Elif her sabah olduğu gibi "Günaydın aşkım." dedi. Hiç cevap veresim gelmiyordu. İsteksizce "Günaydın." dedim. Sabahın saat 8'iydi. Elif ile beraber yürüyorduk. "Beni bırakır mısın sevgilim? " demişti yine o yılışık sesiyle. Nefret, yapış yapış bir sevgi(!)ydi bu. Tiksiniyordum artık yakınımda olmasından.
Elif'i istediği yere bırakıp düşünmek istiyordum. Kafamdaki sorulara cevaplar bulmalıydım, cevaplara ise uygulamalı çözümler. Elif, "Ben burdan sonra kendim giderim aşkım." deyince "Ben bırakırdım ya..." gibisinden bir şey söylemedim. "Tamam..." dedim. Bırakırken öpmek için eğildi... Dudaklarını yanaklarımda hissettiğimde, yanağıma değen şey sanki dudak değil de bir buz parçasıydı. İğrendim... Kusmamak için kendimi zor tutuyordum... "Hoşçakal ! " dedim tiksinç sesimle. O kadar aşıktı ki, o iğrenç sesimi bir aşk namesi zannetti... İğreniyordum...
Elif gittikten sonra, çalıştığım pastaneye girdim. Her zamanki klasik işler, masaları sil, yerleri sil, tezgahları sil... Çalışırken, düşünmek için vakit bulamıyordum. Hem çalışıp hem düşünmek zor oluyordu... Kumral kızın haykırışlarını, bana olan sevgisini kalbimde hissettikçe içimde kaynar sular fokurduyordu sanki... Bu nasıl bir duyguydu ? İster istemez, bir hayalin kendisine aşık oluyordum... Sadece bilinçaltımın oluşturduğu bir oyuna aşık olmak aptalcaydı... Fakat seçeneğim yoktu... Seçme şansım da yoktu. Kaderin bir cilvesiydi sadece.
İşler bittikten sonra tezgaha geçtim. Gelen giden, dondurma isteyen tatlı isteyen müşterilerle uğraştım bir süre. Sonra, rüya gibi birisi yaklaşmaya başladı bana doğru. Dalgalı, bakır rengi saçları, mükemmel derecede güzel ela gözleri ve kaşlarıyla uyumlu kumral bir tene sahip olan bu kız gerçekten bir rüya kadar güzeldi... Bana "Bir fıstıklı dondurma." diyene kadar aptal aptal izledim onun güzelliğini. Sesi ipek gibiydi, tatlı bir esinti gibi yavaşça okşamıştı kulaklarımı...
Salaklığım yüzünden, güzel kız isteğini tekrarlamak zorunda kaldı. "Bakar mısınız? Bir fıstıklı dondurma lütfen..! " dediğinde kendime geldim. Hemen külaha koyduğum dondurmayı eline verip ücreti aldığımda kafamı kaldırıp, Başka bir isteğiniz var mı ? Diyecektim ki o anda fark ettim. Haftalardır beynimin içinden geldiğini sandığım Kumral Kız şu anda karşımda duran rüya gibi güzellikti... Ağzım bir karış açık ona bakarken, o sadece gülümsedi ve uzaklaştı pastaneden...
Büyük ölçüde Rümeysa Bilici, Az bişey de aNTiSePTiK