Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Edebiyatı => Fantastik Edebiyat => Yüzüklerin Efendisi => Konuyu başlatan: Hurin - 27 Ağustos 2009, 18:20:54

Başlık: İnsanlar ve Hobbitler
Gönderen: Hurin - 27 Ağustos 2009, 18:20:54
    Shire'a benzettiğim Antalya yaylalarında at sırtında dolaşırken aklıma birşey takıldı. Elflerin öldükleri vakit Mandos'un salonlarında son gelene kadar inzivaya çekildiğini biliyoruz. Acaba Hobbitlere ve İnsanlara ne olmakta? İnsanların İluvatar'ın bir parçası olduğunu biliyoruz ve bir ihtimal bütüne tekrar dönebilir denilebilir. Lakin Iluvtar'ın hobbitler ve diğer iyi halklar ölümden sonrası için nasıl bir planı olabilir?
Başlık: Ynt: İnsanlar ve Hobbitler
Gönderen: Amras Ringeril - 27 Ağustos 2009, 18:30:44
Hobbitlerin de bir şekilde insan soyu olabileceğinden bahsediliyordu öyleyse insanlarla aynı kaderi paylaşırlar muhtemelen. Başka bir teori de hobbitlerin doğaya ait oldukları eğer öyleyse de doğada hep varolurlar :D Bana ilk teori daha mantıklı geldi şimdi.
Başlık: Ynt: İnsanlar ve Hobbitler
Gönderen: ...Allen C.P... - 31 Ağustos 2009, 22:01:46
Şİmdi Hobitler bi nevi insan mı omuo demek oluo bunalr?
Başlık: Ynt: İnsanlar ve Hobbitler
Gönderen: Alorka Greenleaf - 29 Mayıs 2010, 16:55:30
Çevremize bakarsak hobbitlere benzer karakterler çok aslında. :) hi. doymayan hep uykusu olan kısa boylu bahçıvan tipli insalnlar... :) Bilbo ve Frodo gri limana gitti.Ama gerçekten de filmde ölümlerin bir eksiği var.Sadece savaş ta ölünüyor. :S
Başlık: Ynt: İnsanlar ve Hobbitler
Gönderen: Jean Valjean - 18 Kasım 2010, 21:34:17
Birkaç gündür aklımda cevabını bilmediğim bir soru dolanıyor. Elflerin, cücelerin ve insanların yaratılma sürecini bilirken, hobbitlerin ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıktıklarına dair bir emare hatırlayamıyorum. Acaba belirtilmedi mi, yoksa gözümden mi kaçmış emin değilim doğrusu.

Bu hususta bilgilendirecek biri olursa, şimdiden teşekkür ederim.
Başlık: Ynt: İnsanlar ve Hobbitler
Gönderen: Elendil - 18 Kasım 2010, 21:46:15
Orta Dünya'nın Irkları üzerine olan bir yazıya denk geldim. Ondan az da olsa yararlanabileceğinizi düşünüyorum.

http://www.yuzuklerinefendisi.com/article.php?sid=678
Başlık: Ynt: İnsanlar ve Hobbitler
Gönderen: farketmez - 19 Kasım 2010, 04:49:01
Birkaç gündür aklımda cevabını bilmediğim bir soru dolanıyor. Elflerin, cücelerin ve insanların yaratılma sürecini bilirken, hobbitlerin ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıktıklarına dair bir emare hatırlayamıyorum. Acaba belirtilmedi mi, yoksa gözümden mi kaçmış emin değilim doğrusu.

Bu hususta bilgilendirecek biri olursa, şimdiden teşekkür ederim.

Hobbitlerin kökeni hakkında ne yazık ki fazla bilgi bulunmuyor ve eldeki bilgilerin de kesinliği tartışmaya açık. Ama İnsan ırkına mensup olduklarını ve kökenlerinin kendileri tarafından bile unutulup gitmiş olduğunu Tolkien bizzat kendisi söylemiştir bir mektubunda.

Elendil; o linkte geçen hobbitlerin binlerce yıllık bir evrim geçirdiği görüşüne katılmıyorum şahsen. Bildiğimiz gibi İnsanlar kendi aralarında sınıflara ayrılır. Örneğin Edain halkı genel olarak uzun boylu olup sima olarak Elflere benzerken, Doğudölleri denen halk tam tersine esmer ve bodur İnsanlar olarak tasvir edilmiştir. Bence Hobbitlerin dış görünüşünün farklılığı da bu sınıf farklılığından kaynaklanmaktadır.
Başlık: Ynt: İnsanlar ve Hobbitler
Gönderen: Amras Ringeril - 20 Kasım 2010, 00:41:47
Aslında evrim geçirdikleri (bildiğimiz evrim-adaptasyon değil, bir çeşit ayrışma) fikrini kabul etmek sanırım şu bilgi düzeyimizde en sağlıklısı olacaktır. Tolkien, Metis'ten çıkan Yüzüklerin Efendisi önsözünde de bulunan Hobbitler Hakkında (Concerning Hobbits) yazısında buna yakın şeyler söylüyor.

Spoiler: Göster
"Hobbitler pek kendilerini göstermeseler de kadim bir halktır. Eskiden şimdikine nazaran daha kalabalıklardı; çünkü barışı, huzuru ve iyi sürülmüş toprağı çok severler: Hobbitlerin en çok sevdikleri uğrak yerleri derli toplu, güzelce ekilip biçilmiş kırlık yerlerdi. Alet kullanmada maharetli olmalarına rağmen demirci körükleri, su değirmenleri veya el dokuma tezgahlarından daha karmaşık makinalardan anlamazlardı; hala anlamazlar ve sevmezler. Eski günlerde dahi, "Büyük Ahaliden" -bize böyle derlerdi- genellikle uzak dururlardı; şimdi ise korkuyla kendilerini bizden sakınmaya başlamışlardır ve artık hobbitleri bulabilmek çok zordur.

Kulakları delik, gözleri keskindir ve yapı olarak kilo almaya müsait olmalarına ve gereksiz yere acele etme eğilimleri olmamasına rağmen yine de hareketlerinde çevik ve marifetlidirler. Her şeyden önce, karşılaşmak istemedikleri iri halktan biri patavatsızca yollarına çıkarsa hızla ve sessizce kaybolma sanatına sahiptirler ve bu sanatı o kadar geliştirmişlerdir ki insanlara büyücülük gibi gelebilir. Fakat aslında hobbitler hiçbir zaman, hiçbir çeşit büyüyle uğraşmamışlardır; bu ele geçmezlikleri de tamamen soya çekim, idman ve toprak ile olan yakın bir dostluğun onlara bahşetmiş olduğu, daha iri ve daha hantal ırklar tarafından taklit dahi edilemeyen profesyonelce bir hünerden kaynaklanmaktadır.

Çünkü bunlar cücelerden de ufak tefek, minik bir halktır; yani cücelerden daha kısa boylu sayılmasalar da, pek o kadar sağlam yapılı ve tıknaz değillerdir. Boyları hobitten hobite değişir, bizim ölçülerimize göre 60 santim ile 120 santim arasındadır. Günümüzde bir metreye pek nadiren ulaşmaktadırlar; fakat kendi söylediklerine göre artık küçülmeye başlamışlardır, eski günlerde daha uzun boylu imişler. Kırmızı Kitap'a göre II. İsengrim'in oğlu Bandobras Took (Boğakükreten) bir buçuk metre kadarmış ve ata bile binebiliyormuş. Bütün hobbit kayıtlarında onu sadece eskinin iki ünlü şahsiyeti geçebilmiştir; fakat bu ilginç olay, zaten bu kitapta anlatılacaktır.

Bu öykülerle ilgisi olan Shire'lı Hobbitlere gelince, barış ve refah günlerinde onlar mutlu bir halk idi. Başta sarı ve yeşil olmak üzere canlı renkler giymeyi sever, fakat ayaklarının köselemsi tabanları olduğu ve üzerleri genellikle kahverengi olan saçları gibi sık kıvırcık tüylerle kaplı bulunduğu için çok nadiren ayakkabı kullanırlardı. O yüzden aralarında pek gelişmemiş olan tek zanaat kunduracılıktı; fakat uzun ve maharetli parmaklara sahiptiler ve bir çok kullanışlı ve zarif eşya yaparlardı.Yüzleri genellikle güzelden ziyade neşeli, ablak, gözleri parlak, yanakları kırmızı, dudakları her an gülmeye, yemeye ve içmeye hazır olurdu. Sık sık ve gönülden gülerler, her zaman için en basit şakalardan hoşlanırlar, (ve imkan buldukça) günde altı öğün yemek yerler, içerlerdi. Dost canlısıydılar, partilere ve cömertçe hediyeler alıp vermeye bayılırlardı.

Zamanla uzaklaşmış olmalarına rağmen hobbitler ile aramızda bir akrabalık olduğu açıktır: Bize elflerden hatta cücelerden daha yakındırlar. Hobbitler eskiden insanların dillerini konuşurlarmış kendi usullerince ve genellikle insanların hoşlandıkları şeylerden hoşlanır, hoşlanmadıklarından hoşlanmazlarmış. Fakat aramızdaki akrabalığın tam olarak ne olduğunu bu zamandan sonra bulmak mümkün değildir. Hobbitlerin başlangıcı artık kaybolmuş ve unutulmuş olan Eski Günler'e dayanır. Sadece elfler hala o yitip giden zamanların kayıtlarını saklarlar ve adetlerine göre de neredeyse sadece tamamıyla kendi tarihleriyle ilgilenirler ki bunun içinde insanlar çok az görünür, hobbitlerin ise hiç sözü edilmez. Yine de, diğer halkların onların varlığını fark etmesinden epey yıllar öncedir hobbitlerin Orta Dünya'da sessiz sakin yaşamakta olduğuna şüphe yok. Ve sonuç olarak dünya sayılamayacak kadar garip yaratıklarla dolu olduğu için bu minik halk pek de önemli görülmemiştir. Fakat Bilbo ve varisi Frodo'nun zamanında aniden, kendi istekleri dışında hem önemli hem de ünlü oluverip Ariflerin ve Uluların aklını karıştırmışlardır."

Yüzüklerin Efendisi/J.R.R TOLKİEN
"