''Tamamen soğuk,'' dedi Gandalf. ''Al!'' Frodo avucunu ürkerek açıp yüzüğü aldı: Yüzük her zamankinden daha kalınmış, daha ağırlaşmış gibiydi.
''Kaldır!'' dedi Gandalf. ''Ve yakından bak!''
Frodo söylenileni yapınca, yüzüğün hem içinde hem de dışında yüzük boyunca dönen, ince, en ince kalem çizgilerinden de ince çizgiler gördü: adeta akıp giden bir el yazısını oluşturan ateşten çizgiler. İçe işleyen bir canlılıkta parlıyordı ama yine de sanki çok büyük bir derinlikten gelirmişçesine uzaktılar.
''Bu ateşten harfleri okuyamam,'' dedi Frodo titrek bir sesle.
''Okuyamazsın,'' dedi Gandalf, ''ama ben okurum. Bunlar eski elf harfleri ama lisan Mordor lisanı, ki o lisanı burada dile getirmeyeceğim. Fakat Ortak Dilde anlamı şu, aşağı yukarı:
Hepsine hükmedecek Bir Yüzük, hepsini o bulacak
Hepsini bir araya getirip karanlıkta birbirine bağlayacak------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çınlayan bir şakırtı yükseldi, beyaz bir ateş patladı. Balrog geri düştü ve kılıcı erimiş kor parçaları halinde havaya uçtu. Büyücü köprünün üzerinde sallandı, bir adım geriledi, sonra tekrar kıpırdamadan durdu.
''Geçemezsin!'' dedi.
Balrog bir sıçrayışta köprüye çıkıverdi. Kırbacı fırıldayarak tıslamaktaydı.
''Tek başına dayanamaz!'' diye bağırdı Aragorn aniden ve köprünün ortasına doğru atıldı. ''Elendil!'' diye haykırıyordu. ''Yanındayım Gandalf!''