Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Liman Kenti => Düşler Limanı => Konuyu başlatan: Raisor - 03 Mayıs 2012, 13:57:34

Başlık: Geceyarısı Misafiri
Gönderen: Raisor - 03 Mayıs 2012, 13:57:34
(http://fc00.deviantart.net/fs50/i/2009/333/2/7/Dark_night_sky_by_bushma.jpg)

Geceyarısı Misafiri

Ahşap duvarlar içinde simetrik olarak döşenmiş iki yatak odası arasındaki, evin tüm odalarını birleştiren bir koridor dibine inşa edilmiş salonda, Jessica’nın saçları mum ışığı ile parıldıyor, güzelliğini mükemmel bir şekilde sergiliyordu. Mum ışığı, kızıl renkteki saçlarının kırmızılığını daha da ortaya sermiş, yüz hatlarının belirsizleşmesine ve daha simetrik bir görünüm kazanmasına neden olmuştu. Uzaklarda bir yerlerde havlayan bir köpek, ortamın sessizliğini bozan tek şeydi ve bu Jessica’nın dikkatini dağıtıyor olmalıydı ki, üzerinde çalıştığı resmi bir türlü bitiremiyordu. Jessica böyleydi işte. Resim çizerken kendini bir yere kapatır, en küçük sesten bile dikkatinin bozulmasına izin verirdi. Bazen resim kusursuz olana kadar üzerinde günlerce çalışır, hiçbir şekilde sabrını yitirmeden en küçük detayı bile çizerdi. Bazen sadece su içmek için mola verir, yemek yemenin bile zaman kaybı olduğunu söylerdi. Bazı zamanlarda ise iştahı tavan yapar, bir yetişkinin üç öğünde yiyebileceğinden fazla yemeği birkaç dakikada bitirerek, işinin başına dönerdi.

Bir kere daha, gözlerinin önüne düşerek görüşünü kısıtlayan saçlarını sabırlıca kulaklarının arkasına iliştirdi ve fırçasıyla, mavi, kırmızı ve az da olsa beyazı karıştırarak elde ettiği o çok tuhaf, ancak sevdiği lila rengini, resimde çizdiği genç oğlanın kıyafetine desen olarak kullandı. Fırça darbeleri sükûnetle tablo üzerine çarparken, Jessica havlama sesinin daha yakından bir yerlerden gelmeye başladığını fark etti. Üstelik bu kez havlamadan çok hırlamaya benziyordu. Ardından pek çok köpek, onun hırlamalarına yakından uzaktan katılmaya başlamıştı.

Bu durum Jessica’ya o an için olağan dışı geldi. Gecenin bir yarısında böyle bir iştahla havlayan bu köpekler, kesinlikle onun dikkatini dağıtıyordu. Çizimine ara vererek, dışarıya bir göz atması gerektiğini düşündü. Fırçasını dikkatlice masanın üzerine, ağzı havaya bakacak şekilde yerleştirdi, paletini de hemen yanına koydu. Ayağında, işten geldiğinden beri çıkartmadığı topuklu ayakkabıları duruyordu. Yürümeye başladığında, kaygan ahşap üzerinde kuvvetli tıkırdama sesleri çıkardılar.

Jessica’nın tabloları, hiç kuşkusuz büyük bir emek ile çiziliyordu, ancak Jessica bu emeğin karşılığını göremiyordu. Aslında umurunda da değildi, o sadece çizmek istiyordu ve çiziyordu. Asla kimseden bir tebrik beklememiş, tablolarını sergiletmek için hiçbir atılımda bulunmamıştı.

Kapıyı açıp dışarı baktığında, gecenin hiç olmadığı kadar gece olduğunu fark etti. Kuşkulu hiçbir şey, dikkatini çekebilecek hiçbir detay yoktu. Tek değişiklik, gecenin hiç olmadığı kadar karanlık olmasıydı. Oysa, ayın bu dönemleri dolunay olması lazımdı. “Hava bulutlu olmalı” diye düşündü Jessica. Korkmuştu ve uykusu da geliyordu. Eve dönüp sıcacık yatağına gömülmeyi arzuladı. Ve tam olarak bunu yaptı; kapıyı kapattı, hızlı adamlarla odasına geri döndü. Mumu hızlıca üfleyerek söndürdü, yatağının üzerine simetrik ve düzgün bir şekilde örtülmüş yorganını kaldırarak yatağın üzerine oturdu. Ayakkabılarını çıkardı, yorganın içine girerek üzerini örttü.

Yatağın içinde sanki yere düşüyormuş gibi hissettiğiniz birkaç saniyelik bir yanılsama yaşarsınız bazı zamanlar. Jessica da benzer bir yanılsama yaşayarak korkuyla yataktan fırladı. Düşme korkusu, Jessica’nın büyük bir fobisiydi. Asla uçurumlara çıkamaz, apartman çatılarından anormal derecede korkardı. Küçük kardeşi Jamie gibi değildi kısacası. Jamie yamaç tırmanıcısıydı ve Dünya’da tanınmış cesur biriydi.

Ancak bu kez yatakta düşüyormuş hissi ile uyanmak, onun işine yaramıştı. Çünkü uyandı ve uyanması kaderini değiştirecek bir şeye neden oldu: evin içindeki tıkırtıları duymasına. Bariz bir şekilde evin koridorundan gelen ayak sesleri, Jessica’nın ödünü koparttı. Evde yalnız olması gerekiyordu ve gecenin bir vakti bu ayak sesleri, Dünya’nın en cesur adamını bile korkutabilirdi.

Kendini çimdikledi, rüyada falan değildi. Oda karanlıktı ancak, yerini ezberlediği sehpayı eliyle kavrayarak arkasına saklanma cesaretini gösterebildi. Sehpa ile duvar arasına kendini atan Jessica’nın dikkatlice bakılmadıkça görülmesine imkân yoktu.

Ayak seslerinin yaklaşması, Jessica’nın üzerinde kötü bir etki bırakıyordu. Kalbi bir kuşunki kadar hızlı çarpmaya başlamış, korkusu adrenalin seviyesini yükseltmiş, ayaklarının istem dışı sallanmasına neden olmuştu.

Bir süre sonra ayak sesleri durdu. Birisi sertçe odanın kapısını çalmaya başladı. Jessica gıkını bile çıkarmıyordu bu sırada.
Başlık: Ynt: Geceyarısı Misafiri
Gönderen: Madam Vio - 03 Mayıs 2012, 14:07:09
Yapılan eleştirileri iyi bir değerlendirmeden geçirip yazınsal yeteneğini geliştirmekte kullandığın aşikar. Gerekli özeni gösterdiğinden olsa gerek seçilen kelimeler, cümle kuruluşları güzelleşmiş; amatörlükten sıyrılmış durumda. Kendini bu şekilde ileriye götürmene, hatta birkaç seviye birden atlamana gerçekten çok sevindim. Tebrik ediyorum.

Spoiler: Göster
Hamdın, pişiyorsun.