Kusad ve ekibi Güney Ragnis’de bir yerlerde koybolmuşlardı.Ekibin en hızlısı Elendil sürekli önden giderek gidecekleri yeri bulmaya çalışıyordu.Buraların çok sıcak olması Marius’un bile direncini kırmıştı.Kusad hemen önlerindeki dev dağa baktı.Uçarak buranın üstünden geçmek onları zorlayacak olduğundan bu mor görünen dağın yanında dolaşmaya karar verdi.Tekrar düşününce güneşe baktı,akşam oluyordu ve biraz dinlenmek hiç fena olmazdı kudretini belli eden sesi duyuldu,
-Elendil bize düz bir yer bul,bu akşamı orada geçireceğiz.
Elendil hevesle kafasını salladı ve biraz daha yükseldi.Gözleri kısık bir süre aşağıya baktığında çorak ve düz bir vadi buldu ve hemen o kısık sesi duyuldu,
-Efendim,buldum.
Onun dalışı geçmesiyle diğerleri de onu takip etti.
Biraz dinlendiklerinde ne kadar aç ve yorgun olduklarını anladılar ve Marius 10-15 geyik avlamak için ormana daldı.Diğerleri ise yaktıkları ateşin etrafına oturup muhabbet etmeye başladılar.Fakat aniden Elendil’in ince bağrışı duyuldu.Kusad kafasını ona çevirdiğinde yerdeki Dark Battle’ı gördü.Yerden sinsice sürünerek onun kanadının bir kısmını kana boyayıp ormanın derinliklerine kaçmak için bir harekette bulunmuştu.Hemen olduğu yerden havalandı ve onun üstüne doğru uçtu.Fakat ona daha yaklaşamadan Mimoza’ın zehirli pençesine takılıp yere düştü.Marius,Elendil’in acı bağrışlarını duymuş olacak ki hemen yetişip Mimoza’yı kanadından tutarak ormanın içine fırlattı.Daha dalmaya fırsat bulamadan görünemeyecek kadar yüksekten Silas üstüne indi.Hemen onu üstünden attı.Silas ise hiç uğraştırmadan arkadaşlarının gittiği yöne doğru kaçtı.Marius bir yandan arkadaşlarına diğer yandan kaçanlara baktı ve arkadaşlarına yardım etmek için harekete geçti.
Mimoza da ekibi de en cılız grup olduklarını çok iyi biliyordu.Aslında çeviklikleriyle düşmanlarına karşı büyük bir avantaj sağlamış olsalar da Silas onlara uyamıyordu.Ayrıca Dark BattLe’ın uçamaması onları bir hayli zorluyordu.Şimdi üçü de bir yerde buluşmuştu.Mimoza ağır bir yara almıştı fakat ona rağmen mağlubiyet havasını dağıtmak için konuşmaya başladı,
-Silas,sen bize göre daha dayanıklısın bu yüzden artık önce sen girip dikkatlerini dağıtacaksın.Bugün beni kurtarmansa çok hoşuma gitti.Dark BattLe bundan sonra sadece öldürücü yerlerine saldıracaksın ama tabii ki bir daha ne zaman saldırırsan aldığım bir karara göre artık sadece insanlara saldıracağız.
Silas da Dark BattLe da komutanlarının söylediklerini kabullenmişti.
LewsTherin ve ekibindeki çoğu kişi uçamadığı için Amras Ringeril de olabildiğince aşağıdan uçuyorlardı zaten Diana’nın söylediğine göre köye Güney Ragnis'in en kuzeydeki köye varmaları 1-2 dakika sürecekti.Biraz daha süründükten sonra.Işıl ışıl görünen insan köyü dördününde iştahını kabartmıştı.Berre’nin fısıtlısı duyuldu,
-Ben dalıyorum.
Berre uçarmışçasına gidip birini indirince diğerleri de harekete geçti.Amras Ringeril yükseldi ve meydana sert bir iniş yaptı kendi canı da acısa da gagasına 5 kişiyi geçirebilmeyi başardı.Meydandaki insanlar kaçmaya çalışırken Diana ve LewsTherin’in dişleri hepsini teker teker parçalıyordu.Berre ise köyün çıkışında durup kaçmaya çalışanların –kuyruğuyla- karınlarına bir delik açıyordu.Ona bir balta savurmaya çalışan adamı gördüğünde kardeşi LewsTherin ikiye bölmüştü.Amras Ringeril gagasıyla onlarca kişi öldürmüşken Diana’nın paramparça ettiği adam köyün son adamlarından biriydi.