Yazıya eşlik eden parça.
Strange
Strange
StrangeBu insanlar kanadı kırık masumlar değil. Hayır, onlar bilerek uçmaya elverişsiz kanatlarla dünyaya yollanmışlardan başka bir şey değil. Kimse kendini pazarladığı haliyle gerçek değil. Yansıtılanın arkasındakiler benliklerinin özü değil. Çünkü o boyalı yüzlerin, kıvrılan bedenlerin, kaliteli giysilerin, parıltılı gözlerin gerisindekiler masumlara ait değil.
Kalabalık grupların arasında çınlayan kahkahaların arkasındakiler samimiyet değil. Gününü gün etmeye çalışan bir avuç insanın, birbirinden aldığı yapay bir özgüvenin adı ne zamandan beri samimiyet? Bunun adı arkadaşlık değil. Birlikte arşınlanan sokaklarda atılan her adım birlikteliğin gücü değil. Tek başına ayakta kalamayan bir grup korkağın oluşturduğu topluluğun adı sadakat değil.
Yataklarda bırakılan terli izlerin adı aşk değil. Kendini bütün saymaya çalışan iki bedenin sessiz çığlıkları sevgi değil.
Beklenmeyen tepkilerle yüzeye çıkan anlayışsızlıkların adı dostluk değil. Birkaç ay veya yedi sene sonra söylenen sözler dostun acı söylemesi değil. Tanınamamış kişiliklerin oluşturduğu ikili ilişkilerin adı paylaşmak değil. Dile getirilememiş, içeride durmadan kanayan bir yara olup büyüyen sitemlerin adı dürüstlük değil. İçe atılmış kırgınlıkların adı alttan almak değil. Yüzlerde oluşturulan buruk gülümsemelerin adı nezaket değil.
Yanındakinin varlığının verdiği güç değil. Uzatılan ellerde destek değil, köstek mevcut. Perdeler kapandığında meydana çıkan şeyin adı gerçeklik değil. Sahte sözlerin, işveli gülümseyişlerin öteki tarafında duran çıkardan başka bir şey değil.
Sıradanlığın varlığı somut değil. Tuhaflığın gerçekliği yalan değil. Kendini normal sayan sözde masum ve iyilerin oluşturduğu topluluğun kabulleri sıradanlığa kanıt değil.
Yeni dünyanın kurtarıcılarının adı kahraman değil, katil. Atılan çaresiz çığlıklarının ardından gelen yardım değil, merhamet değil. Kurtarıcının çaresize vereceği cevap artık "evet" değil.
Gücü olanlar cesur değil, güçsüzler bunun farkında bile değil. Kahramanlarını kendi elleriyle diri diri toprağa gömmenin adı özgürlük değil.
Adaletin kılıcının keskin olmadığı gibi, elindeki terazisi de şaşmaz değil.
Dudaklarıma sürülen parıltılı şeyin adı ruj değil, öfke. Kendi kara benliğinde oluşturduğu, ziftimsi parıltısıyla ışıl ışıl durmasını sağlayan kişi ben değil. Aynadan bakan yüz bana ait değil. Bu söylediklerim melankoli değil, farkındalık.
Dünyanın köşesinden bakan gözlerin gördükleri ne mutluluk, ne samimiyet, ne dostluk ne de güzellik. Koca dünya kendi yansımasını gördüğünde karşısında duran, üzerinde yaşayan hayatların sevinçli yüzleri değil. Maskeli bir balonun parıltısına bürünmüş, güzel yüzlerin çirkin gerçekleri var karşısında. Ama ona dayanacak güç de onda mevcut değil.
Dünya kendi pisliğinde boğulurken bunu en ön sıradan izleyecek olanlar bizler değil.