Otuz yıl önce, bizimkinden pek de farklı olmayan bir gelecekte, Dünya kendi yıkımının tohumlarını ekiyordu. Üretimi desteklemek ve ekonomik eşitlik oluşturmak için Dünya Omnic Robotları tasarladı. Omnic Robotlar yapay zekâ merkezleri Omniumlar tarafından üretiliyordu. Sonunda akla gelmeyen oldu ve Omniumlar kuralları dinlemeyip insanlığı yok etmek için askeri seviye robotları üretti. Hükümetler Omniumları durduramadığında BM (Birleşmiş Milletler) onlarla savaşmak için uluslar arası bir özel tim oluşturma kararı almıştı. Dünya’nın en iyilerinin bulunduğu Overwatch robotlara karşı asimetrik bir savaş verecekti. (Bakınız: Asimetrik Savaş (https://tr.wikipedia.org/wiki/Asimetrik_sava%C5%9F)). Beş adamlık küçük vurucu tim, Alman asker Reinhardt Wilhelm, İsveç mühendis Torbjörn Lindhorn, Mısır’lı keskin nişancı Ana Amari ve Amerikalı iki askerden oluşuyordu. Amerikan askerler Birleşik Devletler Er Geliştirme Programı’na dâhil iki eski arkadaştı; Gabriel Reyes ve Jack Morrison. Morrison takımın lideri gibi görünüyorsa da gerçek lider Reyes idi. Takım Reyes sayesinde etkili bir güce dönüşmüştü ve sonradan Omnic Krizi olarak bilinecek dönemde robotlara karşı savaş verdiler. Kriz yıllarca sürdü ve Hindistan’da göçlere, Avusturya’da yıkıma neden oldu. Sibirya harap olmuştu ve Kore yarımadası değişime duyarlı, devasa bir deniz robotuyla kuşatılmıştı. Tüm güçlüklere rağmen zaferler de vardı. Ruslar ülkelerindeki Omnium ile başa çıkmış, yapay zekâyı kapatmayı başarmıştı ve Güney Kore ürettiği Mecha Kostümlerle (Mecha (https://tr.wikipedia.org/wiki/Mecha)) deniz robotuna karşı koyuyordu. Savaş iki taraftan da çok can almıştı ancak sonunda insanlar, Overwatch’ın büyük yardımıyla, galip geldi.
Kriz sona erdiğinde BM Dünya’da barış ilan etmişti. Tüm Dünya Omnic’leri kendilerine eşit saymazken, BM bir grup asi Omnic Keşiş’e Himalaya’larda kalma izni verdi. İçlerinde Tekharta Zenyatta’nın bulunduğu bu grup barışçıl yollarla Omniclerin ruhu olduğunu öğretiyor ve savunuyordu. Batı Afrika şehri Numbani İnsan-Omnic işbirliğinin merkezi haline gelmişti. İşlerin iyiye gitmesiyle Avustralya hükümeti de kalan Omnicleri Avustralya Omnium’una iade etti, barış umuyorlardı. Bu olay kendilerine daha sonra Avustralya Kurtuluş Öncüleri (Australian Liberation Front) diyecek ve Omnic komşularından hiç memnun olmayan taşralı grubu rahatsız etmişti.
Bundan öte Overwatch kendisine daha geniş sermaye bulmuştu ve bilim, tıp, seyahat gibi alanlara bölünmüştü. Morrison Saldırı Kumandanlığına terfi ederken Reyes Blackwatch’ın başına getirildi. Blackwatch, örgütün gizli operasyon birimiydi. Dünya onları kahramanlar olarak görüyordu. Zamanın gençleri, Overwatch Jenerasyonu, onları süperstarlar olarak görüyor ve özeniyorlardı. Amari’nin kızı Fareeha’nın(Pharah) Mısır Odusu’na katılıp kahraman olmak istemesinin nedeni de buydu.
Yıllar geçtikçe Overwatch’ın görevleri, kaynakları ve kapsamları oranında büyümüştü. Dünya çapında barış sağlayan bir örgüttü artık. Overwatch beş kişiyle kalmamalıydı. İsveç nano-biyolog ve tıp uzmanı Dr. Angela Zeigler – Overwatch’ın askeri duruşundan memnun olmasa da – takımdaydı. Winston, Ay Ufku Koloni’sinde (Horizon Lunar Colony) isyandan kaçan üstün zekâlı bir goril, Lena Oxton, prototip ışınlanma uçağıyla hayat değiştiren bir kaza yaşamış İngiliz pilot, Genji Shimada, kardeşi tarafından ölümüne dövülüp cyborg olarak dirilen Japon suç impratorluğunun mirasçısı, Mei-Ling Zhaou, Çin'li klimatolog ve Jesse McCree, Overwatch’ın suç avı sırasında yakalanıp Blackwatch’a dâhil edilmiş Amerikan eski suçlu, hepsi artık Overwatch üyesiydi.
Overwatch uzun süren bir barış dönemi getirmiş olsa da hala çatışmalar sürüyordu. Omnic Krizi’nden sonra Dünya’yı yeniden kuran Vishkar adlı şirket insanlara totaliter, sıkı kurallar uyguluyordu. Bu kurallar ve kararlar kendi içlerinde bile sorgulanıyordu ve bu eleştirmenlerden biri Satya Vaswani’ydi(Symmetra). Şirketin bu politakası Rio de Janeiro’nun gecekondu mahallesinde bir gecede ünlü olan özgürlük savaşçısı Lucio Correia Dos Santos(Lúcio) tarafından liderlik edilen bir isyana yol açmıştı. Rusya’da ise Omnium tekrar aktif olmuş ülkeyi yine savaşa sürüklemişti, bu olay eski atlet Aleksandra Zaryanova’nın (Zarya) da ulusal bir simge olmasına da neden olmuştu. Antartika’da Mei’nin araştırmaları belirsiz güçler tarafından sabote edilmiş, kendisi de yıllarca dondurularak uyutulmuştu. Avustralya Kurtuluş Öncüleri Avustralya Omnium’unu havaya uçurmayı başarmıştı ve bu nükleer patlama taşrayı harap etmişti. Bu yıkım, taşrada kendilerine Junkers diyen, çılgınca boğaz kesen, yalnızca en güçlünün hayatta kaldığı bir toplumun oluşmasına sebep oldu. Fransa’da Overwatch ajanı Gerard Lecroix karısı Amelie tarafından katledildi. Çünkü Amelie Talon Birliği tarafından Süper-Suikastçisi Widowmaker olarak yeniden programlanmıştı. Deniz robotu Güney Kore’nin MEKA programı tarafından sürekli kontrol ediliyorduysa da, MEKA’nın robotla savaşmaması için zor kullanıldı. Uzman oyuncular (Pro-Gamers) ve hatta Starcraft Dünya şampiyonu Hana 'D.Va' Song bile robotla savaşılmasına yardım etmişti.
Ancak tüm bunların en kötüsü bütün suç Overwatch’a yıkılıyordu. Önemli görevlerin başarısızlığı, bozulmalar ve kötü yönetim; silahlanma, insan hakları ihlâlleri ve daha fazlası yağmurdan sonraki mantarlar gibi türemişti. Kısa süre sonra Overwatch’ın “Kahramanları”na şüphe ve kinle yaklaşılıyordu. BM komitesi bu iddiaları araştırmaya başladı ve bu soruşturma, son şok edici bir olaydan sonra, Overwatch’ın dağıtılmasına yol açtı.
İddialar arttıkça Morrison ve Reyes arasında anlaşmazlıklar yaşanıyordu. Morrison terfi ettiğinden beri görüşmüyorlarsa da kavgaları sürüyordu ve kırılma noktası yakındı. Morrison, Reyes’in aksine, Overwatch’ın dağıtılmasına karşı çıkıyordu. Reyes’in neden dağıtılmaya karşı çıkmadığını tam anlamıyla bilmesek de, tüm bunlar Blackwatch’ın Overwatch’ı içeriden bitirmek için çalışmalarıyla büyük ihtimalle ilişkili. Overwatch’ın İsveç ayağından ise yeni haber vardı. Takımdan iki kişi kavga etmiş, üssün yıkılmasına neden olan bir patlamaya neden olmuşlardı. Hayatlarını kaybettilerse de vücutları enkazda bulunamadı. Bu ölüm haberi Overwatch için son damlaydı ve örgüt Omnic Kirizi’nin bitişinden yirmi yıl sonra dağıtılmıştı. Üyeler hayatlarına farklı yollarda devam edecekti. McCree ve birçoğu paralı askerliği seçmişti. Mercy ve Reinhardt’ın içinde bulunduğu bir grup örgüt olmadan da kahramanlıklarına devam ettiler. Winston ve diğerleri ise kahramanların geri döneceği günü bekliyorlardı.
Widowmaker (İradesi kırılıp suikastçı haline getirilen Amelie) görevine hâlâ devam ederken Junker Kardeşler, Mako Rutledge ve Jamison Fawkes, Dünya çapında suç üstüne suç işliyorlardı. Japonya’nın belalı ailesi Shimada’lar ise varis Hanzo’nun ayrılışına rağmen güç kazanıyordu ve kibar ama savunmacı bir robot olan Bastion tekrar aktif olmuş Dünya’yı geziyordu. Jack Morrison artık Soldier: 76 adıyla bilinen maskeli bir kanun kaçağıydı ve hâlâ adalet dağıtma isteğindeydi. Overwatch’ın teknolojisini önüne kim çıktıysa umurunda olmadan çalan Gabriel Reyes ise örgütün eski üyelerini avlayan ve öldüren korkunç suikastçı Reaper olarak yeniden doğmuştu.
Tek şeyi net olarak biliyoruz: Dünya’nın kahramanlara ihtiyacı var.