(http://www.ilknokta.com/urun/S/975070108-9.jpg)
Öncelikle şunu diyerek başlayayım:
Simyacı'nın yazarından bir başka harika daha!
Yazar: Paulo Coelho
Orjinal adı: Devil and Miss Pyrm
Sayfa sayısı: 200
Yayınevi: Can yayınları
Konusu:
İyi ile Kötü kavramına hem bu kadar acımasız hem de bu kadar dobra dobra yaklaşan başka bir kitap okumadım. Evet, anlaşıldığı üzere konumuz İyi ve Kötü.
Bescos adında Tanrı'nın unuttuğu cinsten, sadece 3 sokaktan oluşan küçük bir köye bir gün bir Yabancı gelir. Bu Yabancı yanında Şeytanı da getirmiştir. Ama bu kadar da değil, herkesin ahlak ve içindeki şeytan ve meleği kışkırtacak bir de teklifle gelmiştir. Onun yanında getirdiği şeytanı sadece Berta adında, köyün çoğunun kaçık olarak tanımladığı bir kadın görür. Kocası öldüğünden beri kapısnın önünde gece gündüz gelen geçeni seyreden bu kadın, yıllardır beklediği kötülüğün köyüne geldiğine gözleriyle şahit olmuştur. Peki Kötü'nün gelişini görmüşken, yaşlı bir kadın olarak ne yapabilir ki?
Diğer yandan köyün tek genci olan Chantal Pyrm ise, bu izbe köyden kurtulmak için her şeyini verecek durumdadır. Köyün otelinde çalışan bu genç kadın, zaman zaman kurtulma umuduyla gelen müşterilerle yatmasına rağmen hiçbiri onu buradan alıp götürmemiştir.
Yabancı, köye geldiğinde Chantal Pyrm'e teklifini yapar ve bunu tüm köye söylemesini ister. Yanında 11 külçe altın vardır. Eğer 7 gün içinde bu köyden herhangi biri (hasta, sakat ya da başka bir şey olması hiç önemli değildir) öldürülürse bu altınların tümü köylülerin olacaktır. Böylece Yabancı insanların içinde sadece Kötü olduğunu kanıtlayacaktır. Ama yok, kimse 7 gün sonunda birini öldürmezse insanların içinde İyi'nin olduğunu kabul edecek ancak altınlarını da alıp gidecektir. Eğer Chantal Pyrm kimseye bu tekliften söz etmez ve altınları alıp kaçarsa, insanın içinde hem İyi'nin hem de Kötü'nün bulunduğunu varsayacaktır.
Bu altınla çok şey değiştirilebilir. Görünşüte hayatlarındaki monotonluktan zerre kadar sıkılmayan Bescoslular, onların olabilecek altınlarla hiç düşünmedikleri şeylerin hayalini kurmaya başlarlar. Chantal kendi içinde karar vermeye çalışırken Berta elinden gelebilecek bir şeyin olmadığını görüp duruma seyirci kalmalı mı diye düşünmektedir. Yabancı'nın ise tek amacı, insanın içinde sadece Kötü'nün olduğunu kendine kanıtlamak. Çünkü nefreti çok büyük.
İyi ve Kötü'yle yüzleşecek, kitaptaki kahramanların düşünceleriyle eleştirip destekleyeceksiniz. Yazar gerçekten güzel bir iş başarmış. Hem sizi eleştirmeye hem yargılamaya hem de empati kurmaya itiyor. Sonu da oldukça güzel bitti. Öyle pek tahmin edilebilir değil.
Simyacı'da yaptığı felsefik oyunu burada, biz fantastik severlerin çok aşina olduğu İyi-Kötü kavramında bir kere daha gözler önüne sermiş.
Mutlaka okunmalı derim :)