Kayıt Ol

Hell on Wheels

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Hell on Wheels
« : 05 Ekim 2013, 20:18:28 »
IMDb Puanı: 8.2

Konusu: Hell on Wheels, Joe ve Tony Gayton tarafından kurgulanan, AMC kanalında yayınlanan bir drama dizisidir. Dizi, 1865 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde geçmektedir.

Demir ağlarla örülü bir cehennem!

İç Savaş sırasında ailesini katledenlerden intikam almaya yemin eden Cullen Bohannon’ın öyküsünden yola çıkan Hell On Wheels aynı zamanda Amerika’yı bir uçtan diğer uca bağlamayı hedefleyen ilk demiryolu inşaatının perde arkasını tüm çıplaklığıyla yansıtıyor.

Yıl: 1865... Başkan Abraham Lincoln bir suikast sonucu öldürülmüş, İç Savaş sona ermiş ve kölelik kaldırılmış durumda… Lincoln’ün ölümünden kısa bir süre önce Kongre’nin onayından geçen son kararlardan biri de kıtayı bir uçtan diğerine bağlayacak olan demiryolu inşaatı olur. Savaş sırasında kutuplara ayrılan Amerika’yı birleştirmek yolunda bu demiryolu simgesel açıdan da büyük önem taşımaktadır. Ancak demiryolunun inşaatı çok da kolay ilerlememektedir. Bir tarafta topraklarına girildikçe saldırganlaşan Kızılderili kabileleri, çok düşük ücretlerle çalıştırılmalarına rağmen ücretlerini alamayan işçiler sorun yaratırken diğer taraftan da doğa koşulları işlerin uzamasına neden olmaktadır.

İnşaatı üstlenen Union Pacific Railroad Şirketi’nin baş adamı Thomas Durant’ın kişiliğiyse başlı başına bir sorun sayılır. Devletten daha fazla para koparabilmek için demiryolunu düz hat yerine zikzaklar çizerek ilerletmek isteyen Durant, şirketin parasını da zimmetine geçirmekten çekinmeyen biridir. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Durant’in arazi koşullarını inceleyerek en uygun yol haritalarını çıkarması için görevlendirdiği mühendisi Robert Bell adamlarıyla birlikte Kızılderililer tarafından katledilir. Robert ölmeden önce çizdiği haritaları karısı Lily’ye vermeyi başarır ve onun kurtulması için kendi hayatını feda eder.


Yorumum: Dizi dünyasında HBO kanalının bir ağırlığı olduğunu herkes bilir. Büyük toplar, yani kült olmuş dizilerin büyük çoğunluğu hep bu kanaldan çıkmıştır çünkü. AMC kanalı ise hiç kuşkusuz son birkaç yıldır dizileriyle Emmy'e ambargo koymuş bir kanaldır. (Mad Men ve Breaking Bad)

Bu yüzden ABD'de AMC'nin çıkaracağı diziler büyük bir merakla beklenir ve çıktığında da ilgiyle takip edilir. Mad Men, Breaking Bad, The Walking Dead, Low Winter Sun ve Hell on Wheels en güzel örneklerdir.

ABD'de de hal böyleyken ülkemizde bu durum tam tersidir. AMC kanalı ülkemizde bir tek The Walking Dead ile varlık gösterebilmiştir, ha Breaking Bad'i de unutmamak gerek. Kendisi son Emmy Ödülü'nün sahibi olmakla birlikte benim de şu an için en sevdiğim dizi konumundadır. 3 Emmy Ödüllü Mad Men bile azınlık bir kitle tarafından takip edilmektedir. Hell on Wheels içinse durum çok daha vahimdir. Hali hazırda devam eden tek Western dizisi konumunda bulunan Hell on Wheels gerektiği kadar ilgi görmüyor, evet.

Biraz da diziden bahsedeyim. Veya ülkemizde henüz keşfedilmemiş bir başyapıttan mı demeliyim? Varın ona siz karar verin.

Kutucuklarda önemli bilgiler var, tıklayıp tıklamama konusunda karar sizin.

Bu yapımı daha ilk bölümünde keşfetmiş biri olarak şahsen kendimi şanslı addediyorum. İki çeşit dizi izleme yöntemi vardır: Birincisi dizinin tüm bölümleri yayınlanmıştır ve o bölümleri peş peşe izleyerek kendine ziyafet verirsin, ikincisi de bir diziyi haftalık takip edersin. İkisinin de kendine has zevkleri vardır. Hell on Wheels'i haftalık takip etmek benim için büyük bir keyif.

Cullen Bohannon: Başrolde oynayan ve Anson Mount'un canlandırdığı Cullen Bohannon ile başlamak istiyorum. Adam kelimenin tam anlamıyla yürüyen karizma. Rolünü adeta bir kostüm gibi giyinmiş durumda. Onu izlemek büyük bir zevk. Mississippili Güneyli bir askeri oynuyor dizide. Daha doğrusu ilk sezonda öyleydi. Güney Birlikleri adına iç savaşa katılıyor ve savaş bitiminde evine döndüğünde ise karısının kendisini asmış olduğunu, oğlunun da Kuzeyli askerler tarafından katledildiğini öğreniyor. Bohannon intikam yemini ediyor ve ailesinin yok olmasında başrol oynayan kişilerin izini sürmeye başlıyor. Bu yolculuk onu kıtayı bir uçtan diğerine bağlamayı amaçlayan demiryolu inşaatına götürür. Bir seyyar şehir olan Hell on Wheels'e böylelikle giriş yapmış olur Bohannon. Burada yaşayacakları ise onu intikam ateşinden uzaklaştırır ve tek amacının demiryolunu bitirmek olduğuna karar verir.
Spoiler: Göster
Usta başı olarak başladığı serüvenine 3.sezonda tüm işçilerden sorumlu şirketin baş adamı olarak devam eder. Yani Thomas Durant'i alt ediyor da diyebiliriz.


Thomas Durant: Union Pacific Railroad Şirketi'nin demir yolu yapımında görevlendirdiği, demiryolunu kullanarak şirketin paralarını zimmetine geçirmekten utanmayan 19.yüzyılın ABD'sinde kapitalist bir adam. Arkasındaki güce güvenerek kanun adamı gibi gözüküp zaten çok az miktarda maaş alan işçilerle adeta oyuncak gibi oynaması, her türlü pisliği yapması, Bohannon'un Hell on Wheels'e adım atmasıyla sonlanır. Bohannon'u alt etmek zordur çünkü. Dizi buradan sonra Thomas Durant ve Cullen Bohannon çekişmesine sahne olur.
Spoiler: Göster
2.sezonun sonunda hak ettiği gibi hapsi boylayan Durant, 3.sezonda küllerinden yeniden doğar.


Elam Ferguson: Demir yolunda çalışan siyahi bir işçi, eski bir köle. Eğitim alarak yetişen nadir kölelerden biridir. İlk zamanlarda Bohannon'la pek anlaşamasa da zaman geçtikçe en güvenilir kişinin Bohannon olduğuna karar vermiştir. Bir bakıma Bohannon'la kader ortağıdır. Vahşi Batı'da birbirlerinin arkasını kollamak zorundadırlar artık. Ayrıca Bohannon sayesinde konumunda da bir yükselme olmuştur. Dizideki siyahilerin önderidir. Hell on Wheels'deki genelevde çalışan Eva adlı kadına aşıktır aynı zamanda.

Eva: Hell on Wheels'deki genelevde çalışan bir fahişe olan Eva'nın da hayatı Elam'la tanıştıktan sonra değişikliğe uğrar. İlk başlarda asi kimliğiyle tanıdığımız Eva zamanla değişir ve genelevdeki hayatına da son verir. Mr. Toole adlı adamın da kendisini sevmesi sonucunda çıkılmaz bir aşk üçgenine girilir.

Lily Bell: Vahşi Batı'nın masum sarışın hanımı.* Thomas Durant'in arazi koşullarını inceledikten sonra uygun bir yol haritası çıkarması için görevlendirdiği mühendisi Robert Bell ve adamları kızılderililer tarafından katledilir. Robert ölmeden kısa bir süre önce haritaları Lilly'e Bell'e ulaştırarak onun Hell on Wheels'e gitmesini ve haritaları Durant'e vererek olan biteni anlatmasını ister. İşte Lily'nin bu gezgin kasabayla tanışma serüveni de kısaca böyledir. Lily Bell güzelliğiyle Bohannon'u etkilemeyi başarır ve bir aşk üçgeni de Bohannon-Lily-Durant arasında yaşanır.
Spoiler: Göster
2.sezon finalinde ölerek de bizleri derinden üzer.


Ruth: Hell on Wheels'de hristiyanlığı yaymaya çalışan masum, şirin bir kız, rahibe. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz, işini yapar. Duygusaldır. Lily Bell'in de artık dizide olmayışından dolayı Bohannon'la yakınlaşmasını beklediğim karakter.

Peder Cole: Eskiden bir kızılderili olan bu adam hristiyanlığı kabul ederek üzerine bir takım elbise geçirir ve pederliğe soyunur. Kızılderi atalarıyla zaman zaman karşıya gelen Cole, sürekli ikilem yaşamaktadır. Ruth'a aşıktır.

İsveçli: Çakma İsveçli de diyebiliriz. Aslında Norveçli kendisi. Ama bir İsveçlidir gidiyor, herkes öyle hitap ediyor dizide. Kimseye eyvallahı olmayan, sinsi ve güvenilmez bir karaktere sahip. Bohannon'un en çok çektiği isim konumundadır. Aksanı çok hoş olmakla birlikte oyunculuğu da tartışılmaz.

Mickey McGinnes: İrlandalı. Batıya gelme sebebi servet kazanmak. Ticari zekaya sahip önemli bir karakter. Kimseyle zıt düşmemeye çalışarak işini yapar. Hell on Wheels'deki meyhane ve genelevin de sahibir aynı zamanda.

Sean McGinnes: Mickey'nin kardeşi. Onun da amacı aynı. Fakat abisiyle kıyaslandığında zayıf bir karakter ve korkak. Ticari zekaya sahip değil ve her zaman başı belada. Mickey'nin her zaman kendisini kurtarmasını bekler.

Genel Yorum: Kaliteli ve izlenebilir bir dizi arıyorsanız Hell on Wheels çok uygun bir tercih olacaktır. Tekerlekler üzerindeki cehennemle* tanışın ve güç için savaşan karakterlerin entrikalarına tanıklık edin!

Dizinin 3.sezonu yarın sonlanıyor. 4.sezon onayı gelir mi şimdilik bilinmez ama gelmesini o kadar çok istiyorum ki. Hem daha anlatılacak çok şey var, umarım devam eder. Büyük bir heyecanla 4.sezon onayını bekliyorum.

Son olarak dizinin sountrackleri bugüne dek izlediğim bütün dizileri sollar. Müziklerde açık ara önde Hell on Whells. Sırf o sahneler için bile oturur diziyi baştan izlerim.

Western sevenlere önerimdir. Western sevmeyenler de bir şans verebilirler tabii.

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Hell on Wheels
« Yanıtla #1 : 15 Ekim 2013, 18:07:53 »
Dizi hakkındaki genel yorumumda 3.sezonun 9.bölümüne kadar değinmiştim, 3x10 yani sezon finali hakkında da bir şeyler söylemek lazım.

Spoiler uyarısı.

3.sezon ilk 2 sezona oranla durgun başladı, durgun devam etti ve durgun bir şekilde de sonlandı. Neden böyle olduğu hakkında bir fikrim var, o da şu: Dizinin 3.sezonunun çekilip çekilmeyeceği bile muammaydı, bu yüzden bu sezonun senaryosu biraz zayıftı ama dizinin bir hayranı olarak izlerken sıkılmadığımı, hiçbir gereksiz sahnenin bulunmadığını söyleyebilirim.

Aslında 3x9 sezon finali olsa kimse çıkıp da itiraz etmezdi, o derece aksiyonu bol bir bölümdü, sezon finalinde ise daha çok "yeni sezona giriş" havası vardı. Sakin bir bölümle veda etti Hell on Wheels bizlere.

Fakat gene de 4.sezonu merak etmemizi sağlayan unsurlar var tabii ki. Demiryolu inşaatının birkaç kola ayrılması ve bu sebeple oluşacak entrikalar, Cullen Bohannon'un Hell on Whelles'e dönüp dönmeyeceği, dönecekse eğer nasıl döneceği, İsveçli olarak tanıdığımız tam bir baş belası olan adamın ölüp ölmeyeceği, Eva'nın kaderi ve en önemlisi de Elam Ferguson'ın ölüp ölmediği...

4.sezon biletini tez zamanda alır inşallah.

Çevrimdışı oguzkaan

  • **
  • 92
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hell on Wheels
« Yanıtla #2 : 22 Ekim 2013, 20:43:33 »
Bu dizinin açılış sahnesi, müziği ve ambiyansı ile izlediğim en iyilerden birisi. Geri kalan her şeyiyle de western sever biri olmama rağmen izlettiriyor.

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Hell on Wheels
« Yanıtla #3 : 02 Aralık 2014, 18:21:00 »
Dördüncü sezonu da kısa süre önce bitmiştir. Beşinci sezon dizinin son sezonu olacakmış, şimdiden üzülmeye başladım zira Hell on Wheels benim en sevdiğim diziler arasındaydı. Yine de beş sezon bir dizi için gayet makul bir süre. Tadında bitirecekleri için de seviniyorum bir yandan.

Gelelim bu sezon hakkındaki düşüncelerime.

Dizinin üçüncü sezonu ilk iki sezona oranla biraz durgun geçmişti ve bunun ardındaki sebebi üstteki yorumlarımda söylemiştim, yani en azından tutarlı bir tahmindi. Tam tahmin ettiğim gibi, dördüncü sezonda çıta biraz daha yükseldi. Geneli itibarıyla izlemesi keyifli bir sezondu.

Bu sezon John Campbell rolü ile karşımıza kanun adamı olarak çıkan Jake Weber'in oyunculuğu iyiydi. Diğer oyuncuların hepsi ise ortalamanın üzerindeydi yine. Fakat değişmeyen tek gerçek ise dizideki en iyi oyuncunun Cullen Bohannon rolüyle Anson Mount olduğu gerçeği. Gerçekten bu adam dört sezondur harikalar yaratıyor bu dizide. En sevdiğim aktörler sıralamasında artık kendisi. Her filmi takip edilesi. Karizmanın dibi.

Kanun adamlarının demiryoluna adım atması işleri bir hayli sekteye uğratıyor ve iş tüm demiryolu çalışanlarının hapse atılmasına dek uzanıyor. Bu durumda olaya acilen et atılması gerekiyor ve o kişi ise hiç kuşkusuz Cullen Bohannon.

Sezon boyunca kanun adı altında devrilen her şey, Bohannon etkisiyle tekrar ayağa kalkıyor. Demiryolunun işleyişi de yine Bohannon sayesinde devam ediyor. Yaptığı önemli icatla şirketin biraz daha yol kat etmesini sağlayan Bohannon'un finalde işi bırakmak istemesi ise eminim izleyen herkeste şok etkisi yaratmıştır. Demiryolu onun için bir tutkuydu ve bitirmek için canını bile ortaya koymuştu. Fakat ailesine kavuşma isteği, demiryolunu bastırdı ve Bohannon Union Pacific'ten ayrıldı. Tam da Thomas Durant'la aralarındaki tüm anlaşmazlıklar son erdiğinde böyle bir şeyin olması çok iyi olmadı açıkçası.

Sezonun en önemli olaylarından ikisi de hiç kuşkusuz Elam Ferguson ve Ruth'un ölümleri idi. Elam'ın yaşayacağına ve normale döneceğine o kadar inanmıştım ki, Bohannon onu vurduğunda kısa süreli bir şok geçirdim. Ruth ise ölüme kendisi yürüdü. Fakat şöyle bir baktığımızda Bohannon ikisinin de ölmemesi için çok çabaladı. Belki de demiryolunu bırakmasında bu ölümlerin de etkisi vardır, kim bilir?

Ve tabii ki bir diğer yeni karakter Sydney Snow. Diziye dahil oluşundan sonra birçok şey değişti. Sinsi ve güçlü bir karakter izlenimi vermiş olsa da, içindeki kötülüğü kontrol altına alamıyor oluşu, onu da ölüme götürdü. Ama dizinin temposunun onun olduğu her bölümde yüksek olduğu da bir gerçek. Sağlam kurgulanmış bir karakterdi, canlandıran Jonathan Scarfe ise başarılıydı.

Sonuç olarak seneye son sezonu izleyip diziye veda edeceğiz ama 5. sezonda senaryo demiryolundan kopup daha çok Bohannon'un izleyeceği yol çerçevesinde ilerleyecek gibime geliyor. Tabii ailesini bulduktan sonra tutkuyla bağlı olduğu işine geri dönmesi de mutemel.

Bekleyip görelim.

Çevrimdışı lucasyekatarina

  • **
  • 76
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hell on Wheels
« Yanıtla #4 : 17 Şubat 2015, 03:23:34 »
3.sezonunu bitirdim en son.sınava hazırlık döneminde her gün 1 bölüm niyetiyle başlamış 2.sezonun ortalarından itibaren günde 3-4 bölüm izlemeye başlamıştım. Öncelikle şunu kesinlikle belirtmeliyim ki bir Western kültürü ürünlerine göre çok güzel ilerliyor.Ben pek ısınamamıştım bu türe.Ama Hell on Wheels bu algıyı biraz daha değiştirdi.


Dizinin müzikleri,karakterlerin ruhsal ve fiziksel değişimlerinin net bir biçimde gösterilmesi ve aslında iç içe sarmal hikayeleri onu güzel kılıyor.

4.sezonu izlemedim henüz.Bitmemiş dizilere başlayınca en büyük sorun bu oluyor zaten çoğunluğunu unuttum tekrar başlamayı düşünüyorum -sanırım İngilizce altyazılı izleyeceğim- bitirdiğimde yeniden detaylı bir yorum yazarım :)