ailemin tepkisini, annemin ettiği bir lafla özetleyeyim:
"ölürsem arkamdan Kuran okuyacak yok. İki oğlum var biri Yüzüklerin Efendisi okur artık, öbürü Silmarillion".
Çevremde ise, "ya bırak bu işleri" tepkisinden ziyade, olumlu tepkiler alıyorum. İnsanlara anlatış tarzınızla alakalı biraz; onların kendi yaşamlarına paralellik kurabilecekleri bir tarzda anlatırsanız, benimseyecekler hatta ilgileneceklerdir. Kırk yaşlarında, oldukça muhafazakar ve tek kelime fantastik edebiyat okumamış "amcalar", Türk mitolojisinden esinlenerek yazdığım öyküleri beğenerek okuyorlar, çünkü milliyetçi taraflarını okşuyor. Ya da, babam Tolkien'i seviyor, övüyor artık, zira Tolkien'i ona anlatırken önce "şair" olarak anlattım, "Legendarium"u neden yarattığını anlattım.
Fantastik Edebiyat tutkunları, bazen ergenlik ya da asosyallik gibi sebeplerden, içe kapanık, "özel olmak" hissi veren bir çevre yaratmak istiyorlar kendilerine, içinde "iyi" hissettikleri, yabancılardan, dolayısıyla risk ve tehlikeden uzak bir komunite. Fantastik edebiyata karşı "çocuk işi" ya da "gereksiz" yaklaşımı da bu yüzden doğuyor bence, bizim suçumuz diyebilirim.