Severek okuduğumuz Buz ve Ateşin Şarkısı iktidar mücadelesi üzerine kurulu. Westeros tarihi kelimenin tam anlamıyla kanla yazılmış durumda. Aşk, savaş, entrika ve ölüm...
Ben seriyi notlar alarak okuyorum ve eminim ki birçok kişi de bu yöntemi uyguluyordur. Aldığım notları azar azar burada sizlerle de paylaşmak niyetindeyim. Kitapları okurken sizin de altını çizdiğiniz -aslında bu durumu pek bir itici bulurum- veyahut benim gibi not aldığınız güzel sözler, diyaloglar mevcuttur elbette. İşte onları bu başlık altında sıralarsak hoş bir görüntü olur diye düşündüm(k). Bu yöntemle birçok kişiye de aradığı replikleri/alıntıları sunarak yardımcı olacağımız kanısındayım.
Stannis Baratheon: "I give you fair warning. If you force me to take my castle by storm, you may expect no mercy. I will hang you for traitors, every one of you."
Ser Cortnay Penrose: "As the gods will it. Bring on your storm, my lord--and recall, if you do, the name of this castle."
Ser Cortnay, Storm's End'i Stannis'in ellerine kolayca teslim etmeyeceğini anlatırken. - A Clash of Kings
Kusura bakmayın, kelime oyunu yapıldığı için olduğu şekilde bıraktım. Türkçe'sinde nasıl aktarıldı bilmiyorum, ama çevirmesi gerçekten zor bir yer olsa gerek.
Ben de katkı yapayım bari. Daha önceden başlıkların birine atmıştım galiba. Kılıçların Fırtınası'nı okumayanlar için büyük spoiler olduğu için gizli tutuyorum. Kaba kelimeler de var ama okuyunca gülmüşsünüzdür eminim.
Lord Tywin, hayatında ilk kez oğlunun istediği şeyi yaptı. Bunu kanıtı ani bir ufunetti; adam ölürken bağırsakları boşalmıştı. "Pekala, bunu yapmak için doğru yerdeydi," diye düşündü Tyrion. Fakat tuvalet odasını dolduran iğrenç koku, Tyrion'ın babası hakkında sık tekrarlanan bir şakanın yalnızca bir yalan olduğuyla ilgili kafi delil sunuyordu.
Lord Tywin, nihayetinde, altın sıçmıyordu.
- Kılıçların Fırtınası
Edit: daifunka senin gönderdiğin yeri buldum, çevrilmiş halini aynen aktarıyorum:
Stannis: Sizi baştan uyarıyorum. Beni, benim kalemi fırtına kopararak almak zorunda bırakırsanız merhamet görmeyeceksiniz. Hepinizi ihanet suçuyla asacağım.
Penrose: Tanrılar izin verirse. Fırtına koparın lordum ve bunu yaparken bu kalenin adını da hatırlayın.
Kargaların Ziyafeti Kısım I'i okurken Martin'den Jordan'a güzel bir gönderme yakaladım. Bilenler vardır elbet fakat ben burada da paylaşmak istedim. Çeviride yanlışlık olabilir ama aynı şekilde aktarıyorum.
"Bir zamanlar Aliüstat Rigney, tarihin bir tekerlek olduğunu yazmıştı; çünkü insan tabiatı esas olarak değişmezdir, geçmişte olan tekrar olacaktır."
“Kargalar, ölü bir adamın eti için kavga ederler ve gözleri için birbirlerini öldürürler.” –Rodrik Harlaw.
“Ölü tarih mürekkeple yazılır, canlı tarih kanla.” -Rodrik Harlaw
“Bir solucanı ikiye bölersen iki solucan yapmış olursun,” diye bilgi verdi Kalfa. “Keşke aynı şey elmalar için de olsaydı, kimse aç kalmazdı,” dedi Alleras yumuşak gülümsemelerinden biriyle.
“Bilge adamlar, bilgelikleri yüzünden kibir sahibi olabilir ama bir üstat daima mütevazı kalmalıdır.” -Armen
“Korku, güçlü adamlara bile normalde yapmayacakları şeyler yaptırır.” -Arianne.
“Bilgi silahtır Jon. Mücadeleye gitmeden önce kendini adamakıllı silahlandır.” -Üstat Aemon.
“Bazen mutlu bir seçenek yoktur Sam, sadece diğerlerinden daha az keder veren bir seçenek vardır.” -Üstat Aemon.
“Hiçbir dava, mücadeleye kadar umutsuz değildir.” -Asha Greyjoy.
“Bir yalan eğer iyi niyetle söylendiyse o kadar da kötü değildir.”
“Bazı yalanlar sevgidir.” -Petyr Baelish.
“En iyisi, bazı şeylerin hiç söylenmemesidir.” -Petyr Baelish.
“Onurlu adamlar, kendileri için yapmayı asla düşünmeyecekleri şeyleri çocukları yaparlar.” -Petyr Baelish.
“Bir oyun oynamadığımızı söylemek istiyorum kızım, ama oynuyoruz. Taht oyunu.” -Petyr Baelish.
“Taht oyunlarında, en mütevazı taşların bile kendi iradeleri olabilir. Bazen onlar için planladığın hamleleri yapmayı reddederler.” -Petyr Baelish.
Sam'den Ötekiler hakkında önemli bilgiler;
“Ötekiler hava soğuduğunda geliyor, hikayelerin çoğu bu hususta hemfikir. Ya da Ötekiler geldiğinde hava soğuyor. Bazen kar fırtınaları sırasında ortaya çıkıyorlar ve gökyüzü açıldığında eriyerek yok oluyorlar. Işıktan ve güneşten saklanıyorlar ve geceleri görünüyorlar, yahut onlar göründüğünde gece çöküyor. Bazı hikayeler, onların hayvan cesetleri sürdüğünü söylüyor. Ayılar, ulu kurtlar, mamutlar, atlar; hayvan ölü olduğu sürece ne sürdüklerinin önemi yok. Minik Paul’ü öldüren Öteki, ölü bir at sürüyordu, yani hikayelerin bu kısmının gerçek olduğu ortada. Bazı kayıtlar devasa buz örümceklerden de bahsediyor. Onların ne olduğunu bilmiyorum. Ötekiler’e karşı verilen bir mücadelede ölüler yakılmalı; aksi takdirde ölüler, Ötekiler’in köleleri olarak yeniden canlanıyor.”
Çeviride yanlışlık olabilir ama aynı şekilde aktarıyorum.
"Bir zamanlar Aliüstat Rigney, tarihin bir tekerlek olduğunu yazmıştı; çünkü insan tabiatı esas olarak değişmezdir, geçmişte olan tekrar olacaktır."
Twitter üzerinden Sibel Alaş ile bu konu hakkında kısa bir tartışma yaşadık. Sözün orijinali "Archmaester Rigney wrote that history is a wheel, with all actions possible of being repeated over and over again due to the nature of man." idir. Ben burada "history is a wheel"in de gönderme içinde bulunduğunu söylerken kendisi sadece "Aliüstat Rigney" Robert Jordan'a göndermedir, bu yüzden "wheel"i "çark" yerine "tekerlek" olarak çevirdik dedi. Ben isterdim ki; çark olsun fakat olmadı. Sonuç olarak çevirmen o, benim yapabileceğim sadece uyarı idi.
Evet, James Oliver Rigney'e doğrudan gönderme var, ama "history is a wheel" kısmı da aynı şekilde Zaman Çarkı serisine gönderme yapıyor. Sadece Jordan'a gönderme olduğunu söylemesi hatalı olmuş biraz orada bence.
Jordan'ın gerçek adının Rigney olduğunu bilmesi de iyi bir şey tabii. Ya bilmeseydi? Ama tekerlek nedir arkadaş ya. Çark o, çark.
Başlık: Ynt: Kitaplardan Alıntılar
Gönderen: - 21 Şubat 2013, 19:15:16
Tam olarak söz değilde tahtın yapılışı sırasında,tahtın tam sırt koyulacak yerinde bir çıkık varmış ve bu oraya oturanları çok rahatsız edermiş, bunun yapılmasının sebebi de Aegon hiç bir kralın rahat rahat arkasına yaslanmasını istememiştir. Bi' de Tyrion: Asla ne olduğunu unutma,dünyanın geri kalanı kesinlikle unutmayacak,bir zırh gibi giy ki kimse on sana karşı kullanamasınlar. Ayrıca Hodor'un gerçek isminin hodor olmadığını öğrendiğimde hayatın anlamını çözmüş gibi oldum :P
Üstat, uzun bir sessizliğin ardından, "Lordum mektuba cevap vermek istiyor mu?" diye sordu. Mektubun üstüne bir kar tanesi kondu. Kar tanesi erirken mürekkep dağıldı. Jaime parşömeni dürdü, tek eliyle yapabildiği kadar sıkı, mektubu Peck'e uzattı. "Hayır," dedi. "Bunu ateşe at."
Kahkaha attım :D Cidden okurken kahkaha attım. :D
Dipnot: Alıntı olacağından herkes bu başlığın spoilerlarla dolu olacağının farkındadır diye düşünerek şeetmedim sıkıntı çıkarmayın. :P