Bu oyuna 2007 yılında başlamıştım. Tam ilk okulu bitirip orta okula geçtiğim yaz bir arkadaşım tavsiye etmişti bu oyunu. O zamanlar Artemis yani oyunun altıncı sunucusu yeni açılmıştı. İlk karakterim herkesin ilk karakteri gibi savaşçıydı. Arkadaşımla beraber oynuyorduk ve oyun sonunun 99. seviye olduğu bir oyunda, 15. seviye mızrağı için aylarca birbirimizle konuşmadığımız olmuştu. Tabi ilk aylar olduğu için oyun çok ilginç ve eğlenceli geliyordu bana. Samimi söylüyorum bu oyunu yaşadığım şehirde oynayan ilk yüz kişiden biri bendim herhalde. O yüzden zamanında kimseden ibret alamadım ve bu yüzden de oyundan soğuyamadım. Neyse, ben oyunu kendim için kolaylaştırmak amacıyla çevremdeki herkese bahsettim. Sonra onlar da tanıdıklarına bahsetti. Öyle öyle Metin2 Türkiye çapında en çok oynanan çevrimiçi oyun oldu. Fakat sana ne oldu diye soracak olursanız; ben daha ilkokul altıncı sınıfta Kurtlar Vadisi izleyip, elinde tesbih ayağında kundura sokaklarda dolaşan sınıf arkadaşımın Metin2'ye başlamasıyla oyunu temenni bıraktım. Ve şu anda insanlar Metin2'de paranın (yang) değerini öğrenebilmek için aylarca uğraşan, kırık taşların canavarlara fayda ettiğini sanan, örümcek mızrağı ile arkadaşlarına hava atan, yüzbaşı ile düello yapmaya çalışan ve kurt köpeklerini evcilleştirmeye çalışan insanların, bir zamanlar Metin2'nin gerçek oyuncularından habersiz.