler
biz o akşam çay bardağında çay
rakı bardağında rakı
ve tabii ki su bardağında
şalgam suyu içeriz
Frederik yabancılar için mütercim tercümanlık yapar
biz yandaki Rasim amcaya çıraklık yapar
bazen okey oynarken hile yapar
taş çalar küçük çocuklara ve büyük kedilere taş atar
küçük çocukken ağlardık
Frederik de küçük çocukken ağlardı

Frederik biraz deli
kafası delik
ve eriği çok sever Frederik
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Galaxie - 23 Mayıs 2012, 16:26:36
Ahaha..  :D Tam anlayamadım Galaxie ama eğer yazdığın şiir bana yazılmıştıysa teşekkür ederim..  :D Bir garip oluyor insan. Bana değilse de başarılı bence. Kesinlikle bir şeyler yapabileceğin belli bu konuda. En azından benim beğeneceğim şiirler yazabilirsin diye düşünüyorum.

Evet sanaydı, yeni şiirler görebileyim diye. Uydurdum saçmaladım garip bir şey oldu :D

Şiirlerini çok beğeniyorum. Frederik de güzel. Devamı (olmasa da eskilerden) gelir umarım, başarılar :)
Başlık: Terminal 5
Gönderen: Fiddler - 10 Eylül 2012, 04:59:42
Uuuuuuupuzun bir süre sonra yine bir şeyler karaladım... Öte yandan hiç bilmiyorum... Evet.

Terminal 5


şimdi ben bir uçağa binerim binmesine
ama şu sol kolum aktarma yapmamakta diretiyor
sol kolumu biliyorsun senin beline ilk o girdi
bir tüp kapısını da kapanacakken ilk o tutmuştu
sen bana tutundun diye hep o tutundu borulara
hor görme onu

yanımda yatmışsın yüzükoyun iyi hoş
ama yanakların neden seslerini yükseltiyor ben anlamıyorum
bir keresinde anlaşmaya varmıştık onlarla çünkü
ben dinimi bir başkasına bırakacaktım
yanaklarına birer öpücük bırakacaktım
hatta ikimiz birlikte sigarayı da bırakacaktık
bil bakalım hangi sözümüzü tutmadık

neyse ki kulaklıklarım var rahatım yerinde
sahi kalpliklerim niye yok benim
ve sen yokken dudaklıklarım boyunluklarım
bunca yıllık sarılmışlıklarım var ama
öpmüşlüklerim koklamışlıklarım
el bagajından saymıyorlar

sen bir kere şarkı söylemiştin hatırlıyor musun
ama sadece sen değil, saçların ve topukların
ve işte seni öpüp koklamışlıklarım koroydunuz
ellerinizi kavuşturup sıkıcı siyah tuvaletler giyiyordunuz
ve ben çok alçak tavanlı bir tuvalette kusuyordum bir zaman
şarabı fazla kaçırmıştım
ama hakim bey, şarabın kaçırdıkları için onu da cezalandırdınız mı?

şimdi sırf sen nefes alıyorsun diye bir gün daha yaşayan insanlar var
senin göğüs kafesinin can veren bu etkisini biliyorsun
o yüzden demiştim bir amcaya beni oraya gömün diye
boynunda dirilmek istiyorum demiştim ve bağırmıştım hatta
anlaşmıştık sonra onunla da
amca sigarayı bırakacaktı
ben seni bırakmayacaktım

yani ben o uçağa binerim binmesine
gümrükten de geçiririm hep öpüşmüşlükleri
yol boyunca da takarım kalpliklerimi dudaklıklarımı
ama işte gel seninle de anlaşalım
ben uyumayı bırakayım
sen özlemeyi bırakma
ben sigarayı bırakayım
sen beni bırakma
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Galaxie - 10 Eylül 2012, 18:32:53
Şu şiirleri tek tek çerçeveletip asacağım bir gün.
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: DarLy OpuS - 11 Eylül 2012, 20:02:34
Alıntı
ama yanakların neden seslerini yükseltiyor ben anlamıyorum

Ben de anlamıyorum neden böyle şeyler söylüyorsun ama iyi oluyor, hoşlanıyorum.
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Fiddler - 11 Eylül 2012, 23:10:22
Teşekkür ediyorum ikinize de. Muhteşemsiniz.
Başlık: Eski Alışkanlıklar
Gönderen: Fiddler - 08 Ekim 2012, 00:17:59
Blogumdaki eski yazılardan bir tanesinmde gördüm. Hakikaten de eski bir şiir denemesi bu. Muhtemelen farkediliyordur. En az 3 senelik. Paylaşayım belki dedim.

Eski Alışkanlıklar

ellerimde yüzün var
hüzün en kötü alışkanlığın
bir de düz siyah babetlerin vardı
küçükken bulantılardan kusar
bulutlardan şekil yapmazdım
şimdi bulutları pek sevmiyorum
yüzümdeki güneş çilleri
ve bazı güneş gözlükleri
ışık yılı ve miladi takvim
morötesi bir alerji yapıyor
kalpsiz ve ruhsuzum
terkedilmişlik bir duyguysa
duyuyorum
çevremde gördüğüm her bir yüz ayrı bir yabancı dil
birer dilim içimden
ve sesim bir hiçim
dediğim gün hiç olmadığım kadar şımarığım
hiç tanımadığım kimselerden medet umuyorum
ellerimde yüzün
hüzün en kötü alışkanlığım..
Başlık: Şekeri Sevmemenin 6 Sinir Bozucu Yolu
Gönderen: Fiddler - 21 Ekim 2012, 01:07:48
Bu seferki tozlu sayfalar arasında kalmış adeta. Darly Opus hatırlattı geçen hafta sağolsun. Aşağı yukarı "Nöronlar ve İnciler"le yakın zamanda yazılmış olması lazım.

Şekeri Sevmemenin 6 Sinir Bozucu Yolu

benim kalbim kırılırsa
sen gemilerle uzakdoğuya gidersin
TRT 1'de yine çocuk programları başlar
kahvelerin tadı bir değişik olur
ve şekerden anlamaz insanlar
şekerden ve kandan

senin ayağın takılır da düşersen
benim gözlüklerim kırılır geçen sene
ve güneş yakarken burnumuzu
aklımıza gelen tek şey eski bir film olur
eski bir filmde sırf arılar onu soktu diye ölen bir çocuk
çalılar üstünde duran bir yüzük
ve şeker gelir aklımıza
üzülürüz

benim yosunum bir salata olur ve yenir
şehrin batısında denizin kuzeyinde bir yerlerde
yüksek topuklar ve ince cüzdanlar yer onu
senin canın mantı çeker
ve herkes kıskançlıktan ölür
o zaman açık artırmada satarlar kemiklerimizi
ve iliklerimizi mansiyon ödülü diye verirler
övgüye değer bulduklarına
bize de şeker verirler
alınırız

eğer senin kanın sulanırsa
benim aldığım ilaçlardan
ve ben seni hasta edersem
ve sen olmuşsun 34 kilo
istanbul'un yolunu unutur da
beni bile hatırlamazsan
şekerle kandırıp beni
hoş tutup da kandırırsın
küserim ve küfrederim sana

eğer senin canın acırsa
benim çocukluğuma kötü adamlar üşüşür
ve battaniyeye girince ayaklarımın açık kalması gibi
kanat çırpmaya çalışır usanır ve bırakırım
beni yemeleri için canavarlara
ve sana bir vasiyetname bırakırım
sonra da sigarayı bırakırız
şeker yiyelim onun yerine.

eğer senin baban ölürse
benim dedem şeker komasına girer
gerek yok biz hiç ölmeyelim.
Başlık: Dış Hatlar
Gönderen: Fiddler - 22 Ekim 2012, 02:37:37
Bu da en son yazdığım şiir denemesi. Beğeninize sunuyorum bir kez daha, umarım beğenir, yorumlarınızı da esirgemezsiniz.

Dış Hatlar

ben ne zaman yurtdışından dönsem birileri ölür
Atatürk Havalimanı'na iniş yaparım
dış hatlar terminalinde ölür
bir polis görevlisi gelir şüpheli bir paket görür
şüphelenen kederden ölür
kediler kılçıktan
köpekler zehirden ölür
Üsküdar'da bir amcanın ilaç parasını çalarlar
ölür
karısına haber verirler
babaanne kahrından ölür

ben yurtdışından gelirim, benim teyzem ölür
halam kanser olur, halam kanserden ölür
doktor artık ölmez der
doktor halam ölür
1999'da, 2000'de, 2001'de birileri ölür
2012'de birileri daha ölür
ölümsüzlüğün sırrını çözer kimi 16. yüzyılda
17. yüzyılda ölür

sokak köpeklerini öldürürler eski avrupada
eski avrupa vebadan ölür
gelir düzeyini yükseltirler yeni avrupada
dondurma yer, intihar eder yine ölür
bir dedem yavaş yavaş ölür
bir babaannem daha yavaş ölür
dedemin kızı ölür
dedem bir daha bir daha ölür

ben yurtdışından gelirim, yurtların dışında insanlar ölür
biraz daha oturmaz mıydınız diye sorarlar
soran ölür, giden ölür
trafik kazasında ölür, trajik dizisinde ölür
faranjit olur yine ölür

ben yurtdışından gelirim, biri kolon kanseri olur
kolon kanseri olan ölür, lenf kanseri olan ölür
cilt kanseri olan ölür
akciğer kanseri olanların da öldüğü oluyormuş

cenazesi tıklım tıklım dolu olur
arkaya sıkışır, yine ölür
ezanını okurlar doğunca ölmez
namazını kılarlar mezarında yine ölür
tarih ölür, kahraman olur, kahraman ölür
karısı, çocukları, torunları ölür
torununun çocuğu o kitaptan telif parası alamaz
torununun çocuğu açlıktan ölür

Ben yurtdışından gelirim, beni karşılayacak insan ölür
atari salonlarını özlerim
pac-man ölür
sinemaya giderim batman ölür
eve gelirim Bahman ölür
kitaplar okumaya başlarız
internetimiz ölür
altkültür buluruz
altkültür ölür
gazeteler ve gazeteciler ölür
askerler ölür
çocuklar öler
anneler ölir
ben öle.
Başlık: Veba Ve Diğer Hastalıklar
Gönderen: Fiddler - 09 Kasım 2012, 22:56:41
Üst üste mesajlar oluyor.. Kendimi biraz yalnız hissetmeye başladım.. Aşağıdaki kısa şiir denemelerinin tarihi 24 Şubat 2011 imiş.. Buyrun efendim.

Veba

kalın kömürden yapılmış kalemler var
ve mürekkepten yapılmış balıklar
gri binalar camdan kaleler ve ordular var
karamelize edilmiş ordular


Kolera

serinkanlı ve hepten delik deşik
tenim kırmızı çizgiler ara yollar ve dargeçitlerden oluşmuş
senin gözlerin burunların ve kulakların var
görmelik sevmelik hikayeler anlatıyorsun
serin delik ve deliş


Cüzzam

kozmoslar ayaklanıyor diplerimde
benim tek derdim ellerimin biraz büyük olması
tonik söylemesi ve içmesi ne kadar komikse
ellerim de bir o kadar acınası


Kabakulak

ışık oyunları oynardım çocukluğumda
gözlerim miyoplu ve ağzım yamuktu
ben oynayınca kaldırımlar boş
ben uyurken kaldırımlar sessiz
komşumuz karısını öldürürken kapı zili çalmıştı
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Amras Ringeril - 10 Kasım 2012, 16:57:26
"ben oynayınca kaldırımlar boş
ben uyurken kaldırımlar sessiz
komşumuz karısını öldürürken kapı zili çalmıştı"

Buna rüya görebilirim.
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: vangoghspoison - 10 Kasım 2012, 17:23:03
Şimdiye dek okuduğum en özgün paylaşımlar. Şiirden ziyade düz yazı bildiğim olduğundan  derin bir eleştiri yapamam; ancak biraz genel kültürüm arttı okurken fen bilimlerine dair sözlük karıştırmaktan. Biraz da anlamları kendi değişik kombinasyonlarınla verebiliyor olman çok hoş. Bir yazıda karşı tarafa bu kadar alışılmadık sözcük kümeleriyle basit bir duyguyu vermek bence zor. İlham perileri eksik olmasın.
Başlık: Suyun Üstünde Yürümek
Gönderen: Fiddler - 10 Kasım 2012, 18:11:04
Bu da en son yazdığım. Çok yeni. Evet. Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.


Suyun Üstünde Yürümek

-Kırmızı Saçlı Kız'a, bundan önceki pek çoğu gibi...

şimdi arabalar geçiyor boğazımın bir ucundan diğerine
nodül olmasından hiç mi hiç korkmuyorum
bu şehri kanatlandıran ve hatta ayaklandıran her neyse
seni seviyorum.

turuncu hiçbir zaman sevdiğimiz bir renk olmadı evet
ve bir keresinde önce ben grip olmuştum sonra sen
öncesinde ve sonrasında olan öpüşmüşlüklerimizin hepsi güzeldi
bende kayıtları var.

ta nerden otobüse binesim var şimdi
ama binersem kesin yanına değil de uzağa götürür beni
-otobüslere pek güvenmiyorum

bir kitap okurken aklıma geldin ve her kitap okurken
bir şarkı söylüyor ağzın -öpmüştüm ve her şarkı
kalp atışlarım bir yavaşlıyor bir hızlanıyor ve her kalp
sana giden bir aort taşıyor içlerimde.

bu ev bana biraz yabancı; ama değil
bu semt de öyle, bu sarı dolmuş da, ve tüm metro istasyonları
yeni bir şair bulmuştun benim için belki o anlar
ve bir fotoğrafımızı çeker belki
analog fotoğrafımız var mı?

şimdi farkettim ki bir tane bile yıldız yok gökyüzünde
biz bile yılmamışken onların bu şımarıklığına anlam veremiyorum
yerçekimsizliği kıran ve ağırsızlık hissimi uyandıran her kimse
seni seviyorum.
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: vangoghspoison - 10 Kasım 2012, 19:51:00
şimdi farkettim ki bir tane bile yıldız yok gökyüzünde
biz bile yılmamışken onların bu şımarıklığına anlam veremiyorum
yerçekimsizliği kıran ve ağırsızlık hissimi uyandıran her kimse
seni seviyorum.

en sevdiğim bölümü bu oldu. Dediğim gibi, farklı kelimelerle anlamı vermeniz çok hoş. Ancak nacizane bişey düşünüyorum. İlk şiirlerinizden bu yana yaşanmışlıkların etkilerini daha mı çok şiirlerinize katmaya başladınız?
Başlık: Ben Kendimi Tanıtsam, Bir de Size Sorular Sorsam
Gönderen: Fiddler - 27 Kasım 2012, 21:56:26
İlk şiirlerinizden bu yana yaşanmışlıkların etkilerini daha mı çok şiirlerinize katmaya başladınız?

Benzer bir yorum daha aldım yakın bir zamanda. Ne yalan söyleyeyim hiçbir fikrim yok. Eskilerden bir şiir denemesi geliyor yine:

Ben Kendimi Tanıtsam, Bir de Size Sorular Sorsam

          ve sonrası
başını unuttum
hatırladım
baştan başlayayım

ben bir karınca duasının kahramanı
bir kurşun asker bir süper kötüydüm çizgiromanlarda
çizgizamanlarda çizgibozanlarda cilt cilt duygularım var
rafa kaldırılmış
tozları alınıp alınıp yerlerine konmuş
camdan periler tozlarını alıp alıp ceplerine koymuşlar
uçuşurken yere dökerler şimdi
bir üç insanın masalından fırlamış gibi
iftihar ederler kendi efsaneleriyle
dalga geçerler çin efsaneleriyle
öyle ejderha mı olurmuş

ben bir rüyagezer bir evren gezeri
bir güneş sistemi gezegeniydim eskiden
bir güneş değil yedi ayrı güneşim vardı
hepsinden kara kara delikler dolar taşar
sonra dersiniz ki niye sinirlisin

ben bir bardak çay bir kadeh şarap
bir şişe kanyak değil içimi çok ısıtır
kış değil yaz değil mevsimsiz edepsiz bir zamansızlık
öncesi şimdisi ve sonrası
bir de hepsinin efendisi
çıkmaz 13 tane ayın son perşembesi
hepsinin sonrası şimdisi ve öncesi
bir dilim çikolatanıza havuçlu kek değişir miydiniz

ben bir küçük kelebek olsam -zıtcinsel olarak-
kelebek etkisini yenebilir miydim dersiniz
yoksa her bir kanat çırpışım ayrı bir ölüm
her bir dönüşüm ayrı bir çırpınış mı olur
o zaman dünyaya bir günlük gelmişim
hep koza içinde böyle hayat mı olur

ben bir sevgiliyim desem, tanrı misafiri gönül misafiri
bir şekilde size gelsem ayakkabılarımı çıkarmadan içeri girsem
çayınızdan bol bol içsem, anneniz gittiğinde şarabınızı diksem
beni yatağınıza davet eder misiniz

ben bir küçük beyfendiyim
yani eskiden küçüktüm
şimdi beyfendiyim
eskiden bilmezdim şimdi hafifmeşrep bilgiliyim
büyümüş de küçülmüş olsam
desem ki uzaydan gelecekten başka yerden geldim
geçmişe gidiyorum yolumu bilmiyorum desem
size adınızı sorsam siz kimsiniz adınızı bahşetseniz
ben oracıkta onu unutup size hanfendi diye hitap etsem
ne derdiniz
hiç inandınız mı öyle bir şeye bilmiyorum ama
bir saniye boyunca; ama tek bir saniye beni ilk gördüğünüz an
beni sever miydiniz

gelecekte bir zamanlar, bana aşkınızı itiraf eder miydiniz?
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Amras Ringeril - 27 Kasım 2012, 22:41:52
Üslubun o kadar her ay akan bir dere ki saygı duruyorum. İnsanın rüyalarına girecek şeyler yazıyorsun ve çok iyi akıyor.

Eskilerden gelen bir şeyi eleştirmek istemiyorum ama, eve girerken ayakkabı çıkarılır çünkü ayakkabılar kapının önündeyse bu ne demektir iyi biliyorsun.

"desem ki uzaydan gelecekten başka yerden geldim
geçmişe gidiyorum yolumu bilmiyorum desem
size adınızı sorsam siz kimsiniz adınızı bahşetseniz
ben oracıkta onu unutup size hanfendi diye hitap etsem
ne derdiniz"
Başlık: Anestezi
Gönderen: Fiddler - 01 Aralık 2012, 01:07:31
Bu daha da eskilerden. Hadi bakalım:

Anestezi

hep bir kediniz olsun istediniz
bir gün bile belediye kapınızı çalmadı
açtınız, unuttunuz, umudunuz yitti
size bir kapı gösterdiler hep
siz onları açmak istemediniz
tokmakları birer birer yoktu onların çünkü
toklukla açlıkla işiniz yoktu çünkü
hep çift kanatlı -uçabilen- bir kapınız olsun istediniz

bize bir çıkış gösterin diye bağırasınız geldi bazen
uzun siyah pardesülü fransızlar geldi sizi almaya
yabancı diliniz yoktu, biraz da zenofobiktiniz
hiç tenezzül etmediniz yaklaşmaya
birkaç küfür biliyordunuz uluslararası
söylemeye varmadı diliniz
bir dil kaç insan hep merak ederdiniz

yanlışlarınız sizin yerinize düzeltildi hep
dünyaya üç yanlış bir doğru geldiniz
tebrikler siz bir evrim boyu geliştiniz ama
anneniz babanız sağ olsun pek güzel yetiştiniz
ya saymayı bilmiyordunuz parmağınızla saydınız
ya da abaküs kaba bir sözcüktü kimse fasülye almadı
babanız ne zaman gezmeye gitse evi terk etti sanardınız
ona çok bağırdı diye hep annenize kızardınız
mahallenizde kimsenin dedesinin babası yaşamazdı
süper baba'daki gibi bir ailenizin olmasını çok istediniz

hep bir kediniz olsun istediniz
her gece yatarken ona isimler türettiniz
bir kedi hayaliyle bir ömür tükettiniz
her bir sokak kedisi gördüğünüzde annenizden azar işittiniz
babanız sesini çıkarmadı diye babanızı hep çok sevdiniz
ne sizin hayalleriniz büyüktü, ne de eviniz bir kediye küçük
sizin yerinize yanlışlarınız belirlendi hep
sizin yerinize düzeltildi hep yanlışlarınız
başta istemediniz direttiniz, babanızla güreştiniz
sonunda hoşunuza gitti siz de sevdiniz
bir rahatlık çöktü üzerinize rahat bir şeyler giydiniz
benliğiniz unuttu kediyi, yavru bir köpek oldu hayaliniz
Başlık: Boyle Bir Siir Yokmus
Gönderen: Fiddler - 08 Şubat 2013, 00:52:02
Ucmus gitmis..
Başlık: Dünya Üzerinde Şimdiye Kadar Çekilmiş Bütün Eski Filmlerin Esin Kaynağı
Gönderen: Fiddler - 18 Mayıs 2013, 03:28:38

Dünya Üzerinde Şimdiye Kadar Çekilmiş Bütün Eski Filmlerin Esin Kaynağı

senle ben bir oluruz dünya oluruz
kıtalarımız olur okyanuslarımız
değerli madenlerimiz olur yüzük yaparız
istediğimiz her tanrıya birlikte taparız
trafik ışıklarında kırmızıda geçeriz
yeşilde geçeriz sarıda geçeriz kuş oluruz
kuşaklarımızı bağlar kemerlerimizi takar kuş oluruz

kuş olduğumuz gibi hayvanlar alemine gireriz
hayvanlar gibi içeriz olmaz mı
kusmuklarımız kustuklarımız parıltılı olur
gittiğimiz yollar hep ara sokaklar
bindiğimiz trenler hep metrolar olur
senle ben bir oluruz durak oluruz

dünyanın en ücra en küçük
en güzel en mozaik durağı oluruz
insanlar durur bizi görünce beklerler
herkes bizi bekler biz geç geliriz
senin yırtmaçlı 40'lar elbiselerinle
benim siyahlı beyazlı 40'lar ayakkabılarımla
gümüş bir bastonla, silindir bir şapkayla
kırmızıyla geç geliriz kırmızıyla

anıt mezarlar yapılır bizim için yarımadalarda
zeplinler geçer üstümüzden zeplinlerin üzerinde yazar yazılar
kapılarda ve posta kutularında bizim verdiğimiz numaralar olur
ve biz lotoyu tuttururuz koskoca mil-li-pi-yan-go-yu!
senle ben bir oluruz tuttururuz milli piyangoyu

yeni kanser türleri keşfedilir hemen ardından aşılar
kateter oluruz, sonda oluruz, defibrilatör oluruz
siren sesleriyle karşılar bizi kalabalıklar
kabalıklarına bakmaksızın açılmayan ellerle kraliçe selamları veririz
sarayımızın bahçesinde çay içer, çay içer, çay içeriz
filtre kahve makinemizi yeni alır, kahve koklar, kahve içeriz

senle ben bir oluruz kolombiyadan gelmiş bir kahve oluruz
katma değerimiz o kadar yüksek olur ki adımıza vergiler çıkar
varil varil petrol petrol severim ben seni
şeker kamışından ve şeker pancarından sevginle sen de
ben illa 93 model arabalardan almak isterim
sen iki şeritten fazlasına dayanamazsın
ben seni öptükçe otobanlarda patlayan arabalar olur
polis arabaları yanımızdan geçer sıkıysa geçsinler aramızdan
haydi polis bey haydi haydi geç aramızdan

senle ben bir oluruz herkesin en sevdiği sarı oluruz
tekrar tekrar karakalem çizer ressamlar hep
çerçeveler seçmeye gideriz kendimize kıskanılırız
davullar vurur marşlar çalar ben sana gelirken
şemsiyeler atılır flaşmob danslar başlar sen bana gülerken
kahkahalar atarız, KAHKAHALAR yüksek sesli BÜYÜK HARFLİ kahkahalar
büyük kahkahalar atan küçük aptallar oluruz
paralel evrenlerin kralları ve kraliçeleri oluruz
senle ben bir oluruz, bir oluruz, on oluruz
senle ben bir oluruz bir balerinin havada açtığı bacakları oluruz
senle ben bir oluruz resimli çocuk kitapları oluruz
senle ben bir oluruz
bir oluruz
bir oluruz resmi tatil oluruz
sahne ışıkları oluruz uzun kirpikler oluruz
bir oluruz eski bir film oluruz
jenerikte çalan o güzel şarkı oluruz
senle ben bir oluruz bütün eski filmlere esin kaynağı oluruz
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: LegalMc - 25 Mayıs 2013, 20:36:42
Ne kadar soyunursanız soyunun, hiçbir zaman yeterince çıplak olamayacaksınız. Üstünüzde her zaman şiiriniz olacak sizi sarmalayan. Devam, sonuna kadar.
Başlık: Tungsten Aslında Sabaha Karşı'nın Rengi Midir?
Gönderen: Fiddler - 23 Haziran 2013, 05:15:47
Tungsten Aslında Sabaha Karşı'nın Rengi Midir?

kağıda bir şeyler çiziktirmenin sesi stenograf
sonu grafla biten her şeye karşı büyük bir sempati besliyorum
saat sabaha karşıyken tüm gökdelenler o kadar güzel duruyor ki
nefesimi tutuyorum

tatile gitmek için de köprülerden geçilir mi dye düşünüyorum
bayrak direkleri hep mi çirkindir
sokak lambaları biz istediğimiz kadar mı turuncudur
o rengin adı da tungsten midir
Almanca gerçekten de uydurulmuş bir dil olabilir mi?

soğuk bir nehirde yüzmek istemiyorum ama soğuk suyun fikri çok hoş
gittiğimiz uzakları baktığımız uzakları düşünüyorum
iç çekiyorum ve çay içmek istiyorum
ya uçsuz bucaksız denizlere bakarak çay içmek
ya da önümüzden geçen bir geminin adını okumaya çalışarak
seninle...çay...içmek...

sonra da öpüşürüz.
Başlık: Minimalist Fonksiyonel Pragmatik Mobilyalar
Gönderen: Fiddler - 23 Haziran 2013, 05:24:33
Minimalist Fonksiyonel Pragmatik Mobilyalar

İkimizi düşündüğüm zaman çatı katları geliyor aklıma
İsveç mimarisini hiç bilmiyor oluşum
kredi kartı şifrelerimin hep dört haneli olması
hayatımda bir kez bile IKEA'ya gitmemiş olmam
hiçbirinin önemi kalmıyor
çatı katlarını düşünüyorum
pencere pervazlarını, açıp kapadığımız perdeleri düşünüyorum
benim gönlümde tüm mobilyalarımız ahşap
senin gönlünde daha kalın ahşaplar kullanıyoruz
ben nevresim takımlarının adının nevresim olmasına kafayı fena taktım
sen koyu renkleri daha çok seviyorsun
yapacağımız tüm alışverişleri ve ödeyeceğimiz taksitleri düşününce
istemeden de olsa gülümsüyorum
çatı katlarını düşünüyorum
senin güneş vurduğu zaman kısılacak gözlerini
uyanmamak için yüzünü ekşitmeni düşünüyorum
derin bir nefesi huzurla vermeyi çok seviyorum
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: - 23 Haziran 2013, 12:09:13
Şiirlerinizde bir şiirde görmeye alışmadığım sözcükler var. Bu sığ bir bakış biliyorum. Şiir diye bildiğim hiçbir yazıya benzemiyorlar. Bir şiirin neye benzediğini tayin edecek kadar şiir de okumadım aslında. Gerçi neyin şiir olduğuna ya da şiirin ne olduğuna kim karar verebilir ki? Ben hep kafamda kurgulayabildiğim şiirleri sevdim. Bir hikayesi, imgesi olsun ve bu şiirin sonuna kadar devam etsin istedim. Ama şimdi görüyorum ki aslında şiir bir hikaye anlatmak için yazılmaz. Sizin şiirlerinizin anlamadığım kısımları var, bu genellikle canımı sıkar, zır-şiir-cahili oluşumdan olsa gerek, sevemedim bu tür şiirleri; ama sizin şiirlerinizde anlamadıklarım zihnimi çözdü, aklımın zeminini oynattı, anladıklarım içime işledi. Belki de bir şiirin zihnime değil yüreğime girmesi için böylesi öykü-düzenine-aykırı bir zemini olması gerekiyor. Belki de bir şiir okurken hepsini anlamlandırıp bir sıraya koymaya çalışmamalıyım. Bunu sizinle, şimdi öğrenmeye başladım desem yalan olmaz.
Daha çok yazın, aklımın ayaklarına çelme takın lütfen, yere düşünce anlıyorum oraya diktiğiniz çiçeklerin rengini, çimenlerin kokusunu.
Başlık: Kirpiklerin Mucidi
Gönderen: Fiddler - 04 Temmuz 2013, 18:23:06
Teşekkür ederim Bülent Bey.

Bu da yeni bir şey:

Kirpiklerin Mucidi

senin boynundan başlayıp kasıklarında biten bir yol haritan var
üzeri siyah beyaz kareli işlenmiş bir durmuşluk
durgunluk
karakalem çalışması gereken suluboyacılar gibi
ilk romanını yazması beklenen tüm öykücüler gibi
politik söylemleri olan tüm o tiyatrocular gibi
hakkında araştırma yapılması gereken bir sevgi benimkisi

sen akorları bilmediğini iddia ediyorsun
bana kalırsa sesin çoğu yabancı dilden daha güzel
ışıklara özel bir ilgin olmaması
ve denizden ve kuşlardan korkun da aslında
hep şımartılman gerektiğine işaret

gözlerini kapattığın zaman mı daha güzel oluyorsun
yoksa ruj sürdüğün zamanlar mı rujunu bulaştırdığın zamanlar
nefes alışverişlerin mi mucizevi
yoksa sırtüstü yatışına dair tüm literatür mü
maden suyu mu içmek istiyorsun
yoksa türlü meşrubat için bir din misin zaten
saçlarının bittiği yerler mi daha önemli
başladığı yerler mi
gerçekten de kirpik sözcüğünün mucidi sen misin
sen şimdi koynumda yatıyorsun diye mi orası koynum
yoksa gerçekten yazlık elbiseler senin için mi yazlık oldu?
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: TheSpell - 09 Temmuz 2013, 18:57:52
Alıntı
katma değerimiz o kadar yüksek olur ki adımıza vergiler çıkar
varil varil petrol petrol severim ben seni

Devam edin lütfen. Siz hep yazın, biz de hep okuyalım.
Başlık: Kıyı
Gönderen: Fiddler - 05 Ağustos 2013, 01:07:44
Kıyı

yüzmekten yoruldum artık
ben tatil insanı değilim
en güzel koy senin koynun
en tatlı bileklik seninki
en doğru yastık en ortopedik
hep sen
hep göğüs

taraça gerçek bir sözcük burada
deniz anaları da gerçekten acıtıyor
ve dün kumsalda küçük çocuklar bile
el ele öpüşüyordu

gel
öp beni buramdan
ve şuramdan da.
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Asfaloth - 05 Ağustos 2013, 02:47:45
Şiirde;
A-Şiir Dili
B-Muhteva
C-Şekil/Yapı
çok kıymetli derdi dedem. A ile C için yorum yapacak edebi kişilik benden çıkmaz ama Muhteva yani  İmaj / İmge / Sembol / Muhayyile / Betimleme- Tema / Konu olarak canlandırdıkların bende Nedim'i okuyor etkisi yaptı. Ayrıca muhteva konusunda Cuma hutbelerini yazan diyanet işleriyle de yarışıcak düzeyde :)
Başlık: Atlas
Gönderen: Fiddler - 12 Eylül 2013, 23:06:25
Teşekkür ederim. Kısa bir aradan sonra yeni bir şey. Acaba ne düşüneceksiniz.

Atlas

Selam...
Daha demin kötü bir generalle telefondaydım
ve inanamazsın tüm savaşlarını senin için başlattığını söyledi
o adamı sevmiyorum

galaksilerden bahsetmek istiyorum
gök adaları bilirsin
öztürkçelerdir ve ışık yılları boyunca parlarlar
aynı zamanda sayısız mitolojik tanrı olduklarını
ve istedikleri hayvanın şeklini alabildiklerini de unutmamak lazım
o yüzden uzay elbisesi bakıyorum şimdi ikimiz için
belki kış tatilinde mehtaba çıkarız diye
mehtap dediğime inanabiliyor musun?

bugün bir müzik dinledim atlas'la ilgiliydi
farkettim ki hayatımdaki tüm atlasları seviyorum
kahramanlı ve haritalı olanları
senin hakkında kulağıma sözcükler fısıldayanları da
güzel sözcükler fısıldıyorlar
bir tanesi "şelale" ve tam hatırlamasam da omurganla ilgili bir şeyler anlatıyor
diğerinin anlamı "gözlerine yıldız düşen kimse"


selam...
çok kötü bir generalle telefon mülakatı yapmam gerekti
ve bu general 20. yüzyılın ortasında ölmüştü
ve ben gerçekten operatöre bağlanmak istemiyordum
bu general bana takımyıldızlardan bahsediyordu
onlar için de savaşlar başlattığından ve ben bu generali sevmemiştim
bu yüzden istifamı vermiş olabilirim.

şimdi bakıyordum aramızdaki rakım farkına
çünkü biliyorsun bir otobüs dolusu insana seni anlatmanın bin türlü yolu var
sadece yol tabelalarındaki harfleri kullanarak bile bunu yapabilirim
ama yollar sana uzak, yollara kafam girsin

özür dilerim generalle konuşunca kabalaşıyorum çünkü general hep küfrediyor
ve gerçekten telefonda beni görmeliydin generalin müşteri temsilcisiyle
kesinlikle tüketici haklarından bahsedebildim ve hakkaniyetten de
ve ne dediğimi anladığını da düşünüyorum, beni anlıyordu ama
"sizi anlıyorum; ama" diye cevap verdi hep bana
galiba bu yüzden istemedim o generali.

selam...
demin bir taşeron firmayla yarım saat telefonda konuştum
aramızdaki mesafeleri aşacak bir metro yapmayacakları gibi
kesinlikle yıldızlarımızın arasına da ray döşeyemezlermiş
onun yerine müzik dinlememizi tavsiye ettiler
inanabiliyor musun?

onlara sesinden elbette bahsettim
ayak bastığın yerlerde değişen iklimlerden
ağzını açtığın zaman Edison'un yok olup Tesla'nın dirilmesinden
ve tabii ki yogaya başladığından da
ama lojistik olarak mı mümkün değilmiş yoksa pahalı mı öyle bir şey dediler
pek dinlemedim
senden başkasını dinlemeyi sevmiyorum.


selam...
birazdan bir dilek feneri almak için çıkacağım dışarı
ama bu saatte hiçbir yer açık olmayacak ve ben derin bir nefes alarak
görünmez kocaman dilek fenerimi avuçlarımın arasından gökyüzüne bırakacağım
ona seni takip etmesini de tembihleyeceğim elbette
çünkü o görünmez ve sen onun peşinde olduğunu göremezsin
ama o hep yanında olur ve seni koruyabilir

ve tabii ki bu görünmez dilek feneri hayali olduğu için konuşabilecek de
bana kimi takip etmesi gerektiğini soracak ve ben de gülümseyeceğim
elime bir atlas alacağım ve yeni öğrendiğim bir sözcük fısıldayacağım

gözlerine yıldız düşen kimse...
Başlık: Çıpla Beni
Gönderen: Fiddler - 17 Ocak 2014, 23:09:10
Uzun zaman sonra geliyor... ama yine eskilerden geliyor...

Çıpla Beni

denizi arkadaşım yapmaya karar verdim bugün
küçük mü büyük bir derdim var dedim şap
kaç gecedir uyuyamıyorum şop
onu düşünmeden olmuyor şapırt
cevapları çok şapırttı beni

benim için hava hoş
hoş derken güneşli, akşama doğru rüzgarlı
ne zaman kapişonumu unutsam yağmurlu
ne zaman dışarı çıkacak olsam hep sağanak
ingiliz filmleri gibi, ingiliz jönleri gibi
gri-mavi bulutlu
ama hep hoş, hava hep güneşli
ironiyi görüyor musun?

tek bir gece seç kendine
seç ki unutmayasın
çünkü gece olur da rüya görürsen
ve rüyanda kara umacılar görürsen
görürsün ki beni hatırlarsın
çünkü rüyalarda erkekler ya kahraman olur
ya çıplak
önce kahraman, sonra çıplak
çıpla beni

ne demiştim ben
rüya
evet bir rüya seç ki kendine hiç unutmayasın
bir de her erkeğe sevdiği biraz anne tadında
biraz anne biraz baharat tadında sevdiği
yemeksiz uykusuz kalmış bir bebeğim ben
sarmalanmış kundaklanmış yatıyorum
salla beni
Başlık: Ynt: Tesla'ya Dair
Gönderen: Auguste Dupin - 31 Mart 2015, 23:53:22
Tesla hakkında bir başlık ararken buraya geldim. İyi de oldu. Birkaç şiir okudum ve çok beğendim. Modern şiirde artık yeni ifade biçimleri için her ne kadar mısralar yapıbozuma uğratılmış olsa bile oldukça alışıldık imgelerin kullanıldığını fark ettim. (Sebebi tartışılır.) Ama alışıldık imgelere farklı anlamlar yükleyip dilin imkanlarını genişletmek yerine, imgelerde yaratıcılığa gitmek de harika bir çözümmüş demek ki. Resmen yeni ifade şekillerine imkan veren, oldukça geniş bir hareket alanı açmış bilimkurgusal imgeler. Çok da nefis olmuş. Ciddi ciddi bu yöntemle bir şeyler üretmek geldi içimden, ilham verdi.

Ben de yatağıma uzamış tavanı seyrederken Tesla'nın elektrik faturasını düşünüyordum başlığa gelmeden önce. Ya hayli kabarık, ya da sıfıra yakın olduğunu tahmin etmiştim. Cebinden mi ödüyordu bu adam cayır cayır yaktığı onca şimşekli yıldırımlı elektriği? Yoksa kendi ürettiği için para ödemiyor muydu? Belki fon sağlayanlar ödüyordu. Ya da belki kaçak kullanıyordu? Adam söylentilere bakarsak kablosuz elektrik iletimini filan bulmuş sonuçta; bir kaçak hat çekse sittin sene bulamazsın. Wireless gibi sömürür de sömürür.

Vay be. "Bilimkurgu şiir" demek... Üzerine düşünmeye değer.