ONLAR BİR AVUÇ ÇOCUKTU...
Yaşam çok gelirdi Seda'ya... Annesi kim diye merak ederdi... Bu aileyi de severdi ama, neden kavgasız bir günleri geçmezdi? Hayatsa ona en ağır yükümlülüğü vermişti...
Bunun için gitmişti onlarla oraya...Ama istediğini alamadı...
Nesil de merak etmişti annesini... Sonra bir kadın geldi... Teyzesi olduğunu söylemişti ama, bilmezdi kimdi...
O da aslında bu yüzden gitti oraya... Ancak hayat her zaman istediklerini verme insana...
Alara sadece arkadaşlarını istiyordu... Vazgeçilmez bir dostluk, yaşama sevinci. Herşeyi onlardı...
Ancak o bile istediğini alamazdı...
Dilara pek bir şey istemez görünüyordu,suskundu.. Ama içinde fırtınalar kopuyordu... Belki de başka biri olmak istiyordu kim bilir? Belki de istediğini tek alan o olmuştu...
OYSAKİ KADİM GÖREVLERİ VARDI...
Hayat, küçücük yaşlarında büyük sorumluluklar vermişti onlara. Onlar da isterdi, doya doya yaşamak. Sonunda ne olacak, diye düşünmeden eğlenmek. Ama bu görev onlarındı, isteseler de istemeseler de yapacaklardı... Belki de mutlu olurlardı.. Kimse bilmiyordu, bilemezdi... Öğrenmeye çalışıyorlardı ama nasıl...
DOSTLUK MU AİLE Mİ GÖREV Mİ
Seçimler onları bekliyordu... Yanlışı mı seçeceklerdi doğruyu mu?
KORUYUCU RENKLERİ
Bu dört kızın kaderi bir okulda kesişir. Seda zaten yıllardır o okulda okumaktadır, Nesil o yaz tatiline kadar, Ankara'da yaşamış, sonra Bursa'ya teyzesinin yanına gelmiştir. Alara ve Dilara ise ikizdir, onlar da İzmir'den aileleriyle birlikte taşınmıştır. Klasik laflarla tamamlıyorum şimdi: 'Kusa sürede çok iyi dost oldular.'
Ancak onların kaderi bu kadar basit değildir. Tanıştıkları bir kadın, tüm yaşamlarını altüst edecektir.
Renklerin bu hikayeyle çok yakından ilgisi var, ancak bunu zamanı gelince söyleyeceğim nihaha :hihi
Birinci bölüm bir hafta içinde kayiprihtim.org'te!!