Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Oyun Masası => FRP Arşivleri => Dipsiz Konak => Pazuzu => Konuyu başlatan: Fiddler - 12 Mart 2012, 14:24:43

Başlık: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 12 Mart 2012, 14:24:43
KARAKTER KAĞIDI


Ad ve Soyad: Mehmet Darbukacıoğulları
Cinsiyet: Erkek
Kökeni: Çingen
Yaş: 18
Fiziksel Görünüş: Kavruk tenli, kara kaşlı kara gözlü, 1,75 boyunda 65 kiloda, bandana ve bol kıyafetler giymeyi tercih eden, roman havası duydu mu nerede ne durumda olursa olsun göbek atmayı sever.
Bulunduğu Şehir: İstanbul


Sağlık Durumu: 5/5
İçgüdü: 3
Seviye: 1 (6/10)


Özellikler

Güç: 1
Çeviklik: 5
Zeka: 5
İrade: 2
Karizma: 5
6. His: 6

Yetiler: İlüzyon, Zihin Görüş

Para: 650$

Envanter:
Nefes tazeleyici ciklet (kutu ile)
Küçük, ince bir ip
Ataç x 2
Gazoz Kapağı x 3
Küçük bir kutu göz damlası
Pudra şekeri
Ruj
Flash bellek
Cep telefonu
Küçük naylon poşet
Bandana
Mızıka
İnce bıçak x 2 (http://i1144.photobucket.com/albums/o492/FiddisBack/pazuzu/scaramouche_2.jpg)


DM Notu: Oyun ilerledikçe karakter kağıdına yapılacak değişiklikler benim tarafımdan bu mesaja eklenecektir.
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 12 Mart 2012, 14:42:03
(http://i1144.photobucket.com/albums/o492/FiddisBack/pazuzu/6720080421143831t_600.jpg)

İstanbul. Akşamüstü.

Şarkı: Coldplay - Strawberry Swing (http://www.youtube.com/watch?v=Lb9X5jMofEo)

Muhtemelen Beyoğlu'nun arka sokaklarını Mehmet Darbukacıoğulları kadar iyi bilen bir insan daha bulamazdınız. Bunun belli başlı iki nedeni vardı. İlki, onun bir sokak sihirbazı olmasıydı. Eğer paranızı el çabukluğunuzdan kazanıyorsanız ve bu el çabukluğunun anlamı yan kesicilik değilse, yaptığınız her hareket yan kesicilik olarak algılanabilirdi. Daha bir an önce kulağından bir madeni para çıkardığınız adamın kalabalıkta cüzdanı mı yürütüldü? Hemen size dönerdi. Çünkü onlarca insanın izlemek için çevrenize toplanmışken, akıllı bir yan kesicinin cüzdanı alıp kaçmış olmasındansa, el çabukluğuyla tüm o numaraları nasıl yaptığını bilmediği çingenenin o cüzdanı almış olması çok daha yüksek ihtimaldi. Ve işte o noktada, Mehmet'in var gücüyle koşup kaçmaktan başka şansı kalmazdı. Beyoğlu'nun labirent gibi arka sokakları o yüzden ona oyun bahçesi gibi geliyordu artık.

Hiçbir zaman güçlü kuvvetli bir adam olmamıştı, hatta yaşına, boyuna, her şeyine göre saçma denebilecek ölçüde güçsüzdü, ve kavgaya girmemek bir tercihse, bu tercihten yana gitmesinin doğru olduğunu çok iyi biliyordu.

Arka sokakları bu kadar iyi bilmesinin ikinci nedeni ise, yine bir sokak sihirbazı olmasıydı. Herkes bilirdi Taksim Meydanı, İstiklal'i, Tünel'i; ama Beyoğlu'nda yaşayan, her gün yürüyerek yolu oradan geçen o kaymak tabaka, paralı züppelerin arka sokakları ne çok kullandığını kimse farketmiyordu. İşte bu yüzden Mehmet bazı günler sadece ara sokaklar boyunca yürür. Karşısına çıkan eşarplı, şık giyimli insanlara ayak üstü numaralar yapar, ve yeterince bozuk paraları olmaması için dua ederdi.

İşte o gün de böyle bir adam buldu karşısında. Kızıl-kahve tüvit avcı ceketi altında kadife pantolon ve Sherlock botlar. 50'li yaşlarının ortasında görünen adam eski filmlerden fırlamışcasına dik bir postür ve kendinden emin büyük adımlarla yürüyüp geçti önünden.

Aslında o gün kurduğu tezgahtan 150 kağıda yakın para kazanmıştı ve pekala biliyordu ki bu para ona birkaç gün yeterdi. Hiçbir zaman parayı arayan bir adam olmamıştı; ama bu adamla ilgili bir şey onu kendisine çekiyordu. Ara sokaklar boyunca adamın arkasında yürümeye başladı.
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 12 Mart 2012, 14:51:21
İçimde anlam veremediğim bir sevinç vardı ara sokaklarda yürürken. Az evvel yaptığım gösteriden hatırı sayılır bir para kazanmıştım ne de olsa ama ben bu tip şeylere sevinmeyecek kadar aklı başında bir serseriydim. Zaten bir öğün yemeğimi çıkaracak kadardan az olmadığı sürece gün içinde ne kadar para kazandığımın da bir önemi yoktu. Ertesi gün hayatımı trajik bir şekilde kaybedecekmişim gibi yaşamaktan keyif alıyordum.

Cebimdeki 150 kağıda şöyle bir dokundum ve akşam pavyonda içeceğim şampanyaları ve miğdeme indireceğim ikinci sınıf karidesleri düşündüm. Aklım bunlarla meşgulken önümde yürüyen ihtiyara neredeyse toslayacaktım. Şöyle bir göz gezdirdiğimde kodaman biri gibi duruyordu.

'Abe amca bak bu yana be ya. Yapayım mı sana bir iki cambazlık neşen yerine gelsin hea?'
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 12 Mart 2012, 14:55:26
+1 Deneyim (Başlangıç)

Adam kendisine toslayan gence pek rahatsız olmamış gibi görünerek döndü. Zaten Mehmet o kadar sıskaydı ki; adama çarpmasının bir etkisi olmaması da çok muhtemel duruyordu.

"Aman dikkat et kendine genç!" dedi hoşnut bir şekilde gülümseyerek.
"Cambazlık ha? N'aparsın sen oğlum? Top mu çevirirsin, kart mı oynarsın? Göster bakalım marifetini."
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 12 Mart 2012, 15:05:15
"Cambazlık ha? N'aparsın sen oğlum? Top mu çevirirsin, kart mı oynarsın? Göster bakalım marifetini."

Adama duygularımı incitmiş gibi kısık gözlerle baktım.

'' Sen beni soytarılarla mı karıştırırsın bey amca. Mangırı göreyim önce.'' diyip adam daha hamlesini yapmadan cebimden bir elli kağıt çıkarıyorum ve bunu yaparken bir elli kağıt da ceketinimin kolunun içine kaydırıyorum. İki elimle parayı gerdirip ağzıma doğru götürüyorum ve hızlıca üflüyorum. Böylece paradan yırtılma sesi gelir gelmez elli kağıdı el çabukluğuyla ikiye katlayıp tek elime alıyorum. ''Gördüğün gibi paraya hiç değer vermem bey amca.'' diyip yırtık gibi görünen elli kağıdı yere bırakıp üstüne basıyorum. Boş olan elimi adamın kulağına götürüp kolumda saklı olan elli kağıdı adamın kulağından çıkarıp.

'' Para dediğin nedir ki elinin kiri be ya. Hatta senin için kulağının kiri. Baksana elli kağıt sıkışmış arasına, örümcek ağının arasından zor aldım valla yeminlen!'' diyip gevrek bir kahkaha patlatıyorum.
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 12 Mart 2012, 15:10:37
+1 RP Bonus

Adam bir anda küçük bir çocuk gibi ellerini çırpıp kahkaha atmaya başladı.

"Harika! Harika! Bir daha yap! Diğer kulağımdan da çıkar para." Zıplayıp duruyordu yerinde adam. "Hadi! Hadi!" diye sabırsızca tezahürat etmeye başladı.

Çevre sokaklarda adamın yaptığı gürültü yüzünden insanlar dönüp Mehmet ve adama doğru bakıyor, adamın delirmiş olabileceğini düşünenler yollarına hemen devam ediyordu. Bir kısım esnaf, bir gün daha izleyecek eğlence çıktığı için kapılarına yaslanmış, olan biteni gözlüyorlardı.

Adam pantolonunun arka cebinden 100 kağıt çıkardı ve Mehmet'in gözlerinin önüne tuttu. Çocuk gibi parlıyordu gözleri.

"Hadi! Bunu da kaybet!"
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 12 Mart 2012, 15:25:04
'Ovvv bu numarayı yapmak beni ne yordu be ya bileğim ağrıdı resmen.' eğildim ve çaktırmadan yerdeki paraya uzandım. Yaşlı adamın cebinden çıkardığı parayı tutup adamın gözleri önünde gerdirdim az önce yaptığım gibi ve olabildiğince gizemli ve ciddi bir ses tonuyla konuştum şivemi bir kenara bırakıp.

''Çoğu kişi sihirbazlık görür yaşlı amca bu sokaklarda ama pek azı gerçek sihire tanık olur. Bugün senin şanslı günün gözlerini kapat ve yavaşça ona kadar say. Hayatında görebileceğin en büyük gizemlerden birine tanıklık edeceksin.''

Adam gözlerini kapatır kapatmaz soldaki dar ara sokağa sessizce girdim ve gözden kaybolana kadar koştum. Yeterince mesafe açılınca da ıslığımla hareketli bir roman havası tutturup sokaklarda dans ede ede 250 kağıdı harcayacağım paynona doğru ilerledim.
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 12 Mart 2012, 16:07:35
Şarkı: Süpriz (http://www.youtube.com/watch?v=Ve9gdwXaqCk)


Yarım saat sonra...

Nazan abla dünyanın en çirkin, en parlak, en fosforlu yeşiline sahip abartılı tuvaletiyle sahnede hoplayarak şarkı söylüyordu:

"Gelabele gelabele bu yana... Bir şey diyeyim sana... Sevdan öldürdü beni - OY - kül oldum yana yanaaaa. Haydeee... Gelabele gelabele..."

Çevredeki masalarda insanlar ya sarhoşluktan, ya da büsbütün aptallıktan delicesine el çırpıyor, göbek atıyor, dans ediyordu. Mehmet de müziğin sesini duymaya görsün, donattığı masasında kolları açık oynuyor, "Vey!", "Hoy" ve "Hopahey!" nidalarıyla şarkının çeşitli yerlerine eşlik ediyordu.

Bir an kafasını çevirdiğinde yanında sokakta karşılaştığı adamın olduğunu gördü. Adam kadeh kaldırmış, sahnedeki Nazan ablaya doğru "Şerefe!" yapıyordu. Mehmet'e dönüp gülümsedi.

"Çok güzel bir yermiş burası Mehmet! İş konuşmak için daha iyi bir yer düşünemezdim!"
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 13 Mart 2012, 15:04:45
Birincisi adam bana ismimle hitap etmişti ve ben bu ismi kendisine söylememiştim bile. İkincisi ise beni bu derece başarılı bir kaçıştan sonra bulabilmesi ilginçti ve son olarak ne işinden bahsediyordu bu böyle.

'Benim zaten işim var hacı amca başka kapıya.' dedim son bir göbecik atarken. Roman havası çıktı mı dayanamıyordum. 'ha paranı merak ediyorsan artık tasalanma derim hepsini bir güzel yedim ben be ya!' tok duran göbeğime pir şaplak attım. Parayı da pek dert edecek bir adama benzemiyordu ya neyse. Zaten parasını harcamaya daha fırsat bile bulamamıştım. Sadece masayı donatmıştım. taş çatlasın 50TL giderdi buna. Geri kalanını konsimatrislerle yemeyi planlarken şu kör talihime bak hele sen...

'Zaten Mehmet olğlum sende şans olsa babadan zengin doğardın.'dedim kendi kendime.
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 13 Mart 2012, 19:14:20
+1 Deneyim

Adam sırıttı yanındaki oğlanın onu umursamazlığına.

"Farkettim parayı önemsemediğini. Yeterince değer verseydin aldığın 100 kağıdın yerinde yeller estiğini farkederdin. İş dediğime bakma, asıl sana yardım teklif edeceğimi söylemem gerekirdi."

İyice yaklaştırdı kendini Mehmet'in yüzüne. Yüzünde o çocuksu heyecandan, gülümsemeden, parıltıdan eser kalmamıştı. Şu anda adam çağlarca yaşlı ve sonsuz üzüntülü görünüyordu.

"Anneni, babanı... Nerden geldiğini merak etmedin mi hiç?"
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 15 Mart 2012, 03:24:22
Hemen elime cebime attım ama adamdan aldığım 100 kağıt hiçbir yerde yok gibiydi. Şarkı da tatsız bir enstrüman gıcırdaması ile bitince ortamdaki hava iyice gerildi benim açımdan.

"Anneni, babanı... Nerden geldiğini merak etmedin mi hiç?" dedi benle neden ilgilendiğini anlamadığım bu adam.

''Anam Fosforlu Hatice, babam ise Kaytan Bıyık Hüseyin nesini merak edecekmişim onların be ya. Hergün görüyorum zati... Amca senin kafan mı güzel oldu. Olduysa söyle sana şu pavyonun en kral kızını hemencik ayarlayıvereyim''
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 16 Mart 2012, 20:06:48
Adam anlayışlı bir gülümsemeyle bakıyordu Mehmet'e. Öyle ki neredeyse acıyan bir surat ifadesi vardı. Mehmet'in sinirini bozmuştu bu bakışlar. Yavaş yavaş, sanki çevresindeki her şeyi kontrol eden bir müzik çaların sesi kısılıyormuşçasına, etraftaki tüm sesler azaldı, azaldı, ve en sonunda kayboldu. Danseden, şarkılar söyleyen, rakı kadehleri tokuşturan tüm insanların görüntüsü içerisinde hiçbir yerden tek bir çıt bile çıkmıyordu. Sadece karşısındaki adam konuşuyordu.

"Pekala sen de biliyorsun Hatice ve Hüseyin Darbukacıoğulları'nın gerçekten anne ve baban olmadığını. Onlar sana söylemeden önce dahi hissediyordun özünde başka bir kandan geldiğini". Adam tekrar içten bir gülümsemeyle gülmeye başladı. Etraftaki sesler yavaş yavaş geri gelirken elini uzattı Mehmet'e.

"Bu arada kabalığımı mazur gör. Ben senin hakkında her şeyi biliyorken, kendimden hiç bahsetmedim. Ben Bay C." dedi.
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 20 Mart 2012, 23:42:07
"Pekala sen de biliyorsun Hatice ve Hüseyin Darbukacıoğulları'nın gerçekten anne ve baban olmadığını. Onlar sana söylemeden önce dahi hissediyordun özünde başka bir kandan geldiğini"

Kabul etmem gerekirdi ki Fosforluyla, kaytan bıyık gerçek babam olamayacak kadar neşeli ve hareketli tiplerdi. Hatta bazen alışkanlıkla yaptığım roman ağzından bile nefret ediyordum. Ne zaman ciddileşsem aksanım bir yerlere kaybolup gidiyordu. Ayrıca hiçbir romanda bulunmayan birkaç özelliğim de vardı.

"Bu arada kabalığımı mazur gör. Ben senin hakkında her şeyi biliyorken, kendimden hiç bahsetmedim. Ben Bay C."


Aman kendinden ne bahsettin, ne bahsettin anlatamam. Demek adın Bay C bari bir kaç harf daha verseydin. Acaba joker hakkımı kullanabilecek miyim diye düşünürken bir yandan konuşmaya başladım.

'Demek Bay C. Kendinden baya bahsetmiş oldun gerçekten de bey amca. Sana Bay Si mi diyeyim yoksa Türkçe olsun Bay Ce mi diyeyim. Hey Allahım... Tüm deliler de beni bulur. Tamam ne anlatacaksan anlat bakalım. Ama ismini söylediğin gibi anlatma sakın...'
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 22 Mart 2012, 21:43:01
Spoiler: Göster

Başından beri o aksanı sevmediğini söylediğin için bu notu koyma gereği duydum ki; eğer herhangi bir zaman ondan vazgeçip normal konuşturmaya başlarsan karakterini, seni yadırgamam.


+1 Deneyim

Bay C. bir kere daha güldü Mehmet'in karşısında. "Bay Ce diyebilirsin... Anlatacaklarıma gelince, senden yardım istiyorum. Faye Laraye adında bir kızı bulman gerekiyor benim için."

Ceketinin iç cebinden üç tane kağıt çıkarıp Mehmet'in önüne koydu. Üç tane mektuptu bunlar.

"Burada kendisinin yazmış olduğu mektuplar var. Şu an nerede, ne yapıyor bilmiyorum; ama bulmam gerekiyor onu. Bu yüzden de sana ihtiyacım var. Ortadan kaybolmakta ne kadar başarılı olduğunu düşünürsek, ortadan kaybolmuş birini de bulabilirsin herhalde."

Mehmet mektupları okuduktan sonra tekrar iç cebine koydu onları.

"Eğer işi kabul edersen, sonunda başarılı olsan da olmasan da sana ailenle ilgili bildiklerimi anlatacağıma söz veriyorum. Bir sırrı çözecek kadar bilgim var mı emin değilim; ama söyleyeceklerimi duymak istersin bence."
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 23 Mart 2012, 00:17:08
Spoiler: Göster
RP adına yapıyorum RP adına da devam ederim iş ciddileşene kadar. Ciddileşince zaten bir kenara bırakmayı planlıyordum :)


Bay Ce'den mektupları tereddütle aldım ve okumaya başladım. Bir yandan da konuşuyordum adamla. '' Bak ben öyle karın tokluğuna işe alabileceğin biri değilim tamam mı bey amca?'' kısaca düşündüm ama bu hayatta değerli birşey istemediğime karar verdim. Tek ihtiyacım olan biraz eğlence ve biraz paraydı. Para tabi ki daha fazla eğlence içindi. Kararımı verdim karşımdakine teklifimi sundum.

''Öncelikle bu ikinci sınıf tavernadan çıkıyoruz. Beni ne zaman adam akıllı bir striptiz klübüne götürür de içerideki en güzel kızancığı bana ayrlarsın, işte o zaman senin şu kayıp Faye'ni buluruz, kapiş? Ben öyle karın tokluğuna başımı belaya sokmam anladın mı Bay Ce?''

Mektupları açtım ve baştan okumaya başladım. İlk dikkatimi çeken tarihler ve hitaplar olmuştu. Canım Annem diyordu 1978 yılında. Sonra Annem demişti 1996'da. En son da Anne diyordu 2012'de. Giderek kutuplara yolculuğa çıkmıştı Faye kızımız. Gerçi şimdilerde tarihlere oranlarsak ellilerini geçmiş olmalıydı. Kızlık filan kalmamıştı. Resmen çürümüştü be ya!

Kendi kendime gülümsedim yaptığım espiriye. Mektupları iyice hafızama kazıyıp Bay Ce'ye masaya az önce istediğim hesap fişini uzattım.

''Hadi çok oyalandık burada 3 cadde ötede bir striptiz klübü var. Beni oraya götürebilirsin. Şanslı günündesin içerdekiler tanıdık sana indirim yaptırırım hem! Ha bir de bu Londra denen yer nerede oluyor bey amca? Aman neyse be ya tarif edersin. Sora sora Bağdat bile bulunur dimi?''

Çalan müzikle son bir göbek atıp kapıya doğru sıçradım ve bey amcaya gelmesini işaret ettim.
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 25 Mart 2012, 17:22:46
Bay C. adisyon fişine bakmadan iki tane yüzlük kağıdı bıraktı ve Mehmet'i takip ederek çıktı. Üç sokak boyunca, Mehmet'in bahsettiği striptiz kulübüne doğru yürüdüler. Kapıya vardıklarında damsız birilerini almamaya çok hevesli görünen iri kel bir adam Mehmet'i görüp gülümsedi.

"Vay! Darbukacım n'aparsın?"

Adamın sarılmasıyla birlikte zaten incecik olan Mehmet kırılacak gibi oldu.

"Bey amca kim? Elinizi öpeyim bey amcam hoş gelmişsiniz."

Bay C o gece artık kaçıncı kez bir çocuk gibi gülümsedi ve elini öpmek için hamle etmiş olan izbandut gibi badigard'ın eliyle iterek tekrar doğrulttu.

"Ayarlıyım mı size güzel bir masa kardeş?" diye sordu adam Mehmet'e.
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 25 Mart 2012, 21:27:55
"Ayarlıyım mı size güzel bir masa kardeş?"

Hala o kemiklerimi kıracak gibi kucaklamanın etkisiyle nefes alış verişimi düzenlemeye çalışırken kapıdaki korumaya gülümsedim ve göz kırptım.

'Ayıpsın tontik tabi ki. Mehmet abin buranın önünden geçecek de içeri uğramayacak. Bize en önden bir masa ve en güzel kızancıkları da gönderiver be ya. Bey amcayla felekten bir gece yaşayacağız. Biliyorsun yarın ne olacağı belli olmaz. Ayşe ile Leyla'yı gönderme sakın. Onlar nasıl dans edileceğin ibile bilmiyor. En iyilerini istiyoruz haberin olsun.'  İri yarı adamın kulağına eğildim ve fısıldadım. 'Bey amca ısmarlıyor masaya kuş sütü dahil her şeyi istiyorum haberin olsun.' dedim.  Amacım bu Bay Ce denen herifin ensesinin ne kadar kalın olduğunu görmekti.

Çoğu zaman fevri ve dünyayı umursamaz davranır, saf rolü yapardım ama hepsini bir amaç uğruna yapardım. Tavernada umursamaz bir şekilde adisyonu uzattığımda tereddüt bile etmeden iki yüzlüğü masaya bırakmıştı. İşi yapmak için birkaç bin istemeye kararlıydım ama o zaman bu adamın dünya görüşünü de öğrenemeyecektim. Striptiz klübe gelmeyi kabul ettiğine göre muhafazakar biri değildi ve aslında her konuda çok rahat gibi duruyordu. Bir de bu bana verdiği parayı cebimden kaybetme meselesi vardı. Öyle bir numara bilsem hayatım kurtulurdu.

Kafamda soru işaretleri ve yüzümde her zamanki saf sırıtışla pembe ve yeşil lambalarla aydınlatılmış, parfüm kokusunun burunların direklerini sızlatacak yoğunlukta olduğu boğuk mekana girdim.

Masaya oturunca tüm dikkatim dans eden kızlarda konuşmaya başladım. 'Söylesene Ce sen ne iş yaparsın? Bu sağa sola saçtığın yüzlükler nereden geliyor yani?''
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 27 Mart 2012, 21:53:57
"Söylesene Ce sen ne iş yaparsın? Bu sağa sola saçtığın yüzlükler nereden geliyor yani?"

Bay C. kalabalık içinde sesini duyurmakta hiç zorlanmadan cevap verdi. "Yüzlükler mi?" Kafası karışmıştı. Sonra parmaklarını birbirine sürttü ve üç tane yüzlük banknot iskambil kağıtları gibi açıldı. Önündeki bir kızın külotuna sıkıştırdı yüzlükleri. Kızcağız o yana dönüp cilve yapmaya başlayacakken kalçasına sıkıştırılan 300 doları görünce istemsiz bir çığlık attı ve o heyecanla acemice dans figürleri sergilemeye başladı.

"Sadece basit bir hile..." diye açıkladı Bay C. "Bak." diyerek tekrar gösterdi kızın kalçasını. Kalçasına sıkıştırılmış üç peçete parçası duruyordu sadece.

"Onların ne görmesini istiyorsan, onu göstereceksin." dedi. Kendi gizemli konuşmasından keyiflenerek önündeki viskiden koca bir yudum aldı.

"Ne iş yaptığım sorusunun cevabı karmaşık." dedi sonra. "İyi biriyim diyelim. Dünyayı kurtarmaya çalışıyorum ve umuyorum ki kurtarabilecek kadar gücüm var." dedi.

"Ya da senin gibi ben de bir sihirbazım diyebiliriz. Bak, yoktan para var ediyorum. Ya da yoktan umut yaratmaya çalışıyorum şu sıralar. Dedim ya... Dünyayı kurtarmaya çalışıyorum."

Viskisinden koca bir bir yudum daha alarak boş bardağı garsona doğru salladı.

"Peki ya sen? Sen dünyayı kurtarmak istemez misin?"
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 01 Nisan 2012, 15:32:45
'Onlara ne görmesini istiyorsan, onu göstereceksin' diye tekrar ettim içimden. Masadaki peçetelerden bazıları alıp striptiz yapan kızın önünde salladım. İçimden de bunların birer tane yılan gibi görünmesini sağlamayı geçiriyordum. Hep ilüzyona yetenekli olmuşumdur belli mi olur belki bu işi kotarırdım.

Bay Ce benim gösterimi beklemeden konuşmaya devam edince konsantrasyonum bozuldu.

''Demek Dünyayı kurtarmaya çalışıyorsun. Ben kendimi kurtarsam yeter de artar bey amca.'' biraz duraksadım ve ekledim. '' Eğer parası iyise ben de dünyayı kurtarma işine girebilirim aslında. Yalnız şimdiden uyarayım peçete olarak ödeme kabul etmiyorum. Haberin olsun''  Eh nerede olduğumun pek önemi yoktu ne de olsa. Ölüm beni yarın da bulabilirdi. O yüzden önüme çıkan her fırsatı değerlendirmeliydim. Sağlam maaşı olan bir iş demek bu striptiz klübünün müdavimi olabilirim demekti.

Önümde dans eden kıza göz kırptım. 'Benim için dans etmeye alışsan iyi olur güzelim' dedim içimden. Mangırları bir alayım hep bu mekana geleceğim!
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 02 Nisan 2012, 22:21:35
Bay C. bir kere daha ağzını kocaman açarak sırıttı Mehmet'e. Masadan ayaklanarak kalkmaya hazırlandı.

"Para sorun etmen gereken son şey olsun evlat. Ve evet, tabii ki de peçetelerle değil, yeşil banknotlarla ödemeni alacaksın. Bana Faye Laraye'i bul, sana 5000$ vereyim. Ha, ne dersin? Anlaştığımızı sanıyorum. Ben seni paraya boğacağım. Sen de dünyayı kurtaracaksın." dedi ve sıkmak üzere Mehmet'e elini uzattı.
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 04 Nisan 2012, 16:10:17
'Bu Londra dediğin yerin Türkiye'de olmadığını düşünüyorum bey amca eğer öyleyse uçak masrafları gibi şeyler için bir ön ödeme almam gerekiyor anlarsın ya?' diyip adamın yüz ifadesini süzdüm. Bu Faye denen kadını bulmak onun için çok önemli gibiydi ve işin aslına bakarsanız Faye'yi bulduğum anda ona soracağım bir ton soru oluşmuştu bile kafamda.

'Ön ödeme hariç 5000 dolarını alırım ve bana peçetelerle yaptığın şu numarayı öğretirsin.' diyip adamın elini yüzümde büyük bir gülümseme ile sıktım. Londra'nın nerede olduğunu ve nasıl gidileceğini çok iyi biliyordum aslında ama saf numarası yapmak şimdiye kadar hep işime yaramıştı. Adamın elini sıkarken ruhunun derinliklerine baktım ve ne düşündüğünü sezmeye çalıştım. (Zihin Görüş)

Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Fiddler - 13 Nisan 2012, 20:12:39
Spoiler: Göster

Ah o zarlar.. Aslında çok yaklaşmıştın..


+1 Deneyim

Mehmet Bay C'nin elini sıkarken gözlerinin ardını, zihninin derinliklerini görmeye çalıştı. Gülümseyerek gözlerinin içine bakarken Bay C'nin içinde görebildiği tek şey endişeydi. Büyük bir endişe. O eğlenceli görünüşünün aksine, içeride bir şeyler onu çok tedirgin ediyordu; ama tedirgin eden şeyin  ne olduğunu Mehmet bir türlü anlayamıyordu.

"Anlaştık o halde!" dedi Bay C elini sıkarken. "Şimdi 500$ veriyorum sana; ama peçete numarası için demin söylediğimden öte verebileceğim bir hile yok maalesef."

Cebinden bir tomar para çıkardı. Bazıları kıvrık ve eskiydi. "Merak etme. Bunlar gerçek olanlar." dedi, beş tane yüzlük banknotu Mehmet'in eline tutuşturdu. Üç yüzlük banknot daha çıkarıp masaya bıraktı ve dönüp giderken arkasına bakmadan Mehmet'e konuştu.

"Yarın benden haber bekle! Oldukça zaman kaybettik aslında; ama bir gece daha beklememiz gerekecek işe başlamadan önce."
Başlık: Ynt: Malkavian - Mehmet Darbukacıoğulları
Gönderen: Malkavian - 26 Nisan 2012, 23:00:03
Önümdeki hesap fişine konan üçyüz kağıda baktım ve bunların da birer peçeteye dönüşmesine ne kadar süre kaldığını merak ettim. Eh dönüştüğü anda burada olmasam fena olmayacaktı. Ayrıca bu Bay C denen adamın gözlerinin içine bakmış ve ruhunun derinliklerini görmeye çalışmıştım. Genelde ne zaman bunu denesem birşeyler anlarım karşımdaki hakkında ama bu sefer o kadar az bir bilgi kırıntısı edinebilmiştim ki... Sadece adamın gülümseyen gözlerinin ardındaki endişeyi fark etmiştim ve bu da çok normaldi. Faye denen çürümüş elmayı bulmaki çin bu kadar zahmete katlandığına göre birşeyler konusunda mutlaka endişeleniyor olmanız gerekirdi. Eh umarım endişelendiği şeyler beni ilgilendirmeyen şeylerdir... Neyse sabah ola hayrola bakalım.

O sırada önümde giysilerini çıkarmakla meşgul olan kıza göz kırptım ve 'Artık bu gece daha fazla dans etmene gerek yok. Geceyi benimle geçirmeye ne dersin tatlım?' dedim elime az önce geçen yüzlüklerden bir tanesini sallayarak.