“Çok uzun zamandan beri okuduğum en iyi kitap. Zeki, eğlenceli ve gerilim dolu. Marslı, bir romandan isteyebileceğiniz her şeye sahip.”
—Hugh Howey, Wool serisinin yazarı
“Sürükleyici… Defoe’nun Robinson Crusoe’su sanki daha zeki biri tarafından yazılmış gibi.”
—Larry Niven, Hugo, Nebula ve Locus ödüllü Halka Dünya romanının yazarı
“Bu kitap tam da benim gibi okuyucuların seveceği türden.”
—John Scalzi, Yaşlı Adamın Savaşı serisinin Hugo ve Locus ödüllü yazarı
“Andy Weir’in yazdığı Marslı şimdiye kadar okuduğum en iyi bilimsel bilimkurgu romanı. Bu romanı –başka bir kitap hakkında hiç böyle bir şey söylemedim– edebi anlamda da elden bırakmak mümkün değil.”
—Dan Simmons, Hugo ödüllü Hyperion serisinin yazarı
“Marslı aklımı başımdan aldı!”
—Ernest Cline, Başlat romanının yazarı
“Aksiyon ve uzay macerasının kusursuz bir karışımı.”
—Library Journal
Maalesef elimde başka bir vardı (yukarıda adı geçen Hugh Howey sağ olsun)
Kitap bugün çıkıyor, şu an okumuş birinin çıkması çok zor :D.2 Gün önce d&r mağazasında gördüm 0.o
Kitap bugün çıkıyor, şu an okumuş birinin çıkması çok zor :D.2 Gün önce d&r mağazasında gördüm 0.o
Kitap bugün çıkıyor, şu an okumuş birinin çıkması çok zor :D.2 Gün önce d&r mağazasında gördüm 0.o
Kitap duyurulduğundan beri ayın 12'si diyorlar çıkışına. Hatta İthaki Yayınları ile görüştüm dün, Cuma günü ellerine geçeceklerini söylediler.
Acaba İngilizcesini mi gördünüz? Ya da belki de oraya topril geçtiler, bilemedim :).
Mark Watney ekibindeki herkes gibi çift anadal sahibi olan biri. Şansa bakın ki hem makine mühendisi hem de botanist. Yani hayatta kalmak için iki temel şeye sahip. Hadi orayı geçtim. Watney yaşadığı onca sorunu hooop çözüveriyor.
Mark Watney ekibindeki herkes gibi çift anadal sahibi olan biri. Şansa bakın ki hem makine mühendisi hem de botanist. Yani hayatta kalmak için iki temel şeye sahip. Hadi orayı geçtim. Watney yaşadığı onca sorunu hooop çözüveriyor.
şu değinilen kısımda kurgusal olarak bir sıkıntı göremedim. çünki uzaya gönderilen insanların birden çok disipline hakim olması şartlar arasında. hatta öyle söyleyeyim ki polymath sıfatında adam arıyorlar.
Mark Watney ekibindeki herkes gibi çift anadal sahibi olan biri. Şansa bakın ki hem makine mühendisi hem de botanist. Yani hayatta kalmak için iki temel şeye sahip. Hadi orayı geçtim. Watney yaşadığı onca sorunu hooop çözüveriyor.
şu değinilen kısımda kurgusal olarak bir sıkıntı göremedim. çünki uzaya gönderilen insanların birden çok disipline hakim olması şartlar arasında. hatta öyle söyleyeyim ki polymath sıfatında adam arıyorlar.
Fırtınakıran'ın bahsettiği sorun çift anadal değilde , özellikle o çift anadal. Makine mühendisliği ve botanist sanki , hani , marsta hayatta kalması gereken ideal bir insan olsaydı bu özelliklere sahip olması beklenirdi . Yani yazar sanki karakteri biraz karakterini hayatta kaldı çünkü tam da bu gereken özelliklere sahipti dermişçesine yazmış ve birazda zorlama olmuş gibi geldi bana. Ama belkide astronotlar özellikle " böyle " seçilmiş iki anadal üzerinde yoğunlaşıyorlardır , yazarda ordan bir ilham almıştır belki , o konuda bir bilgim yok .
Mark Watney ekibindeki herkes gibi çift anadal sahibi olan biri. Şansa bakın ki hem makine mühendisi hem de botanist. Yani hayatta kalmak için iki temel şeye sahip. Hadi orayı geçtim. Watney yaşadığı onca sorunu hooop çözüveriyor.
şu değinilen kısımda kurgusal olarak bir sıkıntı göremedim. çünki uzaya gönderilen insanların birden çok disipline hakim olması şartlar arasında. hatta öyle söyleyeyim ki polymath sıfatında adam arıyorlar.
Fırtınakıran'ın bahsettiği sorun çift anadal değilde , özellikle o çift anadal. Makine mühendisliği ve botanist sanki , hani , marsta hayatta kalması gereken ideal bir insan olsaydı bu özelliklere sahip olması beklenirdi . Yani yazar sanki karakteri biraz karakterini hayatta kaldı çünkü tam da bu gereken özelliklere sahipti dermişçesine yazmış ve birazda zorlama olmuş gibi geldi bana. Ama belkide astronotlar özellikle " böyle " seçilmiş iki anadal üzerinde yoğunlaşıyorlardır , yazarda ordan bir ilham almıştır belki , o konuda bir bilgim yok .
keşke sadece çift anadalla kalsalar hocam. belki 7-8 dal uzmanlıkları dahi oluyor.
ekleme:
daha az elit bir seçim olayından bahsedeyim: mesela deniz kuvvetleri için yetiştirilen bir endüstri mühendisi düşün. bu adam hem mühendislik diploması, hem subay diploması hemde kaptanlık diploması alıyor. bunu bir de level atlatarak uzay gemisi idare edecek ve bilimsel araştırma yapacak adamlara verdiklerini düşün çok daha fazla beklenti olacaktır. bunların yanında bu adamlardan deneyler yapmaları istenecek, yayın yapmaları istenecek... vs. ötesinde hayatta kalmaları için en küçük detaylara kadar disiplinler ve uzmanlıklar gözetilecektir.
Merhabalar arkadaşlar,
Ben Marslı'nın çevirmeniyim. 1-2 gündür misafir olarak arada uğruyordum fakat nedense üye de olmadım buraya. Fantastik edebiyatla bilim kurguyu çok severim ama pek takılmadım buralara.
Her neyse, fazla uzatmadan; kitap hakkında yapacağınız her türlü yorum makbuldür. :D Aynı şey çeviri konusunda da geçerli tabii ki. Soracağınız herhangi bir soruyu cevaplayabilirim.
Mark Watney ekibindeki herkes gibi çift anadal sahibi olan biri. Şansa bakın ki hem makine mühendisi hem de botanist. Yani hayatta kalmak için iki temel şeye sahip. Hadi orayı geçtim. Watney yaşadığı onca sorunu hooop çözüveriyor.
şu değinilen kısımda kurgusal olarak bir sıkıntı göremedim. çünki uzaya gönderilen insanların birden çok disipline hakim olması şartlar arasında. hatta öyle söyleyeyim ki polymath sıfatında adam arıyorlar (iletişim ve yayıncılık gibi uzmanlıklar dahi aranıyor).
yani reel hayattada şanstan çok özenle yapılan seçimlerden ibaret.
Hadi orayı geçtim.
Hazal ablanın bu yorumundan sonra sanki biraz hevesim kaçtı gibi. O halde şöyle bir kıstas yapabilir miyiz abla: İyi bir bilimkurgu okuyucusu daha iyilerini gördüğü için Marslı'yı sevmez fakat arada sırada, ilgisini çeken bilimkurgu kitapları okuyan bir okur ise hakkında övgü dolu sözler sarf eder?
Hazal ablanın bu yorumundan sonra sanki biraz hevesim kaçtı gibi. O halde şöyle bir kıstas yapabilir miyiz abla: İyi bir bilimkurgu okuyucusu daha iyilerini gördüğü için Marslı'yı sevmez fakat arada sırada, ilgisini çeken bilimkurgu kitapları okuyan bir okur ise hakkında övgü dolu sözler sarf eder?
Bu çok doğru bir yorum değil diye düşünüyorum, özellikle de birden fazla ödüllü bilimkurgu yazarının kitap hakkında söyledikleri göz önüne alındığında. Yani yalnızca daha iyisini okuyan değil, muhtemelen daha iyisini yazan insanlar bunlar. Konu daha çok Fırtınakıran'ın da belirttiği gibi, kişisel zevkle ilgili bir şey.
Merhabalar arkadaşlar,
Ben Marslı'nın çevirmeniyim. 1-2 gündür misafir olarak arada uğruyordum fakat nedense üye de olmadım buraya. Fantastik edebiyatla bilim kurguyu çok severim ama pek takılmadım buralara.
Her neyse, fazla uzatmadan; kitap hakkında yapacağınız her türlü yorum makbuldür. :D Aynı şey çeviri konusunda da geçerli tabii ki. Soracağınız herhangi bir soruyu cevaplayabilirim.
Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Andy Weir'ın orijinal diline göz atma fırsatım olmuştu, yalın bir dili vardı ama sizi zorlayan bir yeri oldu mu diye merak ettim. Daha doğrusu yazarın anlattığı bazı şeyleri dilimize kazandırmak için yaptığınız kelime oyunları oldu mu? İyi forumlar dilerim :)
Merhabalar arkadaşlar,
Ben Marslı'nın çevirmeniyim. 1-2 gündür misafir olarak arada uğruyordum fakat nedense üye de olmadım buraya. Fantastik edebiyatla bilim kurguyu çok severim ama pek takılmadım buralara.
Her neyse, fazla uzatmadan; kitap hakkında yapacağınız her türlü yorum makbuldür. :D Aynı şey çeviri konusunda da geçerli tabii ki. Soracağınız herhangi bir soruyu cevaplayabilirim.
Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Andy Weir'ın orijinal diline göz atma fırsatım olmuştu, yalın bir dili vardı ama sizi zorlayan bir yeri oldu mu diye merak ettim. Daha doğrusu yazarın anlattığı bazı şeyleri dilimize kazandırmak için yaptığınız kelime oyunları oldu mu? İyi forumlar dilerim :)
Merhaba,
Açıkçası genel olarak pek büyük sorun yoktu diye hatırlıyorum. Bir tek şöyle bir sıkıntı yaşadım: Kitapta bakış açısı ilk kez değiştiğinde biraz bocaladım çünkü Mark Watney'i çevirirken kullandığım üslup bana çok daha doğal gelen bir üsluptu ve birden ilahi bakış açısına geçip de Annie gibi kendine has konuşması olan kişileri çevirmeye başladığımda pek de memnun olmadığım çeviriler ortaya çıktı. O yüzden hatta bakış açısının ilk kez değiştiği bölümü, yanılmıyorsam üç kere çevirdim çünkü okuduğumda çok çiğ geliyordu bana. Daha sonradan biraz daha alıştığımı ve daha yutulur bir çeviri yapabildiğimi umuyorum.
Kelime oyunu sormuşsunuz, eminim tam sizin istediğiniz konuya örnek verebileceğim birkaç durumla karşılaşmışımdır fakat şu anda hiçbiri aklıma gelmedi. Kitabı da aldım yanıma belki görürüm bir şeyler diye ama sadece üst paragrafta anlattıklarımı hatırlayabildim.
Yakın zamanda düzelti sırasında neler değiştirilmiş, neler korunmuş, çeviriyle arama bir mesafe koyduktan sonra çeviri hakkında neler düşünüyorum görebilmek için son bir okuma yapacağım. Ardından Marslı'yı geride bırakmanın zamanı geliyor zaten.
Merhabalar arkadaşlar,
Ben Marslı'nın çevirmeniyim. 1-2 gündür misafir olarak arada uğruyordum fakat nedense üye de olmadım buraya. Fantastik edebiyatla bilim kurguyu çok severim ama pek takılmadım buralara.
Her neyse, fazla uzatmadan; kitap hakkında yapacağınız her türlü yorum makbuldür. :D Aynı şey çeviri konusunda da geçerli tabii ki. Soracağınız herhangi bir soruyu cevaplayabilirim.
Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Andy Weir'ın orijinal diline göz atma fırsatım olmuştu, yalın bir dili vardı ama sizi zorlayan bir yeri oldu mu diye merak ettim. Daha doğrusu yazarın anlattığı bazı şeyleri dilimize kazandırmak için yaptığınız kelime oyunları oldu mu? İyi forumlar dilerim :)
Merhaba,
Açıkçası genel olarak pek büyük sorun yoktu diye hatırlıyorum. Bir tek şöyle bir sıkıntı yaşadım: Kitapta bakış açısı ilk kez değiştiğinde biraz bocaladım çünkü Mark Watney'i çevirirken kullandığım üslup bana çok daha doğal gelen bir üsluptu ve birden ilahi bakış açısına geçip de Annie gibi kendine has konuşması olan kişileri çevirmeye başladığımda pek de memnun olmadığım çeviriler ortaya çıktı. O yüzden hatta bakış açısının ilk kez değiştiği bölümü, yanılmıyorsam üç kere çevirdim çünkü okuduğumda çok çiğ geliyordu bana. Daha sonradan biraz daha alıştığımı ve daha yutulur bir çeviri yapabildiğimi umuyorum.
Kelime oyunu sormuşsunuz, eminim tam sizin istediğiniz konuya örnek verebileceğim birkaç durumla karşılaşmışımdır fakat şu anda hiçbiri aklıma gelmedi. Kitabı da aldım yanıma belki görürüm bir şeyler diye ama sadece üst paragrafta anlattıklarımı hatırlayabildim.
Yakın zamanda düzelti sırasında neler değiştirilmiş, neler korunmuş, çeviriyle arama bir mesafe koyduktan sonra çeviri hakkında neler düşünüyorum görebilmek için son bir okuma yapacağım. Ardından Marslı'yı geride bırakmanın zamanı geliyor zaten.
Niye geride bırakma zamanı geliyor ? Artık işi bittiği için mi yoksa ithaki için başka kitaplar çevireceğiniz için mi ? D
İthaki'nin son zamanlarda en çok kar elde ettiği kitaplardan biri olan Marslı en kötü kitapları olma yolunda ilerliyor sanırım. İç açıcı yorumlar da görmek dileğiyle, içim karardı yeminle.
Asimov'lar, Clarke'lar, Heinlein'ler ve Alfred Bester'ler kolay yetişmiyor efenim :)
NASA tutmuş "Ne diyon sen değişik?" açıklamasını yapıyor.
Evet, yeni kitabını birkaç ay önce açıklamıştı. Biz de Kayıp RıhtımTM farkıyla haberini yapmıştık (http://www.kayiprihtim.org/portal/2016/04/25/marslinin-yazari-ayda-gecen-bir-polisiye-yaziyor/) hatta 8)