(http://img254.imageshack.us/img254/2037/adszasd4lh8.png)
Yollardayım yine. Giderken bıraktığım hisler mi tüm duyduğum, fısıldanan kulağıma rüzgârla?
Hayal kırıklığı.
Endişe.
Söylenmemiş bir elvedanın umutsuzluğunu taşıyan omuzlarımda, yoktu hiç neşe.
Bir avuntu.
Belki de duyamadım bu yollardan geçerken. Yolların sessizliği bazen bir hain, bazen bir uğultu.
Geç kalmış bir itiraz. Üzgün biraz..
Nasıl duyamam o mağrur neşeyi, ne kadar hüzünle örtülmüş olabilirlerdi, söyle aklım.
Boş ver, boş verilenlerden bir yığın, bir matem ezgisi hayatım.
Yollardayım yine.
Hayallerimin kırıklarını topladım tüm gece, ve bavuluma sığmayanları arkamda bıraktım. Çektim gittim. Bu karanlık örtüye, bir günah da ben işledim. Rüzgâr yüzüme yüzüme vurdu ve kendimi teslim edilmiş buldum umutsuzluklara. Savruldu bir kaç dal, bir kaç gece. Saçlarımın arasından umutsuzluklarım akar sandım, ama yağmur sadece bir soğuk hediye etti bana. Yoktu feda edebileceğim hiç iyi bir şey veya satabileceğim herhangi bir rüya, uykusuzluğumu alamadım.
Hiçbir şey geçmedi aklımın yokuşlarından. Düşünecek pek az şeyim vardı, biraz da yalnızlığım. O da, terkedilmiş bir fikirdi bazen, bazense unutulmuş bir hatıra. Fark etmez, aldığım her nefese adını koysam, bitmemiş bir yazının son cümlesine saklasam da. İstemiyorum onu, hiç dinlemediğim masalların mutlu sonlarına özenen hiçbir şeyi istemediğim gibi. Ama o, omuzlarımdaki yüklerden biri, edilmiş tüm ihanetlerimin baş harfi olarak yanımda yürüyor. O yürüyor, ben tökezliyorum.
Yollardayım yine.
Bitmesi için önümde çok uzun cümleler var. Tamamlanmayacak bir yazının talihsiz serüvencileri. Yollarıma dizdiğim her hecenin tek anlamını ben biliyorum; ama itiraf edemeyeceğim kadar uzak olmalarının sebebini değil. Ben gittikçe, takip ediyor beni devrik cümlelerim.
Yollardayım, çoktan geceler kadar uzaktayım.
Yollardayım..