2. Code Geass (sezon1 ve 2 total 50 bölüm) 10+10+10+8+8 (46p)
Samurai Champloo adında 26bölümlük bir seriye başladım. çok sevdiğim ve hiç sevmediğim iki şeyi birleştirip daha çok sevdiğim bir hale getirilmiş buldum; samuray konsepti ve rap müzik. Bleach in stilini ödünç aldığı(!) anime olması ilgimi çekmişti, ANİdb notu 8.4 olan bir anime yok sayılamaz, ilk bölüm lezizdi.
Avatar anime değil, cartoon
Death Note 10. bölüm.
Ufaktan sıkılmaya başladım gibi. Bir bölümde ancak 1-2 olay oluyor, sonrası L ve Light'ın "Böyle böyle yaptı, böyle mi acaba," demesiyle geçiyor. Yine de nasıl biteceğini merak ediyorum, ilk seferki gibi bir heyecanla olmasa bile izleyeceğim
Herkesin avatar yazdığını görüyorum. Ama şöyle bir konu var ki, Avatar bir anime değildir. Amerikan yapımı bir animasyondur.
Hayır öyle demek yanlış olur, Amerikan yapımı animedir. :=)Amerikan yapımı Anime olmaz. Anime dediğin öz be öz japon yapımıdır.
Amerikan yapımı Anime olmaz. Anime dediğin öz be öz japon yapımıdır.
Ve en son Fma serisinin 30. bölümünü izledim.
D Gray Man'e başladım. Dailymotion'dan biraz zor oluyor ama hadi bakalım izle izle bitmiyor ki bir de
Ergo Proxy aslında ortalama bir komplikelik düzeyinde. Ancak ortasından alınırsa ana fikrinin anlaşılabileceğinden şüpheliyim. Çok fazla felsefi gönderme içeriyor ve bölüm sonlarında gösterilen dipnotları (göndermerleri açıklayan 10-15 saniyelik uzun yazılı ekranlar) maxitv deki versionunuda bulunmadığı için rahatsız olan bir arkadaşım var. Televizyonda göstermeye uygun bir seri değil aslında, bir kerede her şeyini kavramak zor - en az 2 seyir gerektiriyor. Keşke yayına hazırlamadan önce araştırsalar kanallar ama bu bile güzel. Hiç düşünmezdim Ergo Proxy gibi bir animenin yayınlanmasını. Bittiğinde yeni yayın dönemlerini merak ediyorum şimdiden.
Dipnotlar olmadan zevki kalmaz ki onun o.O Animeyi orada durdurup dakikalarca bakmıştım ekrana. Ergo Proxy'nin bir animeden hafif çalıntı olduğu yönünde rivayetler vardı ama hangi anime hatırlamıyorum :/
Bu ikinci filmi mi bunun?
...
"Bir yerlerde, tanımadığım, görmediğim ve hatta hayal bile edemeyeceğim birisi yaşıyor. Bir gün onunla tekrar tanışacağıma eminim"
...
avatar
bebek zuri televizyonda denk geldi izleyecek başka bir şey olmadığı için izlemiştim
Ooo kendini zorluyorsun ama. Ben olsam bir seriyi bitirmeden ya da ilerlemeden diğerine başlamazdım. :)
Break Blade'i izledim, yetmedi çevirdim. Yarın muhtemelen Bakuretsu Tenshi serisine başlayacağım. loli pantshotlardan usanıp asker öncesi baştan bıraktığım serilerden birisiydi. Umarım sonradan sarıyordur.
DearS isimli anime.
Tam bir çocuk animesi - ama komik. Beğendim yani :D
DearS isimli anime.
Tam bir çocuk animesi - ama komik. Beğendim yani :D
Ecchi o ya ne çocuğu?
Hatta epey açıklığın bulunduğu bir ecchi diye hatırlıyorum. Tam bir fetiş ürünü zaten senaryo.
Edit: Ecchi, tam olarak hentai/porno değil ama büyük miktarda cinsellik içeren hede hödö.
En son bitirdiğim anime serileri Tengen Toppa Gurren Lagann ve Full Metal Alchemist idi. Tengen Toppa Gurren Lagann mecha türünü ve gaza gelmeyi sevenlerin kesinlikle izlemesi gereken bir anime. İzlemeden önce spoiler yememeye özellikle dikkat edin, çünkü ortalıkta dolaşan en önemli spoiler tüm seyir zevkinizi baltalayabilir.
Full Metal Alchemist ise herkesin izlemesi gereken bir anime. İlerleyen bölümlerde mangasından kopup animeye özgü hikayeyi takip ederek bu şekilde bitmesine rağmen harika bir şekilde idare edilmiş bu durum. Bu seriyi bitirdikten sonra Brotherhood'u da izleyip bir de mangaya sadık hikayeyi görmenizi kesinlikle tavsiye ederim ki mangası şahanedir. (Muhtemelen Brotherhood'u daha çok beğeneceksiniz.)
Eh bir de bitmeyen animelerim var tabii. One Piece, Naruto, Fairy Tail, Detective Conan. Detective Conan haricindekiler mangasını da takip ettiğim animeler. Mangalardan dolayı hikayeyi önceden bilsem de anime olarak izlemek yine de ayrı bir keyif. (One Piece'in animesindeki çizimler rezaletleşmeye doğru emin adımlarla gitmekte olsa da)
Bir de Bleach izlemeyi düşünen varsa da hiç bulaşmasın derim. Mangasını da animesini de yarıda bıraktım ve çok çok boş zamanım olmazsa geri döneceğimi de zannetmiyorum. (En azından animesine)
Fillerları zaten atlıyorum genel olarak animelerde. Çok olumlu yorumlar alan fillerlar hariç elbette.(Fillerdan anime bırakacak olsaydım bu muhtemelen Naruto olurdu. :D)
Zevkler ve renkler tartışmasına çok girmek istemiyorum; ama Bleach'in hikayesi beni çileden çıkartmaya başlamıştı. Daha doğrusu hikaye anlatımı demeliyim. (Yok yok bir daha düşündüm de hikaye de beni delirtmişti.) Animeyi çok önceden bırakıp sadece mangadan devam ettim bir süre. Daha sonra o da katlanılamaz bir hal almaya başlayınca tümden bıraktım. İleride bir mani olmazsa manga bittiği zaman oturup bir gün sabahtan akşama kadar okuyup bitirmeyi düşüncesi aklımın bir kenarında duruyor.
Fairy Tail ' a başladım, 30 bölüm kadar izledim ve Naruto'yu çağrıştırdı bana.
eğlenceli gibi ama du bakalım.
Fairy Tail ' a başladım, 30 bölüm kadar izledim ve Naruto'yu çağrıştırdı bana.
eğlenceli gibi ama du bakalım.
Aynen katılıyorum bende anime çıkacak haberini alıp sonra mangaya başlayıp animeyle birlikte götürmeye çalışmıştım. Animeyi bıraktım mangaya devam. :)
Ben de animeyi yakalamaya başlayınca mangasını okumaya başladım. Genel olarak ilk başlarda eğlenceli bir seri olarak görsem de manganın sonlara doğru kendini çok tekrar etmeye başlaması yavaş yavaş beni bırakma noktasına getirdi.
Özellikle çok çok güçlü gösterilen düşmanların çıtır çerez gibi tüketilmesi ( Manganın son bölümlerinde öeh diyor insan.) sinirlerimi germeye başladı. Kör kütük shonen olma yolunda ilerliyor bu seri de.
Şu an Fullmetal Alchemist'i izliyorum.İnsanlar bu animenin neresini bu kadar beğenip en iyi anime seçmişler anlamak zor.Spoiler: Göster
Bakuman
Çok bilgilendirici bir anime.Manga-ka'ların ne denli yollardan geçtiğini daha iyi anlıyosunuz.Karakterlerde iyi.Favorilerim arasına girdi diyebilirim.
En son bitirdiğim DEATH NOTE şu anda izlediğim NARUTO. Bana birileri anime yada manga tavsiyesinde bulunur mu?
Shingeki no Kyoujin 6 izledim az önce.Değil mi yani. Bence biraz daha izle sen :DSpoiler: Göster
Devil May Cry
Böylesine muhteşem bir senaryonun nasıl harcandığını gösteren bir anime.Açıkcası Devil May Cry'in oyunlarını oynadıktan sonra hikaye çok cılız kalıyor animede. Tamam yine Dante'nin bi karizması var ama çok sallamasyon ilerleyen bir yapısı da var animenin.
Her bölüm değişen hikaye izlemeyi hakikaten zorlaşıtırıyor sırf Dante karakteri için katlandım diyebilirim.Onun dışında her ne kadar duygusallık yok demek istesek de yine yufka yüreklilikleri yok değil Dante'nin bunu animelerin doğasına bağlayıp fazla üzerinde durmuyorum.
Açıkca belirtmek gerekirse, her türlü felsefi sorgulamanın yapıldığı, yaşam üzerine yapılan göndermeler ve hayatın başka bir yüzünü gösteren Japonlar nedense böylesine muhteşem bir senaryo üzerinde başarılı olamamışlar ve çarçur etmişler.
Benim beklentim ilk başta tıpkı oyunlardaki gibi Dante'nin dünyaya gelmesi ve olayların bunun üzerine sarmal bir şekilde ilerlemesiydi fakat basit bir şirket olarak kurulan Devil May Cry'a gelen çoğu saçma sapan işlerden öteye gitmeyen orta halli duygusallık katılmış bir Devil May Cry'dı bu. Zaten oyunlarından en az birini oynamamış iseniz anlaşılması epey güç bir anime.
Fate/Stay Night(2006) ile Fate/Stay Night Unlimited Blade Works(2010) Ömrümde gördüğüm en kötü iki şey bunlar. Seslendirme ve müzik harici her alanda kötüydüler. Özellikle yönetmenlik açısından berbatı 2006 serisi. 2010 filmi ise senaryo açısından tam bir fiyasko. Ve görsel romanı okumuş biri olarak diyebilirim ki uyarlama olarak ele alınca puanlarını 1-2 puan yükseltebiliyorum. Cevapsız bıraktığı soruları görmezden gelebiliyorsun o zaman ama uyarlama olarak ele alınmayınca puanları daha da düşüyor. Uyarlama olarak ele almayınca puanı daha da düşen bir seri ilk defa görüyorum ömrümde.Romanları okumadım ama dediğiniz iki anime gerçekten hikaye ve karakterler olarak oldukça kötü. Unlimited Bladeworks'te Archer biraz ilginçti ama diğer baş karakterlerin hiç bir derinliği yoktu. Emiya zaten olabilecek en kötü baş karakterlerden birisi. Fikirlerine katılmadığım için değil, ekstrem görüşlerinin arkasında hiç bir dayanağı ve derinliği olmaması, aynı zamanda karakterinin başka hiç bir özelliğinin olmaması ve sürekli aynı lafları tekrarlamasından dolayı. Hiç bir elle tutulur karakter gelişimi de almıyor. Stay Night'taki garip "maço" hareketleri de çok anlamsızdı, hele karşısındaki kişinin Saber olduğu düşünülürse.
Fate/Stay Night(2006) ile Fate/Stay Night Unlimited Blade Works(2010) Ömrümde gördüğüm en kötü iki şey bunlar. Seslendirme ve müzik harici her alanda kötüydüler. Özellikle yönetmenlik açısından berbatı 2006 serisi. 2010 filmi ise senaryo açısından tam bir fiyasko. Ve görsel romanı okumuş biri olarak diyebilirim ki uyarlama olarak ele alınca puanlarını 1-2 puan yükseltebiliyorum. Cevapsız bıraktığı soruları görmezden gelebiliyorsun o zaman ama uyarlama olarak ele alınmayınca puanları daha da düşüyor. Uyarlama olarak ele almayınca puanı daha da düşen bir seri ilk defa görüyorum ömrümde.Romanları okumadım ama dediğiniz iki anime gerçekten hikaye ve karakterler olarak oldukça kötü. Unlimited Bladeworks'te Archer biraz ilginçti ama diğer baş karakterlerin hiç bir derinliği yoktu. Emiya zaten olabilecek en kötü baş karakterlerden birisi. Fikirlerine katılmadığım için değil, ekstrem görüşlerinin arkasında hiç bir dayanağı ve derinliği olmaması, aynı zamanda karakterinin başka hiç bir özelliğinin olmaması ve sürekli aynı lafları tekrarlamasından dolayı. Hiç bir elle tutulur karakter gelişimi de almıyor. Stay Night'taki garip "maço" hareketleri de çok anlamsızdı, hele karşısındaki kişinin Saber olduğu düşünülürse.
Öte yandan Fate/Zero hayatımda izlediğim en iyi kombat odaklı animelerden birisiydi. Baş karakterin ilginçliği, hikayedeki her bir karakterin çok iyi tasarlanmış ve kendi kişiliklerine sahip olması, muhteşem görseller ile dövüşlerdeki kareografi gerçekten tartışılmaz derecede kalite... Saber'a karakter veren Zero'dur, alaşağı edip basit bir waifu seviyesine indiren diğer saydıklarınızdır. İskender, Gilgamesh vs. zaten unutulabilecek gibi değil. Bu kalite farkı şaşırtıcı değil zira Zero'nun yazımı ve çizimlerinde endüstrinin önde gelenlerinden oluşan bir ekip çalışmıştır.
Boku no hero academia 2. sezonu izledim. Hala shounen anime seviyorum. Yaşlandık halbuki :/
Devilman Crybaby (2018, Dizi) (https://anidb.net/perl-bin/animedb.pl?show=anime&aid=12986)
Go Nagai'nin 1972'de yazıp çizdiği ünlü mangası Devilman'in günümüz dünyasına uyarlanıp güncellenmiş versiyonu. Hikayesini bildiğimden, pek heyecanla izlemedim. Anime izleye izleye aşina olunan karakterler ve gelişmeler var. Uyarlama olaraksa tatmin edici buldum. Tv serisindeki gibi, Devilman gelir canavarı döver sığlığı yok. OVAlardaki gibi, hikayeye son noktayı koymamasının yarattığı tatminsizlikte yok.
Olaylara, sosyal medya, aşırı uçlarda gezen gece partileri ve hiphopçular gibi modern şeyler eklenmiş. Süs olsun diye kullanılmamışlar. Olayların 2000lerde geçtiğini anlatmaktan daha fazlasını karşılayarak, hikayeye ve anlatıma hizmet etmekteler. Yan hikaye ve karakterler, ana hikayeye işlevsel biçimde yer almış. Örneğin, önceki OVAlarda ve Tv serisinde sadece Devilman'in üstüne titrediği sevdiği olan Miki, insan erdemlerini ve doğru olanı temsil eden önemli bir karaktere dönüştürülmüş. Hikaye, "Önemli olan, ne olduğun ya da kim olduğun değil, ne yaptığın ve nasıl yaşadığındır." türevi mesajına göre işlenmiş. Yeri gelince bu mesajı sorgulatmasa da, içe bir kurt düşürebilecek çelişkilerde hikaye gidişata serpiştirilmiş.
Yabancı korkusu ve düşmanlığı manga ve ovalarda da vardı. Lakin bu uyarlamaya özgü güncel dokunuşlar, yeni yorumlar, yan karakterler ve küçük hikayeleri, bu temayı daha da zenginleştirmiş.
Şiddet ve cinselliğin sunumu ilk bölümlerde başa baş gideken. Konu açıldıkça ve bölümler ilerledikçe şiddet sahneleri daha fazla yer buluyor. Çizim tarzı ve kan kullanımındaki renk ve dağılma efektindeki tercihlerin basitliği olmasa, çok zor izlenen, hatta izlenemeyen bir anime olabilirdi. Yapımcılar isteseler muhakkak daha sert sahneler sunabilmek için tarz değişikliğine gidebilirlerdi. Ama o zaman da, sadece şiddetin sansasyonel sunumuyla dikkat çeken bir anime olurdu. Hikayesi, şusu busu geri plana atılırdı.
Şiddetten bahsederken aklıma geldi, mangada trajedi dozu ve şok ediciliğiyle yer etmiş bazı durumlar, animede yumuşatılarak sunulmuş. Çizim tarzıyla yumuşatılan şiddetin yanına bir de, durumun şok ediciliğini yumuşatma eklenmiş. Bundan şikayet edip etmeme hususunda kararsızım. Amon: The Apocalypse of Devilman OVAsındaki gibi dehşet anlarıyla karşılaşmadığım için memnunum. Öte yandan, aklıma şu takılıyor; sekansın şok ediciliği düşünce, acaba dramatik etkisi de mi düşürülmüş oldu? Herşeyin 10 bölüme sığdırıldığı ve olayların süratle yaşandığı dikkate alınınca, bu animenin lehine sayılabilir. Her büyük dramatik an, peşinden o dramatik anın özümsenmesi için biraz zaman gerektirir. Bazen bunun için araya filler bölümler eklenir. Anın önemini boşlamadan oldu bittiye getirtmek için bu yolu seçmiş olabilirler. Kim bilir.
Tabii hız ve oldu bittinin getirmiş olduğu, bir şeylerin eksik veya atlanmış olduğu hissi ya da dramatik boşluklar haliyle oluşuyor. Nihayi son dikkate alındığında, "Aman ne önemi var!" diye geçiştirdim.
@Mr.Sakal,
İşte taze bakış açısı. Günümüze odaklanarak karşılaştırmalar yapıp durduğumdan, böyle incelikli yorumlar getiremezdim. Dikkat çektiğiniz hususlara göre, sıradan insanlarında ne kadar çıldırmaya müsait ve "Devil" olabileceğini temas edilmiş oluyor. İyi-Kötü çatışması yerine, "Eğer..." ile başlayan değişkenlerden türetilmiş olasılıklara ve durumlara daha rafine biçimde değinilmiş. Mangaya sadık kalınmış. Sadece yayınlandığı mecra ve anlatımsal gereklilik olarak, mangada gerekli animede gereksiz olabilecek fazlalıklar atılıp, hikaye yeniden düzenlenmiş. Mangada da doğal bir sürecin sonuçları söz konusuydu. Ama manganın yazılıp-çizildiği döneminde etkisiyle olayın varış noktası, "Bu öfke, bu vahşet niye?!"ye daha yakın duruyordu. Burada Masaaki Yuasa'yı takdir etmeli. Mangayı okurken -ve bu yüzden animeyi izlerken de- farklı yorumladığım yönlerinin öne çıkartılması için yaptığı değişiklikler ve eklemeler olmasa, sonuç, ucuz bir şiddet ve cinsellik gösterisi olurdu.
Size tamı tamına katılamadığım nokta, yorumunuzdan çıkartılabilecek "insanlar, canavarlara/kötü tercihler yapanlara karşı" iması.Spoiler: Göster
@Mr.Sakal,
Harika tespitler :) Keşke, animeye özel başlık açsaymışım :-[