Divanenin Dermanı
Ey güzelliğiyle çevreleyen ve kuşatan, afsun misali dehlizlerce sarmalayan!
Ben ki nicedir bir kimsesizlik furyası idim, mecnun oldum ibadeti aşkından.
Fettan eller delü deyyü: “Tanrıtanımaza yoktur selam, olsan da feryat figan.”
Edeceklerine hayr-ı dua: “Kadrini bil bu sevgilinin, çürümeden biçare tinin.”
Bre cühela! Bre kenafir! İlkin sen cay; nedir bu sevdalılara küfr içinde halin?
Öyle ise nispet için, illâ da lazım gelir tekrir edeyim, inadına bin defa daha;
Dileyen sultanıma, hem kulu hem kurbanı olam. Yer olam ayakların altında.
Keza haktır tapınmak böylesi güle; dikenli sinen olmalı benim için aslî mabet
Sen ki kurdun kalbime köşk, kıldın göğsümü tahassür edilen; kıymatlı cennet.
Ne imrenilecek sefa-i saltanattır gönlünün köşkündeki, evvela bir tasavvur et,
Ve affeyle beni kaçtımsa mübalağaya ya da ettimse kelamımda sürç-ü lisan,
Lakin unutma; yalınız yüzündür benim şu maşuk göynüme kılınan tek derman.
Daha bitmedi mi? Hala bitmedi mi
Bu düş, bu gam, bu keder?
Acısın bana Tanrı
Bu kadarı,
yeter
▾
Biçimsel yenilikler denemekteyim ancak bunu yapabilmem için yazı tipini 200'e kadar çıkarmam gerekiyordu, ki şimdilik bu imkansız gibi gözüküyor.
Kor Erebin Mahnısı (http://www.youtube.com/watch?v=QI6PvZ4lW5k&feature)
Ne eşq olaydı, ne aşiq, ne nazlı afet olaydı,
Ne xelq olaydı, ne xaliq, ne eşki-hasret olaydı.
Ne derd olaydı, ne derman, ne sur olaydı, ne matem,
Ne aşiyaneyi-vüslet, ne bari-firqet olaydı.
Könülde nuri-mehebbet, gözümde perdeyi-zülmet...
Ne nur olaydı, ne zülmet, ne böyle xilqet olaydı.
Nedir bu xilqeti-bimerhemet, bu perdeli hikmet?
Bu zülme qarşı nolur bir de bir edalet olaydı.
Tükendi taqetü sebrim, edalet! Ah, edalet!
Ne önce öyle seadet, ne böyle zillet olaydı.
Kör Arabın Mahnısı
Ne aşk olaydı, ne aşık, ne nazlı güzel olaydı,
Ne yaratılanlar olaydı, ne yaratan, ne aşk hasreti.
Ne dert olaydı ne derman, ne şenlik olaydı ne matem,
Ne vuslat yuvası, ne ayrılığın eziyeti olaydı.
Gönülde aşk nuru, gözümde sıkıntı perdesi...
Ne nur olaydı, ne karanlık, ne böyle yaradılış.
Nedir bu merhametsiz tabiat bu perdeli hikmet?
Bu zulme karşı n'olur bir de adalet olaydı.
Tükendi takatim sabrım, adalet! Ah, adalet!
Ne önce öyle saadet, ne böyle alçaklık olaydı.
Söz: Hüseyin Cahit, Musiki: Fikret Amirov, Ses Sanatçısı: Alim Gasimov
Yüreğimi dağladınız yine üstâdlarım... Bu ne hikmetli sözdür? Bu ne içli sestir?