Üç Nokta Derinliğinde CinnetHep böyle başlar zaten sevişmeler de, pazartesi sabahları da; önce merak, ardından azap, sonrası cinnet. Gidişat bu yönde olur çoğunlukla.
Anlamsızlığı sorgulamakla, anlamsız bir yaşamın içinden soyutlanmak arasında kaldığınız günlerde ne yaparsınız? Farklı cevaplar var bu konuda. Oysa susmayı tercih edenlerde çoğunlukta. Bir dönem sonra cinnet geçirenlerin arasında olabilirsiniz mesela.
Sorgular mısınız o zaman, merak eder misiniz?
Cevap yanlışsa ölmeyi hak edenlerden de olabilirsiniz, büyük ödülü kazananlardan da. Ne kadar şerefli bir dünyada yaşıyoruz değil mi? Bravo. Aslına bakarsanız sıradan gidiyor her şey. İç geçirilerek anımsanacak ve ya alkışlarla karşılanacak bir durum yok ortada. Garipsedikleriniz kadar umursasanız çok daha farklı bakabilirsiniz çok basit gördüğünüz şeylere. Ancak kısa yolu seçiyor bu tembel çağın yeni çok hücreli canlısı.
Şimdilerde egolarımız yön veriyor hayata. Moda bu yaklaşım. "Ben varsam
evren var" Kavramı. Ne ilginç değil mi? Halbuki tarih çağları, benim yeryüzüne gelişimden çok öncelerine dayanıyor. İnanın bana, yaptığım hesaba göre Dinazorlar bile henüz orta yaşlı sayılırlar. Aslında ironik, fakat şimdilerde hiç kimse, işin o yüzünü görmüyor. Böylesi daha lüks ve janjanlı görünüyor.
Ah! Bir dakika, bir dakika. Ne söylediğim anlaşılmıyor değil mi? Neden bahsettiğim hakkında hiç bir fikriniz yok! Olsun ben denedim.En azından bundan sonra beni yargılarken, iki kere düşünmeniz gerekecek benden geriye kalanlarla.
Düşünmek dedim de; kritik-analitik düşünme dediğimiz hadise var mesela. Bir konu, sorun ya da problemi alt başlıklarına ayrıştırıp, tümden gelime başvurarak ve her bir başlığı ayrı ayrı irdeleyip eleştirerek, ve her biri arasındaki bağlantıları gerçekçi kanıtlarıyla ortaya koyarak, yani tüme varımla düşünmek ve değerlendirmektir de diyebiliriz buna. Burada düşünme eyleminin kaliteli olması gereklidir. Yoksa istemsiz, refleksi bir düşünme sözkonusu olur. Eğer baştan başlayıp sona kadar devam etsem sıkılacaktım muhtemelen. İşte bunu becerebilmek için anlattım bunca şeyi;yoksa hepiniz bana, karımı neden öldürdüğümü soracak; sormaya cesaret edemediğinizde ise meraklı gözlerle bakıp, ardımdan dedikodumu yapacaktınız. Sırtınızdan büyük bir yükü, kısmende olsa kaldırdım.Eminim.
Biliyor musunuz aslında birbirimizle anlaşabilmek bu kadar kolayken, bu yolu o kadar nadir kullanıyoruz ki. Oysa birbirimizi öldürme işlemi temelinde daha yorucu ve sıkıcı. Bana öyle geliyor sizi bilemem. Dedim ya en azından denedim.
Unutmadan karımı neden öldürdüğüme gelince , mutlaka merak ettiniz. Ne zaman etmezsiniz ki...Varsayımlarınız, yorumlarınız oldu muhakkak. Bilirim ...
Ancak bunu size yine de söylemeyeceğim. Benimde bir özel hayatım var ne de olsa; değil mi?
(http://4.bp.blogspot.com/_v9wTdCBzCo8/RhF09rhKXiI/AAAAAAAAABk/JoLg2Wtr6Ww/s320/HoaxGroup_Surrealism_DanielQuellette.jpg)
Timsah Aldemar'ın Günlüğü'nden
Serengeti Milli Parkı - Tanzanya