Klasik Dan Brown kötü adamına benzer; ama çifte kandırmacalı(ben uydurdum bu kelimeyi) bir durum vardı. Langdon'ı kötü adamların kovaladığını sandık, o kötü adamlar biz işin gerçeğini öğrenince iyi oldular. Sonra asıl Langdon'ın yanında gezen birinin hain olduğunu düşündük, ama o meğersem hain değilmiş de baştan beri birlikte gezdikleri hanım kızımız kötüymüş. Sonra o kız da aslında iyi çıktı falan, çok değişikti yani. Feyk üstüne feyk, plot twist üstüne twist geldi.
Başta iyi görünüp sonra kötü olduğu anlaşılan ama aslında tamamen kötü olmayıp sonunda iyilik yapan kötü adamımızı bırakıp sanat gizemlerine gelelim. Eski kitaplardaki kadar çok gizli sembollerdir, gizemlerdir falan çıkmadı karşımıza. Kötü olmayan kötü adamlarca kovalamaca kısmı çoktu bu sefer, belki ondandır. Asıl her şeyi başlatan kötü adamımızın Dante hayranlığı sayesinde Dante'yi Cehennem boyunca takip ettik, güzeldi. Sonunu söylemeyeyim, beklediğimden farklı ama daha iyi bir son olmuş diyorum sadece.
Bu arada ne çok kötü adam demişim adsfdgsf