Yıllardır tek bir sesin bile duyulmamış olduğu salonlar, adamın hafif iniltisiyle çınladı. Adam yavaş yavaş ayağa dikilip karşısına baktı ve görebildiği en uzun salonlardan biriyle karşılaştı. Yer kahverengi kum ile tamamen kaplanmıştı. Ve onun derin derin aldığı nefesler, koridorun sessizliğini bölüyordu.
Arkasına döndüğünde, üzerine kapatılmış olan kapıyı gördü. Sınavı bunu gerektiriyordu belli ki.
Yavaş yavaş, adımlarını sürüye sürüye uzun koridorda ilerlemeye başladı. Bu eski tapınağın içindeki tek
yaşayan o olmalıydı, korkacağı bir şey yoktu.
Bir kaç saat duvarlarını göremediği büyük salonda yürüdükten sonra, karşısındaki devasa duvarı nihayet fark etti. Duvarın tam ortasında tahta bir kapı vardı ve altından çok loş bir ışık parlıyordu. Adam koşmaya başladı. Arkasından geldiğini duyduğu sesleri düşünmeksizin kapıya ulaşmalıydı.
Ancak kapıya ulaşan tek şey, boynundan fışkıran kandı.
***
"Başaramadı mı?" dedi Kral. Gümüş tacının üzerinde altın işlemeler ve küçük yakutlar vardı. Siyah, uzun sakalı ve sert bakışı ile, on üç basamaklı tahtının en altında duran adama bakıyordu. "Dışarı çıktı mı?"
"Hayır, efendimiz. Çıkmadı. Başardı." dedi adam dizleri üzerinde.
Kral gülümsedi. "O halde nihayet, çocuklarımı kavimlerle göndermeye başlayabiliriz. Nabu'nun kavmini, uzun zamandır istedikleri gibi, bırakabilirsiniz. Bırakın da dünya'ya yayılsınlar, nasıl olsa Enki'nin soyu onları her şekilde takip edecekler."
"Emredersiniz Kralım." dedi adam ve arkasını dönüp hızlıca salonun kapısına yürümeye başladı. Kapıya ulaştı ve Babil'in en yüksek binası olan Marduk Tapınağının üstünden Babil'e baktı. Yeni bir gün doğuyordu.
Gün batmadan, Babil, insanların köle olduğu bir ülkeye dönüşmüştü.
Marduk oğlu Nabu'nun kavmi ise ikiye ayrıldı, birisi kuzeybatıya gidip Marai denizinin güneyine yerleştiler. Diğeri ise güneydoğuya doğru ilerledi ve çölün ortasındaki büyük nehrin kıyısına oturdu. Böylelikle, insanoğlu kara kökenlerini arkalarında bırakıp, özgürlük adına savaşmaya başlayacaklardı. Arkalarında insanların köle olduğu Babil'i bıraktılar ve özgürlüklerini kazandılar.
Ama bu sadece bir av partisiydi.