İthaki'nin çıkardığı kitabın sayfası 330 fakat Tudem'in yeni bastıkları 237. Aradaki bu sayfa farkının sebebi ne?
İthaki'nin çıkardığı kitabın sayfası 330 fakat Tudem'in yeni bastıkları 237. Aradaki bu sayfa farkının sebebi ne?
Kitap boyutunun İthaki baskısına göre daha büyük olması. Böylece sayfa sayısı azaldı. Ama hiçbir eksiği yok gördüğüm kadarıyla. Delidolu baskısının ilk kitabı şu an elimde.
(https://pbs.twimg.com/media/CAiksqrWgAA71aT.jpg:large)
Editörlerimizden periyodik neşriyat bizim için ta Ocak ayında Diskdünya okuma rehberini (http://www.kayiprihtim.org/portal/okuma-rehberleri/diskdunya-okuma-sirasi-rehberi-2-0/) çevirmişti. Kitabın çıkışıyla beraber tekrar hatırlayalım :).
Ben 38 kitaplık herhangi bir Fantastik veyahut Bilimkurgu serisi basabilecek, cesaret edecek yayınevi olduğunu düşünmüyorum. Basılsa da bence de satamazlar. Her şey okuyucuya bakıyor yine. Ben de çok merak ediyorum bu seriyi. Bakalım belki ilk kitabı alırım.
Basılsın da almazsak ciğerimiz kurusun.+1
“Luck is my middle name,” said Rincewind, indistinctly. “Mind you, my first name is Bad.”
I AM DEATH, NOT TAXES. I TURN UP ONLY ONCE.
Akmarda da yok :( Penguen kitabevinde 8'den 13'e kadar bulabildim ancak.Çok mağdurum :D
Son olarak, Diskdünya'nın Pratchett'ın bir sözünün yegane kanıtı olduğunu düşünüyorum. Kendisi fantastiği bir deniz, diğer edebiyat türlerininse onun içinde yüzen etmenler olduğunu söylüyor. Diskdünya'yı okurken ne kadar çok şeyi kapsadığının farkına varırsanız kendisinin "fantastik" ile ne kastettiğini de çözmüşsünüz demektir :).
Son olarak, Diskdünya'nın Pratchett'ın bir sözünün yegane kanıtı olduğunu düşünüyorum. Kendisi fantastiği bir deniz, diğer edebiyat türlerininse onun içinde yüzen etmenler olduğunu söylüyor. Diskdünya'yı okurken ne kadar çok şeyi kapsadığının farkına varırsanız kendisinin "fantastik" ile ne kastettiğini de çözmüşsünüz demektir :).
Bu kendisinin geçen gün rastladığım eski bir röportajını getirdi aklıma. Muhtemelen fantastik edebiyatla ilgili sarfedilmiş en iyi sözler dökülüyor ağzından:Spoiler: Göster
Röportajı Rothfuss'un blogunda (http://blog.patrickrothfuss.com/2015/08/thoughts-on-pratchett/) gördüm, yazının tamamı da okunmaya değer.
Soralım, öğrenelim :). Bakalım neler duyacağım.
Soralım, öğrenelim :). Bakalım neler duyacağım.
Hazal abla, herhangi bir şey öğrenebildin mi?
Soralım, öğrenelim :). Bakalım neler duyacağım.
Hazal abla, herhangi bir şey öğrenebildin mi?
Bu ara büyük oynuyorum :). Doğrudan serinin yayın yönetmenine ulaşmaya çalışıyorum da. Hem kendisine ulaşabilirsem başka şeyler için de planlarım var *-*.
Bugün benim de aklımdaydı yalnız, şansa bak :). Birinden haber bekliyordum, o kişiye tekrar soracağım az sonra. Yayın yönetmeniyle doğrudan konuşursak "kesin bilgi, yayalım" olur hem.
Soralım, öğrenelim :). Bakalım neler duyacağım.Hazal abla, herhangi bir şey öğrenebildin mi?
Bu ara büyük oynuyorum :). Doğrudan serinin yayın yönetmenine ulaşmaya çalışıyorum da. Hem kendisine ulaşabilirsem başka şeyler için de planlarım var *-*.
Bugün benim de aklımdaydı yalnız, şansa bak :). Birinden haber bekliyordum, o kişiye tekrar soracağım az sonra. Yayın yönetmeniyle doğrudan konuşursak "kesin bilgi, yayalım" olur hem.
E o zaman Delidolu ekibi sorularınızı "bizzat" cevaplasın 8). Ayarlamalar tamam. Detayları konuşuyoruz.
Mort'u okumaya başladım dün itibariyle. Bir sayfa daha, bir sayfa daha diyeye zor bırakıp yatağama dönebildim. Ölüm'ün başrol oynayacak olması beni zaten fazlasıyla heyecanlandırıyordu ki, Mort ile birlikte olanlar da aynı oranda güzel gidiyor.
Bu serinin her kitabı böyle güzel olursa biz ne yapacağız :/?
Garip bir şekli olan (bilim adamları buna geoid diyorlardı), eliptik bir yörüngede, küçük kardeşinin heyecanla etrafında dönüp durmasına aldırmadan usul usul ilerleyen Dünya'nın sayısız şehirlerinden birisinde, kendi halinde bir apartmanın orta katlarında bir odanın kapısı savrularak açıldı ve içeriye, sıradan görünümlü birisi girdi. Adam dengesini korumakta zorlanıyor gibiydi, ellerini iki yana açmıştı. Kısa sürede bu garip şekilli gezegenin yer çekimine alışmış olacaktı ki, duruşunu düzeltti ve odanın ortasında bulunan çalışma masasına doğru ilerledi.
Yolculuğu bir hayli kısa sürmüş, fazlasıyla dolu dolu geçmişti. Öyle ki, bir iki günlüğüne turist olarak gezme fırsatı bulduğu Diskdünya'dan sonra yıllarını geçirdiği kendi dünyası (Geoid-dünya) ona garip geliyordu. Bir kere bu dünya fazla renksizdi ya da Diskdünya'da fazladan bir renk vardı. Bu dünyada fay hatlarının hareketleri gibi sıkıcı şeyler vardı, Diskdünya'da ise fillerin huysuzluğu... Güneş bu dünyayı elinde (ya da çekiminde) oynatıyordu, Diskdünya'da ise "Hepimiz aynı A'Tuin'in yolcusuyuz.".
Adam sandalyeye otururken kendi kendine gülümsedi. Diskdünya'nın yerlilerine ne demeliydi? İçinde kendi çapında bir sanatçı taşıyan fotoğraf kutusu, oldukça renkli giyimi ve kişiliğiyle bela çeken turist, engin büyü bilgisi kadar şansı olan bir büyücü, kahramanlar, belki de evrenin en tehlikeli varlığı olan bir sandık ve daha niceleri...
Kendi dünyasına dönmeden önce bir hatıra getirmek istemişti ama gezisi sırasında tanıştığı büyücü bunun tehlikeleri konusunda onu uyarmıştı. "Diskdünya'dan bir parça götürürsen..." demişti, "...peşinden neyin geleceğini bilemezsin.". Adam cebinden altın olan ama aslında altın olmayan bir parayı çıkarıp gülümsedi. En fazla ne olabilirdi ki?
O sırada oda birden soğudu. Cehennem zebanilerini titretecek kadar hem de. Ve sesler, belki korkudan belki de başka bir yerde işleri olduğunu hatırladıklarından, odayı terk ettiler. Zaman ise durmuştu, belli ki bu anı kaçırmak istemiyordu. Adam; elinde ne kadar keskin olduğunu hiç merak etmediği bir tırpan tutan, baştan aşağı siyahlara bürünmüş figürü görünce istemsizce mırıldandı.
"Ah, olamaz..."
Figür; karşısındakini, ödünü dışkısına karıştırıp akli dengelerini yerle bir etme yöntemiyle sakinleştirmeye çalışırcasına bir ses tonuyla konuştu.
"OLUR OLUR."
**
Öncelikle; DeliDolu, sen koca bir çılgınsın.
Kitabın başlarında, Diskdünya'nın fiziğini anlatmaya başladığında "Haydi bakalım, başlıyoruz." demiştim. Tamamen orjinal bir evrenin okuyucunun anlayışına sunulması, altından kalkılması zor bir iş. Pratchett bunu güle oynaya, her sayfada yeni bir sürprizle, yeni bir hicivle, farklı şakalar ve olaylarla başarmış. Sürekli yaratıyor, sürekli eğlendiriyor ve sürekli kendisine şapka çıkarttırıyor efendim, durduramıyoruz!
Monty Python izler gibi okudum kitabı. Karakterler, olaylar, anlatım tarzı, hepsi şahaneydi. Orjinalini okumadım ama gördüğüm kadarıyla, çeviri de bir hayli başarılıydı. Hani böyle bir yazarın eserini çevirmek de göz ister, nizam ister.
Okuma rehberinden devam!
Not 1: Kitabın arka kapağına yapıştırılmış haritayı görünce ağladım. Okuyucuyu bu kadar da şımartmayın ama...
Not 2: Şanssızlığı dillere destan, sadece tek bir büyü bilen büyücü ile beladan belaya atlayan ve hiç oralı olmayan turist birlikteliği bana Marius'la oynadığımız bir frp oyununu hatırlattı. Rincewind'in tepkilerini çok iyi anlıyorum. :)
Çobanın Tacı'nı okuduysanız Tiffany alt serisinin başına dönüp (rehberde de yazdığı gibi Küçük Özgür Adamlar ile başlar) o alt seriyi bitirin. Çok ortadan gitmişsiniz.
Hasbüyü'yü okuduğunuz için de Büyünün Rengi'ni okuyun. Hem kronolojik olarak ilk kitap hem de Rincewind'in ilk kitabı. Sandık nereden çıktı, oralara nasıl gelindi, onu görmüş olursunuz.
Şu an baskılar kronolojik sıraya göre gittiği için (Çobanın Tacı hariç, çünkü Tiffany'nin diğer 4 kitabı zaten basılmıştı) o sırada okuyabilirsiniz. Bu eksiği kapattıktan sonra gerisi size kalmış. Zaten bir fikir edinmiş olacaksınız :). Ayrıca, şu an tamamlanmış tek alt seri Tiffany Sızı'ya ait. İster istemez kronolojik gidiyoruz birçoğumuz (orjinalinden okuyanlar hariç).
Göndermelerde çok da mahrum kalmazsınız aslında. Çünkü alt seri-alt seri diye gitseniz bile bir yerde çemberi tamamlıyor olacaksınız. Sadece biraz ertelenmiş olunur.
Tesekkur ederim firtinakiran, bugun dayanamayip Buyunun Rengi ni temin ettim ve basladim bile, Cobanin Taci bu zevki vermemisti, sondan baslamak iyi fikir degilmis gercekten, okumaya az ara verip mesaji okudum ve tekrar okumaya donuyorum, zaten ne gondermeler, ne gondermeler... Buyuk patlamaya anlatti adam ya. Inanamiyorum, hayatimin rutini tamamen bozuldu, kitaplarin icindeyim, cok mu heyecanli yazdim ne :)
Bayram şekerleri benden gelsin :)Ya uyku sersemliğinden ya da başka bir şeyden ben bu haberi daha önce portalda okuduğumu hatırlıyorum :D Kötü olan hata dolayısı ile portala girip haberi de hatırlayamıyorum. Teşekkürler fırtınakıran :)
Tudem Yayın Grubu'nun Güz Kataloğu'nda yepyeni Diskdünya kitapları ortaya çıkmış.
1. Diskdünya'da sıra Muhafızlar! Muhafızlar! ile Piramitler kitaplarında :D
2. Tiffany Sızı'nın daha önce Tudem'den çıkan 4 kitabı için yeni kapakları Güz Kataloğu'nda açıklamış.
Kaynak: http://e.issuu.com/embed.html#13786973/38555909
Daha önceki kitaplar için portalda bahar kataloğundakileri haber etmiştik. Tiffany Sızı'nın kapaklarının değişeceği haberini de vermiş ve eylül ayı içinde demiştik. Bunları hatırlıyor olabilir misiniz :)?
Bu haberi henüz portala taşımadık. Görünce koşarak gelip, portaldan önce burada duyurdum :)
Ya biz sizi seviyoruz ya! Biz size aşığız ya! Muhafızlar Muhafızlar!'ın methini çok duymuştum, merak ettiğim bir kitap. Piramitler için de en komik kitap denmiş, şahane vallahi.
Bu Sanayi Devrimi serisini de çok merak ediyorum şahsen.
Gümbürçaklar
farbalalarGeçtiği paragraf;
hevenkGeçtiği paragraf;
kastanyetGeçtiği paragraf;
baobablarGeçtiği paragraf;