Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Edebiyatı => Bilimkurgu => Diğer Bilimkurgu Eserleri => Konuyu başlatan: Bay_Karamsar - 12 Ekim 2016, 20:28:34

Başlık: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 12 Ekim 2016, 20:28:34
(http://kayiprihtim.com/wp-content/uploads/2016/10/2312-ust1-650x425.jpg)

2312 - Kim Stanley Robinson
Alıntı
Yıl 2312… Bilimsel ve teknolojik ilerlemenin ışığında insanlık, uzaydaki alanını genişletmiş ve birçok gezegene yayılmıştır. Merkür’ün Tanyeri şehrindeki beklenmedik bir ölümü izleyen sıradışı olaylar, Swan Er Hong’un hayatını değiştirecek ve insanlığı bekleyen tehlikeli geleceğin adımlarını hızlandıracaktır.

Mars Üçlemesi’yle tanıdığımız ödüllü yazar Kim Stanley Robinson’ın politika, cinsiyet ve insan doğası gibi kavramları uzay gemileri, yapay zekâ ve uzak gezegenlerle buluşturduğu 2312, okura alegorik bir evrenin kapılarını aralıyor. (Tanıtım Bülteninden)

Çevirmen: M. İhsan Tatari
Düzelti: Emre Aygün
Yayına Hazırlayan: Ömer Ezer
Ekim 2016 (İthaki Yayınları)


Bilimkurgu Klasikleri içerisinde değil belki ama dikkat çeken bir kitap bu ayın 21'inde bizlerle olacak: Kim Stanley Robinson'dan 2312.

Jeff Vandermeer'in Harikalar kitabında kendisinden kısaca bahsedilmişti. "Gezegenler arasındaki entrikaları konu edinen epik bilimkurgu" olarak tanımlamıştı kitabı. Romantizmde işin içinde.  520 sayfa olması gözümü korkuttu biraz :)

Çevirmen olarak kimleri görüyorum: M. İhsan Tatari
Üstelik editörlerden biri de kendisi.
Başlık: Ynt: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: tormund - 12 Ekim 2016, 21:11:40
Merakla beklediğim bir kitap. Çok iyi oldu çıkması.
Başlık: Ynt: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 12 Ekim 2016, 22:26:14
Bilimkurgu Klasikleri içerisinde değil belki ama dikkat çeken bir kitap bu ayın 21'inde bizlerle olacak: Kim Stanley Robinson'dan 2312.

Jeff Vandermeer'in Harikalar kitabında kendisinden kısaca bahsedilmişti. "Gezegenler arasındaki entrikaları konu edinen epik bilimkurgu" olarak tanımlamıştı kitabı. Romantizmde işin içinde.  520 sayfa olması gözümü korkuttu biraz :)

Çevirmen olarak kimleri görüyorum: M. İhsan Tatari
Üstelik editörlerden biri de kendisi.

Sonunda... :) Geçen yılın 8 ayını bu kitabı çevirmeye harcadım. Çok zor bir çalışmaydı benim için. Editörlüğü de neredeyse bir o kadar sürdü, bayağı bekletti. Editörü Ömer Ezer'miş bu arada, karışıklık olmasın.

Kitabın bendeki baskısı 776 sayfaydı bu arada. Büyük ebat mı basılıyor acaba bizde? 500 küsura indiğine göre. Şimdiden keyifli okumalar herkese.
Başlık: Ynt: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: serhatkayisi - 12 Ekim 2016, 23:06:05
İthaki gerçekten son yıllarda bilim kurgunun tarihini baştan yazıyor. Resmen bu ay hangi kitabı bizimle buluşturacak diye merak ediyorum sürekli. Kim Stanley Robinson'un 2312 kitabını da merakla bekliyorum. Çıkar çıkmaz alıp okumak için can atıyorum. İnşallah bilimurgu klasikleri serisine dahil edilerek çıkarırlar seri daha hoş olur. Bence baskısı olmayan veya bulunmayan kitapların seriye dahil edilmesi okuru daha çok memnun ediyor gibi görünüyor.
Başlık: Ynt: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 12 Ekim 2016, 23:34:29
@mit,

Harikalar Kitabı'ndan anladığım kadarıyla bol tema içeren bir kitap. Neyse ki çabanızın meyvesinin görücüye çıkmasına az kalmış :).

Mesajımı Eganba (https://www.eganba.com/kitap/2312-kim-stanley-robinson/9786053755968)'daki bilgilere göre yazmıştım. İnternetin yalancısı sayılırım yani :(. Kitabın boyunu posunu, daha başka kimlerin katkı sağladığını en doğru yolla, kitap çıkınca öğreneceğiz :). Az kaldı neyse ki.
Başlık: Ynt: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 13 Ekim 2016, 07:09:24
"Bol tema" hafif bir tabir olarak kalıyor :) Kim Stanley Robinson gerçekten de her alanda çok bilgili biri ve bunu kitabında da açıkça yansıtmış. Ciddi bir araştırma yükü getirdi bu da bana. Neyse, detayları Çevirmenin Çemberi yazıma saklıyorum :)

@serhatkayisi, Bilimkurgu Klasikleri kapsamında çıkacağını sanmam. Çünkü adı üstünde, o seri yıllar önce çıkan klasikleri kapsıyor. Bu ise çok daha yeni bir kitap.
Başlık: Ynt: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: grmnt - 13 Ekim 2016, 16:56:36
Bilimkurgu Klasikleri içerisinde değil belki ama dikkat çeken bir kitap bu ayın 21'inde bizlerle olacak: Kim Stanley Robinson'dan 2312.

Jeff Vandermeer'in Harikalar kitabında kendisinden kısaca bahsedilmişti. "Gezegenler arasındaki entrikaları konu edinen epik bilimkurgu" olarak tanımlamıştı kitabı. Romantizmde işin içinde.  520 sayfa olması gözümü korkuttu biraz :)

Çevirmen olarak kimleri görüyorum: M. İhsan Tatari
Üstelik editörlerden biri de kendisi.

Sonunda... :) Geçen yılın 8 ayını bu kitabı çevirmeye harcadım. Çok zor bir çalışmaydı benim için. Editörlüğü de neredeyse bir o kadar sürdü, bayağı bekletti. Editörü Ömer Ezer'miş bu arada, karışıklık olmasın.

Kitabın bendeki baskısı 776 sayfaydı bu arada. Büyük ebat mı basılıyor acaba bizde? 500 küsura indiğine göre. Şimdiden keyifli okumalar herkese.

Goodreads'e kayıt açılmış.

(http://i.hizliresim.com/40oMrJ.png) (http://hizliresim.com/40oMrJ)

Odakitap önsipariş'e açmış.

https://www.odakitap.com/2312-kim-stanley-robinson/9786053755968 (https://www.odakitap.com/2312-kim-stanley-robinson/9786053755968)
Başlık: Ynt: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: yaprak.onur - 13 Ekim 2016, 17:23:06
Bence 2312'yi kendi başlığına taşımak gerek... Admin uyuma :p

Edit: Teşekkürler efenim! :D
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 13 Ekim 2016, 21:11:33
As you wish mistress ancillary u_u
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 13 Ekim 2016, 23:16:26
Bir anlığına, böyle başlık açmış mıydım sorunsalı yaşadım :D

Anlaşıldı, anlaşıldı. Er geç o  520 sayfayı okutturacaksınız efendim :D
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Quid Rides - 14 Ekim 2016, 00:33:21
Ne çektin be Ihsan abi. Bittiğine ben sevindim resmen. :)
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 14 Ekim 2016, 09:35:35
Bir anlığına, böyle başlık açmış mıydım sorunsalı yaşadım :D

Başlık açtırılır, kısmet de açılır (kendiminki hariç). Her türlü katakulli var efenim bizde. This is Galle... öhöm... Kayıp Rıhtım.

Ne çektin be Ihsan abi. Bittiğine ben sevindim resmen. :)

Teşekkürler Emre :) İnşallah değer, inşallah okuruna ulaşır.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 22 Ekim 2016, 12:44:41
Kitabı edindim. Ve sayfa sayısı hakkında içinizi az da olsa rahatlatacak bilgiye ulaştım. Kitap 520 değil 509 sayfa. 11 sayfa daha az olması, 520 sayfa bekleyen bende ince kitap psikolojisi yarattı ;D.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: kara - 24 Ekim 2016, 17:55:36
 Kitabın sayfa sayısı keşke 1000 olsa Kızıl Mars'tan sonra okuyabileceğim diğer piyasada zor bulunan Kim Stanley Robinson kitaplarını saymazsak,ikinci kitap olacak,okuma listeme ekledim,fuarda temin etmeyi düşünüyorum.İhsan bey elinize sağlık şimdiden.İthaki Kızıl Mars ve devamını bekliyorum...
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 24 Ekim 2016, 23:03:43
Teşekkürler, umarım keyifle okursunuz. Mars Üçlemesi o kadar çok söylendi ki... İthaki (ya da Kabalcı) ne yapacak çok merak ediyorum. Belki bu sayede KSR'ın diğer kitaplarının da önü açılmış olur. 2312 kritik bir kitap bu yüzden. Mesela Cebirci istenen satış rakamına yaklaşamadı ve Culture serisini göremedik. Bakalım...
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Marius - 25 Ekim 2016, 00:49:43
Özellikle "mit kalite standartı" ile şu kitabı mı daha çok bekledin yoksa Karabükspor şampiyonluğunu mu diye sorsanız açık ara bu kitap derim herhalde. Sonuçta futbol ile ilgilenmiyorum ama insanın kanı çekiyor bazen stadın yanında geçerken...

Son zamanlarda parasal sıkıntılardan dolayı çeviri olan kitaplardan, çizgi romanlardan istediklerimi gözümü kırpmadan alamıyorum. Elli kişiye "oğlum çeviri nası sence? ne anladın sen şimdi bi anlatsana bakayım?" falan diye soruyorum ama bu kitabın çevirisinden şüphem yok. Gömeceğim birazdan kredi kartına 36 ay taksiti. :P
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 25 Ekim 2016, 13:33:51
Hahaha :D O zaman sana da keyifli okumalar Marius. Okuma hızın taksit sayınla ters orantılı, beğeni katsayınsa doğru orantılı olsun.

Bay_Karamsar'ın "Şu anda ne okuyorsunuz?" konusuna yaptığı (ve benim de çok sevdiğim) giriş bölümüyle ilgili yorumu da şuraya bırakayım da galaksiye bir hayrım dokunsun.

2312 - Kim Stanley Robinson

İlk 30 sayfayı bitirdim. Giriş kısmı ayrı inceleme konusu. Bilimi kullanarak, Merkür'e gidip gelmiş gezgin gibi aktarılmış. Bilimsel veri, deneyimlerin yarattığı duygusal tecrübeleri hor gören soğukluktan uzak. "Ne ilginç yermiş, nasıl da farklı bir kültür gelişmiş." dedim. Şehirleriyle birlikte hareket eden Güneşgezerler; çevreyi sanat eseri olarak şekillendirme; kültürün bilimsel atılımlar ile olan bağının birer örneği gibi.

Şehrin raylar üstünde yürümesini sağlayan mekanizmanın genleşme özelliği gibi basit bir temel üstüne dayanması hoşuma gitti.

Okumaya devam.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Lordmuti - 25 Ekim 2016, 18:23:08
Ben de aldım kitabı, yarın başlıyorum inşallah. Etrafa da hava atacağım okurken, bakın bu kitabın çevirmeniyle yağmur altında çok romantik bir yürüyüş yapmıştık diyeceğim :D
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Lordmuti - 15 Kasım 2016, 14:37:12
Kitabı bitirdim. Genel olarak kitaba 7/10 veriyorum ama kitabı ikiye ayırmak lazım; bir kısım ana karakterlerin içine dahil olduğu öykü diğer kısım ise kitabın anlattığı evren hakkında bilgiler verilen bölümler. İlk kısma puanım 6/10, ikinci kısma ise 8/10.

Aşağıda yazdıklarım SPOILER içeriyor. Spoilersız yazmaya çalıştım ama bazı şeyleri anlatabilmek için spoiler vermek zorundayım, kitabı bitirmediyseniz okumanızı tavsiye etmem.

İlk olarak ana karakterlerin yaşadıklarının anlatıldığı kısımlardan bahsedeyim. Ana karakterlerin yaşadığı şeyleri açıkçası pek çok noktada gereksiz buldum. Bana "felsefi derinlik" olsun diye kasılmış kısımlar gibi geldi çoğu şey. Karakterlerin arasında geçen ilişkileri de pek ilgi çekici bulmadım, çünkü etrafta yaşananları çıkarınca geriye kalan şey "Zor şartlar altında beraber yaşamak zorunda kalmış zıt karakterli iki kişinin sonunda aşkı bulması" oluyor. Ve bence tema ve bunu anlatırken yapılan "felsefe" çoğu yerde kitabın bilimkurgu yönünün önüne geçip dikkat dağıtıcı oluyor.

Evrenin anlatıldığı "lore" kısımlarına gelirsek, buraları genel olarak daha çok sevdim. Bunu sadece kitap içindeki alıntılar, listeler, kuantum yürüyüşü vs. bölümleriyle sınırlamıyorum. Karakterlerin fular takıp goygoy yaptığı kısımlar haricinde güneş sisteminde dolaşırken gördüğü şeyler, geçmişle ilgili konuşmaları da buraya dahil. Kitabın bu kısmı bence çok daha başarılı olmuş, keşke daha fazla böyle şey olsaymış.

Kitabın işlediği temalar için arka kapakta "politika, cinsiyet ve insan doğası gibi kavramları uzay gemileri, yapay zekâ ve uzak gezegenler" gibi şeyler geçiyor. Bunları tek tek incelemek gerekirse;

Politik olarak bazı manevralar gördük ancak çok büyük etkisi olan aman yarabbim nasıl bir güç denecek şeyler görmedik. Bu konuda Enginlik Serisi(Leviathan Uyanıyor ile başlayan Expanse kitapları) daha başarılıydı bence. Oradaki politik oyunların yarısı bile yoktu bu kitapta, daha ufak çaplı şeyler yaşanıyordu. Ama kitabın asıl derdi bence bu değildi, çok derin işlenmemiş olması sıkıntı yaratmadı. Daha fazlası olsa güzel olurdu evet ancak şu andaki hali kitabın derdini anlatmasına yetecek kadar şey içerdiği için yeterliydi.

Cinsiyet konusuna gelince... Kitabın bence arkasını en çok boş bıraktığı yerlerden biri buydu. Tamam bir sürü cinsiyet var, alt cinsiyetler var, lgbti'yi geçtim artık daha da özelleşmiş erdişi, rahimli erkek vs. gibi şeyler var. Ama tüm bu cinsiyet farklılıkları her nasılsa cinsiyet konusunda hiçbir dini, kültürel, toplumsal, ahlaki kaos çıkarmadan ortaya çıkmış gibiydi. Kitapta tek bir yerde cinsiyet ve dinle alakalı şey geçti, o da çok sonda; neredeyse dini ve dinlerin cinsiyete bakışını yerer nitelikte, kitabın "kötü" karakterine ait bir özellik anlatılırken geçti. Çift cinsiyetliliğin sonradan hormonla, ilaçla vs. geçilebilen bir şey olduğu ya da ana rahmindeki fetusun bu hale getirilebileceği söyleniyor kitapta. Ayrıca deniyor ki ne kadar erken çift cinsiyetli, erdişi vs. artık ne olacaksa birey onu olursa, o kadar da uzun ömürlü oluyormuş. Bunlardan başka bir şey yok kitapta. Herkes birbirinin cinsiyetine saygılı, farklı cinsel rolleri üstlenmek konusunda kimsenin bir problemi yokmuş gibi görünüyor hatta ana karakterlerimiz bile bunu yaptıklarından bahsediyorlar. Tamam her şey iyi hoş da, e hani dinlerin bu konuya olan etkisi? Düşünsenize şu anda böyle bir şey ortaya çıksa nasıl bir kaos yaşanır? Dünyanın çivisi çıkar yahu. Kitapta 2000'lerden 2312'ye kadar 300 yıllık bir tarihten bahsedilip bir sürü şey anlatılırken "cinsiyet devrimi" konusundan işte oldu bitti çok da güzel oldu dışında hiç bahsedilmemesi bana kolaya kaçma gibi göründü. Böyle bir şeyin kabul edilip tüm insanlık tarafından benimsenmeden önce gerçek hayatta çok daha fazla karışıklık çıkarmasını beklerdim.

Gelelim uzay, gezegenler, kolonicilik, uzayda seyahat, terraforming gibi daha "hardcore" bilimsel konulara. Kitabın en güçlü ve en sevdiğim yönü burasıydı. Uzaya çıkan insanın yaşadıkları, uzaydaki teraryumların mantığı, çeşitli gezegenlerin ve buralara kurulan kolonilerin özellikleri, her gezegenin kendi karakteristik özelliğinden dolayı oraya kurulan kolonilerin farklı oluşu ve insanların da buna uygun olarak her gezegende kendine özgü alt-insan özellikleri kazanması vs. çok iyi kurgulanıp işlenmişti. Teraryumlar, Tanyeri, Uzay asansörleri, güneş ışığı satan vulkanoidler vs. hepsini çok başarılı buldum. Dünyanın düştüğü hal, hayvanların uzaydaki teraryumlarda saklanması, küresel ısınmayla denizlerin yükselmesi vs. de iyi işlenen konulardandı.

Yapay zekalardan bahsedeyim son olarak. Başlarda söylemiştim ama bu AI ile alakalı kısımlar yetersizdi. Kitapta o kadar çok şey anlatmak istemiş ki yazar bence ana senaryoda da önemli yer kaplaması gereken, karakterlerin başından geçen ana konunun en önemli sorusu olan AI hakkında daha fazla şey olması gerekiyordu.

Asıl olarak kubi-insan ilişkisini, onlar arasındaki iletişimi vs. görmek isterdim ki buna benim istediğimden çok daha az yer verilmiş maalesef. Sonlara doğru yapay zeka nedir, doğası nedir vs. konulara daha derin olarak girildi ancak dediğim gibi ana karakterler arasındaki ilişki hep daha öndeydi. Ana karakterimizin kubisi de öyle bir kodla programlanmış ki söylediği çoğu şey laf kalabalığıydı, Pauline ile Swan arasındaki konuşmalar bazı yerlerde sinirime dokundu, çok fazla atıştılar. Genelde AI-insan ilişkilerini severim ama belki kitapta Swan karakterini pek sevmediğim için bana itici gelmiştir. İki ana karakter dışındaki yardımcı karakterler de kitabın ortalarına kadar "daha sonra daha sonra, şimdi olmaz yarın" diyerek ana konuyu pek açıklamadılar, bu nedenle kitabın ilk yarısını biraz zor okuduğumu, sıkıldığımı itiraf etmem gerek.

Kitabın ortasına kadar bunlar hakkında pek fazla şey söylenmediği yetmezmiş gibi, kitabın sonunda da işte çeşitli sabotajları yapan, saldırılar düzenleyen "kötü" adamın bunu neden yaptığı, nasıl yaptığı, AI kubileri nasıl programladığı vs. konularından hiç bahsedilmeden kitap bitiyor. Araştırma yapıyorlar, bozuk yapay zekaları buluyorlar ve neredeyse hiç sorgulamadan sürgüne yolluyorlar. Dört yüz tane insandan ayırt edilemeyecek kadar gelişmiş yapay zekayı ve birkaç normal insanı bir asteroid gemisine kilitleyip evrenin diğer ucuna yolluyorlar ya, bir de merhametliyiz aa süperiz bakın diye kendi ahlakını övüyor polis şefi falan. Hey allahım, oralar o kadar hızlı geçildi ki bence tam bir saçmalıktı yani yaşananlar.

Kitap aslında burada bitmiyor, bir de Swan ve Wahran'ın evlenmesini falan görüyoruz ama benim sormak istediğim soruların hiçbiri cevaplanmıyor, şöyle olabilir böyle olabilir bu nedenle yapmışlardır belki de denip geçiyor. Yapay zekaları alıp incelemiyorlar, nasıl bu şekle gelmiş, bunları geliştirebilir miyiz kullanabilir miyiz vs. hiç tartışılmıyor. Benim için hiç tatmin edici bir son olmadı bu nedenle.

Genel olarak kitabın anlattığı hikayeyi "eh işte, daha detaylı olabilirdi"; karakterleri "üf yeter artık ana konuya geçin"; geçtiği dünyayı ve tarihi, coğrafyayı, uzayı vs. anlattığı kısımları ise "vay be süpermiş, daha çok istiyorum" olarak değerlendiriyorum.

Çeviri ve editörlük konusunda öncelikle İhsan abi başta olmak üzere kitapta çalışan herkese şapka çıkararak selam veriyorum. Kitap içindeki alıntılar, listeler ve kuantum yürüyüşü kısımlarını çevirebilmek her yiğidin harcı değil. Özellikle alıntılar kısımları ansiklopedilerden alınmış, başı-sonu olmayan cümleler halinde şeylerle dolu. Bunları anlamı kaybetmeden çevirmeyi başarmışlar. Kuantum yürüyüşü kısımları ise aman yarabbim nasıl bir şey, ben okurken yoruldum siz çevirirken neler çektiniz kim bilir. Helal olsun, okuduğum en temiz kitaplardan biriydi bu konuda.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 15 Kasım 2016, 15:02:53
Öncelikle... Hahahaha :D Tam da çevirirken benim sinir olduğum yerleri beğenmemiş, hayran olduğum kısımlarınıysa sevmişsin. Demek ki bende bir sorun yok! Oley! *\o/*  Çevirirken sürekli sıkıldığım, oflayıp pufladıım için "Acaba sorun bende mi? Bu sayfalara bir okur gözüyle farklı mı görürdüm?" diye düşünüp durmuştum. Tabii bu herkes için böyle olacak diye bir şey yok. Tam tersine, bu kısımlardan keyif alan birileri illaki çıkıp "Höyt!" diyecektir bize. Mesela Bay Karamsar'ın incelemesinden (http://kayiprihtim.com/inceleme/2312-bir-olumun-etrafinda-sekillenen-uyanis/) anladığım kadarıyla o gayet memnun durumdan.

Bir de senin aksine ben Swan ile Pauline arasındaki tartışmaları genel itibariyle keyifli bulmuştum. Hatta birkaç yerde güldüğümü bile hatırlıyorum. Pauline, Kiran'la birlikte kitaptaki en ilginç karakterlerden biriydi bence.

İkinci olarak alıntılar, listeler ve kuantum yürüyüşü kısımlarındaki övgün için de çooook teşekkür ederim. Kitabın çevrilmesi en zor kısımları bunlardı. Hatta şimdiye dek çevirdiğim en zor şeydi desem yeridir. Tıbbi terimlerle ilgili doktorluk okuyan arkadaşlarımdan yardım aldığım da doğrudur ;)

Detaylı yorumun için de kendi adıma teşekkür ederim :) Okuyan diğer arkadaşlar neler diyecek merakla bekliyorum.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 15 Kasım 2016, 18:38:47
Swan ile Pauline karşılaştırırsam, tartışmasız Pauline daha sempatik gelir :D

Kitap değindiği konularda daha fazlasını isteyenlere pek bir şey sunmuyor. Günahı demesem de kısmen eksikliği bu sanırım. Ama o zaman da yazar için yaz yaz bitmez anacığım :D Bu durumda bizim için de oku oku bitmez :D Sanırım ben az bilgiyle yetinip aradaki boşluğu dolduran okurlardanım :) Ha tabii o az bilgi de sonuca bağlayabileceğim meziyette olmalı. Ben cinsiyet konusundaki toleransın, insanların güneş sistemine dağılmasına bağlıyorum. Binlerce irili ufaklı, kendi halinde yaşayabilen topluluk, hepsini kapsayacak dini bir otoritenin kontrolünü zorlaştırıp ve etki alanını kısıtlar. Herkes başka telden çalabiliyor. Eh, millette birbiriyle fazla ilişemediği ve bu sebeple ilişmediği için bu gibi yazılı olmayan toplum sözleşmeleri ortaya çıkabilir.

Bu cevap kitabın değil benim kendi kendime verdiğim bir cevap olduğu için Kim Stanley Robinson bu konunun altını fazla doldurmamış oluyor gene :D
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: kara - 15 Kasım 2016, 18:54:40
Fuardan temin ettim bugün okuma sırasının en üst basamağına dahil ettim.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Elendil_XX - 18 Kasım 2016, 14:11:40
Kitap hem İlknokta'da hem de Kitapyurdu'nda tükenmiş görünüyor. Eee kitabın çevirisinde sayın İhsan Tatari gibi birinin imzası bulununca insanlar deli gibi satın alıyolar  :D. Yazardan dolayı değil yani çevirmenden dolayı u_u[*]asjdfgjasfh[/*]

O değilde diğer sitelerde de tükenmeden almak lazım, uyarmadı demeyin. :P
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: kara - 19 Kasım 2016, 22:00:10
Evet bende tükenmiş olduğunu görünce şaşırdım bakma sebebimde fuarda aldığım fiyatı karşılaştırmaktı oysa(devir hesap devri efendim) valla Sayın İhsan bey sattırdı kitabı:-)
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: ClayBonner - 19 Kasım 2016, 22:34:00
D&R de hala satışta
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Fırtınakıran - 20 Kasım 2016, 03:44:49
Arkadaşlar olayın aslını öğrendim dün. Kitap tükenecek kadar satmadı henüz. Olay şu:

Daha dağıtım sırasında D&R kitabın büyük kısmını satmak için almış. O nedenle D&R ve Idefix gibi yerlerde mevcut. Ama elbette hepsini satamaz. Büyük kısmını geri iade edecek yayınevine. Onlar da bu tükenen yerlere verecek.

İthaki böyle dedi :) Olay D&R'ın açgözlülüğünden. Kitabın satışında bir sıçrama yok yani.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Elendil_XX - 20 Kasım 2016, 13:48:17
Bir bit yeniği olduğunu anlamıştım zaten. Daha ilk haftalarında tükenecek bir kitap türü değil kesinlikle 2312. Bakınız aynı türdeki Cebirci'yi 3-5 kişi satın almıştı. :P

Öte yandan aslında bu durum kitabın daha çok satmasını sağlayabilir, insanlar diğer sitelerde de tükenecek ya da "vay arkadaş kitap tükeniyor, demek ki bayağı iyi bir eser" deyip satın alabilir. :D

Ki inşallah da öyle olur. Dilimizde bu tip kitapların daha çok çevrilmesi için satması lazım. Satsın ki, gelsin Mars Üçlemesi, gelsin Culture serileri... :hömm:
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 20 Kasım 2016, 17:57:14
Ben de diyorum ne oluyor? Acaba fuara mı çektiler tüm stoku diye düşündüm hatta. Bu kadar kısa sürede o kadar satması imkânsız çünkü. Yine de inşallah ikinci baskıyı görür tabiğğğğ...

Bu arada İdefix'e bakılırsa "Kızıl Mars" Kabalcı tarafından tekrar basılıyor. Stoklara giriş tarihi 29 Kasım. Serinin telif hakları hâlâ ellerinde mi, gerisi gelir mi, yoksa nemalanmak mı istiyorlar yakında belli olur.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: RedElf - 20 Kasım 2016, 19:13:20
Ben de diyorum ne oluyor? Acaba fuara mı çektiler tüm stoku diye düşündüm hatta. Bu kadar kısa sürede o kadar satması imkânsız çünkü. Yine de inşallah ikinci baskıyı görür tabiğğğğ...

Bu arada İdefix'e bakılırsa "Kızıl Mars" Kabalcı tarafından tekrar basılıyor. Stoklara giriş tarihi 29 Kasım. Serinin telif hakları hâlâ ellerinde mi, gerisi gelir mi, yoksa nemalanmak mı istiyorlar yakında belli olur.

Kızıl Mars'ı beğenememiştim bir türlü. Çok politik gelmişti. Bitiremediğim kitaplar listesinde kendine yer bulmuştu hatta. :/
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: yaprak.onur - 22 Ocak 2017, 18:48:45
Bir aylık bir okuma sürecinin sonunda bitirebildim.

Açıkcası kitabın hikayesine hiç takılmadım, takılsam hayal kırıklığına uğrayabilirdim. Hikaye yerine evren tasvirlerine odaklandım ve yazarın öngörü kabiliyetine vuruldum! Bu konudaki tek eleştirim cinsiyet tanımlarıyla ilgili kaleme aldıkları, bende o konuya yeterince kafa yorulmamış ama bahsetmeden geçilmek de istenmemiş izlenimi yarattı.

Çeviri konusuna sevgili mit dudak uçuklatan bir başarı sergilemiş! Böyle bir eseri dilimize kazandırmak gerçekten her babayiğidin harcı değil, yapılan göndermeleri kaçırmamak ve anlatılan tıbbı, teknik konuları çevirmek bir yana anlayabilmek dahi engin bir bilgi birikimine ihtiyaç duyuyor.

Kısacası 2312 benim çok çok beğendiğim bir kitap oldu ama bunun sebebi anlattığı hikaye değil; yarattığı evrenin bütünlüğü, değindiği konular ve yaptığı göndermelerdi.

Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 24 Ocak 2017, 19:57:50
Çok teşekkürler sevgili Yaprak. Konuya takılmayarak en doğrusunu yapmışsın sanırım. Çünkü senin de dediğin gibi kitabın ışıldadığı asıl nokta dünya (daha doğrusu evren) yaratımından bahsettiği noktalar  :) Çeviriyle ilgili övgülerin için de ayrıca teşekkür ederim. Beğenmene çok sevindim :)
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 09 Şubat 2017, 17:03:14
2312'yi okuyan dostlar... size bir soru. Kitap iyi güzel ama kurguda iki tane mantık hatası var. Bunları bulabildiniz mi, gözünüze takılan oldu mu hiç? :)

Ne zamandır sormak istiyordum ama okuyanların sayısının artmasını istedim. Cevaplarınızı spoiler kutusu içinde bekliyorum efenim. Kitabı henüz okumadıysanız bu mesaj(lar)ı görmezden geliniz :)
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: yaprak.onur - 09 Şubat 2017, 19:46:46
Hmmm kurguda iki tane mantık hatası... Bir düşüneyim ben bunu, okurken yakalayamamışım.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 09 Şubat 2017, 20:04:24
Mantık hatası mıdır, ama aklıma bir şey takılmıştı. Bahsettiğiniz o iki mantık hatasından biri olup olmadığını bilemeyeceğim. Tabii, ne olduğunu paylaşmazsam kimse buna "odur" veya "değildir" diyemeyecek :D Şöyle bir şeyler:
Spoiler: Göster
Jean ve Fitz kubilerin gizli işler çevirdiklerinden şüpheleniyor. Kapalı olmalarının bile yeterli olmadığını ve bile bilgi sızdırabileceklerini düşünüyorlar. Buna rağmen, beynine kubi eklenmiş Swan'la işbirliğine gidiyorlar. Ortada büyük bir komplo olduğunu ve her türlü bilgi paylaşımının kubilerden gizli yürütülmesi gerektiği halde yapılabilecek en büyük hata. Ama yapılıyor. Yanlış hatırlıyor olabilirim (Ah, hafızam! Ah!) işin içinde, kubi karşıtı hareketin ihtiyaç duyduğu bilgilerin şifreli biçimde Swan'ın kubisinde olması vardı diye hatırlıyorum. Bu, kubilerin kendilerine dair dikkat çeken araştırmalardan haberdar olmasını sağlar. Bunu yanlış hatırlıyor da olabilirim tabii ki. Öyle de olsa, bu, Swan'dan doğabilecek güvenlik açığını değiştirmiyor. Swan'ı en korunaklı yerlerine bile götürüyorlar. Kubiler insanlardan habersiz iletişime geçiyorsa, en ufak bilgiyle bile ekibin başına çoraplar örebilirler. Üstelik, kubiler neden kapatıldıklarını sezebilecek kadar zekiler. Bu kadarcık bilgi bile kubileri harekete geçirmek için yeterli.

Ortada kubileri araştırmak için kubileri kullanmak gibi bir çelişkicik de var. Şeytani yapay zekadan endişe ederken, güvenilen yapay zekaların melek maskesi takmasından şüphelenilmesi gerekirdi diye düşünüyorum. Kubilerden şüphelenip kubilerden beklenen hamlelerin gelmemesi, "Kubi Komplosu"nu teorik olarak zayıflatıyor gibime geliyor. Belki ekip bunu güvenlik önlemlerinin başarısına yormuştur. Ama kitapta buna dair bilgi de yok.

Tekrar belirteyim: Yazdıklarım o iki mantık hatasıyla alakadar olmayabilir. Ama bahsetmezsem olmazdı :).
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 10 Şubat 2017, 00:08:26
Hayır, benim kastettiğim bu değil. Benimkiler "hata." :) Sizin bahsettiğiniz kısım da dikkate değer elbette. Ama o konuyu bir mantık hatası olarak görmek zor.

Spoiler: Göster
Daha çok elleri mahkûmdu, çünkü mesajı bilen ve Wang'in kubisine iletebilecek tek şey Pauline'di. Swan'a güvenmek zorundaydılar, fakat o bu güveni boşa çıkardı. Zaten tüm kitap boyunca sonuçlarını düşünmeden, kafasının dikine giden biri olarak hareket ediyor.


Mantık hatasından kastım kitabın bir bölümünde A dediği bir şeye, daha sonraki bölümlerde birdenbire B demeye başlaması :)
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 10 Şubat 2017, 22:13:35
Hataları kesinlikle kaçırdığım netleşti :D Dikkatli okurları göreve çağırıyorum :)
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 21 Mart 2017, 20:48:28
O zaman daha önce sözünü ettiğim iki mantık hatasını açıklıyorum! (Bkz. Konuyu açtığını unuttuğunu çaktırmama çabaları) Biri Pauline'le, yani Swan'ın beynine yerleştirilmiş konuşan kuantum bilgisayarla ilgili. Diğeriyse bir cep telefonuyla. Hazır mısınız? :)

Kitabı okumayanların bakmamasını rica ediyorum yalnız, spoiler yiyebilirsiniz.

Spoiler: Göster
1. Pauline'in telsizi var mı yok mu?

Kitabın başlarında, Swan ve Wahram Merkür'ün altındaki tünellerde mahsur kaldığında Pauline'in telsizinden bahsedilen birkaç yer var. Örneğin 143'ncü sayfada şöyle bir cümle var:

...burada, aşağıdayken kuantum bilgisayarının küçük telsizi bile çekmiyordu.

Kitabın biraz daha ilerisinde (Sf. 202), Genette ile Swan'ın kubiler üzerine tartıştıkları bir noktada da küçük müfettiş Pauline'in bir telsize sahip olup olmadığını sorduğundaysa baş karakterimiz tam olarak şu cümleyi sarf ediyor:

“Eh, Pauline’in bir radyo alıcısı ve ileticisi var ama gelip gidenleri ben kontrol ediyorum.”

Gel gelelim, kitabın sonlarına doğru yaklaştığımızda ve  teraryumlardaki hayvanlar dünyaya geri getirildikten sonra başına buyruk kızımız Swan bir çukura düşüyor hatırlayacağınız gibi. Ve Pauline' soruyor (Sf. 372):

“Telsizin yok mu?”
“Senin de bildiğin gibi, uzun menzilli bir telsiz bağlantısına sahip
değilim.”


"Uzun menzilli" kısmı sizi yanıltmasın. Biraz önce verdiğim örneklerde de görüldüğü gibi Pauline'den Merkür'ün yüzeyindekilerle iletişime geçebilmesi bekleniyor. Ek olarak galaksinin dört bir yanındaki kubilerle telsiz aracılığıyla konuşabileceğinden de şüpheleniliyor. Ama Swan çukurdayken çok yakınında olmalarına rağmen diğer ekip arkadaşlarıyla telsiz bağlantısı kuramıyor, böyle bir yeteneğinin olmadığını söylüyor kubi.

"Pauline, benim için ekip arkadaşlarımla iletişime geçebilir misin?”
“Hayır. Sadece seninle iletişime geçebilecek şekilde tasarlandım, o da kısa menzilli bir hava deliği fonksiyonu vasıtasıyla.”


Eee? Peki Pauline'in telsizi var mı yok mu? :)


Spoiler: Göster
2. Swan'ın elindeki cep telefonu mu telsiz mi?

Swan'ın teraryumdaki hayvanların dünyaya dönüşüne yardım ettiği kısımdayız yine (Sf. 363). Başına buyruk kızımız durum raporu verirken şöyle bir cümle kurmuş KSR:

“Tanrı’nın tüm çocukları nihayet evlerindeler,” diye bildirdi telsizinden.

Burada "radio" yani "telsiz" kelimesi açıkça kullanılıyor. Daha sonra birkaç kez daha telsizi vasıtasıyla ekip üyeleriyle kısaca konuşuyor. Derken, çukura düştükten sonra o telsiz birdenbire bir "cep telefonuna" dönüşüyor. (Sf. 371-372)

Cep telefonuna ulaşmak için elini cebine attı ve içinde hiçbir şey olmadığını fark etti. Ekip arkadaşlarıyla sık sık haberleştiğinden cebi açık kalmıştı. Eh, nasıl olsa yokluğunu fark eder ve GPS sinyalleriyle yerini tespit ederlerdi

Ve burada kullanılan kelime "mobile." Telsizdi hani, ne ara telefon oldu?? Hadi ikisine de sahip diyelim, o zaman neden cep telefonunu bulamayınca telsizine sarılmıyor? Onu da düşürdüyse neden buna değinmiyor? Telsizden niçin bir daha hiç bahsedilmiyor? Neler oluyor? :D


Bu kısımları çeviri sırasında düzeltmeyi düşünsem de (bugüne bugün Stephen King'in oğlu Joe Hill'in kurgu hatasını düzeltmiş adamım ben, hohoyt!) durum işin içinden çıkılacak gibi değildi. Ben de olduğu gibi bıraktım en sonunda :)

Bu da böyle bir anımdır.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 21 Mart 2017, 23:30:30
Olamaz!

Birinciyi o konuda kendi teorim yüzünden fark edememişim :-\

Ama ikincisi! Lanet! Siz bahsedince hatırladım. Bunu fark etmiştim. Evet fark etmiştim! Tembellikten not etmediğimden unutup gitmişim :-\

Daha ölümcül hatalar bekliyordum. Neyse ki değillermiş. Sevindim :)
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 10 Kasım 2017, 14:43:19
Goodreads'te rastladığım enteresan bir 2312 yorumu:

D... (2 Yıldız)

Alıntı
Bilimkurgu romanlarına bayılırım ve genelde su gibi içip kısa sürede sonunu getiririm. Ancak bu kitapta ağır giden birşeyler vardı. Çeviri sanki bir öğrencinin ingilizce makaleyi ne söylendiğini anlamadan Türkçe'ye çevirmesi gibi bir his bırakıyor. Ayrıca yayınevine ilettiğim bir husus da bölümler arasındaki alıntılar, listeler gibi kısımların anlaşılmaz, birbiriyle bağ kuramayacağınız ve okumayı zorlaştıracak başı sonu olmayan cümlelerden oluşması. Kitabın ilk çeyreğinden sonra bu kısımları atladım. Daha önce Sürü, Limit gibi 1000 sayfa üzeri bilim kurgu romanlarını bir solukta okumuşken bu kitabı sırf yarım bırakmamak adına ve zoraki bir merakla okudum.

Şimdi çeviri hakkında yorum yapmak bana düşmez, en nihayetinde bilim adamı değilim. Bazı şeyleri hakikaten anlamadığım için çeşitli bilim sitelerinde saatler harcayıp konuyu az çok kavramaya çalışarak çevirmiştim çünkü. Konuya hâkim biri için okuduğu metin yetersiz gelebilir. Ama şu "yayınevine ilettiği husus" kısmını çok merak ettim :D  "Alıntılar, listeler gibi kısımların anlaşılmaz, birbiriyle bağ kuramayacağınız ve okumayı zorlaştıracak başı sonu olmayan cümlelerden oluşması." Yani ne bekliyormuş tam olarak, anlamadım. Bu kısımlar kitabın orijinalinde böyle zaten. O kısımları kesip atmamızı mı tercih ediyormuş? Yoksa benim çevirim yüzünden mi öyle anlaşılmaz olduğunu düşünüyor acaba? :D Gerçekten çok merak ettim ne dediğini...

Bazı insanlar tuhaf...
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Fırtınakıran - 10 Kasım 2017, 15:36:20
Çevirmene "Kitabı iyi çevirememişsin sonu havada kalmış." diyen okurlar gördü bu gözler. "Tamam da yazar sonunu öyle yazmış," deyince de, "Olsun, çevirmen olarak o sonu tamamlamak senin görevin," deyip saatlerce ağız dalaşına girmesi de cabası.

Bir de (bunu "hakaret anlamında demiyorum" kesinlikle), bilimkurgunun ona ne ifade ettiğini de bilmiyoruz. Transformers filmlerini bilimkurgu filmleri olarak görüp, bilimkurgu filmlerine bayılırım diyerek takip eden insanlar da gördüm. Verdiği Sürü ve Limit gibi örnek verdiği kitaplar da benim gözümde çoksatar eserler. Tekrar ediyorum, hakaret anlamında demiyorum.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 10 Kasım 2017, 15:42:18
Çevirmene "Kitabı iyi çevirememişsin sonu havada kalmış." diyen okurlar gördü bu gözler. "Tamam da yazar sonunu öyle yazmış," deyince de, "Olsun, çevirmen olarak o sonu tamamlamak senin görevin," deyip saatlerce ağız dalaşına girmesi de cabası.

Hahaha :D Öyle bir şey vardı, değil mi? Unutmuştum bak, iyi hatırlattın. Örnek gibi örnek, tespit gibi tespit olmuş :)
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 10 Kasım 2017, 18:38:24
Tamam. Romanın eleştirilecek ya da kişisel olarak beğenilmeyecek yönleri olur elbette. Lakin kitabın yarattığı ağırlık hissiyatının çevirmene bağlanabilmesine şaşırdım :-\

@mit, yayınevine iletilen hususun ne olduğunu öğrenirseniz bizimle de paylaşır mısınız lütfen? Ben de merak ettim.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: salvorhardin - 10 Kasım 2017, 22:20:05
Ağır ilerlemesine katılırım da, yok "çevirmen bölük pörçük çevirmiş" iması kabullenilecek bir şey değil.
"Çeviri sanki bir öğrencinin ingilizce makaleyi ne söylendiğini anlamadan Türkçe'ye çevirmesi gibi bir his bırakıyor." kısmı ise cidden güldürdü :D İhsan abi, o notlar olmasa bazı göndermeleri anlamazdım bile :) Böyle bir eserin çevirisinin ne kadar zor olduğunu okuyanlar anlar ve çevirirken ne terler döküldüğünün de çok az kısmını :D

Konuyla pek alakalı olmasa da, bir de şu yıllar ilerledikce bilimkurgu ve distopyanın soft a kayması yok mu :( Distopya denilence akla ilk olarak Açlık Oyunları ve türevleri gelen büyük bir güruhun olması, eskilerin yabana atılması (çoğu zaman da "akıcı değil" argümanı ile) üzüyor insanı.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 10 Kasım 2017, 23:36:54
Oysa İhsan Bey gerekçeleriyle beraber hepsini Çevirmenin Çemberi'nde yazmıştı :)

Konuyla pek alakalı olmasa da, bir de şu yıllar ilerledikce bilimkurgu ve distopyanın soft a kayması yok mu :( Distopya denilence akla ilk olarak Açlık Oyunları ve türevleri gelen büyük bir güruhun olması, eskilerin yabana atılması (çoğu zaman da "akıcı değil" argümanı ile) üzüyor insanı.

Bence konuyla alakası var. @Fırtınakıran'ın ima ettiği üzere kişisel tanımlamalara (Beklenti ve beğeni değil. Yargılar ve algılayışlar gibi şeyler.) uyuşmazlıkta, kabahati esere mal etmekte yaygın :( Belirtmiş olduğunuz algı sebebiyle aksiyon yoksa kötüdür demeye kadar vardırılabiliyor işler :(

Ama ben hala çevirmende kabahat bulunmasına anlam veremiyorum. Tahminim doğruysa, şikayet edilen "başı sonu olmayan cümleler" romanın sonunda gayet mantıklı bir yere bağlanıyor. Türün belli başlı anlatım kalıpları olduğu farz edilerek mi böyle yorumlanmış acaba :uww?
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 12 Kasım 2017, 15:42:27
İhsan abi, o notlar olmasa bazı göndermeleri anlamazdım bile :) Böyle bir eserin çevirisinin ne kadar zor olduğunu okuyanlar anlar ve çevirirken ne terler döküldüğünün de çok az kısmını :D

Tahminim doğruysa, şikayet edilen "başı sonu olmayan cümleler" romanın sonunda gayet mantıklı bir yere bağlanıyor. Türün belli başlı anlatım kalıpları olduğu farz edilerek mi böyle yorumlanmış acaba :uww?

Yav o listeler ve alıntılar bölümlerinin esprisi de bu zaten. Sizin de dediğiniz gibi kitabın sonlarına hepsi birbirine bağlanıyor ve hem size bir aydınlanma yaşatıyor hem de resmin tamamını daha iyi görebilmenizi sağlıyorlar. Çevirirken ben de kızmıştım bayağı, niye yazmış bu alakasız şeyleri sayfalarca diye. Ama çeviri bittikten sonra kontrol için metni baştan okurken aralarındaki bağlantıları bu sefer çabucak gördüm ve "Bak, şurada bunu açıklamış meğer," deyip durdum :)

Fırtınakıran'ın da dediği gibi, "Çok bilimkurgu okuyorum"dan kastı bilimkurgu sosu verilmiş genç yetişkin kitaplarıysa arkadaşa ağır gelmiş olabilir bu roman. Ya da "bir yerden sonra bu bölümleri okumayı bıraktım" cümlesi de bize ihtiyacımız olan tüm cevabı veriyor olabilir tabii :)

Distopya deyince bir kesimin aklına sadece Açlık Oyunları ve türevlerinin gelmesi üzücü elbette. Yani... bunları da okuyacaklar elbette, adı üstünde: genç-yetişkin. Bu tür kitaplar sayesinde hem okuma alışkanlığı kazanıp hem de bilimkurgu vs sevecekler. Bunları okumaları kötü bir şey değil. Ama... sadece onlarla sınırlı kalıp diğerlerini okumamaları, "Açlık Oyunları gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgudur!!!" demeleri sıkıntı :)

Bir ara aynısını fantastik için Alacakaranlık'la yaşamıştık. Bu arkadaşlara başka kitaplar önermek en doğrusu olacaktır. Hâlâ inat ediyorlarsa da Allah akıl fikir versin, ne diyeyim? :D
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 12 Kasım 2017, 16:06:46
Fırtınakıran'ın da dediği gibi, "Çok bilimkurgu okuyorum"dan kastı bilimkurgu sosu verilmiş genç yetişkin kitaplarıysa arkadaşa ağır gelmiş olabilir bu roman. Ya da "bir yerden sonra bu bölümleri okumayı bıraktım" cümlesi de bize ihtiyacımız olan tüm cevabı veriyor olabilir tabii :)

Hımm... Bu olasılık daha kuvvetli. Atlaya atlaya okunmaktan bu sonuca varılmış olabilir. Üstüne kitabın tarzın ağır gelmesini de ekleyince, tamam, dava çözülmüştür :)

Alıntı
Ama... sadece onlarla sınırlı kalıp diğerlerini okumamaları, "Açlık Oyunları gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgudur!!!" demeleri sıkıntı  :)

Ah, ah! Bir şeyin beğenilmesinde sıkıntı yok da, beğeninin tanımlamasında sadece ve sadece "Gelmiş ve geçmişler arasında en iyisi." ifadelerinin kullanılmasına kahroluyorum :-\ Ne hikayecilik ne de sanat homojen bir şey değildir ki, beğendiğim şeye uyan harika, uymayan kötü olsun :-\ Genel değerlendirme kıstasları aşısı bireysel ya da alakasız etmenlere bağlanınca sonuçlar böyle :-\ En sevilen eserlerde bile noksanlıklar ya da iyi mi kötü mü olduğu tartışılan alanlar olabiliyorken, "Tartışmasız mükemmeldir." anlayışını kültür gelişimi ve tartışma kültürü için tehlikeli bile buluyorum :-\
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: yafeshan - 13 Aralık 2017, 08:28:28
Su harika kitabin kendisine ve cevirisine laf etmek kimin haddine yahu. Tamam kitap cok agir, teknik kelimelerle yuzuyor ama meraklisi anliyor kardesim. Az cok jargondan haberdar biri olarak da diyorum ki cevirenin gayreti cabasi bariz belli oluyor.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: yaprak.onur - 13 Aralık 2017, 11:45:39
Goodreads'te rastladığım enteresan bir 2312 yorumu:

D... (2 Yıldız)

Alıntı
Bilimkurgu romanlarına bayılırım ve genelde su gibi içip kısa sürede sonunu getiririm. Ancak bu kitapta ağır giden birşeyler vardı. Çeviri sanki bir öğrencinin ingilizce makaleyi ne söylendiğini anlamadan Türkçe'ye çevirmesi gibi bir his bırakıyor. Ayrıca yayınevine ilettiğim bir husus da bölümler arasındaki alıntılar, listeler gibi kısımların anlaşılmaz, birbiriyle bağ kuramayacağınız ve okumayı zorlaştıracak başı sonu olmayan cümlelerden oluşması. Kitabın ilk çeyreğinden sonra bu kısımları atladım. Daha önce Sürü, Limit gibi 1000 sayfa üzeri bilim kurgu romanlarını bir solukta okumuşken bu kitabı sırf yarım bırakmamak adına ve zoraki bir merakla okudum.

Şimdi çeviri hakkında yorum yapmak bana düşmez, en nihayetinde bilim adamı değilim. Bazı şeyleri hakikaten anlamadığım için çeşitli bilim sitelerinde saatler harcayıp konuyu az çok kavramaya çalışarak çevirmiştim çünkü. Konuya hâkim biri için okuduğu metin yetersiz gelebilir. Ama şu "yayınevine ilettiği husus" kısmını çok merak ettim :D  "Alıntılar, listeler gibi kısımların anlaşılmaz, birbiriyle bağ kuramayacağınız ve okumayı zorlaştıracak başı sonu olmayan cümlelerden oluşması." Yani ne bekliyormuş tam olarak, anlamadım. Bu kısımlar kitabın orijinalinde böyle zaten. O kısımları kesip atmamızı mı tercih ediyormuş? Yoksa benim çevirim yüzünden mi öyle anlaşılmaz olduğunu düşünüyor acaba? :D Gerçekten çok merak ettim ne dediğini...

Bazı insanlar tuhaf...

Neler kaçırmışım yahu... Yeni gördüm.
Bu gözler savaş sahneleri biraz yüzeysel geçilmiş herhalde çeviri hatası diyen okur da gördü; o yüzden bence bu yorumu da alkışlarla yerine göndermeliyiz. :)
Bilimkurgu ve gençlik edebiyatı bilimkurgusu arasındaki fark tesbitine ben de katılıyorum; bilimkurgu soslu gençlik kitaplarını çok seven birçok okur kendini bilimkurgu okuru olarak atfetiyor ve karşısına ağır bir bilimkurgu çıktığında beklentisini karşılanmadığı için kitabı eleştiriyor. Tabii çevirmene saldırmak yeni bir boyut olmuş.
Ne diyeyim, geçmiş olsun İhsancım; çevirilerinin hakkını verebilecek okurlarla buluşması dileğiyle. :D
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Mashiara - 14 Aralık 2017, 09:54:50
M. İhsan Tatari'nin çevirmeni olduğu ya da elinin değdiği her kitabı gönül rahatlığıyla alıp okuyorum.Bu kitapta da beni bu açıdan rahatsız eden bir şey olmadı.Ama kitabı ben de sevmedim.Kurgusunu zayıf, karakterlerini ise itici buldum.Kitabın benim için en ilgi çekici ve okumaya değer tarafı dünya dışındaki gezenlerde, onların uydularında ve göktaşlarında ki yaşamdı. Bunun dışında yazarın bu çok övülen kitabı benim için sıkıcıydı.Yazarın başka bir kitabını alıp okumam muhtemelen o derece sevmedim. Üç Cisim Problemi ve Adaletten (bence Kudret ve Merhamet ,Adaletin gerisindeydi.) aldığım keyfin çeyreğini alamadım.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: yafeshan - 14 Aralık 2017, 12:31:00
Okudugum ilk K.Stanley Robinson kitabi ama son olmayacak. Oldukca agir bir ktiap oldugu bariz ama aslinda bu sanal agirlik hikayeyi hafifletmek icin olusturulmus teknik bilgilerden cikiyor. Ergen bilimkurgusu degilde gercegini seven bizler icin bu gelecek dunyasi kurgusu kitabin degerini azaltan degil aksine kat be kat arttiran bir unsur.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: mit - 14 Aralık 2017, 18:47:12
Teşekkürler dostlar, sıkıntılı bir zamanımda gördüm yorumlarınızı, moral verdiniz. Eksik olmayın.

2312'yi seven kadar sevmeyen de olacaktır. Çünkü karakter ve kurgu üzerinden değil, evren yaratımı üzerinden gidiyor. Karakterleri benim de itici bulduğumu söylemem lazım sanırım bu noktada. Swan en başta ölseydi keşke :) Öte yandan asteroitlerin dolma gibi oyulup içlerinin doldurulduğu kısımlar falan gayet ilginçti.

Hepinize teşekkürler tekrardan.
Başlık: Ynt: 2312 - Kim Stanley Robinson
Gönderen: Bay_Karamsar - 15 Aralık 2017, 19:49:55
Yer açın! Yer açın! Bahsetmek için yanıp tutuştuğum teoriler var! (Her zaman ki gibi :D Fırsatını bulmuşken içimdekileri dökeceğim ;D)

2312'nin, yani ait olmadığımız bir çağın insanlığını okuyoruz. Rutinleri ve hayat görüşleri o çağa ait. Ayrıca kendileri ve yaşadıkları çağla barışıklar. Swan bile çağının aykırısı sayılır. Onunla karşılaştırınca etrafındakiler çağlarının normalleri olduğu daha da netleşir.

Gelecekten veya geçmişten bahsederken bugünün şartlarına ve anlayışlarından farklı olmaları ister istemez yabancılık hissi yaratıyor. Mantıken bu yabancılaşma doğal ve doğru aslında.

Hikayecilik içinse bu doğallık sorun teşkil edebilir. Kurgunun duygu ve fikirler uyandırması için tanıdık veya anlaşılabilir şeylere ihtiyaç duyulur. Hikayedeki ögelerle bağ kurarak mı, yoksa anlatılanlar arasında bağ kurdurarak mı hikaye takip edilir? Beklediğimden aldığım karşılık mı, beklemediğimden gelen beklenmedik karşılıklar mı dikkate alınmalıdır?

2312 ilk sorulara göre şekillense, kendi çağına yabancı ve uyumsuz karakterler oluşurdu. Çünkü bu ikisi, romanın ana fikirlerine ve dokusuna aykırıdır. Yabancılık, okuru karaktere yakınlaştırırken, karakterin etrafındaki dünyayı muğlaklaştırır; çünkü o dünya böyle birinin varolmasına uygun değildir. Uyumsuzluk bunun peşinden gelir. Karakter varolmasına imkan tanımayan hikayede ya o sahtedir ya yaşadığı dünya.

2312 ikinci sorulara göre şekillenince karakterler içinde yaşadıkları evrene göre tanımlandıklarından, yabancılık ve dolayısıyla kurmacada da uyumsuzluklar oluşmaz.

Örneğin, Star Trek'teki insanlığın geleceği. Oradaki insanlık günümüz dünyasının sorunlarını kenara bırakmıştır. Belli başlı prensiplere ve bakış açılarına bağlı olarak ahlaksal ve düşünsel temellere göre davranırlar. 21. YY izleyicisinin oradaki insanların fikir ve çabalarını yer yer garipsemesi bundandır. Çünkü geleceğin insanlarından günümüzün insanları gibi davranması beklenir.

Hikayecilikte kahramanların özdeşleşilecek ya da hal ve hareketleri anlaşılacak kişiler olması beklenir. Onu çevresinden ve şartlarından bağımsızca mı, yoksa ait olduğu evrenle bağını dikkate alarak mı değerlendirmek gerekir?

Dikkate çekilmek istenene göre oluşturulan yapıda ikisinden birine göre anlatım şekillendirilir.

Kim Stanley Robinson, romanda değişikliğe gitmeden, Ursula K. Le Guin tarzıyla karakterleri anlatmaya kalksaydı mesela, ne olurdu? Tahminim, tuhaf olmalarına rağmen bağ kurulan karakterlerin olduğu, akla yatkın bilimkurgu ögelerinin bulunduğu, gereksiz bölümlerle şişim şişim şişirilmiş, karakterlerin durumuna göre yapay ve soğuk bir evren ve ne anlattığı anlaşılmayan bir kitap. Aynı sonuca varılmasına rağmen daha büyük bir hüsran yaşatırdı. Çünkü Le Guin tarzı, hikayedeki bağlantıların karakter sayesinde fark edilmesine yönelik işler. Okur karakterden yana hikayeye girdiğinden, o evren hep eleştiri odağındadır.

24. YY'ı olumlulukları ve olumsuzluklarıyla birlikte anlatan Robinson için "eleştirisellik" pek de istenilen sonuçları vermez. Çünkü o çağı olduğu gibi aktarmak gayesindedir. Anlatım tarzı belgeselcidir. Bağlantıları okurun kurmasını bekler. İhsan Beyin Çevirmenin Çemberi (http://kayiprihtim.com/kayip-rihtim/kayip-koseler/cevirmenin-cemberi-2312/)'nde bahsettiği okurun belli konularda bilgili olmasını talep ettiği gibi, "Bilimkurgu okuyorsan, bilimkurgu okumanın şartlarını yerine getir." talebinde bulunur. Ünlü yazarlar bile mutabakata varamayabilirken, bilimkurgunun ne olduğu ve onu okuma şartlarının nelerden meydana geldiği ayrı bir tartışmadır zaten.

Böyle böyle anlatım tercihi ve yazarın talepleri birleşince, okurun karşısına iki seçenek çıkıyor; sunulanı, ya kendi taleplerinin süzgecinden geçirecek, ya da anlatımla altı çizilen taleplere dikkat edecek.

Neticede "kurgudan beklenilen" ile "karşılığında alınanın" bile kendi içlerinde değişkenlere göstermekte. İyisi mi, talepler ve çabalar karşılığında ne sunduğu üzerine durmak. Belki böylece değeri ve başarısı derecelendirilebilir. :-\