"Herkes burada mı?" Komutan boğazını bu sözden sonra temizledi. Bir kez daha tekrar etmesinin iyi olacağını düşündü. "Herkes burada mı?"
Bir kaç mırıltı duyuldu ve komutan bunun adamların daha yeni uyanmış olmalarına bağladı. Seslerinden tanıdığı kadar çalışması gereken kısım buradaydı ve yeterliydi. "Profesör Lauru burada mı? Atmosfer ölçümlerine baktı mı?"
Bir kadın sesi önce bir şeyler söylemeye çalıştı ancak sesinin geçmediğini fark edince mikrofonu açıp ona konuşmaya başladı. "Alınan örneklere göre yüzde 5 metan, yüzde 40 oksijen ve yüzde 25 karbondioksit var. Önemli olarak bunlar. Yüzde 1-2 civarı su buharı mevcut. Teorik olarak hiç bir sorun yok, nefes alınabilir bir atmosfer gibi gözüküyor."
"Teorik olarak? O halde ilk inen adamlarımın maske takmalarını öneriyorum." dedi komutan sol tarafta oturan pilotlara bakarak.
Ana kokpit, üstten bakınca bir pizza dilimi gibi görünecek yapıya sahipti ve uç noktasından iki yanına doğru özel geliştirilmiş camlar mevcuttu. Gezegene girme aşamasında olan geminin dışında olanlar çok net bir şekilde görülüyordu.
Kokpit, en ince yerinden en kalın yerine doğru yükselen bir yapıdaydı ve on iki tane basamak vardı. Tüm kokpiti en ortasından geçip, en ince noktasındaki komutan koltuğu ve masasının önüne kadar gelen düz bir yol vardı. Sol tarafta pilotlar oturmaktaydı şu anda, sağ tarafta ise mühendisler ve profesörler.
"Kara yapısı ne durumda? İniş yapılabilecek yer seçildi mi?" dedi bir yandan önündeki bilgileri tararken.
En arkalardan bir adam yerinde kıpırdandı ve beyaz önlüğünün kolunu kaldırarak mikrofonu kendine döndürdü. "Kıtalar kuzey kutbu ve güney kutbunun etrafında toplanmış durumda. Yapılan hesaplara göre..." Önündeki ekranda bir kaç pencere değiştirdi, "...Evet, kendi etrafında dönme süresi dünyasal bazda otuz beş saat yaklaşık. Tavsiyem ekvator çizgisi üzerinde küçük bir kıta var, oraya inmemiz yönünde. Çünkü oldukça sert bir zemini var."
"Güzel, o halde. İnişe kalan süre... Yaklaşık yirmi saat. Atmosferin ilk kısmını geçtikten sonra dört keşif gemisini kuzey kıtalarını keşfetmek üzere kaldırmanızı istiyorum." Derin bir nefes aldı ve önündeki dokunmatik ekranı kapattı. "Beyler, yemek yemek istiyorum. Aşçıları uyandırmadığımıza göre, aranızda güzel yemek yapan var mıydı?"
***
Kapısına sert bir şekilde vurulmayla uyandı komutan. Kafasını hızlıca kaldırdı ve etrafına bakındı. "Kim o?"
"Efendim hemen gelseniz iyi olacak, bazı gariplikler bulduk."
İneli bir saat olmuştu, pilotların çıkmasının üzerinden ise yaklaşık bir buçuk saat geçmişti. Asıl görevlerden olan gezegenin keşfi, öncelikliydi ve kimse dışarıya çıkmadan önce onların dönmesi bekleniyordu. Bir kaç saat kestirmek istemişti komutan ancak sanırım bu olmayacaktı.
Kapıya yöneldi ve sürgülü kapı açıldı. "Sorun nedir?"
"Bazı yapılar bulduk... Makineye benzer yapıda bazı şeyler. Ne işe yaradıklarından emin değiliz ancak bu gezegen üzerinde geçmişte veya şu anda bir başka uygarlığın var olmuş olabileceği ihtimali var."
Komutan hızlıca adamı içeri çekti ve sürgülü kapı kapandı. Merdivenlerden yukarı çıkmak üzere hareket etti ve sonunda kokpite çıktı. On beş adam ve beş pilot ona bakıyorlardı.
"Ceti 12'ye bilgi göndermek ne kadar sürer?"
Adamlardan bir tanesi ekranda bir şeylerle oynadı. "Yaklaşık 70 gün, yıllardır yapılan gibi bu bir kopuk kolonileşme efendim."
"Pekala, Keşif Kruvazörlerinden birisi ile yola çıkın ve Kara Madde silahı yükleyin. İki pilot, bir fizikçi, bir jeolog, bir biyolog ve kimyager istiyorum. Bu adaya yerleşimi kurmaya başlarken o makineleri inceleyeceksiniz. Aynı zamanda uyduları çalıştırmanın zamanı geldi bence. Gezegenin tamamına dair resimler istiyorum. En hızlı şekilde çeksinler o resimleri."
Bir kaç tane onay sesi geldi ve komutan derin bir nefes aldı.