Kayıp Rıhtım Arşiv Forum
Liman Kenti => Düşler Limanı => Şişedeki Mısralar => Konuyu başlatan: Gimilzagar - 13 Temmuz 2016, 21:47:47
-
I
Eğer yalnızsan
Ve semada parlayan
Bir hitodamaya rastladıysan
Durup düşüneceksin o zaman
Duyduğun bütün hüzünleri
Yağmurlu bir gece vakti.
II
Sık sık düşünüyorum seni
Muttasıl yağan karın altında
Ak yapraklı sedirler. Gel odama,
Bu gece, bir rüzgâr gibi.
Sevgilim, dokun bana.
III
Gözlerimi çevirdiğim vakit yukarı
Gördüm, solgun ayı.
Kalbimi kavuran ağrı
Bana bir zamanlar gördüğüm
O güzeli hatırlattı.
IV
Eğer âdemoğlu,
Yasak meyveye dahi uzanabiliyorsa
Ben niçin hâlâ
Bir başkasının âşığısın diye
Dokunamıyorum sana?
V
Erik çiçekleri
Örtülmüş bembeyaz karlarla
Avuçlarıma doldukça senin
Suretinin
Hayâli gibi kaybolup solmakta.
VI
Sabah, yastığıma dağılmış duran
Şu saçlarım için
Bir tarak istemem.
Yalnızca nazik dokunuşları yeterlidir,
Şimdi huzurla uyumakta olan efendimin.
VII
Bu güz günü, tarlalarda,
İnsanlar, hasat kaldırmakta.
Ben titreyerek duruyorum sundurmanın altında.
Boşuna. Sırılsıklam olmuşum çoktan bu yağmurda.
VIII
Baştan sona dolandım bu kıyıda.
Yürüdüm, yürüdüm Tago sahili boyunca,
Ve gördüm, ak, pırıldayan
Doruğu, Fuji’yi.
Dağılmaktaydı etrafa usul usul, kar taneleri.
IX
Evim başşehre yakındır.
Fakirhanemin duvarları çırılçıplaktır.
Güneydoğuda kulübem, Uji* Dağı’na dayanır,
Bu yüzden, dostlarım hep söylüyorlar,
Hayatımın bitmez tükenmez bir kaygı olduğunu.
*Pişmanlık.
X
Mina Suyu, Tsukuba
Dağı’nın göğsünden akar,
Benim aşkım kadar
Hararetle dökülür, yığılır
Geceden bile kara
Bir çukurun koynuna.
-
Çok hoş bir çalışma. Oldukça kafiyeli olmuşlar, ellerine sağlık.
Favorim:
Eğer âdemoğlu,
Yasak meyveye dahi uzanabiliyorsa
Ben niçin hâlâ
Bir başkasının âşığısın diye
Dokunamıyorum sana?
-
Çok teşekkür ederim. Beceriksiz çevirmenler yüzünden diğer milletlerin edebiyatını yeterince tanıyamadığımızı düşünüyorum, çoğu okur da bu sorundan muzdarip olsa gerek. Bu nedenle mot a mot, kuru bir tercüme yerine Türkçeleştirmeyi, hatta gerekirse şiirlerin üzerinde oynamayı seçtim. Eğer beğenildiyse ne mutlu bana.
-
Çok teşekkür ederim. Beceriksiz çevirmenler yüzünden diğer milletlerin edebiyatını yeterince tanıyamadığımızı düşünüyorum, çoğu okur da bu sorundan muzdarip olsa gerek. Bu nedenle mot a mot, kuru bir tercüme yerine Türkçeleştirmeyi, hatta gerekirse şiirlerin üzerinde oynamayı seçtim. Eğer beğenildiyse ne mutlu bana.
Düşüncenize tamamiyle katılıyorum. İşi bilmeyen, beceriksiz, ruhsuz, baştan savma çevirmenlerin nelere kadir olabileceğini ilk elden görmüş biri olarak hem de.
-
Şiire meraklı olduğun çok belli. Bu şiir de diğerleri gibi çok hoş. Böyle şiirler paylaşmaya devam edersin umarım.
-
Sevgili Dende, bu gozler, saf siir anlayisina mensup Baudelaire'in, Rimbaud'nun, Verlaine'in siirlerinin Karacaoglan kosmalari gibi cevrildigini gordu. Aslinda bu adamlarin siirlerindeki musikiden dolayi aruzla tercumesi en dogrusu ama tabii bunu yapabilecek ozveri yok.
Tesekkur ederim. Gosterdiginiz alaka ve teveccuh, siire duydugum sevki arttiriyor.