Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Güncesi => Tartışma Platformu => Konuyu başlatan: Rorvenath - 29 Eylül 2016, 19:23:22

Başlık: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Rorvenath - 29 Eylül 2016, 19:23:22
Merhabalar. Birkaç soru sormak istiyorum. Çok okuyan birisiyim fakat bu aralar içimde bir sıkıntı var bunu size açmak istiyorum. Bilgi birikimi yüksek olan bir arkadaşım daha var benim gibi. (yanlış anlaşılmasın sadece söylemem gerek) O arkadaşımla ne zaman konuşsak bana bilgisi ile caka satıyor gibi geliyor nedense. Örneğin ben 2. Dünya Savaşı'nı severim, o Babil mitoljisini diyelim. Yanıma ne zaman gelse bildiği konu ile ilgili konuşup duruyor ve bunu bilgiyi paylaşmaktan ziyade sırf kibir için yapıyor gibi geliyor bana hatta sınıfta hocalara sırf bir konu hakkında bilgisi olduğunu göstermek için cevabını bildiği sorular soruyor.Bilemiyorum, belki ben biraz ön yargılı davranıyorum ama hiç hoşuma gitmiyor bu durum. Bu doğal bir şey mi?

2. sorum ise onunla bağlantılı sayılabilir. Ne zaman biri hakkında fikir sahibi olmadığım bir şey hakkında konuşsa - bu aptalca bir televizyon programı da olabilir, Mısır miti ile ilgili bir şey de - moralim çok kötü bozuluyor. Kendimi çok ama çok cahil hissediyorum. Yetersiz ve kültürsüz görüyorum. Bu normal mi? Giderilebilir mi? Biliyorum, sorularım hafif anlamsız ama cidden çok merak ediyorum ve tedirgin oluyorum ne yalan söylüyeyim. Okuduğunuz için teşekkürler.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Ugur - 30 Eylül 2016, 02:29:09

İşte o insan tipi yok mu sadece kendi ilgisini çeken şeylerden bahsedip karşısındakini hiç dinlemeyen  :D Bence en kısa zamanda değiştirmen gerekiyor arkadaşını , çünkü böyle insanlar asla değişmiyor yada ben değiştiğini görmedim . Bu konu hakkında birşey diyemem daha fazla hani arkadaşınız biraz sizi dinlesin sizin konuştuğunuz konu hakkında yorum yapmasını bekliyorsanız , bence beklemeyin :D Karşılıklı paylaşım yapabileceğiniz kişiler çıkacaktır karşınıza.

2.soruya gelirsek mesela hiç bilmediğiniz bir mitten açıldı konu , siz kendinizi kötü hissediyorsunuz ve bu histen kurtulmak için  konuyu değiştirip kendi sevdiğiniz konuyu açıyorsunuz . Karşıdakinin ne anlatmak istediğine bakmıyorsunuz bile kendi sevdiğiniz konuya geçin de birşeyelr anlatan siz olun ve o cahillik hissi gitsin . Tanıdık geliyor mu bir yerden :D Siz böylesiniz demiyorum ama  o arkadaşınızın sizi dinlemeyip sadece kendi  bildiği şeylerden bahsetmesinin nedeni siz kendi sevdiğiniz şeyleri anlatırken kendisini cahil hissetmesi olabilir . O konuyu bilmiyorsanız o konuda cahilsinizdir . Bunda yanlış olan birşey yok zaten bana göre . Yanlış olan cahilliğini kabullenmeyip o konuyu öğrenmemek yada  o konuyu öğrenmemek istiyorsa , ilgisi çekmiyorsa zaten öğrenmesin . Herkes her şeyi bilmek zorunda değil  tabii ki . Bu söylediğiniz hissleri iddalı olduğunuz bir konuda hatalı veya cahil duruma düştüğünüzde hissetmeniz gayet normal . Ama hiç bilmediğiniz ve ilginizi çekmeyen bir konuda böyle hisler içerisine girmek bana normal gelmedi . Fazla takılmayın bence .
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: mit - 30 Eylül 2016, 07:33:19
Arkadaşınızın davranışının iki sebebi olabilir: ya kendini göstermek için can atıyordur, ya da başka hiçbir şey bilmediğini saklamaya çalışıyordur.

Bu tür insanlarla konuşmak zordur gerçekten, lafı dönüp dolaştırıp dört büyüklere getiren futbol meraklıları gibidirler. Çünkü çok şey bildiklerini iddia etmelerine rağmen bilgileri sadece belirli bir alanla sınırlıdır.

Ya da, dediğim gibi, bu konudaki bilgisini göstermeye ve sadece o şeylerden bahsetmeye de meyilli olabilir. Yapılacak en güzel şey, eğer cidden yakın arkadaşsanız kendisini bu konuda bir kez, tatlı dille uyarmak. Aksi takdirde Uğur'un dediği gibi görmezden geliniz.

İkinci sorunuzun cevabıysa daha basit: Bu güzel bir şey. Öğrenmeye açıksınız demektir ve daha fazlasını bilmekten ya da bir şeyi bilmediğinizi itiraf etmekten kaçınmıyorsunuz. Her şeyi öğrenmek imkânsız elbette ama en çok ilgi duyduğunuz alanları keşfetmenize be kendinizi geliştirmenize yardımcı olur.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Rorvenath - 30 Eylül 2016, 18:13:56
Çok teşekkürler, içim bir nebze de olsa rahatladı. Şimdi düşününce evet bilgiye ihtiyaç gayet hoş bir şey.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Guy Fawkes - 30 Eylül 2016, 18:30:09
Ben şöyle düşünüyorum: İkinci soruda demişsiniz ki biri bilmediğim bir konu hakkında konuşsa moralim çok kötü bozuluyor, ilk kısımda ise arkadaşınızı bildiği konu hakkında konuşurken kibirli olmakla suçlamışsınız. Bence size öyle geliyor ve kafanızda büyütüyorsunuz. Arkadaşınıza gereksiz yere bir düşmanlık beslemeye başlamış olabilirsiniz. Sizin kişiliğinizle alakalı olmasın?


Edit: Suçlamışsınız dedim çünkü arkadaşınızı hiç görmedik. Kesin bir fikir beyan edemeyiz onun hakkında. O yüzden öyle dedim, sizi kötülemiyorum yani :)
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Rorvenath - 30 Eylül 2016, 21:51:17
Hocam benim sorunum bildiği konu hakkında konuşması değil, bilakis konuşsun ben de öğreniyim ama her karşı karşıya gelişimizde de ondan bahsetmek düpedüz saçmalık bence. Yoksa benim bana bir şeyler öğretmesi hususunda zerre problemim yok. Evet, sanırım benim kişiliğim ile ilgili ama yine de hoş bulmuyorum.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Guy Fawkes - 30 Eylül 2016, 22:17:17
Anladım. Araya mesafe koyun o vakit. Çok yorucu olur böyle ilişkiler.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Har Atvil - 30 Eylül 2016, 22:29:21
Arkadaşınızın bilgisine itimat ediyorsanız, uzun bir sohbette bilgilerini emebilirsiniz. Belli bir konuda her şeyi anlattırıp, anlamadığınız her şeyi sorup; arkadaşınızın ve arkadaşlığın imkânlarından sonuna kadar faydalanabilirsiniz. İkinci soruda bilgiye açlık, birinci soruda arkadaşınızın farklı bir konuda bilgili olmasından bahsetmişsiniz. Bir taşla iki kuş.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Rang Baru - 02 Ekim 2016, 03:32:45
İki durum da normal değil. Ama normal olmamak çok da kötü bir şey değil.
Birincisi, arkadaşınızı böyle kabul etmek durumundasınız. Çünkü siz ne kadar normal değilseniz o da o kadar değil. Böyle düşünürseniz zamanla, onun kötü niyetle böyle birşey yapmadığına, sadece çocukça bir kendini gösterme, basit bir ego tatmini içinde olduğu kanısına alışırsınız. Eğer bu sizin için zorsa, onu ya kendi bilgi alanınız olan ama onun olmayan konulara çekerek ezin, ya da ilişkinize mesafe koyun. Başka türlüsü ömür törpüsü.

İkinci durum da aslında direk bire bağlı. Sizin bu tedirginliğinizin sebebi arkadaşınız olabilir. Arkadaşınıza karşı tedirgin olmanızın sebebi de bu kişisel özelliğiniz olabilir. Her ikisi birden de olabilir. Zaafları yok etmenin en iyi yolu ondan kaçmak değil üzerine gitmektir. Cahil olduğunuzu kabul edin, çünkü cahilsiniz. Ama dünyadaki tek cahil siz değilsiniz. Aslında hepimiz cahiliz. Bilginin sonu yoktur. Herşeyi bilen bir kul yoktur. Herkesin ilgi ve bilgi alanı farklıdır. Cahil olduğunuz konularda ya konuşmayın, ya da öğrenin -ama ne yaparsanız yapın her şeyi öğrenemezsiniz ve insanların sizin yanınızda ne konuşacaklarına karar veremezsiniz-. Cahil olmadığınız konularda ise sizi anlayacak kişilerle konuşun ki onlar da sizin düştüğünüz duruma düşmesin. Sonuçta bilgisiyle gösteriş yapan salaktır. Siz akıllılardan olun.
Dostoyevski der ki; insanlar ikiye ayrılır, dahiler ve sıradan insanlar. Dahiler yüzyılda bir gelir vs.
Sıradan insanlar ikiye ayrılır, sıradan aptallar ve sıradan zekiler.
Sıradan aptallar dahi olduklarını düşünerek mutludurlar.
Sıradan zekiler ise dahi olmadıklarını bilirler ve mutsuzdurlar.
Sıradan aptal olmadığınız belli, o yüzden mutlu olmamanız normal. Normal olmamanızla mutlu olun yeter. Çünkü hiçbirimiz normal değiliz ve hiçbirimiz herşeyi bilmiyoruz. Bu yüzden sorun kesinlikle sizin yeterli seviyede bilgi sahibi olmamanız değil, buna üzülüyor olmanız. Sanırım yaşınız da genç, zamanla kazık yedikçe olgunlaşacak ve bu tarz şeylere gülüp geçeceksiniz. Sadece anın tadını çıkarın ve cahilliğinizle mutlu olun. Çünkü çoğumuz ucuz egolarımızdan dolayı cahil ve mutsuzuz, belki siz bir fark yaratabilirsiniz.
Ignorance is bliss!
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Rorvenath - 02 Ekim 2016, 06:57:39
İki durum da normal değil. Ama normal olmamak çok da kötü bir şey değil.
Birincisi, arkadaşınızı böyle kabul etmek durumundasınız. Çünkü siz ne kadar normal değilseniz o da o kadar değil. Böyle düşünürseniz zamanla, onun kötü niyetle böyle birşey yapmadığına, sadece çocukça bir kendini gösterme, basit bir ego tatmini içinde olduğu kanısına alışırsınız. Eğer bu sizin için zorsa, onu ya kendi bilgi alanınız olan ama onun olmayan konulara çekerek ezin, ya da ilişkinize mesafe koyun. Başka türlüsü ömür törpüsü.

İkinci durum da aslında direk bire bağlı. Sizin bu tedirginliğinizin sebebi arkadaşınız olabilir. Arkadaşınıza karşı tedirgin olmanızın sebebi de bu kişisel özelliğiniz olabilir. Her ikisi birden de olabilir. Zaafları yok etmenin en iyi yolu ondan kaçmak değil üzerine gitmektir. Cahil olduğunuzu kabul edin, çünkü cahilsiniz. Ama dünyadaki tek cahil siz değilsiniz. Aslında hepimiz cahiliz. Bilginin sonu yoktur. Herşeyi bilen bir kul yoktur. Herkesin ilgi ve bilgi alanı farklıdır. Cahil olduğunuz konularda ya konuşmayın, ya da öğrenin -ama ne yaparsanız yapın her şeyi öğrenemezsiniz ve insanların sizin yanınızda ne konuşacaklarına karar veremezsiniz-. Cahil olmadığınız konularda ise sizi anlayacak kişilerle konuşun ki onlar da sizin düştüğünüz duruma düşmesin. Sonuçta bilgisiyle gösteriş yapan salaktır. Siz akıllılardan olun.
Dostoyevski der ki; insanlar ikiye ayrılır, dahiler ve sıradan insanlar. Dahiler yüzyılda bir gelir vs.
Sıradan insanlar ikiye ayrılır, sıradan aptallar ve sıradan zekiler.
Sıradan aptallar dahi olduklarını düşünerek mutludurlar.
Sıradan zekiler ise dahi olmadıklarını bilirler ve mutsuzdurlar.
Sıradan aptal olmadığınız belli, o yüzden mutlu olmamanız normal. Normal olmamanızla mutlu olun yeter. Çünkü hiçbirimiz normal değiliz ve hiçbirimiz herşeyi bilmiyoruz. Bu yüzden sorun kesinlikle sizin yeterli seviyede bilgi sahibi olmamanız değil, buna üzülüyor olmanız. Sanırım yaşınız da genç, zamanla kazık yedikçe olgunlaşacak ve bu tarz şeylere gülüp geçeceksiniz. Sadece anın tadını çıkarın ve cahilliğinizle mutlu olun. Çünkü çoğumuz ucuz egolarımızdan dolayı cahil ve mutsuzuz, belki siz bir fark yaratabilirsiniz.
Ignorance is bliss!
Ne güzel yazmışsınız hocam. Şimdi farkına vardım gerçekten aptallık olduğunu yaptığımın.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Ozymandias - 02 Ekim 2016, 12:37:38
Rorvenath sizin özgüven probleminiz var. Düşünceleriniz gayet tutarlı ve makul ancak duygularınız dengesiz ki bunun nedeninin özgüven eksikliği olduğu açık şekilde görülüyor. Bu eksiğinizi giderdiğiniz halde çok rahatlıyacağınızı düşünüyorum
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Rorvenath - 02 Ekim 2016, 12:57:31
Katılıyorum hocam maalesef.  Hayatım boyunca arkaplanda kalmayı seven ve girişken olmayan biriydim de hep.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Ozymandias - 02 Ekim 2016, 23:45:06
Özgüven problemini tespit ettikten sonra çözmesi kolay, sorunu çözmeyi zorlaştıran ülkemizin zıvanadan çıkmış durumda olması. Politik olarak halkın mutluluğunu hiç önemsemeyen yada bunun öneminin farkına varmayacak kadar aciz en düşük ihtimalle bunu sağlayamayacak kadar tahsilsiz bir hükümet tarafından yönetiliyoruz neyse bu konulara girmemek daha iyi demek istediğim temiz ve güzel düşünen insanın mutlu olması düşük ihtimal
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Rang Baru - 03 Ekim 2016, 00:16:02
Katılıyorum hocam maalesef.  Hayatım boyunca arkaplanda kalmayı seven ve girişken olmayan biriydim de hep.

Bir de iyi tarafından bak. Gereksiz yere ön planda olup, anlamsız sorumluluklar almaya, boş kahramanlıklara soyunmuyorsun. Bu da güzel birşey bence.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Ozymandias - 03 Ekim 2016, 01:16:02
Katılıyorum hocam maalesef.  Hayatım boyunca arkaplanda kalmayı seven ve girişken olmayan biriydim de hep.

Bir de iyi tarafından bak. Gereksiz yere ön planda olup, anlamsız sorumluluklar almaya, boş kahramanlıklara soyunmuyorsun. Bu da güzel birşey bence.

Hocam çok yanlış biryer bu
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Alanna Mosnavi - 03 Ekim 2016, 01:23:35
"İnsanlar benden çok mu biliyor?", "Ben cahil mi kalıyorum?" gibi düşüncelerle bilgi edinilmeye kalkınca elde edilen bilginin de değeri düşüyor bence. Bilgiyi başkalarınınkiyle kıyaslamak veya yarıştırmak için edinmek kadar çirkin bir şey yok. Kendin bir şeyler öğrenmek istiyorsan edineceksin bilgiyi, başkalarına bakarak değil. Kimisi çok ilgilenir bu tür şeylerle, sürekli araştırır bilgi edinir. Kimisi ise o kadar ilgili değildir, ki bu son derece doğal bir şey. Sen zaten dediğine göre çok okuyan birisin, e ister istemez bilgi ediniyorsundur. Yeni bilgi edinmesen dahi kendini geliştiriyor, yeni "düşünceler" ediniyorsundur.

Bilmediğin şeyler de elbette olacak Mısır Mitidir şudur budur fasa fisodur. Arkadaşlarından dinlerken de öğrenebilirsin bunu, illa ki aktif bir şekilde onun bilgisine katkı da bulunman gerekmez, sorgularsın, açıklamalar getirmesini istersin. Hem arkadaşınla bir muhabbet kurmuş olursun, hem bilgiyi edinmiş olursun. Eğer canını sıkıyorsa, zaten o konuya ilgisizsin, o konuyu bilmek istemiyorsun demektir.

Gerçekten de başkalarına bakarak "Ben onlardan daha az bilgi sahibiyim, bilgi edinmeliyim." gibisinden düşünerek bilgi arayışına çıkmak gereksiz bir şey bence. Eğer içinde bunun için özel bir istek yoksa, yapma kardeşim, mezara götürüp ne yapacaksın sırf yarıştırma amacıyla edindiğin bilgiyi.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Ozymandias - 03 Ekim 2016, 01:45:18
"İnsanlar benden çok mu biliyor?", "Ben cahil mi kalıyorum?" gibi düşüncelerle bilgi edinilmeye kalkınca elde edilen bilginin de değeri düşüyor bence. Bilgiyi başkalarınınkiyle kıyaslamak veya yarıştırmak için edinmek kadar çirkin bir şey yok. Kendin bir şeyler öğrenmek istiyorsan edineceksin bilgiyi, başkalarına bakarak değil. Kimisi çok ilgilenir bu tür şeylerle, sürekli araştırır bilgi edinir. Kimisi ise o kadar ilgili değildir, ki bu son derece doğal bir şey. Sen zaten dediğine göre çok okuyan birisin, e ister istemez bilgi ediniyorsundur. Yeni bilgi edinmesen dahi kendini geliştiriyor, yeni "düşünceler" ediniyorsundur.

Bilmediğin şeyler de elbette olacak Mısır Mitidir şudur budur fasa fisodur. Arkadaşlarından dinlerken de öğrenebilirsin bunu, illa ki aktif bir şekilde onun bilgisine katkı da bulunman gerekmez, sorgularsın, açıklamalar getirmesini istersin. Hem arkadaşınla bir muhabbet kurmuş olursun, hem bilgiyi edinmiş olursun. Eğer canını sıkıyorsa, zaten o konuya ilgisizsin, o konuyu bilmek istemiyorsun demektir.

Gerçekten de başkalarına bakarak "Ben onlardan daha az bilgi sahibiyim, bilgi edinmeliyim." gibisinden düşünerek bilgi arayışına çıkmak gereksiz bir şey bence. Eğer içinde bunun için özel bir istek yoksa, yapma kardeşim, mezara götürüp ne yapacaksın sırf yarıştırma amacıyla edindiğin bilgiyi.

Hocam biraz anlayışsız haliyle acımasız bir eleşitri olmuş. Özgüven eksikliği yaşıyan biri insandoğası gereği var olduğunu kabul gördüğünü özünde sevildiğini bilme ihtiyacını karşılamak için bu yola başvurur. Önemli olan kişinin karakteri gereği iyi ise yardım alabileceği kendini güvende hissedeceği bir yerde derdini paylaşıp buna çare aramasıdır. Ne mutlu ki Rorvenath bunun için bizim forumumuzu seçmiş. Bu bir onurdur.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Alanna Mosnavi - 03 Ekim 2016, 08:15:44
^Yok, eleştirmek amacıyla da yazmamıştım aslında, görüşümü belirtmek için şeettiydim ama biraz sert ve kişiye yönelik gibi durmuş :D Yanlış anlamayınız Rovrenath :P
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Rorvenath - 04 Ekim 2016, 16:36:34
Eh hocam tabi haklısınız ama insan yaşarken çok düşünmüyor bunu. Ben de sorunumu buldum gibi zaten. Hiçbir uğraşım yok ve sanırım bu beni baya üzüyor. Enstrüman çalmıyorum veya en azından programlama bilmiyorum.(bunlardı örnek verdim çünkü çevremde bu var daha çok)Yani kendimi her ne kadar ahlakın ve karakter olarak boş görmesem de dolu da değilim sanki. Beni anlamışsınızdır umarım. :D Yani olmayan hobilerimin yerini kendimi yürüyen bir kütüphane yapmaya çalışmak ile dolduruyorum. Yani bilgi edinmeyi ilkem haline getirmek ile. Yaptığımı doğru mu, sizin dediğiniz gibi bilemiyorum tabi belki de herkes gibi bana katkıda bulunacak bir şey bulmalıyım ama istemiyorum da bir yönden. Müziği çok sevemiyorum, başım ağrıyor çok fena türü ne olursa olsun. 2. Örnekte ise teknolojik aletleri çöl sevmiyorum. Günümün teknoloji ile geçen zamanını minimum tutmaya çalışıyorum. O yüzden bana uygun değiller galiba. Veya sadece ben bahane üretiyorum. :( Bana öyle geliyor ki tek uğraşım bir şeyler yazmak. Ama onun da müzik veya herhangi bir şey gibi geliştirilebileceğini veya her ne kadar müzikte olmasa da gelecekte bana bir katkı sağlayacağını düşünmüyorum. Biliyorum, dünyada sadece iki tane uğraş yok falat aklıma sadece bunlar geldi. Belki siz önerirsiniz teknolojinin en alt düzeyde olduğu birkaç aktivite. Anlamsızca içimi döktüm ama neyse. :D İyi forumlar.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Fırtınakıran - 04 Ekim 2016, 17:00:55
Yukarıdaki sözleri çok sakıncalı buldum :)

Alıntı
Yani olmayan hobilerimin yerini kendimi yürüyen bir kütüphane yapmaya çalışmak ile dolduruyorum

Bu nasıl bir aşağılamadır ey Rorvenath :)?

Yürüyen bir kütüphane olmak kolay mı? Hobi demek müzik mi, programlama mı?

Bir bilgisayar mühendisi olarak konuşuyorum, bu benim işim. Hobim değil. Hobimse "ayaklı kütüphane olmak". Çünkü ben edindiğim bilgilerle bugün çeşitli gazetelerin kitap eklerinde eleştiriler yazıyorum. Kayıp Rıhtım'da da derinlemesine kitap irdelemeleri yapıyorum.

Alıntı
Bana öyle geliyor ki tek uğraşım bir şeyler yazmak.

O zaman yaz.

Yazmak kolay bir eylem değildir. Kararlılık gerektirir. Bilgi gerektirir. Hayal gücü gerektirir.

Yine aynı şekilde, Oyungezer Dergi'de yazıyorum. Neden? İnsanlar yazma hobim ve bilgilerimden bu şekilde faydalanmak istiyor.

Şimdi ukalalık mı yapıyorum ben? Yapmıyorum efenim, gaz veriyorum aksine :) Üstteki mesajda gizlenen o "Çevremdeki kişiler gibi olmak" düşüncesi tüylerimi diken diken etti.

Senden bir ricam olacak. Burada bizlerle takıl. Buradaki üyelerimizin pek çoğu "ayaklı kütüphane" zaten. Birbirimize çok şey katıyoruz, çünkü hepimizin ilgi alanı farklı. Paylaşarak birbirimizi daha bilgili, daha kültürlü yapıyoruz.

Elbette başka hobiler edinmekte hiçbir sakınca yok. Fakat o yukarıdaki sakıncalı cümle beni dehşete düşürüyor, aman diyeyim :)


Çok çok önemli not: Kendini bulma arayışında peşin hükümlü olursan baştan kaybedersin. Bir karar vermek yerine gözlemlemeye devam et :) Kimse o kadar çok bilmiyor. Burada bunca şeyi yazmış ben de bilmiyorum. Ben de doğru örnek değilim mesela. Farklı tatlar aramakta hiçbir sakınca yok. Ama "tek uğraşım yazmak" diye de küçük görme kendini. Herkes yazar olmak zorunda değil. Yazmak, sadece yazar olmak değildir. Yazmak, bazen eleştiri, bazen makale, bazense forumda bir şeyler paylaşmak anlamına da gelir. Ama sadece kendin için yazıyorsan da bunun bir hobi olmadığını söyleyemez kimse.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Rorvenath - 04 Ekim 2016, 19:55:48
Ne diyeyim dibine kadar haklısınız ama insanız işte. :D Yaşım da size oranla daha küçük tabi 15-16. Yani evet, sırf laf olsun veya dolu gözüküyüm diye bir uğraş seçmek elbette anlamsız ama bana doğru olan şeyi de bulamadım gibi tamamen. Evet, yazmak olabilir. Bol bol spor yapıyorum o olabilir. İyi bir lisedeyim, amacım tıp okuyup doktor olmamak. İnsanlarla uğraşmayı sevmiyorum. Biyoloji veya kimya alanına yönelmek istiyorum. Ve yine evet, bilgi sınırsız. Yürüyen kütüphane olmak cidden zor. Ancak yine de yanlış yaptığımı bile bile yapmama rağmen kendimi insanlarla karşılaştırdığımda yetersiz görüyorum her türlü. O yüzden gözlemlemeye ve denemeye devam edeceğim fakat bir karar verdiğimde çok geç olmasından korkuyorum. Size bakalım örneğin, çok deli dolu bir insan gibisiniz.(yanlış anlamayın lütfen)Mühendissiniz, her yere her türlü dallar için yazılar yazıyorsunuz ve bilgi birikiminiz de fazladır diye tahmin ediyorum. Sohbete devam edebiliriz, her şey için çok teşekkür ediyorum.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Fırtınakıran - 04 Ekim 2016, 20:36:06
Geç kalmak diye bir şey yok. Bu çok büyük bir yanılgı, ama hepimiz de yapıyoruz bunu.

Mesela, geçenlerde sosyal medyada kendinden epey söz ettiren, oldukça yaşlı bir model vardı. İngiliceyi 44 yaşında öğrenmiş. Yaşlılık çağında modellik yapmaya başlamış. Çok çok uç bir örnek, ama bir örnek.

Şu an Delidolu Kitap'tan çıkan Diskdünya'nın kapaklarının çizeri, çizime 29 yaşında başlamış. 29 :D Çoğumuzun algısına göre çok geç bir şey. Ama o kendini bu yaşta bulmuş. Sonra da Terry Pratchett'ın uzun yıllardır çalıştığı çizerinin ardından yeni çizeri olmuş.

Falan filan.

Korkacak bir şey yok. Hayat sadece genç yaşlarda hayat değil, her yaşta aynı değerde.

Kibirlenme konusuna da değinmek istiyorum. Çevremdekilerden değil de, ben daha çok kendimi kimi zaman kibirli buluyorum. Bazen, istemsizce, kimi gündelik konularda bir bakıyorum ki ben konu hakkında almış başını yürümüş şeyler hakkında konuşuyorum. Sonra da durup düşünüyorum: acaba insanlara karşı kibirli bir tavır mı yakınıyorum, diye. Acaba beni dışarıdan ukala ve burnu havada görüyorlar mı diye.

Bu konuyu gördüğümden beri de bunu düşünüyordum; nihayet söyleyebildim :P Başkasını değil de kendimi bu şekilde eleştiriyorum ben.


Not: Bence de ben delidolu bir insanım. Hatta bizce de ben delidolu bir insanım :)
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Alanna Mosnavi - 04 Ekim 2016, 20:42:32
Bakınız yine bir "Hiçbir şey için geç değildir." Klişesi ortaya atmak istemiyorum ama gerçekten de 15-16 yaşlarında birisinin bu konuda bu kadar endişe etmesi lüzumsuz. Birazcık rahatlayın, kafaya takmayın. Gözlemlemenizi yapın ve kendinizi en yakın bulduğunuz yolu seçin. Yanılmıyorsam 9 veya 10. sınıfsınızdır. Lise dönemlerinin özellikle bu kısmında öğrencinin genel huyudur, özellikle sizin gittiğiniz gibi iyi liselerde, bilgileriyle caka satmayı sever insanlar. İnsan doğası bu, ben de severdim arkadaşlarıma bildiklerimi göstermeyi (ki hala severim) ancak sizin gibi pek girişken bir tip olmadığımdan o kadar fazla açığa sürmemiştim bilgilerimi. Anlayacağınız bu arkadaşlarınız büyük ihtimal edindikleri çoğu bilgiyi dışarı vuruyorlar zaten. Siz tahminimce daha çok bunları kendi içinizde saklıyorsunuz.

Ben şu an son sınıfım ve ne ile ilgilendiğime, ne yapmak istediğime tam olarak bu sene karar verdim diyebilirim (ki onun da garantisi yok :P) Ben sanatla uğraşmayı severim. Sanat eleştirmenliğinden anlar mıyım? Hiçbir alakam yok. Çizmeyi severim. Güzel çizebiliyor muyum? Hayır. Şarkı söylemeyi severim, sesim karga gibi çıksa da. Piyano çalmayı denemek istiyorum. Bir kez bile denemedim henüz. Yazmak... Dürüst olacağım. Yazmayı severim. Kurgu kumayı çok severim, lakin aşırı derece tembelim yazmak konusunda. Üniversitede bunu aşabilmek istiyorum vakit ayırabilirsem yazmaya.

Ben uzun süre boyunca yazmayı çok sevdiğimi düşünmüştüm. Ancak sevdiğimin daha çok "Hikayeler anlatmak" olduğunu fark ettim. Bu yüzden de elden geldiğince iyi bir üniversitede, ilgilenebileceğim bir meslek olan bilgisayar mühendisliğini okumak istediğime karar verdim. Belki bir gün bir oyunun yapım aşamasına hikaye yazarı olarak katılabileceğim düşüncesiyle. Hatta yakın zamanda Ygs/Lys'dir bıraktım hoşuma giden bir oyuna kendimce güzel bir hikaye yazdım, hikayenin ilk iki kısmını da yapımcısına atarak gönüllü yazar olarak çalışma talebinde bulundum. Maalesef oyunun zaten çok yazarı olduğundan ve bir coderın hepsini birden anca idare edebildiğinden reddedildim. Haliyle şevkim kırıldı. Hikayeyi tümden silip silmeme arasında kaldım, sonunda emeğime kıyamayıp köşede kalsın dedim.

Evet, ben de bayağı bir içimi döktükten sonra aslında demek istediğime geleyim djdlşd. Bazen ne istiyorum diye arasan da bulamazsın, arar durursun ilgini çeken hoş bir uğraş veya yapmak isteyeceğin bir şey yokmuş gibi gelir. Kimi zaman da benim gibi bir çok şey istersin ama hiçbirinde yeteneğin olmayabilir. Bazen insanın neyden hoşlandığını farketmesi zaman alıyor ki bu gayet doğal. Kendini sıkmana, bu tür sebeplerle endişeye kapılmana gerek yok. Ne hisettiğini anlayabiliyorum ve son derece normal. Eğer yazmaktan gerçekten hoşlanıyorsan da bunun üstüne gitmeni tavsiye ederim. Fırtınakıran'ın da dediği gibi, yazar olmak şart değil. Açıkçası edinilen onca bilgiden ziyade kendimin yaratıp şekil verdiği düşünceleri, karakterleri, evrenleri tercih ederim ben.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Rorvenath - 04 Ekim 2016, 20:54:15
:) 10. Sınıfım. Okul çok ağır. Her ne kadar daha ciddi olarak çalışmaya başlamasam da dersler gerçekten yorucu. Mezun olana kadar odak noktam, tek sorumluluğum olan ders çalışmak olacak umarım.
Ayrıca ben de içime atmayı seviyorum bilgiyi. Paylaşmayı de seviyorum arada ama bazen de kimse öğrenmesin, sadece bana kalsın istiyorum.
Bu yaşlarda bunun için düşünmek bence de lüzumsuz lakin -nasıl diyeyim- benliğimi oluşturmak istiyorum galiba farkında olmadan.
Neyse herkese çok çok teşekkür ederim gerçekten. Konu kapanabilir de devam da edebiliriz. Güzel oluyor sizinle konuşmak İnanın.
Başlık: Ynt: Bilgide Kibirlenme ve Bilgi Yetersizliği
Gönderen: Guy Fawkes - 04 Ekim 2016, 21:54:42
Ben de Lise 2'yim. Fazla kafaya takma. Gençliğin keyfini çıkar.