31
Kurgu İskelesi / Ynt: İnek Bekçisi
« : 06 Temmuz 2014, 02:59:09 »
Merhaba, beni de öyküyü okumaya çeken şey başlık oldu. Oldukça ilgi çekici bir başlık, ben bu konuda çok beceriksizimdir.
Öyküye gelince, beş - altı yüz sözcüklük öykülerde genellikle yoğun bir anlatım bekler okuyucu. Belki daha felsefi cümleler... Ama bana kalırsa durum hikayesi olmayan ve başarılı kısacık öyküler de vardır. Bu da onlardan biriydi.
Genellikle yorumlarımda kurguya karışmayı pek sevmem, yazarın hayaline karışmak gibi olur bu. Lakin böylesine güzel bir başlığın altında fantazyayı sadece son cümlede görmek doyurmadı beni. Belki çiftçi biraz daha gizemli, ahır daha ilgi çekici tasvir edilebilirdi. Sonundaysa ineklerin kayboluşuna dair belki önceki cümlelerden yakalayacağımız bir mit, bir efsane ekleyebilirdin ve bu da öyle sonunu okuyunca "aa tamam inekler şu şekilde kaybolmuş" dedirtecek şekilde değil de sadece çıtlatacak şekilde olabilirdi. Tabii yazarın kurgusuna karışmayı sevmediğim için, sadece sana daha sonraki öykülerinde naçiz bir tavsiye olarak söylüyorum kabul et bunları.
Son bir şey söyleyeceğim, gözüme çok takıldı. Bir yerde "direk" sözcüğü geçiyor ki doğru yazımı "direkt" olacaktır; ama yabancı dillerden bariz şekilde geçmiş olan sözcüklerin yerine Türkçelerini kullanırsan akıcılığın daha tez olur. Örnek direkt yerine "doğrudan" yazabilirsin.
Öykü için tekrar teşekkürler. Devamı gelirse zevkle okurum.
Öyküye gelince, beş - altı yüz sözcüklük öykülerde genellikle yoğun bir anlatım bekler okuyucu. Belki daha felsefi cümleler... Ama bana kalırsa durum hikayesi olmayan ve başarılı kısacık öyküler de vardır. Bu da onlardan biriydi.
Genellikle yorumlarımda kurguya karışmayı pek sevmem, yazarın hayaline karışmak gibi olur bu. Lakin böylesine güzel bir başlığın altında fantazyayı sadece son cümlede görmek doyurmadı beni. Belki çiftçi biraz daha gizemli, ahır daha ilgi çekici tasvir edilebilirdi. Sonundaysa ineklerin kayboluşuna dair belki önceki cümlelerden yakalayacağımız bir mit, bir efsane ekleyebilirdin ve bu da öyle sonunu okuyunca "aa tamam inekler şu şekilde kaybolmuş" dedirtecek şekilde değil de sadece çıtlatacak şekilde olabilirdi. Tabii yazarın kurgusuna karışmayı sevmediğim için, sadece sana daha sonraki öykülerinde naçiz bir tavsiye olarak söylüyorum kabul et bunları.
Son bir şey söyleyeceğim, gözüme çok takıldı. Bir yerde "direk" sözcüğü geçiyor ki doğru yazımı "direkt" olacaktır; ama yabancı dillerden bariz şekilde geçmiş olan sözcüklerin yerine Türkçelerini kullanırsan akıcılığın daha tez olur. Örnek direkt yerine "doğrudan" yazabilirsin.
Öykü için tekrar teşekkürler. Devamı gelirse zevkle okurum.