In this world, is the destiny of mankind controlled by some transcendental entity or law? Is it like the hand of God hovering above? At least it is true that man has no control; even over his own will.
İnsanlar bu yüzden Griffith'e ağız dolusu sövüyor, çünkü kendisi aşalığık pislik herifin teki, kader kurbanı falan değil yani :D
Bazen insanların "kötü" olduğunu kabul etmemiz gerekir.
Aynı şekilde, Harvey Dent'in Nolan'ın Batman filmlerinde dile getirdiği gibi, yeterince uzun var olduğunda, her kahraman kötü adama dönüşme riskini taşımaz mı?
Sonunda kötülere (!) hak ettiği değer veriliyor. Güzel başlık :) Açıkçası konuyu biraz farklı boyuta taşıyacağım mazur görün fakat ben bu iyilerin kazanmasından bıktım usandım artık. Her oyunda filmde aynı senaryo. Güncel filmden örnek vereyim, Xmen ve suicide squad filmlerinde boss bir base de büyüler müyüler yapıyor. Kahramanlarımız küçük adamları döve döve geliyor. Boss yeniliyor ve ta daaa! Artık bir kötünün galibiyetini, yıkımı, kaosu görmek istiyorum. psikopat Jared Leto'lu Joker'in, Alduin'in, Raistlin'in, Sithler'in, Orclar'ın destan yazdığı, yönettiği bir dünya görmek istiyorum :D Sizlerin de bu kadar "kötülük zaten içimizde" yorumlarından sonra (referans da tamamdır) haklı olduğumu düşünüyorum. Ayrıca buradan önümüzde çıkacak iyilik savunucularına sesleniyorum: Bir müsaade edin kötülüğü hükmederken görelim ki iyiliği özleyelim :)
"All I wanted was to sing to God. He gave me that longing... and then made me mute. Why? Tell me that. If He didn't want me to praise him with music, why implant the desire? Like a lust in my body! And then deny me the talent?"
"Tanrım, bu bana nasıl bir cezadır ki bu adama böyle bir yetenek verdin, bana ise sadece bu yeteneği anlayabilecek kadar bilgi verdin.
Yoksul sinema tutkunu Hüseyin Sabzian, otobüste yaşlı bir kadınla tanışır ve kendisini ünlü İranlı yönetmen Mohsen Makhmalbaf olarak tanıtır. Kadın, buna inanarak, adamı ailesiyle tanıştırmak üzere evine davet eder. Sabzian da, aileyi, yeni çekeceği filme para yardımı yapmaları şartıyla, filminde oynamaya ikna eder. Fakat, zengin Ahankhah ailesi, evi soyacağından şüphelenerek, adamı polise ihbar eder. Sabzian tutuklanır, sorgulama ve yargılanma süreci başlar.
Bisikletçi’nin benim bir parçam olduğunu söyleyin.
- Duruşmanın çekimini yapmak istiyoruz. Çekim yapmamıza izin verir misiniz?
+ Tabii. Çünkü benim seyircimsiniz.
- Kim?
+ Siz
- Nasıl yani?
+ Tutkumu izliyorsunuz.
- Hangi tutkunuzu?
+ Sanat. Film.
Söylediğim her şeyi yaptılar. Bir dolabı kaldırmalarını ya da ağaçları kesmelerini istediğimde, hemen yapıyorlardı. Daha önce düşündüklerimi bu kadar kolay ifade edemezdim. İnsanlar, söylediğim şeyleri yapmakta isteksizdiler. Ama ünlü birisi gibi davrandıktan sonra hepsi bana itaat etti.
- Bak eğer gerçeği söylersen şikâyetçi olmam.
+ Sizin için ben bir dolandırıcıyım.
Öte yandan, bu ahlaki bakış açısı yeni gri zonları da en azından tahmin edebilmenin kapısını aralıyor. Gerçek hayatta olsaydı, belki Darth Vader da "kötü" olarak addedilmeyecekti, böyle bir olasılık da gayet mümkün değil mi?