Kayıp Rıhtım Arşiv Forum
Kurgu Güncesi => Tartışma Platformu => Konuyu başlatan: boxder - 03 Ağustos 2014, 00:14:22
-
Acaba , bu aralar bir kitap uzerine çalışan varmı ? Fantastik yazanlar :fight: :fight: :elf
-
Bir yayineviyle konuştum. Editore derdimi anlattim falan. Editor kitabinizi bitirdiginizde görüşürüz ozaman dedi. Simdi endisem su
ben kitabi full yazip yollasam. Acaba bu calinabilir mi. Yani adam ismi degistirip yayinlayabilir mi? Notere falan demisti bir aralar birisi
-
Ben tam olarak Fantastik sayılmasa da, bir kitap yazıyorum.
-
Kitabın sadece özetini yolla. Tamamını yollama veya bir bölümünü. Sadece özeti. O zaman çalınması mümkün değil.
-
Merhaba,
Lütfen bu gibi konular için ayrı ayrı başlıklar açmayın. Zaten hepsi kitap basımıyla/yazımıyla ilgili konular. Bunları tek başlıkta gayet güzel ifade edebilirsiniz. Böyle spam yapıyor gibi oluyorsunuz :). Bu konu kitap yazımıyla ilgili olan diğer konunuzla birleştirilmiştir.
-
Öncelikle herkese merhaba. Ben foruma yeni katıldım, daha doğrusu bu katıldığım ilk forum. Neyse konuya girelim :)
Başlıkta belirttiğim gibi yazarlıkta iş varmı, birde kitap yazıldıktan sonra ne gibi işlemlerle uğraşırılıyor ( basımevi ile anlaşma , sözleşmedeki şartlar...) ayrıntısıyla anlatabilecek varmı , fantastik bir eser yazmayı düşünüyorumda . İlgilenirseniz müteşekkir olurum şimdiden sağolun.
-
İyi niyetle sorduğunuzu düşünerek iyi niyetle cevaplıyorum. Zira böyle bir soru ancak dalga geçmek için sorulur.
Yazarlık bir meslek değildir bana göre, "tam zamanlı" yazar olarak çalışıyorum der kimi yazarlar(?), yazdıklarını bir düzeneğe oturtup kalıptan çıkartırlar kitaplarını. "Çok satar" öğeleri bir araya getirip kitap "yapar" bu dediklerim. Lakin hakiki yazarlar, sonunda ne kazanacaklarını düşünmeden üreten insanlardır. Onlar parayı hedeflemezler, onlar iyi bir eser ortaya koymayı hedeflerler, kimi zaman bu eserler "para eder" kimi zaman ufacık bir maddi karşılık bile görmezler.
Size tavsiyem yazarlığın ruhsuz tarafıyla ilgilenmek yerine onun okura ulaşan tarafıyla ilgilenin. İyi edebiyat yazarı yok etmeye meyleden edebiyattır, lafa "yazarlık" diye başlarsanız karşınızda "okur" bulamazsınız.
Umarım bir gün o müthiş kurgulu, karakterli, devasa eseriniz "alıcı" bulur, basılır, ardından da film hakları satın alınır da para içinde yüzersiniz.
-
İbretlik kardeş :) sağolasın cevap verdiğin için öncelikle. Fakat benim bunu sormam arkadaşlardan ve aileden gelen baskıdan dolayı." Ders çalış, Düzgün bir mesleğe gir , Yazar olup ne yapacaksın , boş hayaller kurma" vs. lafları çok işittiğinden sordum. Ben zamanımın büyük bir bölümünü düşünmekle geçiriyorum, derslerim orta düzeyde pek iyi değil. Geçinmek için ve iyi hayat şartlarında yaşamak için para gerekli. Hiç bedava çalışan doktor gördünüzmü . İmam bile yaptığı iş karşılığı para alıyor, bu imamın sadece para için mi yaptığını gösterir? Benim bu soruyu sorarkenki amacım eğer bana bir yararı olmayacak ise ders çalışma zamanımı boşa harcamamam gerektiğini öğrenmekBana tuvalete bile gitmenin parayla olduğu bu dünyada paranın önemsiz olduğunu söyleme.)
-
İbretlik kardeş :) sağolasın cevap verdiğin için öncelikle. Fakat benim bunu sormam arkadaşlardan ve aileden gelen baskıdan dolayı." Ders çalış, Düzgün bir mesleğe gir , Yazar olup ne yapacaksın , boş hayaller kurma" vs. lafları çok işittiğinden sordum. Ben zamanımın büyük bir bölümünü düşünmekle geçiriyorum, derslerim orta düzeyde pek iyi değil. Geçinmek için ve iyi hayat şartlarında yaşamak için para gerekli. Hiç bedava çalışan doktor gördünüzmü . İmam bile yaptığı iş karşılığı para alıyor, bu imamın sadece para için mi yaptığını gösterir? Benim bu soruyu sorarkenki amacım eğer bana bir yararı olmayacak ise ders çalışma zamanımı boşa harcamamam gerektiğini öğrenmekBana tuvalete bile gitmenin parayla olduğu bu dünyada paranın önemsiz olduğunu söyleme.)
Haklısınız para önemlidir ancak genellikle para için yazan yazar kaliteli ürünler ortaya koyamaz. Para için yazılan süpermarketlerde raflarda gördüğümüz bestseller kitapların televizyonda ki bir diziden farkı yoktur benim gözümde ve zaten yaşadığımız ülkede genç bir yazarın da yazarlığı meslek edinmesi mümkün değil.
Bir meslek sahibi olup olmamak sizin elinizde ve bunun yazarlıkla bir alakası olmamalı. Yazar olmak isteyen birisi para içinde yüzerken de yazabilir açken de. Belki Amerika yada yazarlığın meslek kabul edildiği başka bir ülkede yazarlığı para kaynağı olarak düşünebilirdiniz ama burada mümkün değil. En iyisi çalıştığımız veya çalışmayı umduğumuz meslekle yazarlığı ayrı tutmak.
Küçük bir önerim daha olsun, bir yazar olup çok tutulmak isteseniz de kimsenin okumadığı bir blogda yazsanız da bol bol kitap okuyup yazım kurallarını düzgünce öğrenmelisiniz. Hiç olmadı herhangi bir YGS Türkçe kitabından öğrenin.
-
@Killer-Viper, öncelikle selamlar.
Sizi bir konuda aydınlatmak isterim, Türkiye'de sadece yazarlıktan bir medet umamazsınız, burası öyle bir ülke değil, emeğinizin karşılığını alabilmeniz için popülariteden etkilenmiş ve profesyonel bir eseriniz olmalı, olsa bile yeterince başarı sağlayacağı kesin değildir. Popülarite dışında başarı sağlayan kitaplar var diyecek olursanız eğer, istisnai durumlar kaideyi bozmuyor maalesef.
Önce bir meslek edinmeli, kafanız rahatken sanatınız ile rahatça uğraşabilmelisiniz ki verimli bir eser olsun. Sizin dediğiniz gibi ''Benim mesleğim yazarlık olacak!'' gibi bir şey söz konusu değil. Keza herkes bir şeyler yazabiliyor, sizin o türde çok çok daha iyi olmanız gerekli, bilgi sahibi olmanız gerekli ve bunlar kısa sürede edinebileceğiniz şeyler değil. Türkiye'den örnek verecek olursak İskender Pala ve benzeri yazarlara bakabilirsiniz.
Umarım yardımcı olabildim. :)
-
@Acmert, @_Clurke yorumlarınız için teşekkürler
@periyodik neşriyat yazdıklarınızı yanlış anlamışım kusura bakmayın. Tarafsız bir gözle bakınca farkettim ki sorduğum soru gerçekten saçma ve anlayarak okuduğumda da yazdıklarınızda haklısınız. İlgilendiğiniz için sağolun
-
Kendi yayın evim var çok şükür oradan basılacak yazıyorumda kitap bu aralar hevesim kaçtı yazmıyorum ama iki seneye kadar takır takır yazıyordum hala keyfimi bekliyorlar çıkarmak için inşallah ilham gelcek te ben de yazcam
-
Kendi yayın evim var
Hangi yayınevi?
-
Yanlış anlamayın ama, diğer mesajlarınıza da bakarak, yazarlık maksadı olan birinin yazım şekline ve imlasına biraz daha dikkat etmesi gerek diye düşünüyorum.
-
Kendi yayın evim var
Hangi yayınevi?
ida basım yayın dağıtım
-
şuan bir bilim kurgu yazıyorum ve fantastik bir roman üzerinede çalışıyorum. ocak ayı içinde de muhtemelen ilk kitabım çıkacak. fakat bilim kurgu ve ya fantastik değil. açıkçası garip bir kariyer ilerleyişi olacak benim için.
-
Bende da hi anlamındaki "de"yi ayrı yazmayı bilmiyorum ama 2015'in ikinci yarısında iki bilim kurgu bir fantastik birde öykü derlemem çıkacak. 2016 başındada nehir söyleşim yayınlancak. Şu sıralarda 7 kitaplık weird fantasy serimin yan hikayelerini yazıyorum. Bakalım biraz yoğunluk azalırsa çizgiroman projem var. Foruma çok takılamazsam kusuruma bakmayın.
-
Şu an ben de bir bilimkurgu öykü kitabı hazırlıyorum. 10 adet öyküden oluşacak. Aslında bu yıl bitmeden yayımlamayı planlıyordum ama sağlık sorunlarım yüzünden uzadıkça uzadı. Bu iş bazen beni korkutmuyor değil. Çünkü bu memlekette yazmak, yazıp da yayımlatabilmek, hatta en azından olumsuz da olsa bir cevap alabilmek ayrı bir dert.
Yine de yazmak güzel. Hiç kimse okumasa bile güzel. İçindeki zehri böyle akıtıyorsun. Şunu bi aradan çıkarabilsem ondan sonra bambaşka fikirler var aklımda. Bu foruma baktıkça moralim düzeliyor, inancım geri geliyor. Çünkü burada gerçekten okuyan, gerektiğinde destek olan, gerektiğinde eleştirileriyle yol gösteren insanlar var.
-
İlk kitabım bilimkurgu ve fantastik öğeler içeren bir roman. Önceleri yazmayı denerdim ama ya konunun sağlam olmadığını düşünür bırakırdım ya da yaşam koşullarından dolayı yarım kalırdı. İlk defa kendimi vererek bir sene içinde kitap yazdım. Altı ayda bitti. Kalan altı ayda düzenleme işlemlerini tamamladım. Yayınevlerine gönderdim. Birçoğu biz "Bilimkurgu" basmıyoruz diye geri çevirdi. O zaman kitapların okunmadığını anladım. Çünkü kitabım baştan sona bilimkurgu ya da fantezi değildi ki. Diğer yayınevlerinin kataloglarına baktığımda fazla satılmayan aksiyon romanları vardı. Şansımın olmadığını düşünmeye başladım. Ülkemizde çok satılan türlere bakıyorum. Sıra dışı türlere ilgi oldukça düşük. Siyaset, tarih ve gına getiren sayısız aşk romanları. Bunlar olmasın demiyorum ama en azından aşk romanlarından daha fazla efor sarf edilerek ortaya çıkan eserlerin kıymet seviyesi yukarılarda olmalı.
İkinci kitabıma başladım. Çevremdekilere burada forumdaki arkadaşlara gönderiyorum. Beğenen bir kişi dahi olsa beni mutlu ediyor. Parasal kaygıdan ziyade manevi olarak destek görmek daha önemli bence. Yazdığınız okuyan birisi aklımı başımdan aldın dediğinde servet ödesen kazanamayacağın bir duyguya erişiyorsun.
Tüm yazarları yürekten kutluyorum ve bunu yapacak olanların kutsal bir görevi ifa ettiklerini düşünmelerini istiyorum.
-
Konuya nasıl gireceğimi bilemiyorum. Yazı yazmayı sevenlerin gönlünde bir gün yazdıklarının basılması vardır sanırım. Kitapçıya gittiğinizde elinize aldığınız selüloz ve mürekkep kokan bir eseri kendi eserinizi koklamak istersiniz. İşte o zaman bir adım geriye çekilip tablosunu galeride izleyen ressam gibi olursunuz. Ama bu benim için o kadar uzak bir olasılık ki. Ben birkaç yerden derlediğim kitap bastırmak veya bastıramamak konusunda bulduğum birkaç anekdotu sizlerle paylaşmak istedim…
Mina Urgan Sineklerin Tanrısı kitabının son sözünde William Golding’in kitabı bastırabilmek için yirmiye yakın yayınevine başvurduğundan söz ediyor.
Bir başka örnek ise Frank Herbert’ten. Herbert sayısız eleştirmen ve bilimkurgu hayranına ve bana göre bir baş yapıt olan Dune serisinin beşinci kitabı olan Dune’nin Kafirleri’ nin ön sözünde “On ikiden fazla yayıncı bu kitabı baştan reddetti” diyor.
Birde Üstün Dökmenden alıntılar yapayım. Üstün Hoca Küçük şeyler -2 adlı kitabının “Pinokyo ile benzerliğiniz var mı?” adlı bölümünde şöyle diyor “…Rivayet doğruysa Ernest Hemingway ilk romanı doksana yakın yayınevinden dönmüş Van Gogh tek bir tablosunu bir şişe şaraba satabilmiş. İnsanlar onun resimlerini beğenmiyorlarmış ama o resme devam etmiş. Victor Hugo, kimsenin tanımadığı bir genç olduğu yıllarda ilk romanının taslaklarını bir yayınevine götürmüş, basmamışlar. Genç Hugo yayınevi müdürüne, “Büyük bir fırsatı kaçırdınız. Eğer ilk romanımı basmayı kabul etseydiniz Victor Huga gelecekte bütün eserlerinin yayın hakkını size verecekti” demiş… İbni Sina gençliğinde Aristo’nun bir eserini otuz defadan fazla okumuş anlayamamış, bu kitaba ilişkin bir şerh (açıklama) bulup okuduktan sonra tekrar okumuş ve anlamış.
Bu konudaki bildiğim en baba eser ise Jack London’a ait; Martin Eden. Kendi hayatından örnekler vererek yazar olma konusunda verdiği mücadeleyi anlatıyor London bu romanında. Tanıştığı zengin bir ailenin kızına yakın olmak için sınıf atlamak isteyen ve bu yolda, okumanın, en geçerli yol olacağını düşünen bir gencin hikayesidir bu. Bir zaman sonra okudukları hakkında değerlendirmeler yapar ve kendisinin daha iyisini yapabileceğini düşünmeye başlar. Yazdıklarını yayınevlerine gönderir ve hayır cevabı alır. Bu hayır cevapları kendisini kamçılamaktadır adeta. Uzun ve yorucu bir mücadeleden sonra kendinden emin olmanın vermiş olduğu haklılık ve azimle nasıl ünlü ve zengin bir yazar olduğunu anlatıyor Martin Eden.
Yazar olma konusunda hayır cevabı almış ama azminden vazgeçmemiş başka bildiğiniz örnekler var mı?