4.Kitap: Gölge Yükseliyor;
Dikkat, feci spoiler içerir. Okumamış olanlar uzak durmalı.
Aslında kitabın adı bize ilk spoilerı veriyor. Daha okumaya başlamadan Gölge'nin gücünü iyiden iyiye hissettireceğini anlıyoruz. Hal böyle olunca kendimizi Işık ve Gölge'nin sürekli karşı karşıya geleceğine hazırlıyoruz.
Kitabı uzun bir vadede bitirdim. Ama bunun böyle olmasını ben istedim. 513'e kadar okuyup uzunca bir süre ara verdim. Geçtiğimiz günlerde de kitabın kalan yarısını okudum. İlk yarısı hakkında söyleyebileceğim tek şey, ilk 3 kitaptan farksız olduğu. Aradan sonra okuduğum ikinci kısım ise kelimenin tam anlamıyla heyecan fırtınasıydı! Bitmesini istemedim desem yalan olmaz. Ama önümde okunacak 10 adet daha, tuğla ebatlarında Zaman Çarkı cildi var. Bunun düşüncesi bile insanı mutlu etmeye yeter. (Benim gibi seriyi toptan alanların da bileceği gibi, gidip gelip o kitaplar okşanır.)
Kitap hakkında bir şeyler söylemek gerekirse eğer: İlk 3 kitaba kıyasla Gölge Yükseliyor konu bakımından daha olgun. Nasıl diyecek olursanız, şöyle açıklayayım; ilk kitaplardaki belirsizlik tamamen ortadan kalkıyor ve birçok şey açıklığa kavuşuyor.
3.kitabın o tüyleri diken diken eden sonundan sonra Rand'ın Yenidendoğan Ejder olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. Onun Şafakla Gelen bir caracarn olduğu fikrinde birleşiyor herkes. Bu bakımdan serinin ana konusu artık rayına oturuyor diyebilirim.
Mat'in geri planda kaldığı bir kitap Gölge Yükseliyor. Mat'in bir sempatizanı olarak bu durum tabii ki benim hoşuma gitmedi. Kitap boyunca Rand'ın peşinde dolandı durdu. Neyse, sonraki kitaplarda rolünün artacağını tahmin ediyorum. Çünkü o bir ta'veren!
Matrim Cauthon ne kadar geri plandaysa, Perrin Aybara da o kadar ileri plandaydı. Kitabın büyük bir çoğunluğunda Perrin ve Faile'i okumak keyifliydi. Ben o ikisinin bölümlerini okurken çok eğlendim. Perrin'in İki Nehir'e dönmesi de kitabın ilginç kısımlarından biriydi. Döndükten sonra orada yaşananlar ise tam anlamıyla üzdü beni. Perrin Desen'den ağır darbeler aldı. Buna rağmen en büyük destekçisi konumundaki Faile'in de yardımıyla yaralarını bir bir sardı. Kitabın sonlarına doğru da evlendiler zaten. Çok sevindim ikisinin adına da.
Yalnız kitap boyunca kafamı kurcalayıp duran bir sorun vardı. O da şu: 3 kitap boyunca Egwene ve Rand'ın ileride sevgili olacaklarını düşünüyordum ve eminim ki birçok kişi de benimle aynı fikirdeydi. Ama Robert Jordan sanki ilk 3 kitapta ikisinin hakkında yazdığı ne var ne yok hepsini unutmuş ve tamamen farklı bir senaryo kurgulamış. Okurlarını ters köşeye yatırmak istemiş olabilir tabii ki ama bana bu biraz gereksiz ve açıkçası zorlama gibi geldi. Ama bir yandan da Jordan'ın kötü bir şey yapmayacağı fikrine kendimi o kadar şartlamışım ki, kesinlikle bir bildiği vardır ve ilerleyen kitaplarda öğreneceğizdir büyük ihtimalle. Fakat gene de şu anlık kişisel fikrim Egwene ve Rand'ın birbirlerine daha uyumlu olabilecekleri yönünde. Elayne ve Rand'ı bir türlü bağdaştıramadım nedense...
Kitabın ikinci yarısı çok hareketli demiştim, onun hakkında da bahsedeyim biraz. Perrin sürpriz bir şekilde İki Nehir'e dönüyor evet ve orada birçok olay yaşanıyor. Işığın Evlatları ve Beyaz Cüppeler arasında sürtüşmeler, Trolloclar, Soluklar ve diğer Gölge dölleriyle de çatışmalar yaşanıyor. Kitabın en heyecanlı bölümleri hiç kuşkusuz bu sahnelerdi. Perrin "Altıngöz" eşliğinde İki Nehir halkı yiğitçe savaşıp topraklarını koruyor.
Loial'e özel olarak değinmek istiyorum. İri cüssesiyle Trollocları andırsa da, çok iyi kalpli, dost canlısı, sevimli bir kitap kurdu kendisi. Aynı zaman da yazar da. Savaçı kimliğini de es geçmemek gerek tabii. Bir Ogier olmasına rağmen en sevdiğim karakterlerden biri.
Bilgeler tarafından, Rand'ı koruma görevi verilen Aviendha'nın, Rand'ın yanından bir an olsun ayrılmaması ve onunla olan diyalogları da kitaba renk katan unsurlardandı. Aviendha haricindeki diğer aieller de ön plandaydı bu kitapta.
Kısaca: Belirtmiş olduğum birkaç "kişisel" olumsuzluk dışında her şey dört dörtlüktü. Kurgunun her yeni kitapta biraz daha derinleştiğini gözlemlemek gerçekten çok güzel. Benim için Zaman Çarkı okumak büyük bir keyif! Dediğim gibi, okunacak daha 10 cilt var ve ben bu fantastik maceranın henüz başında olduğumun farkındayım. Bunun içindir ki, diğer kitapları okumak için sabırsızlanıyorum.
Yakında Göğün Ateşleri'ne başlamam dileğiyle...