Kayıp Rıhtım Arşiv Forum
Liman Kenti => Düşler Limanı => Şişedeki Mısralar => Konuyu başlatan: Vladislav Drakul Tepes - 23 Haziran 2011, 09:37:45
-
Ben kırmızı taraftayım
Aşkın hüküm sürdüğü
Nefretin içten içe barındığı
Ölümün başlangıç olduğu kırmızıdayım
Sessiz çığlıklar burada duyulur
Katiller madalyonun diğer yüzünü burada çevirir
Kuklalar iplerini burada keser
Müzisyenler burada doğar...
-
Bense yeşil taraftayım.
Şimdi sevgim uçsuz bucaksız sedir ağaçları tarafından örtülüyor.
Anlıyorsun, hangi tarafta olursan ol,
her aşk yürek dağlıyor.
Burada yasaklanmış flütlerle, yasaklanmış şarkıları çalar kuşlar.
Bazen bir keklik sesi esir eder benliğini.
Kelebekler burada ölüyor,
Ve inci kusuyor istiridyeler volkanlara.
-
Griyim sanırım ben
Henüz ne olduğum belli değil ve olmayacak ta
Yolculuğum daha bitmedi.
Başlangıcı ve sonu yok
Kararsızlıklar Tanrısıyım ben
Hiçbir zaman ne tarafta olduğumu bilmedim göremedim
Siyah beyaz filmlerdeki kötü adamlar kardeşimdir benim
Hiroşima'yı bombalayanlar dostum
Kötülük denilen şeyi de anlamadım zaten
İnsanın hırsla kazanmasını sağlayan şey değil midir ki kötülük?
-
Özgürlüğü betimler mavi.
Gökyüzünde kuşlar özgürdür.
Gri bulutlar örtüyor bazen,
Yeryüzüyle güneş arasında yağmur yağıyor.
Özgür dediğim kuşlar bazen kafeslerde.
Gökyüzüne bakıp ağıt yakıyorlar.
Ey insan oğlu ne gaddardır,
Mutluluğu başkalarını üzer böyle.
-
Ufuk çizgisinden sonra
Ilık denizleri geçince
Güneş Batıdan doğmaya başlayınca
Orada bir yer var
Evim dediğim yer belkide
Hiç görmemiş olsam da orayı şimdiden kabullendim
Hiç görmediğim renkler var
Hiç duymadığım melodiler, kokular
Tamamen orada özgürlüğümü yaşadım
Gitmeden, görmeden.
Ben değil belki...
Ama aklım ve ruhum gitti o var olmamış güzelliğe
Her zaman ordaydı içim
Bu gözlerden bakıp ordaki ağızdan konuştu
O dünyada yaşayıp burada öldü
Ama kimse anmadı hatırlamadı.
-
İçin yanar,
Yüreğin başka yerdedir bedenin başka yerde.
Yüreğin sonsuzca yaşar ve yaşatılır.
Ama bir beden nedir ki? Toprak parçası.
Yüreğimin olduğu yerde doğdum ben
Ve kayıtsızca orda öleceğim.
Kimliğimde yazıyor adım.
Yüreğimde ben, bir başkayım.
Avutamaz içimi hiçbir cesur yürek.
Beni doğduğum yerde yakın.
Fazla içten konuşmak yersiz.
Anlattıklarımı anlamayın,
ben bir hava prensi, göklerde.
Hayal dünyasında yaşarım.
-
Otobüsler..
o kadar sevmişim ki farketmeden
bıkmışım usanmışım bir yol boyunca
ayaklarım kitlenmiş ve ellerim ağlamış
göz açıp kapayıncaya kadar
satmış seni, yok bir haber
gözlerinden yaş akmaz
onsuz ağlarsın içten içe.
yüzleşmek için orası
çarpar kafan
sen uyumaya çalışırken
otobüsün buhulanmış camlarına
bir de yokmudur onun
içinden yankılanıp aslında ufuktan gelen mistik sesi
herşeyden sıyrılır kalırsın orada
gerçekten ağlayabildiğin
kendini özgür hissettiğin tek yer
o otobüs
sessizce yanaşır gara.
-
Uykusamışım bir gece vakti,
Düpedüz kapanıyor göz kapaklarım.
Hafızam, çocukluğumu mu zorluyor,
yoksa çocukluğum mu çok zor, bilmiyorum ama;
Te o çocukluğumdan şu ana kadar yaptığım her şey,
göz kapaklarım devrilmeden önceki saniye gözlerimin önüne geliyor.
Ölümlü Dünya'da kendimi güçlü sanmışım.
Ve kendimce zekiydim, param da vardı.
Ahh nerede o masum delikanlı çağlarım ki,
kırmızı bir italyan salıncağından ibadetti mutluluğum!
Ne zekam, bir gün ölebileceğimi anlayabilecek kadar akıllıydı,
Ne de 5 kuruş paramı bile öteki dünyaya götürecek kadar zengin değilmişim meğer.
Güçlü olduğunu sandığım ben bile bir garip acıya yenik düştüm.
İnsan yaşarken çok şey öğreniyor, ama ölürken daha da fazlasını.
Onca sene yaşamışım ama,
ölmem 5 saniye sürüyor.
İşin en garip yanı da şu oysa:
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşadıktan sonra;
hiç yaşamamış gibi ölmek...
-
Sözler vardı hiç söylenmemiş duyulmamış
Sadece istenmiş...
Aşk sözleri bunlar,
Savaştan uzak ebediyetin içinde.
Güzelliği afrodit gibiydi bu sözlerin.
Biri söylese aşk nedir anlardı öteki
Yürek ister tabii söylemesi
Hiç söylenmedi söylenemedi
Sadece kalplerdeydi bu sözler
Öyle de olması gerekir mecburi
Yeterdi sevdiğine kendine.
Belkide söyleyemedi ağız ve dil,
Ama hep hissettirdi yaşlı gözler ve buruk kalpler.
-
Sevmediğimi biliyorum onu.
19 yaşında bir gençti,
Nefret ettiğini söyledi, herşey bitti.
İkna edemezsiniz kimseyi sizi sevmesine.
Nefreti daha bir büyür nedense.
Sizin onu sevmeniz ama sevilmemeniz, ona haz verir.
Kendini üstün görür birden.
Kendimi işime veremiyorum.
Oysa kurtlar sofrasındayım güçlenmem gerek.
1 gün kaybetmek büyük dertken haftalarımı vermişim bir hiç için.
Öldüm, yüzünde hazı gördüm.
Duyan yok...
-
Gözlerini gördüm
İçindeki aşkı ve nefreti,
Benim ona bakışımı
Seni değil
Sözlerini duydum
Küfürlerini,
Haksızlıklara haykırışını
Seni değil
Tenini hissettim
O sıcak
Ve güzel kokulu
Seni değil
Seni aradım ömürler boyunca
Sözlerinden
Gözlerinden
Ve sen bildiğim vücuttan
Seni değil
Kendimi buldum
Farketmeden usulca
Ufuktaki gemiyi.
-
Masal anlatırdı nenelerimiz.
Doğru yola yönlendirirmek isterlerdi.
Gerçekleri gördüm,
Kurtlar yemiyor küçük kızları artık.
Dünya'nın adaleti önünde,
boynumuz kıldan ince.
İnsanları tanıdım.
Kimse dinlemiyor nenelerimizin masallarını.
Bıraktım sevmeyi sevilmeyi,
nefret bile edesim gelmiyor ki.
Ben sözlerini duydum,
başkasına olan aşkını, sevgini.
Kınadım.
Seni değil, benleyken başkasını sevmeni kınadım.
Sever insan oysa, sevgini de değil.
Bir başkasıyla beni unutmanı kınadım.
Kınamak da değil ya, kıskandım.
-
Sanki bir dönem kapandı
Yenisi açılamadı
Sessizliğin sonu haykırışlar oldu
Korku değil de nefret oldu
İnsanlar ve ötekiler
Görüşler düştü
Ölümler sıradanlaştı
Ve istendi
Yaşamak zorlaştı
Aşklar hissizleşti
Yaşlar kurudu gözlerde
Şarkılar sahteleşti
Dünyamı istiyorum
Benimkini
Sadece hayalimi ve müziğimi
Bitmesin en azından hayallerde
Hayal hayat ile yer değiştirsin
Son sözlerde