Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Edebiyatı => Başka Kurgular => Konuyu başlatan: Denaro Forbin - 28 Eylül 2014, 17:46:11

Başlık: Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez
Gönderen: Denaro Forbin - 28 Eylül 2014, 17:46:11
(https://canyayinlari.com/book_data/ts/9789750721571_front_cover.jpg)

"Kader bizleri görünmez kılar."

Uzun zamandır okumayı planladığım Gabriel Garcia Marquez'e Kırmızı Pazartesi ile başladım. Aslında hedefim ilk olarak Yüzyıllık Yalnızlık'ı okumaktı, son andaki karar değişikliği ile tercihimi bu kitaptan yana kullandım. Yazarın başyapıtını okumadan önce en azından ince bir kitabını okuyup diline hakim olmak güzel bir karardı sanırım çünkü Kırmızı Pazartesi'yi okumuş olmaktan oldukça hoşnutum.

İşleneceğini herkesin bildiği lakin engellemek için hiçbir şey yapılmayan bir cinayetin öyküsünü anlatmış bizlere Marquez. Santiago Nasar adlı karakterin öleceğini daha ilk cümleden itibaren biliyoruz yani. Sonunu bildiğimiz bir kitabı okumak ne kadar sıkıcı ise, Marquez'in kaleminden çıkan sonunu bildiğimiz bir kitabı okumak da işte o kadar sürükleyici. Daha yazardan okuduğum ilk kitap olmasına rağmen, "Marquez farkı"nı anlamam uzun sürmedi.

Pablo ve Pedro Vicariao adlı iki ikiz kardeş, kız kardeşleri Angela Vicario'nun ağzından çıkan kelimelere istinaden, namus meselesi dolayısıyla Santiago Nasar'ı öldürme kararı alıyorlar ve bunu da öyle kapalı kapılar ardında, sinsice değil, ellerinden geldiğince karşılarına çıkan kişilere bildirerek yapıyorlar. Zaten kitabı ilginç bir noktaya taşıyan da bu: Herkes cinayetin işleneceğini biliyor fakat engellemeye dair pek de kayda değer bir şey yapılmıyor. Yani Santiago Nasar pisi pisine ölüyor.

Marquez işte burada, müthiş bir toplum psikolojisi analizi yapıyor. Bir toplumun anatomisini inceliyor ve bunu da ustalıkla yapıyor elbette. Zaten Nobel Ödüllü bir yazar kendisi fakat şu an için aldığı ödülü hak edip etmediğine dair bir yorum yapamam, Yüzyıllık Yalnızlık ve Kolera Günlerinde Aşk gibi başyapıtlarını okuduktan sonra anca.

Kolombiyalı büyük yazar Gabriel Garcia Marquez'in geç de olsa tadına bakmış bulunmaktayım. Eğer sizin de okumak gibi bir düşünceniz varsa, Kırmızı Pazartesi'yi rahatlıkla önerebilirim.
Başlık: Ynt: Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez
Gönderen: - 30 Eylül 2014, 10:52:18
Son 10-15 sayfayı çılgınca çevirmeme sebep olacak kadar heyecan yaratan harika bir kitaptır Kırmızı Pazartesi.

Zaten bildiğiniz bir cinayet nasıl bu denli heyecanla okunur bilemiyorum. Cinayet gerçekleşene değin olanlar gerçeklik duygunuzu yeniden inşa eder. Gerçi bu herhangi bir Marquez kitabında her zaman olur zaten. "Olamaz" dediğiniz şeyler birden mantıklı olmaya başlar. Büyülü Gerçekliğin gücü de burada sanırım.

Hem Yüzyıllık Yalnızlık hem Kırmızı Pazartesi'yi okudum ve bazen ikisinin dünyası birbirine karışıyor zihnimde. Yüzyıllık Yalnızlık'ta yaratılan küçük devasa kasabanın yakınlarında bir yerlerde öldürülüyor sanki Santiago Nasar.

Bir de anlatıcı var tabi kitapta, Nasar'ın öldürülme sebebinde gerçeklik payı var mı yok mu bunu sorgular anlatıcı; onunla beraber biz de sorgularız, gerçekten Nasar o kızın namusuna göz dikmiş midir yoksa bunları kız mı uydurur? Bunu kitabın sonunda anlarız. Tabi bunu anlamak bu cinayeti meşru kılar mı onu kendimize sorabiliriz.

Çevirisi de iyi: Benim okuduğum baskıyı İnci Kut İspanyolca aslından çevirmiş.

Bir kaç alıntı:

"Aşk da öğrenilir." (s. 37)

"Özellikle de işleneceği böylesine açıkça duyurulmuş bir cinayetin hiçbir aksilikle karşılaşmadan gerçekleşmesi yolunda hayatın edebiyatta bile görülmeyen onca rastlantıdan yararlanmış olması ona büyük bir haksızlık gibi görünmüştü." (s. 89)


Bir çeviri güzelliği:

Özgün metin:
"Mi hermana sintió pasar el ángel."

Yakın çevirisi:
"Kız kardeşim melek geçmiş gibi hissetti."

İnci Kut çevirisi:
"Kız kardeşim, sanki kız doğmuş gibi bir sessizlik olduğunu hissetmişti." (s. 23)

Bence harika bir çeviri tercihi.


Çevirideki bir-iki ufak ifade hatası:

"Bayardo San Român'ın yalnızca her şeyi yapabilecek, üstelik de çok iyi yapabilecek biri olmakla kalmayıp, aynı zamanda bitmek tükenmez olanaklara da sahip olduğu biçiminde çoktan ortalığa yayılmış olan söylenceye de uyuyordu bu yorum." (s. 30)

"Gergef işlemeyi, makineyle dikiş dikmeyi, kukalı dantel örmeyi, çamaşır yıkayıp ütü ütülemeyi, yapma çiçekler, kendi uydurdukları tatlılar yapmayı, aşk pusulaları yazmayı bilirlerdi." (s. 34)
Başlık: Ynt: Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez
Gönderen: Fırtınakıran - 18 Aralık 2014, 14:13:27
Gabriel Garcia Marquez'den okuduğum ilk eser Kırmızı Pazartesi oldu. Çok kez Yüzyıllık Yalnızlık için heveslenmiş, ama son anda vazgeçmiştim. Kısmet bu kitabaymış. Ama iyi ki de önce bunu okumuşum.

107 sayfacık bir kitap. Üstelik boyutu da bir hayli küçük. Bir çırpıda bitiyor ama bunda tek pay sahibi olan kısalığı değil. Daha başından beri bildiğimiz bir cinayeti çok ilginç biçimde, büyük bir merakla okutuyor bize Marquez. Durmadan sorular soruyoruz kafamızda. Neden herkesin Santiago'nun öldürüleceğini bilirken kendisini uyarmayı seçmediğini düşünüp duruyoruz. Üstelik o kasabada sevilmeyen bir adam da değil. Hatta durum tam tersi.

Okurken sık sık ülkemizde yaşanan olayları düşünmeme yol açan, sıra dışı bir kitaptı. Çok iç karartıcı bir hale gelebilirken yine tuhaf biçimde eğlenceli bir okuma seyri olduğunu bile söyleyebilirim. Sanki her satırın arasında kıs kıs gülen bir çocuk var gibiydi. Küçük bir çocuğun herkesi kızdıran eşşek şakası gibi.

Beni kitapta en çok etkileyen Vicario ikizlerinin kendi ruh halleriydi. Kararları, ilanları vs.

Spoiler: Göster
Her ne kadar namus cinayetini boyunların borcu olarak görseler de onlara engel olması için herkese bu derece duyurmaları oldukça trajikti. Boy gösterisi değil, umutsuz bir yardım çağrısıydı onlarınki. Ama halk bunu da kulak arkası etti.

Katilin psikolojisine de bu şekilde değinmek önemli olduğu kadar güzel bir fikir de.


Bir de anlatıcı var tabi kitapta, Nasar'ın öldürülme sebebinde gerçeklik payı var mı yok mu bunu sorgular anlatıcı; onunla beraber biz de sorgularız, gerçekten Nasar o kızın namusuna göz dikmiş midir yoksa bunları kız mı uydurur? Bunu kitabın sonunda anlarız. Tabi bunu anlamak bu cinayeti meşru kılar mı onu kendimize sorabiliriz.

Ben sonunu okuduğumda hala daha şüphem vardı açıkçası. Şu an bile "acaba" demeden duramıyorum.

Spoiler: Göster
Açıkçası Nasar'ın masum olduğunu düşünüyorum. Ama Angela yıllar sonra her şeyi açıkça anlatacak kadar rahatken neden hala onun adını vermekteydi o zaman, demeden edemiyorum.


Son olarak, Angela ile nişanlısına değinmek istiyorum. Ama bunu da spoiler kutusunda yapmak en iyisi olacak.

Spoiler: Göster
Tüm ailenin Bayardo'ya olan ilgisi Angela'nın kapı dışarı edilmesiyle sönünce, Angela'yı Bayardo ile ilgilenirken görüyoruz. En başından beri adamı istemeyişinin nedenlerinden birinin de aile faktörü olduğunu görüyoruz böylece (bence).

Özellikle annesinin baskın tavrının Angela'da yarattığı kırılma noktası o geri gönderiliş diye düşünüyorum. Çünkü o içine kapanıklığını, ailesinin yasakladığı düşüncelerle birlikte Bayardo'ya yazdığı mektuplarda bertaraf ediyor.


Kitabın benim için en güzel özeti "Olmaz, o yapmaz" gibi şeylerin arkasına saklanan insan doğasına güzel bir eleştiri olmasıydı. Ama "o yapmaz" denilen kişilerin de "o raddeye" gelene kadar çevrenin tutumunu da gözler önüne seriyordu.
Başlık: Ynt: Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez
Gönderen: okanakinci - 18 Aralık 2014, 14:39:30
Marquez'in bugüne kadar sadece Yüzyıllık Yalnızlık ve Benim Hüzünlü Orospularım adlı kitaplarını okudum. Birincisini çok sevmiştim, ikincisini ise hiç beğenmemiştim. Bunun dışında Marquez'e hiç ilgi duymamıştım. Fakat Hazal'ın bu kitap hakkındaki bu yorumu, kitabı benim için ilgi çekici hale getirdi.
Başlık: Ynt: Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez
Gönderen: Bardes - 27 Mart 2015, 23:18:55
Yüzyıllık Yalnızlık muhteşem bir kitaptı bana göre, içinden çokça alıntıyı kaydetmişimdir. Gerek dili kullanımı, gerek olay kurgusu çok güzeldi ama özellikle dilini sevmiştim. Kırmızı Pazartesi'yi ise bir türlü sürdüremedim, dili çok sıkıcı geldi ve bıraktım o yüzden. Ama yorumları görünce kendimden şüphe ettim, tekrar deneyeyim bari okumayı :P