Kalem kağıda gerek yok. Nasıl kolayıma gelirse öyle yazarım, günümüzde bunu sağlayan da bilgisayar, daha doğrusu klavye.
Önemli olan nasıl değil ne yazdığım.
Ve ne yazdığımı belirlemek için de çok sağlam bir düşünme ve kurgulama seansı gerekli.
Bu yüzden sıçarken bile düşünüyorum. Ya da otobüste giderken. Ya da birisi bana bir şey anlatırken onu dinlemeyip düşünüyorum.
Bu düşünceleri yazıya dökmek de ayrı iş. Zaten düşünmek, kurgulamak, doğru kelimeleri bulmak ve kelimeleri ahenkle dans ettirmek zor bir iş, bir de bunun üzerine fiziksel şartları zorlaştırmamak lazım.
Bana göre kalem kağıt bu işi zorlaştırıyor. Tamam imkanın yok, çok acayip bir şey aklına geldi ve bir tek kalem kağıt var, ok, yaz. Ama bilgisayar varken kalem kağıda sarılmak biraz romantizm geliyor bana. Yani izole ve rahat konsantre olabileceğiniz bir odada yazmaktansa, rock n roll festivalinde millet kafa sallarken yanda yazmaya çalışmak gibi bir şey.
O kadar abartmayayım da, öyle yani, ortamı izole etmek ve düşünceleri yazıya aktarma işini kolaylaştırmak önemli benim için.