Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Lucilla Clarté

Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 8
61
Müzik / Good Charlotte
« : 06 Nisan 2008, 18:14:50 »


Good Charlotte 1 Nisan 1996`da Waldorf, Maryland`da kurulan pop rock grubu.

Grup "Good Charlotte" ismini Carol Beach York`un Good Charlotte: The Girls Of Good Day Orphanage isimli çocuk kitabından alır. Grup elemanları mevcut isimlerine bir önem vermediklerini ve artık ondan nefret ettiklerini söyler.

Şimdiye kadar 3 albüm yayımlamışlardır, en önemli başarıyı 2002`te yayımlanan The Young and the Hopeless albümüyle elde etmişlerdir. Bu albümden çıkan "Lifestyles of the Rich and Famous," "The Anthem," ve "Girls and Boys" isimli parçalar liste başı olmuştur.

2004`te çıkan The Chronicles of Life and Death şimdilik son albümleridir. Grup, Benjamin Levi ve Joel Reuben Madden ikizleri önderliğinde William Dean Martin ve Paul Thomas`tan oluşmaktadır.

Grup en son Şubat 2007'de 'Good morning revival' isimli albümlerini çıkarmıştır.Albümden çıkan 'Keep your hands of my girl' ve Avenged Sevenfold frontmeni katkılı 'The River' single'ları kısa sürede hit konumuna geldi.Grup,şimdilerde 'Dance floor anthem' isimli son single'ı ile gündemde.

Grup üyeleri

Joel Madden - Vokal
Benji Madden - Gitar, Vokal
Paul Thomas - Bas
Billy Martin - Gitar ve Klavye
Dean Butterworth - Bateri

Önceki üyeleri

Aaron Escolopio - Bateri
Chris Wilson - Bateri

Geçici Üyeler

Derek Grant - Bateri (Chronicles of Life and Death 2005)
Josh Freese - Bateri(The Young and the Hopeless album)
Cyrus Bolooki - Bateri(Vans Warped Tour 2001)
Dusty Brill - Bateri(Vans Warped Tour 2001)

Albümler

Good Charlotte - (2000)
The Young and the Hopeless - (2002)
The Chronicles of Life and Death - (2004)
Good Morning Revival - (2007)
 

62
Müzik / The Verve
« : 06 Nisan 2008, 17:43:07 »

1989 yılında İngiltere’nin küçük kasabalarından biri olan Wigan’da kurulan The Verve, 90’lı yılların Britpop akımında önemli rol oynayan gruplardan biri. Vokalde müzik dünyasının en yetenekli isimlerinden biri olan Richard Ashcroft’un bulunduğu grubun kadrosunda, gitarda Nick McCave, basta Simon Jones ve baterist Peter Salisbury yer alıyor. Nitelikli besteler ve şarkı sözleri ile diğer birçok gruptan ayrılan ekip, The Beatles ve Pink Floyd gibi efsanelere olan hayranlıklarıyla da tanınıyor.

1992’de Virgin Records’a bağlı Hut şirketiyle anlaşma imzalayarak ilk EP’leri “Verve”ü yayınlayan The Verve, bu EP ile müzik dünyasında tanındı ve “All in the Wind”, “She’s a Superstar” ve “Gravity Grave” gibi single’lar, Ashcroft’ın vokalini ve McCabe’in gitaristliğini öne çıkaran parçalar oldu.

1993 yılında “A Storm In Heaven” adını taşıyan ilk albümünü yayınlayan The Verve, eleştirmenlerden çok iyi not alsa da, albümün satışlarıyla ticari bir başarı yakalayamadı. 1994 yılında turneye çıkan grup, ardarda talihsiz olaylarla karşılaştı. İlk olarak bir konser sırasında Richard Ashcroft şiddetli sıvı kaybı sebebiyle hastanelik oldu, Salisbury Kansas’ta bir otel odasını dağıtmak sebebiyle tutuklandı ve son olarak da Amerikan caz plak şirketi ‘Verve’, grubu mahkemeye vererek isim hakkını aldı ve grup ismini “The Verve” olarak değiştirmek zorunda kaldı.

Bütün bu aksiliklerin ardından 1995’te yayınladıkları “A Northern Soul” albümü, tüm grubu hayal kırıklığına uğrattı. Zorlu bir kayıt sürecinin ardından Ashcroft ve McCabe arasındaki gerginlik hat safhaya ulaştı ve Ashcroft gruptan ayrıldı. Üç hafta sonra yeniden grubu biraraya getirmek istese de, McCabe geri dönmeyi reddetti ve yerine gitarist/klaveci Simon Tong geldi. 1997 başlarında McCabe’in gruba dönmesiyle birlikte grup efsanevi albümü “Urban Hymns”in kayıtlarını tamamladı. Büyük başarı kazanan albümün tartışmasız en tanınan şarkısı, “The Bittersweet Symphony”ydi. “The Rolling Stones”un “The Last Time” parçasının bir bölümünü sample olarak kullandıkları “Bittersweet Sympony”, İngiltere listelerine 2 numaradan giriş yaptı. Ancak eski lanetli günlerin anısına olsa gerek, şarkının yasal hakları, Rolling Stones’un hak sahibi olan ABKCO Music’e aitti ve bu yüzden açılan davada The Verve şarkı üzerindeki tüm haklarını kaybetti. Albümden yayınlanan 2. single “Drugs Don’t Work”, The Verve’ün İngiltere listesine 1 numaradan giren ilk hiti oldu ve bunu “Lucky Man” ve “Sonnet” adlı parçalar takip etti.

1998’deki Amerika turnesinde, Simon Tong sahnede bayıldı ve McCabe strese dayanamadığını söyleyerek gruptan ayrıldı. 1999 yılında da grup dağıldığını açıkladı ve grup üyeleri solo çalışmalarına yöneldi.

alıntıdır..

63
Müzik / Sex Pistols
« : 05 Nisan 2008, 12:12:51 »


Sex Pistols, efsanevi punk topluluğu, 1975 yazında Malcolm McLaren önderliğinde bir araya geldi. Bir süre "Swankers" olarak tanınan topluluk, şarkıcı Wally Nightingale'in katılımıyla "Sex Pistols" ismini aldı. Gitarda Steve Jones (3 Mayıs 1955 d.), davulda Paul Cook (20 Temmuz 1956), bas gitarda Glen Matlock (27 Ağustos 1956) ve vokalde Johhny Rotten (31 Ocak 1956) çekirdek kadroyu oluşturuyorlardı.

1976'ya gelindiğinde Sex Pistols Londra ve civar kentlerde ara sıra sahne alıyor, McLaren'in gençlere bir hediye olarak tanımladığı, dikilmiş dağınık saçlar, yırtık giysiler ve çengelli iğnelerle süslenmiş hayranları gittiği yerlere peşi sıra sürüklüyordu. Topluluğun gezileri şiddet ve vahşetle özdeşleşmişti, saldırganlık gözüne cam kırıkları batmasıyla kör olan bir kızın da zarar gördüğü "100 Club Punk Rock Festival"da zirveye ulaşmıştı. Ancakne bu kötü şöhret ne de ertesi sene EMI Records'dan çıkan "Anarchy In The UK" 45'liği grubun çalışmalarını sekteye uğrattı.

İlk 45'likleri olan "Anarchy In The UK" açılışında Rotten'in alay dolu kahkahasından, son saniyelerine kadar tam bir punk parçasıydı. Sex Pistols "London Weekend Television's Today" programında da yayımlanmasıyla çok daha büyük başarılara imza atacaklarını umuyor muydu bilinmez ama televizyon onlara sadece zarar verdi; ertesi gün gazete manşetlerinde yayına küfür bile edildi. Bununla da kalmadı "Anarchy" turnesi makaslandı, gitmeyi planladıkları bir çok yere gidemediler; 45'lik ise dağıtım sorunları, toplama emirleri ve yasaklamalarla dinleyenlere ulaşamadı, bu da tartışmaları artırdı, ortamı daha da elektriklendirdi. Yine de listelere girmeyi ve uzunca bir süre listede kalmayı başardı. Çok geçmeden grubun reklamları kesildi, kadroda da bir değişikliğe gidildi. Matlock ayrıldı, yerine 1977 Şubat'ında efsanevi Sid Vicious (10 Mayıs 1957 d.) geldi.

Bir ay sonra A&M Records ile masaya oturuldu ancak sözleşme bir hafta sürdü. Bu belki de A&M Records'un en büyük hatası idi. Virgin Rec.'a dahil olan Sex Pistols ikinci 45'likleri olan "God Save The Queen"i çıkardı. İngiliz milliyetçiliğinin tam kalbine saplandı bu çalışmaları, üstelik çıktığı sıralarda da Kraliçe'nin kutlama şenlikleri düzenleniyordu. Bir günlük radyo yasağı çalışmanın başarısından fazla bir şey eksiltmedi. New Musical Express listesinde birinciliğe, resmi listelerde ise ikinciliğe yükseldi (bazı yorumcuların parçanın listelere girmesine engel olabilmek için ellerinden geleni yapmasına rağmen). Sex Pistols'ın yaptıklarına kızan aşırı Kraliyetçiler onlara gördükleri yerde taşlarla, sopalarla saldırıyorlardı.

Üçüncü 45'likleri çoğu ayrılan Matlock'a ait olan "Pretty Vacant" ile çıkmış oldu; bu çalışmanın bir özelliği de topluluğun en kolay bulunabilen çalışması oluşuydu. İlk On'da da başarı gösteren çalışmayı "Holidays In The Sun" izledi. Tartışmalar yaratan ismiyle ilkalbümleri çıktı: "Never Mind The Bullocks, Here's The Sex Pistols". İngiltere listelerine bir numaradan girdi ve rock müzikte bir kilometre taşı olarak kabul gördü. Aslına bakılırsa albüm ne kadar iyi olursa olsun, eski çalışmalardan oluşuyor olması, yeni fikirler üretilemediğini akla getiriyor. Sex Pistols'ın öyküsünü filme dökmek için gösterilen yarım yamalak çabalar topluluğa büyük zaman kaybına neden oldu. Aynı şekilde başarısız bir Amerika turnesi girişimi topluluğun zaten sarsılmış olan kariyerine büyük darbe vurarak zarar verdi. '78'in başlarında Rotten, San Francisco'daki turnenin katılacağı son turne olacağını ve gruptan ayrılacağını duyurdu. Menajer McLaren'e göre ise kovulmuştu.

McLaren aynı zamanda Sex Pistols'ı Brezilya'ya, tren soyguncusu Ronnie Biggs ile birlikte filme almaya götürmeye niyetlendi. Eroin bağımlılığı nedeniyle rahatsızlanan Vicious kalırken, Jones ve Cook bu projeye seve seve katıldı. Biggs'i yeni vokalist olarak tanıtan McLaren ile yine tartışmalar yaratan bir 45'lik çıktı: "Cosh The Driver". Daha sonra "No One Is Innocent" ismini aldı ve Vicious'un Frank Sinatra'nın ünlü "My Way" parçasının yorumuyla birlikte albüm olarak piyasaya sürüldü. "My Way" çok ses getirdi, Vicious'un Sinatra'yı makaraya alışı ve onu izleyen gitar melodileri şarkıyı tam olarak bir Sex Pistols şarkısı yapıyordu. McLaren'in hayallerini kurduğu film sonunda bitti. Yönetmen Julien Temple imzasıyla "The Great Rock'n'Roll Swindle" ismini taşıyan film geçmişi biraz bencilce yeniden yazıyordu.

Filmde Matlock hak ettiğinden fazla geri plana itilmişti. Rotten'a ise özel bir ilgi gösterilmişti sanki. Çekimler biterken topluluktaki bölünmeler sona ermiş, taşlar yerine oturmuştu. Grubun merkezindeki isim Vicious, Eddie Cochran'ın "C'mon Eve" parçasını yorumlayıp New York'a döndü.

12 Ekim 1978'de kız arkadaşı Nancy Spungen otel odasında bıçaklanmış bir şekilde bulunduğunda Vicious Da zanlı olarak hüküm giydi. Kefaletle serbest bırakılan Sid, bir altınvuruş denemesi sonrasında 2 Şubat 1979'da uykusunda öldü. Virgin Records Sex Pistols'tan artakalanları yayımlamaya devam ediyordu. Aralarında "Flogging A Dead Horse" çalışmasının da bulunduğu bu eserlerden para kazanmayı denedi.

Punk rock'a attıkları keskin imza Sex Pistols'ın kalıcı olmasını sağladı. Efsanevi grubun sorunları on yıl sonra 1986'da yüksek mahkemede çözüme kavuştu. Rotten ve diğer Pistol'lar manajerlerine karşı büyük bir zafer kazandılar. Dedikoduyla geçen yıllardan sonra topluluk üyelerinden hayatta kalanlar 1996'da bir turne için bir araya geldi. Doğum partisi 100 Club'da yapıldı; değişen tek şeyin yüz çizgileri ve saç renkleri olduğu açıktı. Sahne gösterisinin ardından konuşmalarında Green Day ve Oasis'in fazla çerez olduğunu belirttiler. Tur yine de para için yapılmıyor izlenimini veremedi. Finsbury Parktaki final sarsıcıdan çok nostaljikti; Rotten hâlâ çirkin ve iğrençti, hepsi hâlâ Matlock'tan nefret ediyorlardı.

alıntı:anatolianrock.com

64
Müzik / Rolling Stones
« : 05 Nisan 2008, 11:43:53 »

Rolling Stones Rock'n Roll terimini tarif etmek için kullanılan bir isim olan Rolling Stones aynı zamanda 30 yıllık geçmişiyle dünya rock tarihinin en uzun soluklu grubu olmayı da başardı. Rolling Stones, Dartford'da okul arkadaşı olan Mick Jagger ve Keith Richards tarafından kuruldu. İkiliye daha sonra piyanist Ian Stewart ve blues gitaristi Brian Jones'da katıldı. 1960'lı yılların sonunda Rolling Stones kendini dünyanın en büyük Rock'n Roll grubu olarak adlandırıldığında grup çoktan bu sıfatı kendine yakıştırmıştı.

1962 Rolling Stones başta Chuck Berry, Howlin Wolf, Muddy Waters ve Elmore James'den etkilenen ve bu sanatçıların parçalarına repertuarlarında yer veren bir gruptu. Temmuz ayında grup adını Muddy Waters'ın bir parçası olan "Rollin' Stone Blues"dan esinlenerek Rolling Stones olmasına karar verdi ve ilk konserlerini Londra'da Marquee Club'da verdi. Aynı yılın sonlarına doğru bazı söylentilere göre sadece anfisi olduğu için gruba Billy Wyman'da katıldı.

1963 Ocak ayında Charlie Watts, Rolling Stones'a katıldı ve grupla beraber ilk konserini verdi. Grubun konserlerinde genelde Jimmy Page, Eric Clapton ve Pete Townshend gibi kişilerde bulunuyordu. Nisan ayında Andrew Loog Oldham, grubu Crawdaddy'de izleme fırsatı buldu ve ertesi günde Rolling Stones'la kontrat imzaladı. Mayıs ayında ise Stones, Decca Records'la anlaşma imzaladı. Bir ay sonrada Rolling Stones'un ilk single'ı "Come On" piyasaya çıktı. İkinci single ise gruba John Lennon ve Paul McCartney tarafından verilen "I Wanna Be Your Man" oldu.

1964 Ocak ayında Rolling Stones'un dört Amerikan rock'n'soul klasiğinin cover'ından oluşan EP'leri piyasaya çıktı. Şubat ayında ise Bo Diddley'in "Not Fade Away"in bir versiyonu olan üçüncü single piyasaya çıktı. "Not Fade Away" grubun listelerde ilk onun içine girebilen ilk single'ı oldu. Adı olmayan ilk albüm ise listelere bir numaradan giriş yaptı. Haziran ayında ise Valentinos'un, "It's All Over Now" single'ı bir numaraya yükseldi ve altın plak ödülünü aldı. Ağustos ayında grubun "Five By Five" EP'si piyasaya çıktı ve Kasım'da da Willie Dixon'un "Little Red Rooster" adlı parçasına yaptıkları cover'la grup tekrar bir numaraya yükseldi.

1965 1965 yılında grubun ikinci albümü "Rolling Stones Number 2" piyasaya çıktı. Aynı yılın Şubat'ında albümden çıkan ilk single "The Last Time" yine listelerde bir numaraya yükseldi. Ağustos'ta piyasaya çıkan "(I Can't Get No) Satisfaction" ise hem bir numaraya yükseldi hem de grubun en önemli parçalarından biri oldu. Bir sonraki ayda grubun Mart ayında İngiltere'de verdikleri konserin kaydı olan "Got Life If You Want It", Amerika'da kayıtlarını tamamladıkları "Out Of Our Heads" albümleri ise Temmuz ayında piyasaya çıktı.

1966 Rolling Stones'un farklı enstrümanları denediği ve içinde 11 dakika süren parçalara yer verdikleri albümleri "Aftermath", Şubat ayında piyasaya çıkan "19th Nervous Breakdown" single'larının ardından yayınlandı. 1966 yılının Mayıs ayında grubun yine çok ses getiren single'larından "Paint It Black", Eylül ayında ise "Have You Seen Your Mother Baby, Standing In The Shadows?" single'ı çıktı.

1967 Şubat ayında Mick ve Keith tutuklanmadan önce grubun üçüncü albümü olan "Between The Buttons" piyasaya çıktı. Mahkemelerde geçen dönemin sonunda grup "Sunday Night At The London Palladium" televizyon şovunda tartışmalara yol açan single'ları "Let's Spend The Night Together" ve "Ruby Tuesday" single'larını seslendirdi. Ağustos ayında ise Jagger ve Richards'ın yargılanmaları süresinde onlara destek olan hayranlarına yönelik "We Love You" single'ı ve Aralık ayında ise grubun bir sonraki albüm olan "Their Satanic Majesties Request" çıktı.

1968 1968 yılının Mayıs'ında Rolling Stones NME Pollwinners konserinin sonunda performanslarını sergiledi. Bu konser sırasında seslendirdikleri yeni single'ları "Jumpin' Jack Flash" ve "Satisfaction"dan anlaşılacağı gibi grup, blues kökenlerine geri dönüyordu. Grup; bir önceki sene yaşadıkları tatsız olayları bir kenara itip Dünyanın En Büyük Rock'N Roll grubu ünvanlarını tekrar elde edebilmek için çalışmalara başladı ve Ağustos ayında "Beggars Banquet" albümü piyasaya çıktı.

1969 1969 yılının 8 Haziran'ında Brian; yeni bir grup kurmak istediği için gruptan ayrıldığını açıkladı. Grubun yeni gitaristi ise John Mayall's Bluesbreakers'dan Mick Taylor oldu. 3 Temmuz'da Brian Jones, Sussex'teki evinin yüzme havuzunda ölü bulundu. Brian'ın anısı için düzenlenen Hyde Park'ta verdikleri konserden bir hafta sonra ise yeni single "Honky Tonk Woman" piyasaya çıktı ve listelerde bir numaraya yükseldi. Aynı yılın Aralığında grubun bir sonraki albümü "Let It Bleed" çıktı.

1970 1970 yılında, Mick Jagger'ın 1968 yılında çektiği filmi "Performance" yayınlandı. Aynı yılın Eylül'ünde grubun bir önceki sene Madison Square'de verdikleri konserin kaydı olan albüm piyasaya çıkarken 1969 yılında verdikleri turnenin filmi ise "Gimme Shelter" adı altında yayınlandı.

1971 Decca ile anlaşmları sona eren grup; kendi plak şirketleri Rolling Stones Records'la iki yeni single "Brown Sugar" ve "Bitch"i piyasaya sürdü. Nisan ayında ana albümlerden biri kabul edilen ve albüm kapağında Andy Warhol çalışmaları bulunan "Sticky Fingers" piyasaya çıktı.

1972 Nisan ayında ise "Exile On Mainstreet" double albümünden çıkan "Tumbling Dice" Keith Richards'ın Güney Fransa'daki evinde kaydedildi.

1973 1973 yılının Ağustos'unda "Goats Head Soup" albümünden "Angie" single'ı piyasaya çıktı.

1974 Temmuz ayında ilk ona giren "It's Only Rock'n Roll" Ronnie Wood'un Güney Londra'daki evinde geri vokallerde David Bowie ve davulda Kenny Jones'la birlikte kaydedildi. Aynı yılın Aralık ayında Mick Taylor solo çalışmalara yönelmek üzere gruptan ayrıldı.

1975 Munih'te grubun hakkında çıkan spekülasyonların ardından bir sonraki albüm "Black and Blue" için grup stüdyoya girdi ve hemen ardından grup üyeleri Mick Taylor'un yerine geçen yeni üyenin adını açıkladı: Ronnie Wood.

1976 1976 yılının Ağustos'unda "Black and Blue" albümü piyasaya çıktı. Albümden çıkan "Fool To Cry" ise müzik listelerinde ilk 10'un içine girmeyi başardı.

1977 Şubat ayında Toronto'da Rolling Stones küçük konserler verip çıkartacakları canlı kayıtlardan oluşacak albüm için hazırlanırken, Keith Richards ve Anita Pallenberg tutuklandı. Aynı yılın Ekim'inde grubun bir önceki turnesinden ve Toronto'da verdikleri konserlerin a-side'larından oluşan "Love You Live" double albümü piyasaya çıktı.

1978 Dans müziğinden etkilenerek ortaya çıkan ve aynı zamanda ilk 12 inch'lik single örneklerinden olan "Miss You" Amerika'daki müzik listelerine bir numaradan giriş yaptı. Single'ı "Some Girls" LP'si takip etti.

1979 Ronnie Wood, üçüncü solo albümü olan "Gimme Some Neck"i piyasaya sürdü.

1980 Haziran ayında yeni single reggea ve disko soundlarından oluşan "Emotional Rescue" piyasaya çıktı single'ı yine aynı adı taşıyan albüm takip etti.

1981 1981 yılının Ağustos'unda piyasaya çıkan "Start Me Up"listelerde çıktığı gün ilk ona girmeyi başardı. Single'ı "Tatoo You" albümü takip etti. Aynı yıl, Rolling Stones, sahnede avant-garde çalışmaların bulunduğu mega-stadyum turnelerine başladı.

1982 Rolling Stones'un, Avrupa'da verdiği konserler büyük başarı kazandı. Haziran'da canlı kayıtların bulunduğu "Still Life" albümünü piyasaya sürüldü.

1983 Ağustos ayında Paris Ritz Otel'inde Mick Jagger, Keith Richards ve CBS'in başı Walter Yetnikoff arasında 28 milyon dolara Rolling Stones'un dört stüdyo albümü çıkarması için anlaşma imzalandı. Aynı yılın Ekim'inde "Undercover Of The Night" single'ı ortaya çıktı

1985 Rolling Stones, 1985 yılının Şubat'ında "Dirty Work" albümünün kayıtları için Pathe-Marconi Stüdyolarına girdi. Mick Jagger ilk solo albümü olan "She's The Boss"u piyasaya sürdü. Haziran ayında David Bowie ile birlikte kaydettikleri "Dancing In The Street" piyasaya çıktı. Mick Jagger, aynı zamanda Tina Turner'la birlikte Filedelfiya'da konser verdi. 1985 yılının sonlarına doğru Rolling Stones yeni albümünün çalışmalarına başladı. Çalışmaların sonuna doğru grubun uzun süreli menajeri Ian Stewart Londra'da öldü.

1986 Geri vokallerde soul efsanesi Bobby Womack'ında bulunduğu Bob & Earl'ün 1964 yılı hit'i 1986 yılının Mart'ında piyasaya çıktı. "Dirty Work" albümü Ian Stewart'a adandı.

1987 Keith Richards, Virgin Records'tan çıkan ilk solo albümünü Montreal'deki Le Studio'da kaydetti. Taylor Hackford'un Chuck Berry tribute'u "Hail! Hail! Rock'N'Roll" Ekim ayında piyasaya çıktı. Keith filmin müzikal direktörüydü. Filmde rol alan kişiler ise; Chuck Berry, Eric Clapton, Etta James, Julian Lennon, Robert Cray ve Keith Richards'ın kendisiydi.

1988 Mick Jagger ikinci solo albümü "Primitive Cool"u piyasaya sürdü. Aynı yılın Eylül'ünde Keith Richards'ın ilk solo albümü "Talk Is Cheap" piyasaya çıktı. Albümden çıkan ilk single ise "Take It So Hard" oldu. 16 Ekim 1988'de evi Jamaica'da olan Keith Richards'ın, ülkede meydana gelen fırtınadan etkilenmesi üzerine Dominion Tiyatrosu'nda "Smile Jamaica" adı altında verilen hayır konserine katıldı. Bu konserde Keith Richards sahnede U2 ile birlikte iki şarkı seslendirdi.

1989 1989 yılının başında Rolling Stones; Rock and Roll Hall Of Fame'e dahil edildi. "Start Me Up" single'ı piyasaya çıktı. Yine 1989 yılında Mick Jagger ve Keith Richards, Barbados'taki Eddy Grant'ın stüdyosunda tekrar birlikte şarkı sözü yazıp yazamayacaklarını anlamak için bir araya geldi. 2 ay sonra ikilinin 12 yeni şarkısı hazırdı. Tekrar 60 ve 70'li yıllardaki sound'u yakaladıkları albümün kayıt ve mix işlemleri 5 hafta gibi kısa bir süre içinde tamamlandı. Temmuz ayında Rolling Stones yaptıkları basın toplantısında yeni albümleri "Steel Wheels"ın yakında çıkacağı haberini verdi. Ve Ağustos ayında albümden çıkan ilk single "Mixed Emotions"la birlikte grup listelerdeki yerine geri döndü. Albümü desteklemek amacıyla verdikleri turne de grubun en büyük sahne performansı olarak kabul edildi.

1991 1991 yılında grubun tüm elemanları solo çalışmları üzerine yoğunlaştı. Kasım ayında grup Virgin Records'la anlaşma imzaladı.

1992 Richards ikinci solo albümü olan "Main Offender"ı Virgin Records'tan piyasaya sürdü.

1993 Ve bir sonraki sene yani, 1993 yılında Rolling Stones, 30. yıldönümlerini kutladı. BBC'deki "London Tonight"ta yaptıkları röportajda Billy Wyman gruptan ayrıldığını açıkladı.1993 yılında Mick Jagger üçüncü solo albümü "Wandering Spirit"i piyasaya sürdü.

1994 Yeni albümlerinin ön prodüksiyonu Barbados'ta tamamlayan grup üyeleri Dublin'de tekrar bir araya gelerek albümü tamamlamaya karar verdiler. Virgin'la yaptıkları anlaşmadan sonra piyasaya çıkan ilk albüm "Voodo Lounge" oldu. Albümü desteklemek için verdikleri konserler sırasında grup MTV'nin Ömürboyu Başarı Ödülü'nü aldı. Ayrıca Rolling Stones, aynı senenin 10 Kasım'ında verdikleri konseri internetten canlı yayınlayarak bir ilke daha imza attı.

1995 1995 yılı Stones'un daha önce hiç konser vermedikleri Güney Amerika Turnesi'yle başladı. Turne sırasında grup zaman bulup "Street Fighting Man"in akustik versiyonunu kaydetti. Yine '95 yılında grup bir sonraki albümü "Stripped"i ve yılın sonunda ilk CD-ROM'ları (Voodo Lounge)u piyasaya sürdü.

1996 Grup üyeleri yaptıkları soundtrack çalışmalarıyla yine gündemde kalmayı başardı bahsettiğimiz filmler Casino, The Fan ve Basquiat'dı. Ve yine 1996 yılında grup üyeleri solo çalışmalara yöneldi.

1997 1997 yılının sonunda grubun "Bridges To Babylon" albümü ve

1998 1998 yılında ise grubun üçüncü canlı kayıtlardan oluşan albümü "No Security" piyasaya çıktı.

2001 2001 yılında ise grubun, 1960 yılından 1990 yılına kadar yaptığı roportajlarından ve basın açıklamalarından oluşan "As It Happened" piyasaya çıktı. Mick Jagger'ın dördüncü ve son solo çalışması 19 Kasım 2001 tarihli "Godess In The Doorway". Mick Jagger'a bu son albümünde Bono, Lenny Kravitz ve Rob Thomas gibi isimler de eşlik etti. Çıkan ilk single "God Gave Me Everything"i ise Lenny Kravitz bu albüm için besteledi ve parçanın geri vokallerinde de yer aldı.

2002 yılında "Forty Licks" adlı derleme albümü piyasaya sürüldü. Adından da anlaşılacağı gibi en iyi 40 şarkılarına yer vermişlerdi bu albümde.

2005 te ise sekiz yıllık bir aradan sonra "A Bigger Bang" adlı albümü piyasaya sürdüler. Albümden "Streets Of Love" ve "Rain Fall Down" singleları çıktı.

Grup Elemanları

1962 - 1963
Mick Jagger
Keith Richards
Brian Jones
Dick Taylor
Bill Wyman
Ian Stewart
Carlo Little, Tony Chapman, Mick Avory

1963 - 1969
Mick Jagger
Keith Richards
Brian Jones
Bill Wyman
Charlie Watts

1969 - 1974
Mick Jagger
Keith Richards
Mick Taylor
Bill Wyman
Charlie Watts

1975 - 1992
Mick Jagger
Keith Richards
Ron Wood
Bill Wyman
Charlie Watts

1993 -
Mick Jagger
Keith Richards
Ron Wood
Charlie Watts

edit : alıntıdır kerem :P

65
Müzik / The Beatles
« : 05 Nisan 2008, 00:28:55 »

The Beatles, İngiltere'nin Liverpool kentinde kurulmuş bir müzik grubuydu. The Beatles hem sanatsal hem de ticari başarılarıyla tarihte büyük bir üne kavuşmuştur. Modadan müziğe kadar geniş yelpazede bügünkü gelişime payları büyüktür. Grup, birçok satış rekorları kırıp elliden fazla şarkisıyla liste başarısı göstermiştir. Amerika'da büyük bir başarıya ulaşmış ilk İngiliz grubu olmuştur

The Beatles, kendi materyallerini besteleyen ve birçok müzik tarzını içeren ilk rock akımlarındandır. Birçok yeni müzik tarzına kapı açan grup aynı zamanda birçok yenilikçi prodüksyon tekniklerine de öncülük etmiştir. 1965 yılının Aralık ayında çıkardıkları Rubber Soul ve 1966'da çıkan Revolver popüler müzik için devrim niteliğinde iki albümdür. 1967'de çıkardıkları Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band albümleri genel olarak ilk kendilerine özgü tarzdaki albümü olarak görülür. Grubun giysileri, saç tarzları, müzik enstrumanı seçimleri, etkin oldukları dönemin modasını belirlemiştir. Grubun bu etkisi de, müzik sahnesini aşıp sosyal ve kültürel bir devrim niteliğine ulaşmıştır.

The Quarrymen

John Lennon 1950'lerde Elvis Presley gibi sanatçılar sayesinde rock 'n roll'la ilgilenmeye başlamıştı. Sanatçı arkadaşı Pete Shotton ile birlikte 1956'da The Quarrymen adlı bir grup kurar. Daha sonra gruba Bill Smith katılır. Gruptaki elemanlar enstrümanlarında yetersiz oldukları için hep değişmekteydi. 6 Temmuz 1957'da bir partide John Lennon, Paul McCartney ile tanışır. Kısa süre sonra Lennon'dan gruba katılması için teklif alır ve bunu kabul eder. Grupta eleman değişiklikleri devam ederken 1958 gruba genç gitarist George Harrison katılır. Grup 1958'de bir demo kaydeder. Demoda That'll Be the Day adlı bir cover parça, bir tane de McCartney / Harrison bestesi In Spite of All the Danger vardır.

The Beatles'ın temelleri, Almanya günleri

Grup 1959 Eylül'ünde dağılır. Harrison başka bir gruba gider, McCartney ve Lennon beraber çalmaya devam ederler. 1960'da tekrardan biraraya gelen üçlü yanlarına Lennon'ın çocukluk arkadaşı Stuart Sutcliffe'i alırlar. Grup "the Silver Beetles" gibi isimleri denemeye başlarlar. Grup daha sonra The Beetles adıyla çalmaya devam etmek isterken Paul McCartney'nin önerisiyle ritim anlamına gelen "beat" sözcüğüne gönderme olsun diye grup The Beatles adını alır. Grup daha sonra davula Pete Best'i alır ve bir süre Almanya'da çalarlar. Önce Harrison yaşı hakkında yalan söylediği için sınır dışı edilir. Daha sonra bir yangın dolayısıyle Best ve McCartney sınır dışı edilir. Grup şarkıcı Tony Sheridan tarafından teklif alır ve onunla çalmaya başlar. Tony Sheridan and the Beat Brothers olarak Almanya'da listelere girerler ve tekrar Almanya'da çalmaya başlarlar. Hamburg'ta verilen son Almanya konseri sonrası Sutcliffe, Almanya'da kalmaya karar verir ve dörtlü İngiltere'ye döner. Böylece bas gitara Paul McCartney geçer.

İlk kayıtlar ve davulcu problemi

Grup İngiltere dönünce Almanya'da tanıştıkları Brian Epstein'la menejeri olarak anlaşırlar. 1962'de eski üyeleri ve arkadaşları Stuart Sutcliffe'in beyin kanamasından ölüm haberini alırlar. Grup ve Epstein bir çok firmaya giderler ama müziklerinin modası geçmiş olduğu iddiasıyla kimse tarafından kabul edilmezler. En sonunda EMI yetkilisi George Martin onlarla bir senelik anlaşma imzalar. Gerçekten Martin onların müziklerinden çok kişiliklerini beğenmiştir. Pete Best ise hem Epstein hem Martin tarafından beğenilmemişti. Davulcunun klasik Beatles saç şeklini kabul etmemesi ve hastalık yüzünden bazı konserlere katılaması sorun olmuştu. En sonunda Beatles üyeleri onun ayrılmasına karar vermişlerdi. Daha sonra Beatles üyelerinin daha yakından tanıdığı Ringo Starr bateriye alındı.

İngiltere'de Beatlemania

Beatles ilk single'ı "Love Me Do"'yu 1962'de çıkardı ve listelerde 17. sıraya yükseldi. İkinci single Please, Please Me ise 2.liğe kadar çıktı. İlk albüm Please Please Me Nisan 1964'te çıktı. Böylece Beatlemania adı verilen Beatles çılgınlığı İngiltere'de başladı. From Me To You single'ı ise Beatles'ın ilk bir numara hiti olmuştu.

Amerika günleri

1963 sonlarında Beatles'ın önceki single'ları ve yeni şarkıları She Loves You, Amerika'da yayınlandı. Ancak bu şarkılar bir heyecan yaratmadı. Ancak Epstein'ın isteği ile I Want to Hold Your Hand şarkısı yayınlandı ve klibi tüm Amerika'da gösterilmeye başlandı. Radyolar bu şarıyı çalmaya başladılar ve on gün içinde bir milyon kopya satmayı başardı. Beatles, Amerika'da televizyon programlarına da çıkmaya başladı.

Grup Amerika'ya ilk geldiklerinde havaalanında 3000'e yakın dinleyici bekliyordu. Amerka'daki ilk canlı programa George Harrison hastalığı yüzünden çıkamamıştı. Beatles'ın ilk albümleri birkaç değişiklikle Introducing... The Beatles ve Meet The Beatles! olarak yayınlandı. 1964'te A Hard Day's Night adlı ilk Beatles filmi yayınlandı. Beatles üyelerinin oynadığı bu komedi filmi iki Oscar adaylığı kazandı ve film şarkıları aynı isimli albümde yayınlandı. 1965'te de ikinci film Help! yayınlandı. Bu filmin de şarkıları aynı isimli albümde yayınlandı. Bu film çekimleri sırasında da Beatles uyuşturucu kullanımına devam etmişti.

Problemler

1966'da Filipinler'e giden grup, devlet başkanının eşi tarafından kahvaltıya çağırıldı. Ancak Epstein, grubun böyle resmi davetleri kabul etmediğini söyledi. Bu karar televizyon kanallarında yayınlanınca ülkede büyük bir öfke uyandırdı. Beatles ülkeden ayrılırken, koruma için polis verilmedi ve Beatles ekibi saldırıya uğradı. Daha sonra Amerika'da yapılan bir röportajda John Lennon, o ünlü sözü söyledi; "The Beatles şu anda İsa'dan daha popüler". Şaka amaçlı söylenen bu söz Amerika'da büyük sorun yarattı ve Beatles plakları yakılmaya başladı. John Lennon daha sonra özür dilediğini söylediyse de öfke dinmedi. Daha sonra Amerika'daki son turneye çıktılar.

Psychedelic dönem 

Grup 1966'de Revolver albümünü yaptı ve büyük bir müzikal değişimi gösterdi. Artık rock sound'u daha öne çıkıyordu. Özellikle Tomorrow Never Knows ve Yellow Submarine gibi şarkılarda bulunan ses efektleriyle The Beatles Psychedelic müzik yapmaya başlamıştı. 1967'de ise Beatles'ın en iyi işi olarak görülen Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band albümü yayınlandı. Albümde Revolver'da kullandıkları ses tekniklerini yeni buldukları yöntemlerle zenginleştiriyorlardı. Albümün sözlerindeki uyuşturucu etkileşimli sözler de dikkat çekmekteydi. 27 Ağustos 1967'de grubun menejeri Brian Epstein 32 yaşında uyuşturucudan öldü. 26 Aralık 1967'de grup üyelerinin oynadığı film Magical Mystery Tour yayınlandı. Renk karmaşası içindeki film iyi eleştiriler toplamadı. Grup filmdeki şarkıları aynı isimli albümde yayınladı.

1968'de grup üyeleri Hindistan'a gitti ve uzun süre meditasyon hakkında çalışmalar yaptı. Aynı sene Yellow Submarine çizgi filmi de yayınlandı. Bu film de bundan önceki filmleri gibi iyi eleştiriler toplamadı. Amerika'ya döndüklerinde The Beatles adındaki The White Albüm olarak da bilinen albüm için çalışmalara başladılar. Ancak bu çalışmalar yanında bir çok kavga getiriyordu. Ringo Starr 4 şarkının kayıtlarına girmedi ve Paul Mc Cartney onun yerini doldurdu. John Lennon'un eşi Yoko Ono'nun da stüdyonun her aşamasında grupla olması sorun yaratıyordu. Bir diğer problemi de George Harrison bestelerine yeteri kadar yer vermemeleriydi. İki CD'lik bu albüm de ötekileri kadar büyük bir ilgiyle karşılandı.

Ayrılık 

Grup üyeleri ile Paul McCartney arasında yeni menejer sorunu yaşandı. McCartney o zamanki eşinin babası Lee Eastman'i isterken, diğer grup elemanları Allen Klein'ı istiyordu. Klein en sonunda menejer olarak seçildi ancak 1971'de gruptan para çaldığı farkedildi. Grup en son konserini 1969'da izinsiz olarak bir çatıda verdi. Polis tarafından indirildikleri görüntüler Let It Be filmlerine de kondu. Grup 1969'da yine stüdyoda problemler yaşadıkları Abbey Road albümünü kaydetti. Aynı anda da Let It Be albümü kayıtları devam ediyordu. 20 Eylül 1969'da Lennon grup elemanlarına ayrıldığını söyledi ancak basına bir açıklama yapılmadı. 3 Ocak 1970'de George Harrison bestesi I Me Mine kaydedilmiş son Beatles şarkısı oldu ancak John Lennon bu kayıtlarda yoktu. Aynı yıl ilk adı Get Back olarak karar verilen ancak mix'i beğenilmemiş albüm en sonunda Let It Be olarak yayınlandı. Ancak bu grubun dağılmasını engelleyemedi. 10 Nisan 1970'de McCartney basın toplantısı ile grubun dağıldığını açıkladı.

Beatles sonrası 

1970'de bütün Beatles üyelerinin solo albümleri yayınlanmıştı. 1973 tarihli Ringo adlı Ringo Starr albümünün bir parçasında üç Beatles üyesi bir araya gelmişti. 1974'te Lennon ve McCartney stüdyoda kendileri için kayıt yaptılar ancak bir daha hiç buluşmadılar.

1980'de John Lennon evinin önünde vuruldu. Yaşayan diğer 3 Beatles elemanı All Those Years Ago adlı George Harrison şarkısında tekrar bir araya geldiler. Şarkı Lennon'ın anısına yazılmıştı.

1988'de grup Rock N Roll Ünlüler Salonu'na girmeye hak kazandı. Starr, Harrison ve Yoko Ono orada bulunmasına karşın Paul McCartney yaşanan problemler yüzünden oraya gitmeyi reddetti.

1995-1996 sırasında Beatles'ın gizli kalmış kayıtları Anthology 1,2,3 olarak yayınlandı. Ayrıca iki Lennon bestesi Free As A Bird ve Reel Love, Beatles'ın üç elemanı tarafından kaydedildi.

2001'de George Harrison gırtlak kanseri yüzünden öldü.

Üyeler

John Lennon (Gitar, Vokal): 1960 - 1969
Paul McCartney (Bas Gitar, Vokal): 1960 - 1970
George Harrison (Gitar, Vokal): 1960 - 1970
Ringo Starr (Bateri, Vokal): 1960 - 1970
Stuart Sutcliffe (Bas Gitar): 1960 - 1961
Pete Best (Bateri): 1960 - 1962

Diskografi

İngiltere Albümleri

Please Please Me (1963)
With the Beatles (1963)
A Hard Day's Night (1964)
Beatles For Sale (1964)
Help! (1965)
Rubber Soul (1965)
Revolver (1966)
Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band (1967)
The Beatles (1968)
Yellow Submarine (1969)
Abbey Road (1969)
Let It Be (1970)
Amerika Albümleri

Introducing... The Beatles (1964)
Meet the Beatles! (1964)
The Beatles' Second Album (1964)
A Hard Day's Night (1964)
Something New (1964)
Beatles '65 (1965)
The Early Beatles (1965)
Beatles VI (1965)
Help! (1965)
Rubber Soul (1965)
Yesterday… and Today (1966)
Revolver (1966)
Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band (1967)
Magical Mystery Tour (1967)
The Beatles (1968)
Yellow Submarine (1969)
Abbey Road (1969)
Let It Be (1970)

66
Müzik / Björk
« : 04 Nisan 2008, 23:43:36 »


Müzik dünyasına Björk adıyla giriş yapan Björk Gudmundsdottir (d. 21 Kasım 1965, Reykjavik) hayatının büyük bir kısmını sınıflandırılmış bir müzik türüne ait olmamak için deneysel ve sanatsal müzik çalışmaları yaparak geçirdi.Onu sadece çıkardığı solo albümleriyle tanıyanlar daha önce üç farklı grupla çalışmalarda bulunup albüm çıkardığını öğrendiklerinde biraz şaşırabilirler. Björk; müzikal hayatına; doğduğu yer olan İzlanda, Reykjavik’da başladı diyebiliriz. Daha küçük bir çocukken flüt, piyano ve şan dersleri almaya başladı. Ve 1979 yılında ilk grubuna katıldı. 15 yaşındayken “[aerist]Tappi Tikarass” adında “Siouxsie and The Banshees”den oldukça etkilenmiş olan bir post-funk grubu kurdu.1982 yılında grubun iki parçası, İzlanda’lı Yeni Dalga Artistlerin konu edildiği “Rock in Reykjavik” adında ki bir belgeselde kullanıldı. Ve bunun sonucunda Björk müzik çevreleri tarafından tanınmaya başladı. 1983 yılında Björk ve diğer İzlanda’lı Yeni Dalga Artistleri özel bir radyo programında bir araya gelmeleri için davet edildi.

Björk ve aralarında Einar Orn ve Sigtryggur Baldursson’un da bulunduğu bir kaç kişi bu programda diğerlerine nazaran başarılı bir performans sergiledi ve o yılın sonunda da “KUKL” adında bir grup oluşturdular. Bu sırada Tappi Tikarass’ın ikinci ve son albümü de çıktı. Bundan sonra Björk, sadece Kukl’la çalışmalarını sürdürdü. İki sene boyunca Björk ve yeni grubu iki albüm piyasaya sürdü. 1986 yılında ise grup dağıldı. Björk ve kocası, gitarist Thor Eldon’ın, 8 Haziran 1986’da Sindri adında bir oğulları oldu. Aynı gün aralarında Björk, kocası Thor Eldon ve Kukl’un elemanlarından bir kaçının da bulunduğu yeni bir grup oluştu.

1986 yılının sonunda grubun ismi de belli oldu. Orjinal ismi Sykurmolarnir olan “Sugarcubes”. 1987 yılında grubun uzun yıllar hafızalardan silinemeyecek ilk single’ı “Birthday” piyasaya çıktı. Bu single’la birlikte grup Elektra ile anlaşma imzaladı. 1988 yılının baharında grubun ilk albümü “Life’s Too Good” Amerika’da piyasaya çıktı. Çıkan ikinci albüm “Here Today Tomorrow Next Week” ise birinci albümün yakaladığı başarıyı elde edemedi. 1990 yılında Björk, geleneksel İzlanda jazz soundlarının yer aldığı ve sadace İzlanda’da satışa sunulan albümü“Gling Glo”yu çıkardı.

1992 yılında Sugarcubes’un üçüncü albümü “Stick Around For Joy” adındaki albümü piyasaya çıktı. Ve grup bu yılın sonunda dağıldı. Sugarcubes’un elde ettiği ün, bir anda Björk’ün üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Böylece müzikal hayatına solo olarak devam edecek Björk, büyük bir avantaj da sağlamış oldu. Björk, kocası Thor’dan ayrıldıktan sonra, oğlu Sindri ile birlikte, 1993 yılında Londra’ya taşındı. Ve burada ünlü İngiliz dans müziği prodüktörleriyle çalışma imkanı buldu. Bu prodüktörlerden en önemlisi ise Björk’ün ilk albümü “Debut”ta da büyük katkısı olan Nellee Hooper’dı. Björk’ün ilk solo albümü olan Debut ve albümden 1993 yılının Haziran ayında çıkan ilk single “Human Behaviour” çok ilgi çekti. Parça İngiltere Top 40’da bir numaraya kadar yükseldi.

1993 yılında Björk, İngiltere listelerinde “Venus As A Boy”, “Big Time Sensuality” ve daha sonra “Young Americans” filminde de kullanılacak olan “I Play Dead” parçalarıyla haftalarca listelerde kalmaya başardı. Rolling Stone dergisi tarafından başarısız bir albüm olarak değerlendirilen Debut, NME dergisi tarafından yılın albümü seçildi. Ayrıca Björk, o yıl düzenlenen Brit ödülleri’nde de “En İyi Uluslararası Kadın Solo Artisti” seçildi. Her şeyi bir kenara bırakacak olursak albüm hakkındaki en doğru veri ise satış grafiğinden anlaşılıyordu. Albümle Björk, Amerika’da bir star olma yolunda ilk adımı atmıştı.

Björk 1994 yılında sessiz kalmayı tercih etti ve ikinci albümünün çalışmaları üzerine yoğunlaştı. Björk ikinci albümünde; Nellee Hooper, Tricky, 808 State’s Graham Massey ve Howie B. ile çalıştı. 1995 yılının Haziran ayında Björk’ün ikinci albümü “Post” piyasaya çıktı. Björk’ün bu ikinci albümünden çıkan ilk single ise “Army Of Me”di. Albüm İngiltere Müzik listelerine iki numaradan, Amerika müzik listelerine ise 32 numaradan giriş yaptı. Bu albümle Björk, 1995 yılında yapılan Brit Ödülleri’nde ikinci kez “En İyi Uluslararası Kadın Solo Artisti” ödülünü aldı. Albümden çıkan singlelar “Isobel”, “It’s Oh So Quiet”, “Hyperballad” uzun süre listelerde kalmayı başaran parçalardı.

Björk’ün üçüncü albümü “Telegram” 1996 yılının sonlarına doğru piyasaya çıktı. Bu albüm Post’un tekrar kaydedilmiş, remixlenmiş bir versiyonuydu. Telegram Amerika’da 1997 yılının Ocak ayında piyasaya çıktı. Björk’ün o güne kadar yaptığı en deneysel parçaların bulunduğu dördüncü albümü “Homogenic” 1997 yılında piyasaya çıktı. Björk, bu albümde LFO’dan Mark Bell, Mark “Spike” Stent ve Post’da çok büyük katkıları olan Howie B. ile çalıştı. Telli çalgılarla, kekelemeler, belli belirsiz ritmler, ve akordiyon ve cam armonikanın yer aldığı albümde belirsizliklere rastlamak mümkün. Örneğin albümün açılış parçası olan “Hunter” gayet soğuk bir hava estirirken “All Neon Like” da Björk, soundu yumuşatabiliyor. Bu albümde ki belki de en başarılı parça “Bachelorette”. Ayrıca albümde yer alan Björk’ün anavatanı ve en değer verdiği arkadaşı için bestelediği parça “Yoga” da kendinden sıkça bahsettiren parçalardan biri. Albüme noktayı koyan parça ise “All Is Full of Love”.

2000 yılının baharında Björk, Cannes Film Festivali’nde, Lars Von Trier “Palme D’or” Ödüllü filmi “Dancer In The Dark”da gösterdiği başarılı performansından dolayı “En İyi Aktrist” ödülünü aldı. Björk bu film için hazırladığı soundtrack “Selmasongs” ile bir çok çevre tarafından övgüye değer görüldü.

Björk’ün «Vespertine» albümü 2001 yılında yayınlandı. Albümden çıkan ilk single ise «Hidden Place» oldu. Bjork’a özgü aykırı tutumlu «Pagan Poetry» klibiyle çok konuşuldu. 2004 yılını oldukça meşgul geçiren Bjork çoğunlukla insan seslerinin kullanıldığı «Medulla» albümünü yayınladı ve aynı zamanda bu albümden «Oceania«‘yı Atina Yaz Olimpiyatları’nın açılışında söyledi. 2005 yılında ise Matthew Barney filmi Drawing Restraint 9’ın soudtrack’ini kaydetti.

2 yıl aradan sonra 2007 yılında Bjork’u bir kabile mensubu olarak gördük. Alessandro Volta ve aynı adlı bir Afrika ülkesinden etkilenerek, «Volta» adında bir albüm piyasaya sürdü. Kabile müziği enstrumanları, üflemeliler, elektronik müzik tınıları, ve biraz da hiphop müziğin harika bir şekilde bütünleşmesiyle oluşan bu albümün prodüktörlüğünü çoğunlukla kendi yaptı. Ayrıca Mark Bell, Timbaland gibi isimlerle çalıştı. Bu albümden ‘’Earth Intruders’’ single’ını çıkardı. Ve albüm 2008 «Grammy» ödüllerinde ‘’En iyi alternatif albüm’’ dalında aday gösterildi.

Björk yazisi icin kullanilan kaynaklar Stephen Thomas Erlewine yazisi ve toplulugun resmi internet sitesi www.bjork.com ‘dur.

67
Müzik / Kamelot
« : 29 Mart 2008, 12:59:15 »

Gitarist Thomas Youngblood ve baterist Richard Warner tarafından 1991 yılında Florida'da kurulan Kamelot bir Power Metal grubudur. 1994 yılında Noise Records ile anlaşan grup 1995 yılında "Eternity", 1997 yılında da "Dominion" olmak üzere iki albüm yaptıktan sonra baterist Richard Warner ve vokalist Mark Vanderbilt ayrılmıştır. Yerlerine geçen Casey Grillo ve Roy Khan ile birlikte "Siege Perilous" adlı üçüncü albümü yapan grup geniş bir Avrupa turnesine adım attı ve aynı yıl Almanya'nın Wolfsburg kentindeki Gate stüdyosuna dönerek "The Fourth Legacy" adlı dördüncü stüdyo albümlerini kaydettiler. 2000 yılının yaz aylarında Almanya, Avusturya, İsviçre, Hollanda, Belçika, İtalya, Yunanistan ve İspanya gibi ülkeleri kapsayan "New Allegiance" turuna çıktılar ve ilk konser albümleri "The Expedition" yayınlandı. Sadece birkaç ay sonra beşinci albümleri "Karma" piyasadaydı ve grubun en iyi karşılanan albümü oldu. "Epica" (2003) ve "The Black Halo" (2005) albümlerinin her ikisi de ruhunu şeytana satan adamı anlatan Faust isimli efsanenin Johann Wolfgang von Goethe versiyonuna dayanıyordu. Grup "Black Halo World Tour 2005" isimli turnesinin ilk ayağında Epica ve Timo Kotipelto ile birlikte Avrupa ülkelerine ve Japonya'ya gitti. Bang Your Head!!!, Graspop Metal Meeting gibi birçok festivalde sahne aldılar. 2005 yılında grubun ilk videoları "The Haunting (Somewhere in Time)" ve "March Of Mephisto" gözüktü. Aynı sene Ekim ayında Oliver Palotai (klavye) kadroya dahil edilerek grubun beşinci üyesi oldu. "Black Halo World Tour" un ikinci ayağında Amerika, Kanada ve Brezilya'ya geçtiler. Ve grup "One Cold Winter's Night" isimli DVD'sinin hazırlıklarına başlamıştı.

Çıkış yeri: Amerika
Çıkış tarihi: 1991
Türü: Senfonik Power Metal
Durumu: Aktif

Grup Üyeleri :

Roy Khan - vocals
Thomas Youngblood - guitar
Glenn Barry - bass
Casey Grillo - drums
Oliver Palotai - keyboards


Eski Uyeler:

Mark Vanderbilt - vocals
Richard Warner - drums
David Pavlicko - keyboards
Sean Christians - bass

Diskografi;

Eternity (1995)
Dominion (1997)
Siege Perilous (1998)
The Fourth Legacy (1999)
Karma (2001)
Epica (2003)
The Black Halo (2005)
Ghost Opera (2007)

68
Müzik / Nickelback
« : 29 Mart 2008, 12:42:29 »

Hard rock yapan, enerjik ve eglenceli grup Nickelback 1996'da Hanna Alberta'da Chad Kroeger ( vocal& gitar ), Mike Kroeger ( bass ), Ryan Peaker ( gitar ) ve Mitch Gandau ( drums )'nun bir araya gelmesiyle kuruldu.

Çalismalarina Vancouver'da devam eden Nickelback'in, Subat 1996'da 7 sarkidan olusan "Hesher" EP CDleri ile Kanada'nin en iyi 100 albümü listesinde yer alirken, ayni yilin Aralik ayinda piyasaya çikardiklari"Hesher" in tamamlanmis hali olma özelligini tasiyan ve ilk çiktigi andan itibaren 50 radyonun play listine eklenen, hem top 20 listelerine girebilen hem de Pacific Music Industry Awards'ta yilin albümü ( Independent Distribution ) ödülünü alan "Curb" le birçok rockseverin ilgisini çekmeyi basardi.

Kanda müzik piyasasinda istedikleri yere ulasan Nickelback, daha sonra Amerikan müzik piyasasina yöneldi ve 2000 yilinin Mart ayinda Road Runner Records'un da yardimiyla "The State" albümünü Amerikan Rock Müzik piyasasina sürdü. Bu mükemmel albümle Creed, Sevendust, Finger Eleven, 3 Doors Down gibi isimlerin yaninda yer almayi basaran Nickelback, rock dünyasinda büyük ilgi gördü. Basarili performansiyla genis hayran kitlesine sahip oldu ve 2000 yilinda Best New Artist ve Best Indy Modern Rock Album of 2000 dallarindaki ödüllerin de sahibi oldu. Ayrica "The State" albümünde yer alan "Breath" ve "Leader of Men" gibi sarkilariyla Mainstream Rock kategorisinde top 10 listelerinde yer aldilar.

Albüm için yapilan "fantastik" yorumu gitarist Ryan Peake'i göklere çikarirken, "The State"albümü için turnelerine devam eden Nickelback, Creed, 3 Doors Down, Fuel, Mathew Good, Stabbing Westward, The Headstones, Noise Theraphy, Twisted Sister gibi birçok isimle 200'e yakin sahne sovu yapti.

Nickelback'in hizla genisleyen bir hayran kitlesi oldugunu konser bileti satislarindan anlamak çok kolaydi; ilk konserlerinde sadece 2 bilet satilirken, birkaç ay sonraki 2. konserlerinde 3100 bilet satildi.

Birçok ödülün sahibi olan grup, 11 Eylül 2001'de "Silver Side Up" albümünü piyasaya çikardi ve albümde yer alan "How You Remind Me" sarkisiyla modern rock hayranlari tarafindan birçok ülkede 1 numaraya aday gösterildi.

Nickelback, "Silver Side Up" stüdyo asamasindayken tecrübeli rock yapimcilarindan Rick Parasher ( Pearl Jam, Temple Of the Dog ) 'la Vancouver'in en iyi stüdyolarindan olan Green House'da çalismis ve albüm The Harmony 'de mixlenmek üzere Randy Staub ( Metallica,U2 )'a teslim edilmis.

Nickelback'in albümlerindeki sarkilar sadece melodileriyle degil, sarki sözleriyle de ilgi çekiyor. Örnegin, "How You Remind Me" de yer alan "Never made it as a wise man I couldn't cut it as a poor man stealing Tired of living like a blind man I'm sick inside without a sense of feeling" Sözlerini, evlendigi insanin tüm hatalarini yüzüne vurmaya baslamasi üzerine yazdigini söylüyor Chad Kroeger.

69
Müzik / Hard-Fi
« : 29 Mart 2008, 12:26:09 »

2003 senesinde Staines’de kurulan İngiliz indie rock grubu Hard-Fi, kadrosunda Richard Archer (vokal), Ross Phillips (gitar), Kai Stephens (bas gitar) ve Steven Kemp (davul)’i bulunduruyor. İlk başta Necessary Records adlı bağımsız bir plak şirketiyle anlaşan grup, şirketin stüdyosunda 9 parçalık bir kayıt hazırladı ve kayıtların kısa sürede satmasıyla birlikte dikkatleri üzerine çekti.

Bu başarı sonrasında Atlantic Records ile anlaşmaya varan Hard-Fi, 2005 senesinin sonuna doğru “Stars Of CCTV” adlı ilk albümünü Wolsey White prodüktörlüğünde yayımladı. Albüm, kapağıyla dikkat çekerken, İngiltere listelerinde ise zirveye yerleşti. Albümden “Cash Machine”, “Tied Up Too Tight”/”Middle Eastern Holiday”, “Hard To Beat”, “Living For The Weekend” ve “Better Do Better” parçalarını single olarak yayımlayan topluluk, “Hard To Beat” single’ı ile İngiltere listelerinde 9 numara olurken, “Cash Machine” ve “Better Do Better” single’ları ile de listelerde 14 numaraya yerleşti. Albümüyle Mercury Music Prize ödülüne aday olarak gösterilen ve ödülü Anthony And The Johnsons’a kaptıran dörtlü, albüm sonrasında Green Day’in İngiltere konserlerinden ikisinde grupla aynı sahneyi paylaştı.

2006 Mayıs ayında “In Operation” adlı 2 CD’lik albümünü piyasaya süren Hard-Fi, albümün ilk bölümünde grubun Astoria’daki gerçekleştirmiş olduğu konserini bulundurdu. Bu konserde The White Stripes’ın “Seven Nation Army” adlı parçasını baştan yorumlayan dörtlü, albümün ikinci bölümünde ise ilk albümde yer alan parçaların farklı versiyonlarına yer verdi. Ayrıca albümle birlikte bir de DVD yayımlayan grup, bu çalışmalar sonrasında yeni stüdyo albümünün kayıtlarına yöneldi.

3 Eylül 2007 tarihinde “Once Upon A Time In The West” adlı 2. albümünü müzikseverlere sunan Hard-Fi, albümün prodüksiyonunda yeniden Wolsey White ile biraraya geldi. Warner Music etiketiyle yayımlanan albümden ilk single’ı “Suburban Knights” adlı parçaya seçen grup, albümden 2. single’ı ise “Can’t Get Along (Without You)” adlı parçasına düşünüyor.

70
Müzik / Foo Fighters
« : 29 Mart 2008, 12:11:33 »

Foo Fighters, Nirvana’nın bateristi Dave Grohl (gitar, vokal) öncülüğünde 1994 yılında kuruldu. Bas gitarlarda Nate Mendel, bateride Taylor Hawkins ve gitarlarda Chris Shiflett, Foo Fighters’ın diğer elemanları. Grohl, Nirvana da çalarken bir yandan da evde orjinal kayıtlar yapmayı ihmal etmemiş ve bu kayıtlar grup kurulana kadar hiç gün ışığına çıkmamış. Nirvana gibi bu grup da yüksek gitar sesini, tatlı melodilerle, punk’ın hassasiyetiyle ve pop müziğine benzer keskin duygusal şarkı sözleriyle karıştırıyor. Bazı iddialara göre Foo Fighters, adını 2. Dünya Savaşında ortaya çıkan UFO gibi uçan objeleri araştıran gizli birime verilen isimden aldı.

Grup, "Foo Fighters” adlı ilk albümünü 1995 yazında piyasaya çıkardı. Albüm, Amerika’da 1996 yılında platin plak ödülünü kazandı. Albümde yer alan “Big Me” adlı parça ile Amerika listelerinde 3. sıraya kadar yükselen Foo Fighters, 1996 yılında ilk önce Grammy Ödülleri’nden “En İyi Alternatif Müzik Performansı” dalında aday oldu, ardından da MTV Video Müzik Ödülleri’nden “En iyi Grup Videosu” ödülünü kazandı.

1997 yılında ise “The Colour And The Shape” albümü piyasaya çıktı. Aynı yıl altın plak ödülünü kazanan albüm, 1998 yılında platin plak ödülünü alırken MTV Video Müzik Ödülleri’ne de iki dalda aday olarak gösterildi.

Foo Fighters, 1999 yılında “There Is Nothing Left To Lose” albümünü piyasaya çıkardı. Albümde yer alan “Learn to Fly” adlı parça ile Amerika’da liste başlarında yer alan grup,
2001 yılında “There Is Nothing Left To Lose” albümü ile “En İyi Rock Albümü” ve “Learn To Fly” parçasıyla da “En İyi Müzik Videosu” dallarında Grammy ödülü kazandı.

VH1’nın ‘En İyi 100 Video” sıralamasında “Learn To Fly” parcalarıyla 20. sırada yer alan grup, 2002 yılında “One by One” albümünü piyasaya çıkardı. Albümde yer alan “All My Life” adlı parça ile “Modern Rock Tracks” listesinde 10 hafta boyunca ilk sıralarda yer alan Foo Fighters, albümün altın plak kazanmasının ardından 2003 yılında “All My Life” adlı parça ile “En İyi Hard Rock Performansı” dalında Grammy ödülünü kazanırken, 2004 yılında ise “En İyi Rock Albümü” Grammy’sini evine götürdü.

Foo Fighters, 2005 yılında çift CD’lik “In Your Honor” albümünü piyasaya sürdü. Albümde yer alan “Best Of You” parçası, iki tane platin plak ödülü alırken, aynı zamanda da Top 40 listesinde zirvede bulundu. “Best Of You” şarkılarının videosuyla MTV Video Müzik Ödülleri’ne iki dalda aday olan grup, son olarak 2006 yılında 4 dalda Grammy Ödülleri’ne aday olarak gösterildi ve Kasım 2006’da ilk live albümünü yayınladı.

71
Müzik / Drowning Pool
« : 29 Mart 2008, 10:36:58 »

* Vokal: Ryan McCombs
* Elektro: C.J. Pierce
* Bas: Stevie Benton
* Bateri: Mike Luce

Drowning Pool, davulcu "Mike Luce" ve gitarist C.J. Pierce'ın New Orlenas'dan Dallas'a taşınıp orada bass'çı "Stevie Benton" ile tanışması ile ilk adımlarını attı. Güçlü ve karekterli vokal arayışları sonrasında "Dave Williams"ı da aralarına alan grup, kurulduktan 2 yıl sonra "Kittie" gibi gruplarla aynı sahneyi paylaşmaya başladı. Demolar kaydedip yayımlayan grubun bu şarkıları Dallas'ın en önemli radyo istasyonlarından biri olan (KEGL)'de listelere girince, grup kısa sürede Sony Müzik bünyesindeki Wind-up plak şirketi ile albüm anlaşması yapmayı başardı.

Grubun kariyerindeki ilk albüm olan ve solist Dave Williams ile kaydettiği son albüm olan "Sinner", 2001 yılında yayınlandı. Jay Baumgardner (Papa Roch, Orgy, Coal Chamber) prodüktörlüğündeki albümde yeralan "Bodies" ve "Tear Away" isimli şarkılar sayesinde, kısa sürede çok popüler gruplar arasına isimlerini yazdırdılar.
* 2007 - Full Circle
* 2004 - Desensitized
* 2001 - Sinner
* 1999 - Drowning Pool (Demo)

72
Müzik / Dream Theater
« : 28 Mart 2008, 23:23:47 »

1985 Sonbaharı... Boston-Barklee Müzik Okulu’nda eğitim alan ve çok iyi birer dost olan John Petrucci ve John Myung bu sonbaharda her şeyin değişeceğinden habersiz makus kaderlerine belki de lanet ediyorlardı. Barklee’de okumak elbette bir ayrıcalık ve kusursuzluk belirtisiydi. Ama öğretim görevlileri ve öğrencilerin rock müziğine bakış açısı pek de iç açıcı değildi.

İşte böyle bir dönemde Petrucci ve Myung, Mike Portnoy’a rastladılar. Egzersiz odasında davuluyla çalışmakta olan 18 yaşındaki Mike Portnoy, Petrucci ve Myung için rahatlatıcı bir etkendi. Öyle ki Portnoy, rock müziği için adeta biçilmiş kaftandı...

Kişilik özellikleri de tam istenildiği gibiydi. Portnoy ile tanışılmasının ardından ilk çalışma yapıldı ve 40 dakika kadar süren bu prova onları müthiş ve kusursuz bir birlikteliğin içine öylesine bir çekti ki, bugün hala birbirlerinden vazgeçebilmiş değiller.

Okulun dışında kalan her saati birlikte geçirmeye ve müzik adına bir şeyler yapmaya uğraşıyorlardı. Yine böyle bir zamanda Petrucci’nin yüksek okulda okuduğu dönemdeki grubunda (Centurion) beraber çaldığı klavyeci Kevin Moore ve vokalist Chris Collins de aralarına katıldı. Artık grup kavramının hakkını tam anlamıyla vermeye başlıyorlardı.

Her şey hazırdı... Grubun adı bile: “Majesty”

Grup, çalışmalarının ilk meyvelerini sekiz şarkılık bir demo albümü ile almıştı. Ve kısa sürede bir demo için oldukça fazla olan bin sayısını görmeyi başardılar. Bu demoda tarzları, her daim süregelecek olan progressive rock kavramı ile örtüşmeye başlıyordu.

Demonun çıkmasının ardından “Majesty” ismini kullanamayacaklarının farkına vardılar. Çünkü bu isim, bir caz grubu tarafından kullanılıyordu. İsim arayışı içine girdikleri sırada Portnoy’un babası, Montere/California’daki bir sinema salonunun ismini önerdi: “Dream Theater”

Dream Theater’ın albüm hazırlıklarına başlamak için hazırlandığı bir dönemde progressive ile pek ilgisi olmayan bir müzik tarzı ile uğraşan Charlie Dominici gruba katıldı. Yaşça büyük olmasına ve müzik tarzının pek uyuşmamasına rağmen Dominici, gruba kısa sürede uyum sağlamayı başarabildi.

Ve 1988 yazına gelindiğinde Terry Date’in yapımcılığında “When Dream And Day Unite” albümü tamamlandı. 1989’da ise albüm piyasaya sunuldu. Bütçenin yetersizliği ve tanıtımın azlığına rağmen albüm tüm dünyaya dağıtıldı. Ancak Mechanic Records’un sermayesi onlara klip ve konser imkanı vermiyordu. Bu yüzden grup, konserlerini yalnızca New York ve çevresindeki birkaç bölgede yapabildi. Her şeye rağmen Dream Theater grubu elemanları, doğrunun bulunacağına ve basamakların zor da olsa aşılabileceğine inanıyorlardı... Ve basamakları aşmak için sürekli daha iyisini yapmak zorunda olduklarının ayırdında olarak çalışmalarına aralıksız olarak devam ediyorlardı.

1990’a gelindiğinde Dominici’nin gruptan ayrılmasıyla birlikte bir vokal arayışına girildi. Ancak yeni vokal bulmaya zamanları olmadığından son konserlerinde de Dominici onları yalnız bırakmadı. Albümün çıkmasının üzerinden bir yıl kadar bir zaman geçti ve bu son konser için albümden öte çalınan bir parça vardı: iki yıl sonra çıkaracakları “Images And Words” albümündeki “Metropolis” efsanesi...

Artık yeni bir albümün hazırlanması gerekiyordu ama hala kendilerine bir vokalist bulamamışlardı. Bu arayışın süregeldiği zaman içerisinde New York’taki barlarda çalıştılar. Onlara eşlik eden bir çok vokalist olmuştu. Ancak hiçbiri istedikleri gibi grup ile örtüşmeyi başaramıyordu. İşte bu dönemde karar kıldıkları bir isim ortaya çıkmıştı. Ama bu ismin, son anda gönderilen bir kasetten dinlenen sesle pabucu dama atılmıştı. Bu isim Kevin James Labrie idi. 1991 yılında Kevin Labrie grupta zaten Kevin isminin bulunduğunu düşünerek James Labrie adını kullanmaya karar verdi.

Artık grubun klavyecileri dışında hiçbir değişikliğe uğramayacak olan kadrosu oluşmuştu: “James Labrie, John Petrucci, John Myung, Mike Portnoy ve Kevin Moore.”

Yeni albüm için Atco/East West Records ile Dream Theater arasında bir anlaşma imzalandı. Albümün yapımcılığını ise David Pratter yapacaktı. Dream Theater’ın bundan sonraki çoğu albümünün kaydedileceği Bear Track Stüdyosunda her şey tamamlandı ve albümün ismi "Images and Words" olarak belirlendikten sonra 1992 yılında piyasaya sunuş gerçekleşti. Bu albüm, 90’lara vurulacak damganın sinyallerini taşıyordu. Ve klibi çekilen üç parça (Pull Me Under, Another Day ve Take The Time), MTV’nin de katkısıyla onları büyük bir hayran kitlesine ulaştırmıştı.

Iron Maiden’ın desteklemesiyle ilk konser New York’ta verildi. James Labrie’nin katıldığı bu ilk konserde performansları herkesi etkilemişti. Konser serileri bununla kısıtlı kalmadı, Labrie’nin sesi grubun müziğine müthiş uyuyordu ve grubun hayranları günden güne çoğalmaya başlamıştı. “Images And Words” albümü onları büyük başarılara taşıyordu. Artık albümleri, tüm dünyada aranan ve sürekli olarak satılan bir trendi yakalama aşamasındaydı. Hatta “Images And Words”, Japonya’da altın plak almayı bile başarmıştı.

“Music in Progress” Avrupa Turu’nun bir parçası olan Londra - Marquee konserinin kaydı “Live at the Marquee” ismiyle piyasaya sunuldu. 1993 yılında verilen Japonya konserleri serisinden Tokyo bölümü ise "Images and Words - Live in Tokyo" adı verilerek video şeklinde yayınlandı. Ve hızla gelişen bu olayların ardından Dünya Turnesi Kasım 1993’te sona erdi.

1994 Mart’ına gelindiğinde ise üçüncü albüm hazırlıkları tüm grubun katılımıyla başladı. Artık vokalistleri, hazırlık aşamasında da onlara eşlik ediyordu. Albüm, hazırlandıktan kısa bir süre sonra, 4 Ekim 1994’de, tüm dünyada piyasaya sürüldü. 75 dakikalık “Awake” isimli bu çalışma, Amerika Billboard listelerine 32. sıradan girdi ve Almanya’da bir hafta içinde 43.000 alıcı buldu. 1995 yılında ise gruba, Platin Plak (Japonya) ödülünü kazandırdı.

Herşey düzene girmiş gibi görünürken 1 Ağustos 1994’de Kevin Moore gruptan ayrılma kararı aldı. Çünkü “müzikal anlayış” bakımından grup üyeleri ile ters düştüğünü söylüyordu. Bu ayrılışın ardından Kevin Moore “Chroma Key” adlı grubunu kurdu. Moore’un yerine ise, daha önce Alice Cooper ve Kiss gibi büyük isimlerle çalışmış olan Derek Sherinian çağrıldı. Derek ilk etapta sadece “Awake” albümünün geri kalan konserlerinde gruba yardım edeceğini açıklamıştı ama konserler sonunda grupta kalmaya karar verdi.

Ve Eylül 1995’de yine bir albüm yayınlandı. Bir tür EP içeriğine sahip olan bu albümün adı: “A Change Of Seasons”dı. Daha önceki albümlere sığmayan 23 dakikalık "A Change of Seasons" şarkısı ve konserlerde söyledikleri cover* şarkılarla desteklenen bu albüm, Dream Theater’ın müzikal performansını bir kez daha gözler önüne seriyordu.

“Falling Into Infinity” albümü 23 Eylül 1997’de Amerika Birleşik Devletleri’nde piyasaya sunuldu. Bu albümün hemen ardından ise büyük çaplı bir turne düzenlendi. Bu turnenin arından Dream Theater’ın canlı kayıtlarından oluşan “Once in a LIVEtime” ve “5 Years in a LIVEtime” isimli videolar Ekim 1998’de piyasaya sunuldu.

18 Ocak 1999’da Dream Theater için tekrar klavyeci değiştirmenin zaman gelmişti. Derek Sherinian; Liquid Tension Experiment projesinde Petrucci ve Portnoy ile çalışmış olan Jordan Rudess ile grubun klavyeci değişikliğini yaptı. Bu değişiklik, Dream Theater dinleyenleri için çok ani ve anlaşılması zor bir hamleydi. Ama Jordan Rudess’ın, Liquid Tension Experiment’ta neler yaptığı çok iyi biliniyordu.

26 Ekim 1999 da 77 dakikalık konsept albüm "Metropolis pt.2: Scenes From a Memory" piyasaya sürüldü. Efsane artık sonlanıyordu; Metropolis’te anlatılan hikayenin bırakın şarkısını yapmayı, sözcüklerle ifade edilemeyecek koca bir albümünü yapmıştı Dream Theater.

Bunun ardından “Scenes From A Word Tour” isimli bir turneye çıkan grup, Türkiye’ye gelme kararından son anda birkaç aksaklık yüzünden vazgeçmek durumunda kaldı. Türkiye’deki Dream Theater dinleyenlerinin tek tesellisi ise, New York’ta gerçekleştirilen konserin; DVD, VHS Video ve CD formatında piyasaya sunulacağının müjdesiydi.

73
Müzik / Joy Division
« : 28 Mart 2008, 22:54:26 »

Joy Division, Punk akımının İngiltere'yi işgal ettiği sıralarda ortaya çıkan ilk post-punk grubudur. Alternatif müziği melankolizm ile en iyi birleştiren topluluklardan biri olarak da nitelendirebileceğimiz Joy Division'ın müziklerinde kargaşa, öfke ve bunun gibi sert öğeler yoktur, aksine kulağa hoş gelen melodilere ve zengin ifadelere yer verilmiştir.

Grup ilk sahne performansını 1977'de sergilemiştir. Sex Pistols Manchester'da gerçekleşen konserde alınan olumlu tepkiler, gruba yeni çalışmalar için güç vermiştir.

İlk adı "Stiff Kittens" olan grup; Bernard Albrecht ve Peter Hook'un kuliste tanışması ile ortaya çıktı. Kısa süre sonra bu iki müziksever Ian Curtis'i ve Steve Brotherdale'ı da aralarına alarak çalışmalarını sürdürdü. Gitara Bernard, bassa Peter, bateriye Steven geçti. Solist ise Ian Curtis olarak belirlenmişti. Daha sonraları David Bowie'nin bir parçası olan "Warszawa"dan etkilenerek 1977 yılında adlarını Warsaw olarak değiştirdiler. Ve bu isimle ilk konserlerini Mayıs ayında Buzzcocks ve Penetration'ın alt grubu olarak Manchester'daki Electric Circus'da verdiler.

Bu konserden 3 ay sonra, Ağustos ayında gruptan ayrılan Steve Brotherdale'ın yerine Stephen Morris geçti. 1977'nin son aylarında grup bir kez daha isim değişikliğine gitti. Artık çalışmalarını Joy Division adı altında gerçekleştireceklerdi. Bu isme, İkinci Dünya Savaşı'nı konu alan bir romandan etkilenerek karar vermişlerdi. Romanda "Joy Division", toplama kampı ünitelerinde bulunan kişilerin, nazi subaylarının eğlendirilmesi için nasıl zorlandıklarını anlatan argo bir terim olarak kullanılmıştı.

1978'e iyi giren Joy Division yıl boyunca ülkede birçok konserler verdi. O yıl grubun kendi adını taşıyan ilk albümü piyasaya çıktı. Ancak bu albüm grubun istediği gibi bir punk albümü değildi. Menajerleri olanManchester club DJ'lerinden Rob Gretton, parçalar üzerinde oynamalar yapmış, albümü tam bir punk klasiği olmaktan çıkarmıştı. (Bu nedenle grup, diğer parçalarını Warsaw adıyla yayınlamıştır.)

Albüm 10 yıl sonra, daha genişletilmiş olarak tekrar piyasaya çıktı. Artık iyice tanınmaya başlamışlardı. Televizyon ve radyo şovlarında da boy göstermeye başlayan Joy Division'ı güçlendiren önemli çalışmalar arasında, John Peel'ın BBC'deki radyo programı kapsamında grup için kaydedilen özel bölümler sayılabilir.

1979 yılının Temmuz ayında Joy Division, Martin Hannett'la birlikte kaydettikleri "Unknown Pleasures"ı eski arkadaşları Tony Wilson'ın plak şirketi Factory Records etiketiyle yayınladı. Eleştirmenler tarafından beğenilen albüm listelerde de uzun süre kalmayı başardı. Bu başarının ardından Warner Bros; Joy Division'a geniş bir dağıtım kontratı teklif etti, fakat grup üyeleri bu teklife sıcak bakmadı. Aynı yıl John Peel'ın radyo programı için bir bölüm daha kaydettiler. İki kayıt da daha sonra "Peel Sessions" albümünde yayınlandı. 1979 senesinin sonlarına doğru grubun canlı performans programları, Ian Curtis'in sağlık problemleri sebebiyle değişmeye başlamıştı. Sanatçının epilepsi krizleri sahnede kendini gösteriyordu.

Yılbaşı tatili için kısa bir ara verdikten sonra Şubat ayında Avrupa turnesine çıktılar. Ancak Ian Curtis'in hastalığı sebebiyle yine bir çok konser zorunlu olarak iptal edildi. Turnenin ardından grup, yapımcı Hannet'la bir kez daha stüdyoya girdi. İkinci albümün kayıtları gerçekleştirilmiş, yeni çalışmaya "Love Will Tear Us Apart" adı verilmişti. Single yine büyük başarı kazandı fakat bağımsız listelerde beklenen yankıyı uyandıramadı. Mayıs ayında verdikleri bir konserin ardından çıkacakları ilk Amerika turnesi öncesinde dinlenme kararı aldılar. Fakat turnenin başlamasına iki gün kala Ian Curtis evinde kendini asmış olarak bulundu.

Bu tüyler ürpertici olaydan önce grup elemanlarının verdiği bir karar vardı. Her ne sebepten dolayı olursa olsun üyelerden biri gruptan ayrılacak olursa Joy Division müzikal hayatına devam etmeyecekti. Nitekim 1980 yılının yazında "Love Will Tear Us Apart" tekrar yayınlandığında parça, İngiltere listelerinde hiç beklenmeyen bir başarı kazandı. Ağustos ayında yayınlanan "Closer" albümü yine yorumcuların olumlu eleştirileriyle birlikte satış grafiklerinde de yükselme başarısını gösterdi. Listelerde ise albüm altı numaraya kadar çıktı.

1981 yazında, "Unknown Pleasures" da listelerde aynı başarıyı elde etti. Yılın ortalarında Hook, Morris ve Albert (Bernard Summer) "New Order"ı kurdu. Bu yeni oluşumda solist Albert'ti. Aynı sene İngiltere Müzik Listeleri'nde beş numaraya kadar yükselen; daha önce hiç bir yerde yayınlanmamış olan iki yeni parça ve iki de canlı kayıt şarkısıyla birlikte, "Still" piyasadaydı. 80'li yıllarda New Order'ın yıldızı parlamaya başlamış olsa da grup; Joy Division ve Ian Curtis'in gölgesinde kalıyordu. "Love Will Tear Us Apart" 1983 yılında üçüncü defa listelere girdi. Ayrıca 1988 yılında da "Atmosphere" single'ı tekrar yayınlandı ve 34 numaraya kadar yükseldi, "Substance" ise albüm listelerinde yedi numaraya çıkmayı başarmıştı.

7 yıl sonra Curtis'in ölüm yıldönümünde; "Permanent: Joy Division 1995" adlı toplama albüm ve "A Means to an End" adındaki tribute çalışma piyasaya çıktı. Aynı yıl Curtis'in biyografisinden oluşan "Touching From A Distance" isimli kitap da raflardaki yerini alıyordu. Daha sonra 1999 yılında Factory Plak Şirketi, grubun konser performanslarını tekrar yayınlamaya başladı.

-deniz'e ithaf edilmiştir. :P şaka bi yana sayesinde sevdim kendilerini=) Sizlerin de dinlemesi tavsiye edilir :P

74
Müzik / Billy Talent
« : 28 Mart 2008, 18:24:53 »

Billy Talent, 1993 yılında Kanada’da, Benjamin Kowalewicz (vokal), Jonathan Gallant (bas gitar), Aaron Solowoniuk (davul) ve Ian D’Sa (gitar)’dan oluşan, post-hardcore, alternatif rock, punk gibi müzikler yapan bir gruptur. Grubun ismi ilk önceleri The Other One iken, Pezz olarak değiştirilmiş ve en nihayetinde Billy Talent isminde karar kılınmıştır. Billy Talent ismini, ünlü punk grubu Hard Core Logo’nun gitaristi Billy Tallent’ten esinlenmiştir.

1998 yılında ilk albüm olan Watoosh!, grubun ismi o sıralar Pezz iken çıkarılmıştı. İsim değişikliği ile birlikte tarzını da değiştiren grup, punk müziğe iyice yaklaşmış ve 2001 yılında Try Honesty isimli EP albümü piyasaya sürmüştür. EP sonrası Atlantic Records ve Warner Music Canada ile anlaşma imzalayan Billy Talent, 2003 yılında kendi adlarını taşıyan albümlerini çıkardı.

Albüm Kanada’da büyük ilgi uyandırdı ve “Try Honesty”, “River Below” ve “Nothing To Lose” parçaları listelerde 1 numaraya kadar çıktı. Albüm satışları neticesinde 3 kez platin plak aldı.

27 Haziran 2006 tarihinde Billy Talent II isimli albümü piyasaya süren grup, albümden “Devil In A Midnight Mass”, “Red Flag”, “Fallen Leaves” ve “Surrender” parçalarını single olarak piyasaya sürdü. Grup yine aynı sene Live From the UK Sept./2006 isimli 2 cd’lik konser albümü de çıkardı.

75
Müzik / Panik
« : 22 Mart 2008, 08:03:41 »

Gökhan Bütünler ve Kaan Mutlu bir Kurban konseri çıkışı Deniz Yılmaz'ı bulurlar. Daha sonra onu tehdit edip yaptıkları şarkıları dinletmek üzere bir ormana götürürler. Orada konuştuktan sonra Deniz'in evine gider şarkıları dinlerler. Beraber kayıt yapmaya karar verirler ve Deniz de kayıtlarda bas çalmaya ve vokal yapmaya başlar.
Gel zaman git zaman şarkılar çoğalır ve sürekli kaydedilir. Bir albümlük şarkı olmuştur nerdeyse. Sonunda canlarına tak eder ve kendilerini stüdyoya hapsederler. Yirmi gün sonra bir bakarlar ki şarkılar tam gaz çalınmakta ve harikulade duyulmaktadır. Deniz bir anda prodüktör sıfatını giyinir ve gruba "Hadi albüm yapalım," der. Dört günde davul kurulur ve tonlanır. Kaan Alptekin 12 şarkının davullarını bir günde hatasız çalarak izleyenleri sevinç gözyaşlarına boğar. Bas gitarları çalan Deniz beş günde 12 şarkıyı haklar. Süratle gitarlar çalınır ve sıra vokallere gelir. İşte bu aşamada iş yavaşlamıştır çünkü grupta üç vokalist olduğundan vokallerde kavga, gürültü ve bunalım hakimdir. Asıl buhran mix'ler sırasında yaşanır. Deniz'in kulaklarını yıkatmasıyla ikinci mix devri başlar ve buhran atlatılır. Kayda girdikleri günden o güne aradan 9 ay geçmiştir. Grup "Buna da şükür," der ve albümün son halini teslim eder.

İşte Panik elemanları ve ufak özgeçmişleri:
Deniz Yılmaz (1974, İstanbul)
14 yaşında davul dersleri alarak müzik yapmaya başladı. Evde davul çalamayacağını anlayınca, işin kolayına kaçarak gitar çalmaya başladı. Bir yarışmadan 'En İyi Erkek Solist' dalında ödül alınca şarkı söylemeye başladı. Bir sürü grup kurdu, barlarda çalıp söyledi. 'Kurban' adlı grupta hem gitar çalıp hem de sakız çiğnemeye çalışınca depresyona girip gruptan ayrıldı. Panik'le çalışmaları zaten devam ediyordu. Geriye tek enstrüman kalmıştı bulaşmadığı: bas gitar. 'Panik' de ona bası verdi. Kendini tutamadı şarkı da söyledi. Kesmedi, albümün prodüktörlüğünü üstlendi. Üç ayda biteceğini söylediği Panik albümü, dokuz ayda bitti.

Kaan Mutlu (1982, İstanbul)
Ümraniye Süper Lisesini bitirdikten sonra Dumlupınar Üniversitesi İktisat Bölümüne girdi. Hâlâ burada okuyor. Üniversiteye ilk girdiği yıllarda beste çalışmalarına yoğunlaşıp Kasıntı Kelebek adlı grubu ile bar ve festivallerde sahne aldı. Gökhan Bütünler ile beraber Panik'i kurdu ve besteler yaptı. Panik'in ilk albümünde yer alarak muradına erdi.

Gökhan Bütünler (1982, Almanya)
Fenerbahçe Süper Lisesi'nden mezun olup Dumlupınar İ.İ.B. Fakültesinden diploma aldı. Müzik yaşantısına ilköğretim yıllarında blok flüt ve koro vokal ile başlayan Gökhan, daha sonra klasik gitar eğitimi alarak gitar çalmaya başladı. Üniversite yıllarında Kasıntı Kelebek adlı grubuyla çeşitli bar ve festivallerde sahne aldı, bir yandan da beste çalışmalarına ağırlık verdi. Bu sırada Deniz Yılmaz'la tanışıp Kaan Mutlu ile yaptıkları şarkıları kaydetmeye başladılar. Bununla yetinmeyen Gökhan kendisine kayıt ekipmanı alarak evde de şarkı kaydetti, bunları olmayacak saatlerde konu komşuya dinletti. Yayınlanmış iki albümde kayıt asistanı olarak görev aldı. Ev stüdyosunda kısa film müzikleri, radyo jingle'ları ve çeşitli gruplara demolar kaydetti.

Kaan Alptekin (1983, Kütahya)
Müziğe 6 yaşında klavye ve klasik gitar dersleri alarak başladı. İlkokul yıllarında bando takımında trampet çaldı. 'Baba grup'ları dinleyip sindirdi. 11 yaşındayken sandalye ve tencerelerden oluşan ilk set-up'ını kurdu ve odasında tam gaz çalışmaya koyuldu. Ortaokul ve lise yıllarında çeşitli organizasyonlarda davul ve gitar çaldı. Sonra ki birkaç yıl şehir şehir gezip iş dilendi ve çoğunda da ekmeği kaptı. 2001 yılında Gazimagusa Doğu Akdeniz Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliğine yerleştirildi. 2003 yılında Punch Üniversitesi kayıt asistanlığı bölümüne yatay geçiş yapmasıyla birlikte Panik okey dörtlüsünün bir üyesi oldu.

alıntı..

Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 8