Thief The Dark Project (http://www.thief-thecircle.com) (Assassin's Creed'in ilham kaynağı olan oyundur, kurgusu çok başarılıdır)Spoiler: Göster
Trailer (https://m.youtube.com/watch?v=3ovRdD6x1MU)
Thief the dark project çok eski bir oyun, grafikleri gözünüzü çok yorarsa onun yerine aynı serinin devam oyunu olan (ama asla ilk oyun kadar sağlam olmayan) Thief 3 The Deady Shadows'u oynayabilirsiniz. Ama ilk tercihiniz mümkünse Thief The Dark Project olsun.
Bu sefer işleyeceğim konu öncekilere paralel fakat bir noktada farklılaşıyor. Kişi kendi yaşamına bilimi, kültürü ve ilerlemeyi nasıl sağlayabilir?
Maglor'u foruma zorla üye ettim seneler önce, yazması için de baskı kurmaya çalışıyorum. Bakalım ne olacak...
İsyan başlamış, keselim mi internetlerini Big Brother? ( Big Brother: ryuk )Big Brother olarak bu yayında maglor'a korkunç baskılar uygulayacağım. Yayından sonra da bilgisayarındaki tüm oyunları ondan gizlice silip kaçmayı düşünüyorum (özellikle Pillars of Eternity'yi) ;D
Daha önce de yapıyordunuz galiba. Umarım uzun soluklu olur. Takipte olacağım, başarılar.
Ben çekinik bir şekilde forumda gezinirken Ryuk'un Radyosu'na hiç bakamamıştım. Bir maraz çıkmaz ise orada olmaya çalışacağım.
Yalnız ben çok içerim, hesaplar rıhtımdan mı :xD
Dünkü şans bak sen! Dinleyiciyi programı dinlemekten alıkoyan, karşı konulamaz engellerden biriyle yüzleştim::xD
Tam maymun deneği örneği bitti, eve misafir geldi.
Makrosistemi, büyük oyunu ( ;D) görmek için izleyin: They Live (not: birz geyik bir filmdir)Spoiler: Göster
Yaşadığımız mikrosistemi anlamak için izleyin: İstanbul Kanatlarımın AltındaSpoiler: Göster
Bu sefer kaçırmayacağım.
güzel fikir, emeği geçenlerin eline sağlık
Bilinçli olarak başarıyı gizleme ya da başarısız olmanın doğrudan avantaj sağlayabileceği aklıma gelmezdi. Dumura uğradım :hönk.
Herkese merhaba,
Dünyayı kurtarmak isteyen var mı? (http://www.kayiprihtim.org/forum/dunyayy-kurtarmak-ysteyen-var-my-t14788.0.html) temalı yayınlar yakında başlayacaktır :)
Gerçekleşecek yayınlar, linkte verilen başlıkta yer alan düşünceleri açıklamak ve pekiştirmek için yapılacak. Temel olarak aşağıdaki konular işlenecek:
* Dünyanın mevcut durumu.
* Bu durumun nedenleri.
* Çözüm önerileri.
ryuk, radyo yayınınız bu akşam kaçta? link alabilir miyim?
Alternatif yaşam demişken, ryukun önerdiği "sehirdekiler icin surdurulebilir yasam rehberi" adli kitabi okuyan var mi benden baska aramizda? Muthis bir kitap, muthis bir rehber. Nasil ufak arac, gerec ve onlemlerle yasantimizi daha verimli, daha dogadaki konumumuza yarasir bir sekilde duzenleyecegimizden bahsediyor.
Dünyayı kurtarmak mı istiyorsunuz? Önce onu anlamalısınız.
Dünyayı anlamak uzun bir süreç. Uzun bir süre var olabilmelisiniz ki, anlayabilesiniz.
Fikirlerimizi geliştirmeye ihtiyacımız var. Çevrenin bize sunduğu fikirler çoğunlukla dünyayı anlamak ve içinde kaldığımız labirentten kurtulmak konusunda yetersiz. Ara sıra bazı hikayeler duyuyoruz labirentten çıkanlar-çıkmaya çalışanlarla ilgili, fakat işe yaramaktan uzaklar. Neden?Alıntı yapılan: memo tembelçizerÇünkü artık isyan hikayelerini de otorite anlatıyor.
Popüler kültürün sunduğu özgürlük hikayeleri ya gerçek olamayacak kadar uçuk, ya da cesaretinizi kıracak kadar kötü sonlanıyor. (bkz: yine bu başlıktaki kahramanlardan söz eden yazı) Bize ilham verecek fakat gerçekçi ve uygulanabilir bir yola ihtiyaç var.
Alternatif Yaşam Projesi
Başlarda sadece arkadaş ortamındaki bir geyik olan bu proje, zamanla uygulanabilir olduğunuz düşündüğümüz bir fikir haline geldi. İlkeleri çok basit:
1-Mümkün olduğunca ekonomik ve az tüketerek yaşamanın yolunu bulmak.
2-Kendi kendine yetecek bir insan olabilmek için gerekli yetenekleri kazanmak. Hem maddi anlamda hem de psikolojik anlamda geçerli bu ilke. Çünkü görüyorum ki iyi insanlar, özellikle de farklı ve özel insanlar çoğunlukla yalnız oluyorlar. Böyle insanların, yığınların aptallığı ve kötülüğü karşısında yok olup gitmekten kurtulmalarının yolu; yalnız başına kendine yetebilmeyi öğrenmeleri.
3-Yeteneklerini geliştirmek. Çünkü kötülerin bir adım önde olduğu dünyada iyiler güçlü olmak zorundadır.
4-Gerçekçi olmak. Sonu hüsran olacak uçuk idealleri izlemektense gerçekçi hedeflerin peşinden gitmek daha mantıklıdır.
5-Değerli olan şeylerin peşinden gitmek, değerli olanı aramak ve değer üretmek için çalışmak.
6- Sürdürülebilirlik. Yaptıklarınızın, hayatın zorluklarıyla başa çıkmak ve değer üretmek için geliştirdiğiniz yolların sürdürülebilir olmasını sağlamalısınız. Çünkü gerçek değişimler, uzun çabaların sonucudur.
Bu ilkeleri izleyen herkesin kendine göre bir yolu olacak. "Hayatta nasıl kalınır ve hayat nasıl değerli kılınır?" sorusuna herkesin kendince bir cevabı olacak.
Alternatif yaşam projesinin temel ilkelerinin ikisine dair detaylı açıklamalar yapak istiyorum şimdi.2-Kendi kendine yetecek bir insan olabilmek için gerekli yetenekleri kazanmak. Hem maddi anlamda hem de psikolojik anlamda geçerli bu ilke. Çünkü görüyorum ki iyi insanlar, özellikle de farklı ve özel insanlar çoğunlukla yalnız oluyorlar. Böyle insanların, toplumun aptallığı ve kötülüğü karşısında yok olup gitmekten kurtulmalarının yolu; yalnız başına kendine yetebilmeyi öğrenmeleri.
3-Yeteneklerini geliştirmek. Çünkü kötülerin bir adım önde olduğu dünyada iyiler güçlü olmak zorundadır.
Dağcılıkta "kendini taşıyabilmek" diye bir deyiş vardır. Bu, kendi ağırlığını ve ihtiyaç duyduğu ekipmanını, başkalarına ihtiyaç duymadan taşıyabilmeyi, kullanabilmeyi ifade eder. Alternatif yaşam projesi de kendini taşıyabilmek üzerine kuruludur.
Yetenek Kazanmak ve Yeteneklerini Geliştirmek
Bireyin kendi kendine yetebilmesini sağlayacak yetenekleri kazanması gerektiğini söylemiştim, kendine yetebilmek için gerekli en önemli şeyin, işe yarar ve geçerli (yani para kazanabileceğiniz ve kimseye muhtaç kalmadan yaşamınızı sürdürebileceğiniz) bir meslek sahibi olmak olduğunu vurgulamak istiyorum, fakat bununla ilgili detaya girmeyeceğim. Zaten önceki yazılarımda değinmiştim çünkü.
Yukarıdaki paragrafta söz edilenler haricinde kazanacağınız yetenekler (yani kandine yetmeyi sağlayanların dışındakiler), yaşamdan zevk almanızı sağlarken aynı zamanda kişiliğinizi de yükseltecek şeyler olmalı. Bu tür uğraşları temelde iki grupta topluyorum: Fiziksel uğraşlar ve zihinsel uğraşlar. Fiziksel uğraşlar ile stres atmayı, eğlenmeyi ve bedenen sağlıklı kalmayı amaçlarken; zihinsel uğraşlar ile düşünsel kapasiteyi ve entelektüeliteyi artırmak olmalı hedef. Bunlardan çok sayıda seçip hepsinin içinde boğulmaktansa, bir adet fiziksel ve bir adet zihinsel uğraş seçip ustalaşmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Elbette size en uygununu bulabilmek için bir çok uğraşı denemeli, fakat sonunda size en uygun olan birer tane seçmelisiniz.
Not: Resim-heykel-müzik aleti çalmak, tiyatro vb. sanatsal uğraşları hangisine dahil etsem bilemedim. Ama dansı fiziksel uğraşlardan sayıyorum.
Öyle ki:
1- Zevk alarak öğrenmeli ve sürdürebilmelisiniz: Zevk almadığınız, size ilginç gelmeyen bir şeyi öğrenmek çok zordur, hatta olanaksızdır. Bir işi iyi öğrenmek, uzun zaman alan bir süreçtir ve ilginizi çekmeyen, size zevk vermeyen bir şeyden (o şey ne olursa olsun) kısa bir süre sonra sıkılır ve uzaklaşırsınız. Dolayısıyla da o konuda derin bilgi ve beceri sahibi olamazsınız.
Saygı duyduğum biri, ustalık gerektiren bir uğraşta kişinin işi öğrenmeye başladığını hissetmesi ve kendini tatmin edebilmeye başlar hale gelmesinin genellikle altı ay, işin temeline hakim olup gözle görünür bir şeyler yapabilmesinin iki yıl aldığını, o işi gerçekten iyi yapar hale gelmenin beş, ustalaşmanın ise on yıl aldığını söylemişti. Bunlar elbette kişiden kişiye ve uğraştan uğraşa değişmektedir.
2- Söz konusu şey her ne ise; ulaşabileceğiniz, hakkında kaynak bulabileceğiniz ve uygulama yapabileceğiniz bir şey olmalı, aynı zamanda sizden büyük maddi fedakarlıklar beklememeli.
Örneğin
Zihinsel uğraşlar için
A) Satranç, mantıklı bir tercihtir çünkü internette ya da kitapçılarda onula ilgili sayısız kaynak bulabilirsiniz, her gün bu kaynakları kullanarak çalışarak kendinizi geliştirebilirsiniz. Hemen her yerde de oynayacak birilerini bulma şansınız vardır. Ek olarak go öğrenmenizi şiddetle öneririm. (bkz: satranç & go) (http://www.kayiprihtim.org/forum/genel-kultur/satranc-go-t15002.0.html)
B) Fakat briç öyle değildir; öğrenecek kaynak bulmak satranca göre zordur, oynayacak kişi bulmak da öyle. Üstelik pahalı bir uğraştır.
Fiziksel uğraşlar için
A) Koşu yapmak mantıklıdır (ama pazar sabahı eşofmanla gezen emekli teyzeler gibi koşmaktan söz etmiyorum. Teknik ve düzenli bir spor olarak bakıyorum koşuya), kendiniz dışında hiçbir şeye ihtiyacınız olmadan yapabileceğiniz (bir de koşacak düzgün bir alan bulmanız gerekecek elbette), en temel sporlardan biridir çünkü. Ve ömür boyu da sürdürebilirsiniz.
B) Poi çalışmak mantıklıdır (çok sirkvari oldu ;D günün bu saati aklıma bu geliverdi işte, idare edin) çünkü kendi ekipmanınızı evdeki malzemelerden kolayca üretebilirsiniz. İnterneti kullanarak teknikleri öğrenebilirsiniz ve evinizde istediğiniz zaman çalışabilirsiniz.
C) Golf, tenis vb. mantıklı değildir. Malzemeleri pahalıdır, öğrenmek de öyle. Ayrıca her yerde her zaman yapamazsınız.
D) Eskrim, Kendo ve benzeri savaş sanatları ya da dövüş sporlarını her türlü destekliyorum zaten. Çalışabileceğiniz düzgün ve maddi anlamda sizi zorlamayacak bir yer bulabilirseniz kaçırmayın :) (üniversitelerde bu tür uğraşlara ilişkin kulüpler bulabilirsiniz) bu sporlarda kazanacağınız disiplin ömür boyu size güç verecektir.
3- Zamanla ustalaşmalı ve kendinizden bir şeyler katabilmelisiniz. Örnek için buraya (http://www.kayiprihtim.org/forum/fantastik-edebiyat-elethtirmeni-ve-bilirkithisi-olmak-t16403.0.html;msg165952#msg165952) bakabilirsiniz.
4- Uğraştığınız şey her ne ise, onu yalnızken de çalışabilmelisiniz. Gerekçesi:Çünkü görüyorum ki iyi insanlar, özellikle de farklı ve özel insanlar çoğunlukla yalnız oluyorlar. Böyle insanların, toplumun aptallığı ve kötülüğü karşısında yok olup gitmekten kurtulmalarının yolu; yalnız başına kendine yetebilmeyi öğrenmeleri.
Önemli bir nokta: Uğraşı kendi kendine öğrenmekten söz etmiyorum. Örneğin eskrim öğrenmek isteyen biri bunu internetten video izleyerek yapamaz. Fakat yeterli temeli oluşturacak kadar eğitim aldıktan sonra, formunu korumak ve tekniğini geliştirmek için evde kendi başına çalışmasını sürdürebilir.
EK: Bir fiziksel, bir de zihinsel uğraşta ustalaş. Felsefesine ek olarak eğer şansınız varsa, marangozluk vb. bir zanaat öğrenebilmek, şapka çıkarılacak bir başarı olur. Çünkü böyle bir başarı, üretmeyi de kapsar ve dünyayı kurtaracak kişinin de tüketen insan olmaktan çıkıp üreten insan haline gelebilmesi gerekmektedir.
Sonuç: Bu ilkeleri izlerseniz uzun vadede (uzun zaman sürdürebileceğiniz uğraşlar seçmelisiniz zaten) hem daha gelişkin bir birey olacak, hem de yukarıda verdiğim bağlantıda söz ettiğim gibi uzmanlık döngüsüne girerek üretken bir insan haline geleceksiniz.
Dünyayı mahveden şeylerin temelinde, değersizleşme yatmaktadır. Dünyayı kurtarmak isteyen birinin yapması gerekenlerden biri de, değer üreterek değersizleşmeyi durdurmaktır.
Dünya'nın olayı bu, hiç kimse eşit doğmaz, o halde kendimize en uygun yolu seçeceğiz.
Hadi birey olarak yaptığımız bir değişim olsun, sınırlar içinde kalsın bu yaptığımız. Hatta sadece kendi adımıza yapalım bunları. Bizimle sınırlı kalsın, bu seferde Dünyayı Kurtarmak yanlış olur, kendimizi kurtarıyoruz. Birey olarak kendimizi kurtardık diyelim, sonra diğer bireylerde kurtardı, tümevardık toplumca faydalı işler yaptık, çok güzel bir yer haline getirdik ama herkesin kafasındaki Uyum, Düzen bir mi?
Ekonomik olarak orta düzey olalım örneğin, eh Amerika'ya gitsek paranın değeri düştüğünden yarı yarıya fakirleşiyoruz, Avrupa'da 2.5 kat... Yani ekonomik bağımsızlıktan bahsederken bizi her yerde rahat ettirecek bir gelirden söz ediyorsak Türkiye de bunu yapmak çok zor. Çok iyi meslek dallarının bile aldığı miktar bizi o refaha eriştiremiyor maalesef.Muaet'in söylediği gibi. Makro ve mikro sistemler söz konusu burada. Her sistemin koşulları farklı. Buradaki mikrosistemde sizi rahat ettirecek miktardaki para, başka bir sistemde hiçbir ihtiyacınızı karşılamayabilir.
Gelelim şu fizyolojik rahatsızlık kısmına. Kendinize iyi bakın diyorsunuz da bunu en layığıyla yapan insan bile genetik olarak o hastalıktan muzdarip olabiliyor ve bu onun hayatını etkiliyor. Daha da basitleştirirsek yurt dışından aldığımız meyvenin sebzenin içinde ilaçlar var ve bunların uzun vadede farklı hastalıklara sebep olunduğu biliniyor.
Eskiden oturduğumuz evin çatısında baz istasyonu vardı. Oradan aldığım zarar ileride etkisini gösterecek olsa ben artık sistemin içinde mi kalmak zorunda olacağım.
Anlamadığım bir diğer konu da zaman. Bakın bir sürü şey yapmamız gerek ve kalan minik zamanlarda da hayallerimize ulaşacağız. O zaman dinlenmek çok çok az mümkün. İşe git, hayatta kal, boş vakitlerde hayallerine odaklan ee zaten o sevmediğimiz hayat düzeni de bunu istemez mi? Robot gibi yaşamak.
Ben açıkçası tüm bunların yapılması, global bir şekilde uygulanması sonrası bile Dünya'nın kurtulabileceğine inanmıyorum. (Global uygulanmayacaksa en başa dönüyorum bu sizi tamamen özgür kılmaz zaten, ekonomik yetersizlik kendini gösterir sınırların dışına çıkılırsa.) Bunlar yapılsa bile buna ayak uyduramayacak kişiler olacak, o zaman onlara ne olacak?
Hadi birey olarak yaptığımız bir değişim olsun, sınırlar içinde kalsın bu yaptığımız. Hatta sadece kendi adımıza yapalım bunları. Bizimle sınırlı kalsın, bu seferde Dünyayı Kurtarmak yanlış olur, kendimizi kurtarıyoruz. Birey olarak kendimizi kurtardık diyelim, sonra diğer bireylerde kurtardı, tümevardık toplumca faydalı işler yaptık, çok güzel bir yer haline getirdik ama herkesin kafasındaki Uyum, Düzen bir mi?
Demek istediğim Global genel-geçer bir düşünce, yaşam düzeni oluşturmadıkça yapılan tek şey okyanusta su üzerinde kalmaya çalışıp, nefes alabilmek. Bu konu da -Dünyayı kurtarmak- su yutmadan nasıl nefes alırız gibi bir yere çıkıyor?
Bu arada yayın harika, bir sürü soru türüyor. Yani herkesin cevaplarını bulup bulmamasından ziyade herkese belli soruları soran bir yayın. Ya da o soruları oluşturmasını sağlıyor. Cevabın olması için önce sorunun olması lazım, gibi bir üfürizmayla bitireyim :D
Bence bir ay geçti sanki.
Biraz baskı iyi olabilir diye düşündüm. Merakla bekleyenler var ve vardır eminim :)
Bence bir ay geçti sanki.
Biraz baskı iyi olabilir diye düşündüm. Merakla bekleyenler var ve vardır eminim :)
Açılın, içerden bilgi getirdim.
Efendiler, biliyorum yayın bekliyorsunuz, ben de bekliyorum sizin gibi. Ryuk bey de yayın yapmak istiyor fakat kendisi maalesef hala epey yoğun. Sizi unutmadı, rahatlayınca yayınlar da başlayacaktır. Müsterih olunuz.
sevgili ryuk bu çarşamba kesinlikle sizi dinleyeceğim. salı günü sizinle açmanızı istediğim bir konuyu konuşmak istiyorum.
Efendiler!
Bildiğiniz üzere geçen hafta teknik sebeplerden dolayı yayını iptal etmek zorunda kalmıştık.
Artık yeni bir kanal üzerinden yayınlara devam edeceğiz:
https://www.youtube.com/channel/UCgQZHN0iBQrZLrcszk4wBEg
Yarın saat 21.00'da görüşmek üzere ;D
@spren: Paylaşım için teşekkür ederim :) Siteyi takibe aldım.
Son iki yayın boyunca insanlığın geçmişinden ve geleceğinden konuşurken konu döndü dolaştı, Warhammer 40 K'ya geldi.Eldar ftw. Şaka maka, yayın bittikten sonra dahil oldum ama survival konusu güzeldi. Daha detaylı bir şekilde ilerideki haftalarda konuşulabilir. Fantastik okuyan insanlardan, survival'a meraklı bayağı insan olduğu fikrindeyim.
(https://vignette1.wikia.nocookie.net/warhammer40k/images/6/66/Title_warhammer_2.png/revision/latest?cb=20110802232935)
Bilgisayar oyunu da var ;D Hatta buradan (https://www.youtube.com/watch?v=REVRyOfS56Q) nasıl bir şey olduğunu görebilirsiniz.
Biri bana söylesin lütfen. Ateş gücü üstünlüğüne sahipken tutup orklarla yakın dövüşe neden girer insan? Yine de iyidir, güzeldir. Severiz Warhammer'ı
Haftanın şarkısı: Tenhi - Saivon Kimallus (https://www.youtube.com/watch?v=l8uDlHN26xs)
Şaka maka, yayın bittikten sonra dahil oldum ama survival konusu güzeldi. Daha detaylı bir şekilde ilerideki haftalarda konuşulabilir. Fantastik okuyan insanlardan, survival'a meraklı bayağı insan olduğu fikrindeyim.
Terminatör'ü çok severim. Özellikle ilk filmi. Zaman yolculuğu, 2. filmdeki cıva gibi eriyip şekil değiştiren robot falan değil, (son film zaten hayal kırıklığıydı onu saymıyorum) gelecekte, insanların makinelere karşı savaşını gösteren sahneler için izledim tüm filmleri. Evet, sadece bunun için.
O ümitsiz ortamı, yok olmaya karşı elindeki her şeyle sonuna kadar mücadele eden insanlığı daha iyi işleyen bir an göremedim çünkü başka hiçbir yerde! Öyle bir anda olmanın hissini daha iyi yaşatabileni de!
Bu ilk olan (https://www.youtube.com/watch?v=e7PmOr3E1mI)
Bu da ikincisi (https://www.youtube.com/watch?v=nL4ckHJ4dZA)
Arka plandaki müzik çok etkileyici. Özellikle son derece basit, fakat vurucu ezgilerle yapılmış.
Ayrıca görülüyor ki etkileyici sahneler çekebilmek için süper yüksek teknolojiye ve pahalı sistemlere ihtiyaç yokmuş. Çılgın efektler olmadan da güzel bir görsellik yakalanabiliyormuş.
İşte gerçek yaratıcılık budur.
Bildiğimiz anlamda insan deneyimi kökten değişir. Ona bağlı kültürün duraklamasıyla beraber, insanlık büyük bölümü organik olan insanımsı-makinelere evrilebilir.Ben de en olası karanlık senaryonun bu olduğunu düşünüyorum. Yapay zeka giderek günlük yaşamımızda daha çok yer almaya başlayacak ve kaçınılmaz olarak kültürümüzün bir parçası haline gelecek. Zamanla yapay zeka ile birleşerek simbiyotik bir yaşam formu haline gelebiliriz.
Üsttekilere ek olarak, ben de mizahi olmasa da yayında da bahsettiğim Galip Tekin'in Tuhaf Öyküler'ini tekrar şiddetle öneriyorum. Senelerce farklı dergilerde çizdiği bu öykülerin toplandığı 3 kitap var şu anda, devamı gelir mi bilmiyorum. Herhalde anlatmak için söyleyebileceğim en net şey edebiyatta "tuhaf kurgu" dediğimiz türe yakın olduğu, adından da beli olduğu gibi. Bir ara Acayip Hikayeler adıyla televizyona da uyarlanmış, fena olmasa da birkaç bölümden sonra iptal edilmişti. Zaten Türk televizyonunun kaldırabileceği öyküler olmadığı açıktı bence. ;D Fazlasıyla 18+ olduğunun da tekrar altını çizeyim.Hala Uykusuz'da çiziyor mu bilmiyorum ama şu an Hortlak dergisinde çiziyor kendisi. Zamanla yeni kitap çıkarır herhalde. Gerçekten Türkiye'de nadir bulunur bir insan.
Programın sonlarında sanat gibi bireysel uğraşlardan laf açılmıştı. Bireysel hobi ve meşgaleler insanlığı geliştirmek için kullanılabilinir. İnsana sürekli bir üreticilik ve başkalarıyla etkileşime geçerek üretken gruplalmalar oluşturmasını sağlayabilir.
Lanet! Aklımda bir şeyler dolanıyor. Ama bir türlü toparlayamıyorum :-\