Öncelikle belirteyim, amacım din veya siyaset tartışmak değil, bu konuda yargısızım.
Büyük umutlarla; bilim aşkıyla, Celal Şengör, Adülaziz Bayındır ve Mehmet Bayraktar kişilerinin konuk olduğu "Siyaset Meydanı: Din, Bilim ve Darwinizm" programını (tabiki youtube'dan, zira bu program 2011 yılında yayınlanmıştı) izledim.
Ve hiç bir şey öğrenemedim.
Çünkü iki taraf da kendi fikirlerine öylesine gömülmüş; doğruyu aramak yerine fikrini kabullendirmek anlayışına öyle sıkı tutunmuşlar ki, biri bir argüman sunarken, diğeri onunla hiç alakası olmayan; tamamen kendi tezini farklı bir boyutta doğrulayan bir argümanla karşılık veriyor, dolayısıyla bir sonuca da ulaşılamıyor. Mesela atıyorum;
Celal Şengör dinin ilk türleri şu sebeplerle açıklayamadığını ve şu sebepler dolayısıyla da hiç açıklayamayacağını söylerken, Abdülaziz Bayındır 'siz ilk türleri geçin, asıl bilim neden hala metalin dünyaya nerden geldiğini bulamadı?" gibi cevap veriyor ve ilk argümanı cevapsız bırakarak sırf bilimi eleştirmek, nefretini kusmak için yer arıyor. (diyaloğu kafamdan uydurdum.)
Ayrıca Abdülaziz Bayındır'ın "7 milyon sene mi? Bilim dünyanın 7 milyon yaşında olduğunu nereden biliyor, bizzat görmüş mü?" gibi cehalet kokan konuşmalarına girmiyorum bile. Üstelik seyircinin bu konuşmaları alkışladığını kendime saklamak istiyorum. Din-Bilim tartışmasına gelmişsin, insan gelmeden biraz kitap karıştırır.
Ne yalan söyleyeyim Celal Şengör'ü bu konuda takdir ettim. Adam gerçekten doğru adına bir şeyler yapmaya çalışıyordu programda. Yanında bir şeyler öğrenmek amacıyla dinleri anlatan bir kitap getirmiş ve fırsat buldukça da karşısındaki din alimlerine sorular yöneltmiş.
Mehmet Bayraktar da sessiz olmasına rağmen bu doğrultuda konuştu çoğu zaman.
Seyirciler... Kendileri üniversite öğrencileri olmakla beraber hayatımda gördüğüm en embesil gruptu.
Hele bir tanesi Celal Şengör'ün program başından beri "Ben ateistim, ben ateistim, ben ateistim." demesine rağmen şöyle demesin mi, "Ne yani, siz şimdi Allah'a inanmıyor musunuz?" yemin ederim bilgisayarı fırlatacaktım az kalsın(bu sözü programın bitmesine 20 dakika falan söylüyor).
Bir tanesi de "Ben kendime maymundan gelmeyi yakıştıramıyorum, dolaysıyla evrim diye bir şey yok." diye gayet mantıklı hipotezlere dayanan bir açıklama yaptı, şaştım kaldım. Yanlış hatırlıyor olabilirim, sanırım yine aynı arkadaş "Daha 2 ay önce barajlarımız boştu. Şimdi ise ağzına kadar doldu. Bu Allah'ın varlığının bir kanıtı değil mi? Siz nasıl açıklıyorsunuz acaba?" diye sorunca gerçekten acıdım Celal Şengör'e.
Sonuç olarak hayatımın en boş geçen zaman sıralamasında ilk üçe girerdi. Büyük bir zaman kaybıydı.