Etiket: Genel Kültür Dükkanı
PARALEL EVREN TEORİSİ
[PARALLEL UNIVERSE THEORY]
Not: Uzay boşluğu bilinenin aksine maddeden yoksun değildir.Hayat bir tercihler birikimidir. İster çocuk olalım ister yetişkin, içinde bulunduğumuz pek çok durum beraberinde bir tercihler dizisi getirir önümüze ve ne kadar zorlu da olsa bu kararlar olmadan hayatımıza yön vermemiz mümkün değildir...
Ya da biz öyle sanırız.
'Keşke'lerle dolu geçmişlerimize oldukça farklı bir açıyla yaklaşan Paralel Evren Teorisi, hergün daha çok mistik kitaba konu olmakla beraber, en az günümüz gençliği kadar araştırmacı-felsefeci pek çok bilim insanın da ilgisini çekmeyi başarmış ve kendine özellikle fizik kanunları çerçevesinde açıklanabilen bir tanım bulmayı başarmıştır. Teorik olarak insan zihninin algılayamayacağı türden yaşam boyutlarını kapsayan ve ileri bir kuantum fiziği bilgisi gerektiren bu teori basitçe; kişinin bir tercih yapması gereken karar anlarında sahip olduğu seçenekleri gerçekleştirebildiği paralel yaşamlara sahip olmasıdır. Örneğin sıkıcı gördüğünüz bu yazıyı okurken daha fazla zaman kaybetmemek adına tarayıcınızın geri tuşuna basan yansımanız kaldığınız yerden, ancak farklı bir evrende devam eder yoluna. Asıl evrende kalan siz, bu yazıyı okumaya devam edersiniz ve sürekli çoğalan evrenler bu şekilde sürdürülür.
İşin karmaşaya sürüklendiği nokta, paralel evrenlerin birbirleriyle iletişime geçtiği ya da birbirleri üzerine çökebildiği savıdır. Kimi fizikçiye göre maksimum biri zaman, dokuzu uzaya ait olmakla birlikte onbir boyut, yani onbir paralel evren mevcut olabilir. Yine de çoğu bilim insanı için ortak kanı sayıları kaç tane olursa olsun bu boyutların çakışabileceği iken sonuç pek de değişmiyor.'De ja vu'lar bu evrenlerin birbiriyle olan ilintisinin kişi ve yansımalarını etkilemesi, kıyamet günü teorilerinde yer alan dünyanın sonu ile ilgili yanmalar ise bu evrenlerin çöküşüne dayatılabiliyor.
Peki ya bu evrenler arası geçiş ya da çökmeler nasıl oluyor? İşte bu sorgulamayı yapabilmek için kara delik ve solucan delikleri birer dayanak noktası niteliği taşır.
Kara Delikler ve Solucandelikleriyle Açıklanan Paralel Evren Seyahatı
Einstein’in yerçekimi yani genel izafiyet teorisine göre madde ve enerji ‘warp’larının varlığı uzay ve zamanın geometrik tanımlamasını oluşturur. Yerçekiminden anladığımız normal (pozitif enerji) ile veya kütleyle uzay ve zamanın saptırılması mümkündür. Uzay veya zamanın eğrilmesiyle tüp geçitler gibi fenomenlerin gerçekleşmesi de mümkündür; çünkü enerjiyi proton ve elektron gibi elle tutulur maddeler halinde yargıladığımızda zaman da düşündüğümüzün aksine somutlaşmış bir kavram şeklini alıyor. Zaten kara delik ve solucan deliklerinden bahsetmek için önce zaman ve madde yapısını uzay boyutunda incelemek gerektiğini bilmelisiniz.
Kara delik, astrofizikte, çekim alanı her türlü maddi oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisimdir. Kara delik, uzayda belirli nicelikteki maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir de denilebilir. Küçük bir örnekle, nasıl bir yatak üzerine küçük hacimli ama ağır toplar yerleştirildiğinde içeri doğru göçer, işte büyük kütleli bir hacmin yok olmasıyla da uzay bu şekilde içe göçer. Bu tür kara delikler ışık yaymadıklarından kara olarak nitelenirler. Kara deliklerin, "tekillik"leri dolayısıyla, üç boyutlu olmadıkları, sıfır hacimli oldukları kabul edilir. Kara deliklerin içinde zamanın ise yavaş aktığı ya da akmadığı tahmin edilmektedir. Kara delikler genel görelilik kuramıyla tanımlanmışlardır. Doğrudan gözlemlenememekle birlikte, çeşitli dalga boylarını kullanan dolaylı gözlem teknikleri sayesinde keşfedilmişlerdir. Bu teknikler aynı zamanda çevrelerinde sürüklenen oluşumların da incelenme olanağını sağlamıştır. Örneğin bir kara deliğin çekim alanına kapılmış maddenin kara delikçe yutulmadan önce müthiş bir ısı derecesine ulaştığı ve bu yüzden önemli miktarda x ışınları yaydığı saptanmıştır. Böylece bir kara delik kendisi ışık yaymasa da, çevresinde bu tür bir icraat yarattığı için varlığı saptanabilmektedir. Günümüzde, kara deliklerin varlığı, ilgili (astrofizikçiler ve kuramsal fizikçilerden oluşan) bilimsel topluluğun hemen hemen tüm bireyleri tarafından onaylanarak kesinlik kazanmış durumdadır.
Kara deliklerin var olma olasılığı yalnızca genel görelilik kuramına ait bir sonuç değildir; kütle çekimi konu alan hemen hemen tüm diğer gerçekçi fizik kuramları da onların varlığını muhtemel görmektedir. Diğer kütle çekim kuramları gibi genel görelilik kuramı da kara deliklerin varlığını öngörmekle kalmayıp, onların uzayın bir bölgesinde sıkışmış maddeden oluşmuş olacağını öngörmektedir. Örneğin Güneş’imiz yarıçapı yaklaşık üç kilometre olan bir küre içine (yani ebatlarının dört milyonda biri kadar bir hacme) sıkıştırılmış olsaydı, bir kara delik haline gelirdi. Hatta Güneş’imizi 1cm³(santimetreküp) hacmine sıkıştırabilseydik, bu kez 1cm³'lük bir karadelik yapmış olurduk. Fakat bu durumda sistemimizdeki gezegenlerin yörünge hareketlerinde bir değişiklik olmayacaktı; yani Güneş Sistemi’mizdeki gezegenler bu 1cm³'lük kara deliğin Güneş'inkine eş çekim kuvvetinde, yörüngelerinde dönmeye devam edeceklerdi. Bir başka örnekle, Dünya’mız birkaç santimetre küplük bir hacim içine sıkıştırılmış olsaydı, o da bir kara delik haline gelecekti. Aynı şekilde ölmekte olan bir yıldızın kalıntısının (artık maddesinin) çekimsel içe çökmesinin ardından yıldızsal kara delikler de oluşabilir.
Ayrıca genel görelilik evrendeki kara deliklerin birbirleriyle bir şekilde irtibat halinde olduklarını göstermektedir. Bu yapıda kara delikleri birbirlerine bağlayan koridorlar alışılmış adıyla “kurt delikleri” (meyve kurdu), solucan delikleri ya da nadir kullanımıyla Einstein-Rosen delikleri olarak belirtilmektedir. Bu konudaki düşünceye göre, kara delikler bir başka evrene açılmaktadır ya da bu ikinci evrene geçiş kapılarıdır. Kara delikleri birbirine bağlayan söz konusu koridorlar bir elmanın içindeki kurdun yolunu andırır biçimde düşünüldüğünden, söz konusu koridorlara “kurt deliği” adı verilmiştir. Evrende pek çok kara deliğin var olduğu göz önünde bulundurulduğunda, uzayın birbiri içine geçmiş sayısız tünellerden oluştuğu sonucuna varılır. Zaman ve ışık-yılı uzaklıkları hiçe sayarak kozmozda “zıplama”lara olanak veren bu kurt deliklerinin bir boğaza bağlı en az iki ağzı vardır. Eğer solucan deliği geçilebilir ise madde solucan deliğinde bir ağızdan diğerine boğazdan geçerek ulaşabilir.
Bunun bilimsel açıklaması ise kara deliklerin en dip noktası kabul edilen yerde hacmin sıfır olmasıdır ve yoğunluk ise; "M/V" formülünden dolayı sonsuzdur ve bilimadamları hacmin "0" olmasından yola çıkarak, kara deliğin dibinin inanılmaz güçlü bir vakum etkisi ile herşeyi yok ettiğini düşünürler, yani kara deliklerin dibinde zaman ve mekan parametreleri bildiğimiz ve kabul ettiğimiz sistemin oldukça dışındadır.
"Bütün bu verilerden yola çıkarak, iki kara deliğin dibinin birbirine bağlanması ile solucan delikleri oluşabilir, bu vakum etkisinden yararlanılarak bir uzay gemisi bir kara deliğin içine girebilir ve öbür kara delikten çok kısa bir zamanda dışarıya çıkarak başka bir alt uzaya seyahat edebilir.
Yani; eğer solucan bir elmanın üzerinde seyahat ediyorsa, tüm elmanın etrafını dolaşmak yerine içinden geçerek bir kestirme yol bulmuş olur. Ve solucan deliğinin merkezi (ortası) durak noktadır, yani oraya geçerken spagettileşme denen bir olaydan sonra takılırsınız ve yıldızların bir ömrü bitirmesini 10 saniye içinde görebilirsiniz. Oradan çıkmak için ışıktan hızlı yani düşünce dalgaları hızında olmalısınız. Çıkamazsanız kara delik yok olurken enerji veya gaz kütlesine dönüşürsünüz.
İşte bu solucan deliklerinin (ve dolayısıyla kara deliklerin) bir ağzı bir evrene aitken, diğeri de bir başka evrene ait oluyor. Bunu açıklamak için verilebilecek en iyi örnek kum saati örneğidir. Eğer kum saatinin inceldiği yer solucan deliği ise, kumların bulunduğu alt ve üst bölümler ise birer evren sayılabilir. Ya da belki de tamamen aynı evrenin farklı mekanları... Çünkü evrenler olarak ayırt ettiğimiz şeylerin aslında uzayın farklı boyutları olduğu konusunda tartışma ve araştırmalar devam etmektedir. En azından bu solucan deliklerinin çok küçük boyutlarda var olduğunu farz ettiğimizde paralel evrenler arası yolculuğun daha mantıklı geldiğini görmüşsünüzdür.
Yararlanılan Kaynak Siteler:
http://science-fiction-science.blogspot.com/2010/12/negatif-enerjisolucandelikleri-ve-warp.htmlhttp://www.zamandayolculuk.comhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Kara_delik [Detaylı bilgi için tavsiye edilen]
http://www.dikeygecis.org/forum/1379-paralel-evrenler.html [daha kısa ve açık bilgi için tavsiye edilen]
Konuyla ilgili ek:
http://www.youtube.com/watch?v=xE7xRgfPjAI&feature=fvw