Konuyla ilgili Goethe'nin çağdaşı (bir ara) yakın dostu olan Arthur Schopenhauer'ın
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine kitabını okumanızı öneririm. Tabi Schopenhauer olaya aynı zamanda felsefi yönden yaklaşıyor, yalnız kendisini iyi bir okur olarak gören herkesin ilgisini çekebilecek, gayet anlaşılabilir ve en önemlisi de okuma konusunda fikirlerinize yön verebilecek bir eser.
Kitabın arkasındaki yazıdan bir cümle;
"Bir yığın berbat kitap, gıdasını buğday başaklarından alan ve sonunda onu boğup kurutan edebiyatın istilacı yabani otları da öyle. İnsanların zamanını, parasını, dikkatini gasp etmektedirler." Esaslı filozoftur Arti, sözünü sakınmaz ^^.
Neyse, konuyla ilgili -Schopenhauer'ın da etkisiyle şekillenmiş olan- fikirlerime gelecek olursak, bana göre sırf zaman öldürmek için, okumuş olmak için okumak hiçbir şey yapmamakla eşdeğer. Bu şekilde yüzlerce kitap okumaktansa okuduğunu sindirerek, anlamaya çalışarak, kısacası üzerine düşünerek okunabilecek 3 5 kitap kişi için çok daha değerli olacaktır.
Yapılan eylem -okumak, yazmak, kritik yapmak- düşünme içermiyorsa içi boş, temelsiz kalacaktır. Yani "yazmak için çok okumak" önermesini eksik buluyorum. Bunun yerine "yazmak için okumanın yanında düşünmek, okurken de, okuduktan sonra da beynin pas tutmuş her bir hücresini derin uykularından uyandırarak aktif olarak kullanmak gerekli.