Liman Kenti => Düşler Limanı => Şişedeki Mısralar => Konuyu başlatan: mbdincaslan - 24 Eylül 2013, 15:22:40
Başlık: Waldeinsamkeit
Gönderen: mbdincaslan - 24 Eylül 2013, 15:22:40
Waldeinsamkeit
Medet mısralarım medet ses geliyor ormandan* Ben değilim bu sürreal tablodaki ucube Elim desen tutunduğu etek dolusu yalan Gözüm desen gözbebeğim başka gözlere gebe
Sesler geliyor ormandan medet kadim sağırlık Bu bir iyelik sancısı: Hırslar, aşklar, hevesler Duyuyorum: Üzerimde Atlas* yükü ağırlık: Bir plaka kaydettiğim doğum öncesi sesler
Hiç doğmamış, hiç görmemiş, duymamış olmak vardı Bir kez duydun, ebediyyen üzerinde lanet: "kün!" Bu kirli sarı elbise seni bir defa sardı Artık huzur yok: Gözüne tuzak kurar gördüğün
Sen ey zavallı çocuğu toprağın iğfalinin Sen ey kanıbozuk dölü gökyüzünün: ağla dur! En önemsiz ayrıntısı tanrının hayalinin Gömül kabusuna, çağır, annen gelmesin, kudur!
Balıkların umru değil okyanus ve mutlular* Sen, küçücük fanusunu kocaman umursadın Sonunuz hiç, taliplerin boşuna umutlular Vuslatını bir müstakbel aşka saklayan kadın
Sesler geliyor ormandan hem bildik hem yabancı Ve ben aklımı yitirdim kendimle konuşarak Göbek deliğime yakın pek aşina bir sancı Ormanda bir başımayım döküldüm yaprak yaprak
Doğduğu günü kutlayan dünya dolusu sefil Milyonlarla paylaştığı biricikliğe meftun Değil, değil bu yıllardır aradığım şey değil Benliğim! Bana "ben"i ver gerisi senin olsun
Benim ruhum, benim aklım, benim benliğim! Ya ben?* Mülk maliki tanımlamaz! Mülkiyet hırsızlıktır!* Dört yanın Ebrehe* kalbim! Dümdüz olurken Kabe'n Kırık kanat Ebabiller ağında: "Yazıktır..."
Oysa güneşin altında yeni bir şey yok, heyhat!* Ram olduğun, ilk tanrının sonu malum yazgısı Bütün hikayen bu kadar küf kokulu ve bayat İşte insan!* Ve ırzına şeytan geçmiş algısı...
24.09.2013 M. Bahadırhan Dinçaslan
Waldeinsamkeit: "Ormanda yalnız olma hissi" anlamında Almanca bir sözcük. Ses geliyor ormandan: Bir Necip Fazıl dizesi. Atlas: Yunan Mitolojisinde arzı yüklenmekle görevli Titan. Kün: arapça "ol!" Balıklar ve okyanus: "Cihanara cihan içredir arayıbilmezler / Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler" (Cihanın süsü cihan içindedir aramayı bilmezler / o balıklar deniz içindedir denizi bilmezler) diyen Hayali'ye bir gönderme. Benim ruhum, benim benliğim: Necip Fazıl'dan ödünç aldığım bir diyalog parçası. Yanılmıyorsam Hasta Kumarbaz karakterinin, özetle "herşeye benim diyebilen 'ben' nerededir?" diye sorguladığı bir kısımdan. Mülkiyet Hırsızlıktır: Proudhon'a ait bir söz. Ebrehe: Efsaneye göre, Kabe'yi fillerle yıkmaya gelen, Ebabil kuşlarının saldırısıyla bertaraf edilen komutan. Güneşin altında yeni bir şey yok: İncil'den. "Nihil novi sub sole." İşte insan: "Ecce homo!" Latince, "işte insan" ya da "işte o adam" anlamına gelir. Romalı vali, çarmıhtaki İsa'yı göstererek böyle demiş. Hıristiyan sanatında, İsa'yı tasvir eden sanat eserlerinin bir damarının ana temasıdır.
"Language bearers, Photographers, Diary Makers, You with your memory are dead, frozen Lost in a present that never stoops passing Here lives the incantation of matter A language forever"