Hadi "Bismillah" diyerek, her ne kadar; Ataist olduğunu söyleyen bir yazarın kitabını eleştirmeye Tanrı adıyla başlamak ne kadar doğruysa ilk taşı, pardon ilk lafı atıyorum...
Öncelikle yapacağımız tartışmayı ciddiye aldığımı söylemeliyim. Öyle, "Valla çok güzeldi... Fena değildi" tarzından bir kaç kelamla sıramı savuşturmak istemiyorum. Kitabı yirmi gün önce falan bitirdim. İstediğim önce bir okuma yapmak, daha sonra dikkatli bir şekilde ve alışkanlığım olmadığı halde önemli kısımların altını çizerek okumaktı. Kitabın bende bıraktığı ilk etki bu romanın benim tarzım olmayışıydı. Bilim Kurguyu sevdiğimi her zaman her yerde söylemişimdir. Bir kaç yıldır da Fantastik Kurgu okumaya başladım. Karanlığın Sol Eli beklediğim ve daha önceleri okuduğum bilim kurgulara benzemiyordu. Maalesef okumakta zorlandım ve inanın -Ursula Hanım hayranları beni bağışlasın- okumaya tekrar başlayamadım. İşyerim ile evim arası uzun sayılabilecek bir yol. Genellikle bir kitap olur yanımda, yolda, minibüslerde okumak için. Karanlığın Sol Eli kaç gündür yanımda ve açıp tekrar okumak içimden gelmiyor.
Bu yazdıklarım sonucunda tartışmalara katılmayacağım anlamı çıksın istemiyorum. Bu nedenle Mayıs ayının dördü olduğu halde hala birşeyler yazılmamış, tartışmalar başlamamış olduğunu gördüğüm için bir yerden başlamak için yazıyorum.
hadi bakalım sıra sizde...