Feminizme ihtiyaç var, neden var? Başarılı erkek öğrenciye burs vermektense ortalama bir kız öğrenciye sadece kız olduğu için burs vermek gerekiyor.
Eğer bir erkekseniz ve yönetimde feministlerin hakim olduğu bir vakıftan burs istemeye gidecekseniz şöyle söylüyorum ki hiç gitmeyiniz. Orada karşılaştığınız muamele, şahit olduğunuz pozitif ayrımcılık öyle bir raddeye ulaşmıştır ki bu tecrübeden sonraki üç hafta boyunca mide bulantısı, sırtınızdaki soğuk ter ve titremeyle yaşarsınız. Ne Bill Hicks ne de Greg Giraldo izlemek sizi eski pozitif halinize getirebilir. Erkekler için SAT'ye ilk girişte 2350 (SAT II) üstü puan alanların başvurularını değerlendiriyorlarmış, kızlar için bu sayılar SAT'ye en fazla üç kere girmek ve 2000 (SAT I) ya da üstü almakmış. SAT'yi bilmeyenler için söylüyorum: 2350 müthiş bir skordur, sınava ilk girişte tüm dünya genelinde %1'lik dilimde olabilirseniz bursu alabiliyorsunuz. Bu puanı Türkiye'den yapabilecek kişi sanmıyorum çıksın, evet birkaç girişte yapılabilir ama o zaman da feministler size burs vermiyorlar. Puanın yüksekliği ve ''erkekler için'' istenilen şartlar dile gelip bizden erkeklere burs yok diyor. Oysa vakıf, burslarını ABD'de Bilgisayar bilimi ve Fizik eğitimi aldıktan sonra tersine beyin göçü yapıp ülkesinde akademisyen olmak isteyen bir erkek yerine görece herkes için kolay SAT I'dan ortalama bir skor yapmış, girdiği üç SAT II skoru da ilk girdiğim SAT II skorunun yanından bile geçemeyecek, ortalaması 4.00'a bile yakın olmayıp kendi okulunda dahi %5'lik kesime giremeyen, Mensa'yı geçtim hiçbir uluslararası kuruluşa üye olmayan, bunun yanı sıra Brown University'de MGMT okuduktan sonra ülkesine uzun yıllar uğramayıp P&G'de çalışacak birine veriyorsa çok da gerek yok bu ideolojiye ya da takipçisi kadınlar bunu eğitime alet etmeseler keşke. Evet ben de biliyorum kadınların 1800'lerde Avrupa'nın göbeğindeki Zürih'te üniversite eğitimine yeni yeni kavuştuklarını ama şimdiki pozitif ayrımcılıklar ideolojinize, asıl amaçlarınıza gölge düşürür. Ada Lovelace, Florence Nightingale, bilim için kendini feda etmiş Marie Curie yaşasaydı ''Bayanlar siz ne yapıyorsunuz? Bizden sonra kadınlar adına sadece akademisyenlerin değil tüm dünyanın adına aşina olduğu bir bilim insanı çıkarabildiniz mi? Madem çıkartamadınız erkeklerin önüne engel koymayın.'' derlerdi. Ha olasılıklar üzerinden hümanizm yapılmaz, bunu da seve seve kabul ederim. Belki aldığım eğitimle uyuşturucu üretmeyi seçen bir badass dude olacağım değil mi?
Feminizm benim için: Kadınlara özgü vakıflar olmamasına rağmen senede iyi yüz kıza, göstermelik olsun da adımız çıkmasın denilerek on erkeğe burs veren vakıfların yöneticilerinin sahip olduğu görüş, yaşayış vs. biçimidir. Neyse ki Fulbright bunlar gibi işlemiyor da yüksek lisansa, doktoraya gideriz hayali kurabiliyoruz. Bu yazının tersini de yazmak mümkün, çünkü çıldırmış gibi sadece erkeklere burs, iş, yetki veren dünyaca vakıf, dernek ve şirket vardır.
Ben konuya eğitim, bilim yönünden baktım, umarım siz de (feministler) bilime çok az katkınız olmasına rağmen (üstelik de taş koyuyorsunuz) bilim adamı Matt Taylor'un yüzüne bakabilirsiniz.