gerçek serinin hayranlarını saymazsak çoğunlukla diziden sonra türeyen hayranları var.Benzeri Tolkien için de geçerli. Yüzüklerin efendisi serisi, filmi çekilmeden önce çok az sayıda insanın okuduğu bir seriydi Türkiye'de. Kimse bilmezdi; hatta kitabı elimde görenler "bu ne biçim kitap ismi lan hahah" diye gülerdi. Filmden sonra nedense herkes beğenir oldu seriyi. Ha Silmarillion'u, Hobbit'i vb okuyan yine pek yok tabi (filmin adını taşmadıkları için sanırım)...
...Tolkien'den iyi görenler var. Martin her yerde bastıra bastıra söyler, Tolkien benim çocukluk hikayem, ilham kaynağımdı diye. Buna rağmen hala karşılaştırma yapmaya çalışanlar var...
TheSpell'e katılıyorum iyi bir yazar olabilir ama çok fazla abartıldığını düşünüyorum. Üstat Robert Jorden'la kıyaslayanlar hatta daha iyi bulanlar bile var!!!
Sevmiyorum diyemem. Ancak bazı kişilerin çok abarttığını söyleyebilirim. Martin'i Robert E. Howard'dan, hatta Tolkien'den iyi görenler var. Martin her yerde bastıra bastıra söyler, Tolkien benim çocukluk hikayem, ilham kaynağımdı diye. Buna rağmen hala karşılaştırma yapmaya çalışanlar var.Martin'i Tolkien'den daha çok seviyorum; onu daha iyi bir yazar olarak görüyorum, dersem en yakın tenhada kıstırılacakmış gibi hissediyorum :) Bende mi bir algıda seçicilik var bilmiyorum; ama Tolkien sevmemek olağanüstü birşeymiş gibi tepkiler veriliyor; bir tür dogma, ezberden konuşma(arkadaşlar yanlış anlamasın, genel görüşüm hakkında konuşuyorum). Sevmiyorum diyemem; ancak ondan daha fazla sevdiğim belki onlarca yazar. Neden bilmiyorum fakat Yüzüklerin Efendisi'ni hiç bir zaman bir Zaman Çarkı ya da Buz ve Ateşin Şarkısı serilerindeki gibi okuyamadım.
Sevmiyorum diyemem. Ancak bazı kişilerin çok abarttığını söyleyebilirim. Martin'i Robert E. Howard'dan, hatta Tolkien'den iyi görenler var. Martin her yerde bastıra bastıra söyler, Tolkien benim çocukluk hikayem, ilham kaynağımdı diye. Buna rağmen hala karşılaştırma yapmaya çalışanlar var.Martin'i Tolkien'den daha çok seviyorum; onu daha iyi bir yazar olarak görüyorum, dersem en yakın tenhada kıstırılacakmış gibi hissediyorum :) Bende mi bir algıda seçicilik var bilmiyorum; ama Tolkien sevmemek olağanüstü birşeymiş gibi tepkiler veriliyor; bir tür dogma, ezberden konuşma(arkadaşlar yanlış anlamasın, genel görüşüm hakkında konuşuyorum). Sevmiyorum diyemem; ancak ondan daha fazla sevdiğim belki onlarca yazar. Neden bilmiyorum fakat Yüzüklerin Efendisi'ni hiç bir zaman bir Zaman Çarkı ya da Buz ve Ateşin Şarkısı serilerindeki gibi okuyamadım.
Evet, Martin'i Tolkien'den daha çok seviyorum ve yerini fazlasıyla hakettiğini düşünüyorum.
Benim orada demek istediğim "Tolkien en iyisidir, sevmeyen kitaptan anlamaz" gibi bir şey değildi. Benim de Tolkien'den daha çok sevdiğim yazarlar var. Kişiden kişiye değişebilir. Benim demek istediğim yalnızca abartıldığı idi.
Şahsen benim gözümde kimse Martin kadar güzel siyaset ya da politika yapamaz, Buz ve Ateşin Şarkısı da bunun üzerine kurulu zaten. Ak Yürüyenler falan yalnızca fantastiklik katmak için konulmuş. Ancak (çıkan kitaplarda) Martin'in savaş sahnelerini o kadar güzel yazamadığını fark ettim. Belli olmaz, belki adam çıkacak son kitaba çok epik, süper bir son ayarlıyordur, ancak şimdiki kitaplarda ne birebir dövüşte, ne de bildiğin savaşta başarılı göremedim.
Seven de olur, sevmeyen de olur. Herkesin fikri değerlidir :)
“Şu an bir erkek ve bir kadın karakter boşta. Karakterinizin o dünyadaki konumunu seçebilirsiniz (lord, şövalye, fahişe, köylü, üstad, herhangi bir şey) ve emin olun, korkunç bir şekilde öleceksiniz!
Rolling Stones'a röportaj vermiş. Oldukça iyi sorular var. Okumanızı tavsiye ederim. Serinin nasıl biteceğini veya yeni kitabın çıkış tarihini söylememiş, yazıklar olsun. ;D
Röportaj (http://www.rollingstone.com/movies/news/george-r-r-martin-the-rolling-stone-interview-20140423)
“I find that question pretty offensive. So…’fuck you’ to those people.”
(Bu soruyu tam bir hakaret olarak algılıyorum. Bu yüzden o insanlara şöyle diyorum: S*ktirin gidin.)
“George R.R. Martin is not your bitch.”
(George R.R. Martin’in size or*spuluk edecek hali yok.)
Karakterlerine karşı işlediği suçların telafisi olacağını sanıyorsa yanılıyor. Ne kadar kitap bağışlasan da biz red wedding'de içimizden bir şeyleri yitirdik, bunun telafisi yok George.
Ayrıca zaujas, şu an için doğru diyorsun fakat o yaşta, artık alacağı tüm övgüleri de, yergileri de alan bir isim için çok bir şey ifade etmese gerek. Elbette ayrı bir yeri vardır kendisinde, ama yakında hayatı son bulacak ve bunun farkında. Dolayısıyla gitmeden güzellikler yapıyor.
Haber için de ayrıca teşekkürler, eline sağlık Quid Rides :)
Sör George’la hiç tanışmadım (bir keresinde Paul McCartney’le tanışmıştım, sadece bir dakikalığına, Beverly Hills’teki Four Seasons Oteli’nde valenin kiralık arabamı getirmesini beklerken), ama milyonlarca kişi gibi ben de The Beatles’ı severdim ve Martin’in grubun müziğine olan katkısı tanınmayı ve onurlandırılmayı hak ediyor.
Bana gelirse, hâlâ buradayım, hâlâ yazıyorum, hâlâ editliyorum, hâlâ sinemaya gidip kitap okuyorum ve uzun bir süre daha buralarda olmayı umuyorum. Ama beni önemsediğiniz için hepinize teşekkür ederim. Dünya çapında sağlığımı ve ölümümü derinden umursayan bu kadar çok kişi olduğunu bilmek beni tuhaf bir şekilde duygulandırsa da Mark Twain’e uyacağım ve ölümümle ilgili bu dedikoduların oldukça abartılı olduğuna dair ısrar edeceğim.
Düzenbazlar derlemesine baktım, Patrick Rothfuss'un "The Lightning Tree" hikayesini göremedim. İki cildin ikisinin de içindekiler bölümüne dikkatle baktım yoktu.