Kayıp Rıhtım Arşiv Forum
Kurgu Güncesi => Tartışma Platformu => Konuyu başlatan: BeyazAtmaca - 31 Ekim 2015, 12:36:53
-
Selamünaleyküm.
Foruma henüz kayıt oldum. İtiraf etmek gerekirse, öyle çok fantastik edebiyat takipçisi değilim. Kendimi geliştirmek, bir şeyler karalamak istiyorum. Fakat bu aşamada çözülmesi gereken bir husus peyda oldu. Benim oluşturmak istediğim -tam olarak belirlememiş olsam da- 7 ile 10. yüzyıl aralarında kurgulanan bir eser. Bu fikri ve ilhamı da Gölgelerin Efendisi serisinden aldım.
Size sormak istediğim ise şu: O yıllarda ateş nasıl yakılırdı? Şuan için bunu öğrenmek yeterli olabilir ama ayrıca sizden tavsiye de istiyorum: Bildiğiniz ve beğendiğiniz, az önce bahsetmiş olduğum yüzyıl aralığında geçen, öyle çok da fantastik olmayan, -ırklar, sihirli imgeler mümkün olduğu kadar az olsun, tanrı/tanrıça gibi saçmalıklar olmasın- yani Gölgelerin Efendisi serisine benzer eserler arıyorum. Bu türde yapıtlar benim ilgimi çok cezbediyor ve benim yazmak istediğim roman da buna benzer bir türde olacağı için kendimi geliştirirken faydalı olacağı kanısındayım.
Netice itibariyle, eski çağlarda ateş nasıl yakılırdı ve bahsettiğim türde bildiğiniz kitaplar var mı?
-
İlk ateş Karadeniz'de yakılmış, bana bırakın bunu.
Uzun süre en çok kullanılmış ve en kolay yöntemlerden biri çakmaktaşı ve benzeri camsı taşlar ile demir birleşimi. Sanılanın aksine iki çakmaktaşını birbirine vurmak yerine bir demir veya demir içeren başka bir taşla çarpıştırmak daha etkilidir. Bu işlem çalı çırpı veya biraz yün üstünde yapılmalı ki ortaya çıkan kıvılcımlar hemen tutuşabilsin.
Bir dalı matkap gibi aşağıda kütüğe doğru bastırıp döndürerek, sürterek ateş yakma zor bir işlem, genelde tercih edilmez. Tercih edildiğinde de yine hemen alev alması için etrafı minik yanıcı parçalar ile doldurulmalı. Nefes alacak bir yer de bırakılmalı ki ateş yanacak yer bulsun.
Bu iki metodu herkes biliyordur zaten. Bunların yanında bir lensi belli bir noktaya sabitleyerek ateş yakma işlemi de milattan önce bile kullanılan bir yöntemmiş.
Bunlar dediğim gibi herkes biliyordur. Başka bir şey mi arıyordunuz?
-
İlk ateş Karadeniz'de yakılmış, bana bırakın bunu.
Uzun süre en çok kullanılmış ve en kolay yöntemlerden biri çakmaktaşı ve benzeri camsı taşlar ile demir birleşimi. Sanılanın aksine iki çakmaktaşını birbirine vurmak yerine bir demir veya demir içeren başka bir taşla çarpıştırmak daha etkilidir. Bu işlem çalı çırpı veya biraz yün üstünde yapılmalı ki ortaya çıkan kıvılcımlar hemen tutuşabilsin.
Bir dalı matkap gibi aşağıda kütüğe doğru bastırıp döndürerek, sürterek ateş yakma zor bir işlem, genelde tercih edilmez. Tercih edildiğinde de yine hemen alev alması için etrafı minik yanıcı parçalar ile doldurulmalı. Nefes alacak bir yer de bırakılmalı ki ateş yanacak yer bulsun.
Bu iki metodu herkes biliyordur zaten. Bunların yanında bir lensi belli bir noktaya sabitleyerek ateş yakma işlemi de milattan önce bile kullanılan bir yöntemmiş.
Bunlar dediğim gibi herkes biliyordur. Başka bir şey mi arıyordunuz?
Bir düzeltme yapayım, 10-14. değil 7-10. yüzyıllar arasında geçmesini planladığım bir çalışma yapacağım inşallah.
Cevabınız için teşekkür ederim Marius, peki dediğim gibi 650-900'lü yıllar arasında geçen ve fantastik öğeler abartılmadan cüzi miktarda kullanılan (tanrı/tanrıça olmasın) yukarıda bahsettiğim seriye benzer kitap tavsiye edebilir misiniz?
-
Aleykümselam,
Öncekile foruma hoş geldin. Maalesef sana kitap tavsiye edemiyorum ama önerim aklında sınırlandırdığın zaman dilimini ansiklopedilerden vs okuman, belgesellerini izlemen. Çokca yardımcı olacaktır.
Birde, fantastik edebiyatın ağırlıklı bir ortamda "ırklar, sihirli imgeler mümkün olduğu kadar az olsun, tanrı/tanrıça gibi saçmalıklar olmasın" deme bence. Sadece bir öneri. :)
Kolay gele, selametle.
-
Konuyla ilgili bilgim yok fakat biraz daha açık fikirli olmanızı tavsiye ediyorum. Fantastik edebiyattan bahsediyoruz, doğaüstü unsurlara "saçmalık" demek biraz anlamsız oluyor burada. Hoşlanmıyor olabilirsiniz elbette ama üslup bu olmamalı. Ayrıca direkt bu dünyada geçen bir eser yazsanız bile o dönemde inanç sistemlerinin yaşamın her alanı üzerinde ciddi etkisi var zaten. Dolayısıyla tanrı/tanrıçalar o ya da bu şekilde epeyce yer tutacak.
Fantastik öğelerin çok baskın olmadığı serilere örnek de Buz ve Ateşin Şarkısı olabilir belki. Dediğiniz seri gibi Ortaçağ Avrupa'sına benzer bir dünyada geçiyor.
-
Konuyla ilgili bilgim yok fakat biraz daha açık fikirli olmanızı tavsiye ediyorum. Fantastik edebiyattan bahsediyoruz, doğaüstü unsurlara "saçmalık" demek biraz anlamsız oluyor burada. Hoşlanmıyor olabilirsiniz elbette ama üslup bu olmamalı. Ayrıca direkt bu dünyada geçen bir eser yazsanız bile o dönemde inanç sistemlerinin yaşamın her alanı üzerinde ciddi etkisi var zaten. Dolayısıyla tanrı/tanrıçalar o ya da bu şekilde epeyce yer tutacak.
Fantastik öğelerin çok baskın olmadığı serilere örnek de Buz ve Ateşin Şarkısı olabilir belki. Dediğiniz seri gibi Ortaçağ Avrupa'sına benzer bir dünyada geçiyor.
Tavsiyeniz için teşekkür ederim. Ben ondan başka ilah olmayan Allah'a iman ediyorum, tanrı/tanrıça gibi saçmalıklara tahammülüm yok. Bir kitap yüzünden imanımın belki de gitmesine sebep olacak şeyi okuyamam. Şu dünyada yolcu olduğumuzu fark etmiyoruz, 100 sene de yaşasak ölüm ölmüyor. Ahirette katrilyonlarca yıl hatta sonsuza kadar yaşayacağız çünkü, o hayatla bu hayatı karşılaştırsak dünya hayatına 1 saniye kadar kısa diyebiliriz. Ben sonsuz hayatı istiyorum, kısacık çileli hayatı değil. Kitap tavsiyenize göz atacağım.
-
Bir kitap okuyup cehennemde yanmak güzel fantastik konu bence. Tanrı/Tanrıça filan da içermiyor. Go Johnny go go go!
-
Lütfen konudan sapmayalım ve birbirimizin görüşlerine saygı duyalım arkadaşlar. Anlayışınız için şimdiden teşekkürler.
-
Buraya üye olurken Kabul Ediyorum dediğiniz kurallarla (http://www.kayiprihtim.org/forum/ryhtym-kanunlary-t8338.0.html) ilgili hatırlatmak istediğim bir şey var:
3. Din, siyaset, ırkçılık gibi konuları foruma taşımak ve bu konularda ağır eleştirilerde, hakaretlerde bulunmak yasaktır.
Velhasıl, herkesin inancı kendisine.
Konu "Eski Çağlarda Ateş"miş, bu alanda devam etsin tartışma.
-
Malkavian, ben cehennemde yanacaksınız diye bir şey demedim, mesajımı doğru okuyun lütfen. Ben sadece tanrı tanrıça saçmalığı olmasın diyorum, bu benim görüşümdür. Niye hedef alındım anlamadım. Herkesin inancı kendine, ne kadar doğru. O yüzden tartışmayın lütfen. Marius, Quid Rides, Grayswandir cevaplarınız için teşekkür ediyorum. Eğer konu kilit gibi bir özellik varsa kilitlenebilir.
-
Sihir, ırklar vs... unsurlarının az olduğu eserler var. Buz ve Ateşin şarkısı denilmiş; diyecektim. Ki bu eserlerin özel olarak(sihir büyü ırkın az olduğu) bir alt kategori de vardı. Rıhtımradyoda bir ara yapmıştık bununla ilgili bir program. Ama o türün adını hatırlamıyorum. Hatırlayanlar varsa söylerlerse rahatça bu konuda eser bulabilirsin.
-
Low fantasy.
-
Size önerim bahsettiğiniz zaman dilimiyle ilgili kitapları okumak olacaktır. Ülkelerin ve günümüzün kültürlerinin daha yeni yeni oluştuğu dönemlerden bahsediyoruz, eminim bu konuda yazılmış, hem ateşin nasıl ykıldığını, hem de o zamanlarda ne tür bir teknolojinin geliştiğii anlatan pek çok tarih kitabı vardır diye düşünüyorum.
-
Peki eski Roma'da veya kadim Yunanistan'da, Mısır'da, Çin'de hatta orta ve güney amerika uygarlıklarında nasıl yakılıyordu ateş. Yemek, ısınma, aydınlanma gibi konuları ele aldığımızda ateş hayatımızın önemli bir parçası. Bu nedenlerle önemli bir konu. Okuduğu kitaplarda böyle bir bölüm anımsayan var mı?
-
Düşününce gerçekten ilginç bir konu. Yani o kadar meşaleler, şamdanlar, dev mumlar ile donatılmış avizeler biliriz ama onları hangi ateş kaynağıyla yakmışlar acaba :D Tamam, bir mum yaktıktan sonrası kolay ama o ilk mum ne ile yakılmış.
Tabi merak ile biraz araştırınca kav çakmağı ile yakıldığını öğrendim. Merak edenler ayrıntılarına bakabilir:
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87akmak
Tabi konu fantastik edebiyat olunca ateş yakmayı da kendi hayalgücünüze bırakabilirsiniz. Mesela su ile temas edince açığa alev çıkaran bir ağacın yapraklarını kullanan bir fantastik eser yazabilirsiniz. Tabi bu ağacın kendisi yanmıyor olmalı :D Bu tip ilginç ayrıntılar hem dünyanızı şekillendirmekte de yardımcı olabilir. Yağmur yağdığında böyle yaprakların olduğu bir ormanı düşünsenize. Hele ki kahramanlarımızın yolu tam da oradan geçiyormuş, tesadüf ya :P (bu arada neden su derseniz, yapraklar elektroliz görevi görüyor ve yapılarındaki elektrik akımıyla açığa çıkan hidrojeni yakıyor gibi bir düşünce ile yine istemeden de olsa bilimkurguya bağladım :P )
Gerçekçilikten kopmadan yazmak istiyorsanız da yine kendinize özgü şeyler eklemeniz yararınıza olur bence. Yazdıklarınıza derinlik katar. Tabi bunlar alternatif seçenekler. Yine de gerçeklikten kopmamak yazarın kendisine kalmış :)
-
Çakmaktaşı ve bir çakı...
Bu çakmaktaşı geniş bir tabir tabi, magnezyum içerikli taşlarla bile ateş yakılabilir. Bu ikili sıradan hayatta bir çocuğun cebinde olurdu, o kadar yaygındır yani. Hem kolay bulunur, hem de kolay kullanılır. Zaten endüstri denen şey o zamanlar yok, demircilik ve madencilik, tarım ve hayvancılık var. Tarım toplumlarında bu kadar kısıtlı alanların verdiği yarar fazla ama çeşitsiz olmayacaktır. Yerleşik veya kabile toplumlarında çakmaktaşı olmayan bir hayat düşünemiyorum.
Tanrı, tanrıça konusuna gelirsek, aradığınız tarihte Avrupa'nın hala büyük bir kısmı, Almanların büyük kısmı, Vikingler, Fin-Baltık kavimleri, Slavlar, bilhassa Türkler bu inanca sahipti. Avrupasından, asyasına, eski çağların en önemli unsuru olan dinlerin önemi yadsınamaz.