Nefes Aldı Derin
Bir şair etrafında ne varsa ondan esinlenirdi. Bir taş, bir dalga belki, bir gülümseme, bir gözyaşı. Neden yazar bir insan? Keşfetmek için mi hayatı, anlamını? Sahi neydi bu hayat denilen? Çok şey duyup hiçbir şey dinlememek gibi bir şey miydi? Otobüsü yakalamak gibiydi belki. Mutluluğu yakalamak. Hepimiz bunun için çabalıyoruz değil mi? Mutluluğu bize getireceğine inandığımız ne varsa onun peşinden bitmek bilmeyen bir serüvene koşuyoruz. Ömür ise bu koşuşturmaya biçilen zaman.
Yağmur yağıyor. Bir köpek kokusunu aldığı akşam yemeğinin peşinde. Bir çocuk heyecanla bir şeyleri işaret ediyor. Bir adamın tek derdi yaşayabilmek olmuş, o geceyi çıkarabilmek. Bir kadın mutlu. Bir kadın mutsuz, ağlıyor. Neydi ki mutluluk?
Git, demişti rüzgar. "Git aman boşver". Boşvermişti çocuk. Yaşadı, hissetti. Yaşamı hissetti. Güldü, ağladı belki. Ağlayamadı bazen. Nefes aldı derin. Sigara istiyordu küçük, adamdan. Yaktı sigarasını, nefes aldı derin. Ağlayacaktı, ağlayamadı. Acısı yüzüne bir çentik daha attı. Düşündü küçük adam. Nefes aldı derin. Üşüyordu. Bir de seviyordu o kadını. Neredeydi o kadın, kiminleydi şimdilerde?
Tam ortasındaydı her şeyin, yağmurun, soğuğun, yolun, ömrün. Sonra küçük adam yavaşça; nefes aldı derin.