Roman, kisa öykü, deneme, senaryo, oyun ve siir gibi, edebiyatin mevcut her dalinda eserler veren çok yönlü bir yazar olan Bradbury, 22 Agustos 1920’de Illinois’de dünyaya geldi. Çocuklugu boyunca kendisini çok etkileyen Tarzan, Buck Rogers, Flash Gordon gibi çizgi romanlar ve Frankenstein karakteri, gelecekte üreteceklerinin sinyalini veriyordu. Henüz onbir yasindayken hikayeler yazmaya baslamisti.
1934'te ailesiyle Los Angeles'a tasindi. 1938’de liseyi bitirinceye kadar burada yasadi. Mezun olmasi, egitimine son verdigi anlamina gelmiyordu; gecelerini kütüphanede, günlerini daktilosunun basinda geçirmekteydi. Para kazanmak içinse sokaklarda gazete satiyordu. Bu çalismalarinin meyvelerini toplamakta gecikmedi. 1938 yilinda Imagination dergisinde kisa bir hikayesi yayinlandi. Düzenli olarak bilimkurgu yazarlari çevrelerine katilan Bradbury, tanistigi ünlü yazarlarla ufkunu sürekli genisletti. Bir yil sonra, Futura Fantazia adini verdigi dergisini yayinladi. Ancak ilk profesyonel çalismasi, 1941 senesinde basilan Pendulum olan sanatçi, The Lake ile kendi tarzini yakaladi ve nihayet gazete saticiligini birakip full-time yazmaya basladi. 1945’te, The Big Black and White Game ile En Iyi Amerikan Kisa Hikaye ödülüne layik görüldü.
Bradbury, 1947’de Marguerite McLure ile evlendi. Simdi yetiskin olan dört kizlari var.
1950'de basilan ilk önemli romani Mars Yilliklari , bilimkurgu klasikleri arasinda yerini aldi. Kitap, Amerikan toplumunun endiselerini temel alan konusuyla sosyal bir elestiride de bulunuyordu.
Bradbury’nin belki de en iyi taninan eseri olan “Fahrenheit 451”, 1953’te yayinlandi. Kitaplarin yasaklandigi bir gelecegi anlatan konusuyla, yeni bir “Büyük Birader” paranoyasini dile getirmekteydi.
Bugün Dünya'nin en büyük bilimkurgu ve fantezi yazarlarindan biri olan Ray Bradbury, yirmi yasindayken Weird Tafeî'de yayinlanan ilk öyküsünden bu yana, 500'e yakin öykü, roman, oyun ve siir kaleme aldi. John Huston'in 1956 yapimi Moby Dick'inin televizyon senaryosunu yazdi. Sonralari, Alfred Hitchcock Sov ve Rod Ster-ling'in Alacakaranlik Kusagi için senaryolar yazdi.
Apollo astronot grubundan biri Ay'a indiginde, Brad-bury'nin romani Dandelion Wine onuruna, bir kratere Dandelion Crater adini verdiler. Bradbury'den, Tokyo yakinlarinda bir 21. yüzyil kentinin tasarimi konusunda yardimci olmasi Istendi. Fahrenheit 451 operasi 1988 sonbaharinda sergilendi. Filmi versiyonu da, 1966 yilinda Fran-çois Truffaut tarafindan yönetilmisti.
ÖDÜL ZENGiNi
Yazar kariyerini, aldigi çok sayida ödül ile zenginlestirdi. Amerikan Kisa Hikaye ödülünü üç kez evine götüren Bradbury’nin aldigi diger ödüller arasinda O’Henry Memorial Memorial Ödülü, Benjamin Franklin Ödülü, Uzay-Havacilik Yazarlari Birligi En Iyi Uzay Makalesi Ödülü, Dünya Fantazi Edebiyati Yasam Boyu Onur Ödülü, Amerikan Bilimkurgu Yazarlari Büyük Usta Ödülü yer alir. Uçmanin tarihi hakkindaki animasyon filmi Icarus Montgolfier Wright ile Oscar ödüllerine aday gösterildi, ve The Halloween Tree ile Emmy Ödülü kazandi. Sanatçi, bütün bu ödüllerden daha anlamli bir sekilde onurlandirilacakti: Apollo uzay gemisinin Ay’da kesfettigi kratere, yazarin ünlü romani Dandelion Wine’dan yola çikarak Dandelion adi verildi.
Eserlerinde bireyin yalnizligini, çaresizligini ve hayatin monotonlugunu anlatarak siirsel ve karamsar ortamlar yaratan Bradbury, halen California’da yasamakta ve edebi kariyerine devam etmekte..
(http://store02.prostores.com/phantombookshop/images/RayBradbudyImageProshop.jpg)
(http://www.kayiprihtim.org/portal/gorsel/ray-bradbury.jpg)
Fahrenheit 451 (http://www.kayiprihtim.org/portal/bilim-kurgu/fahrenheit-451/)'in, Mars Yıllıkları (http://www.kayiprihtim.org/portal/bilim-kurgu/mars-yilliklari/)'nın, Yakma Zevki (http://www.kayiprihtim.org/portal/bilim-kurgu/yakma-zevki/) öykülerinin, Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana (http://www.kayiprihtim.org/portal/bilim-kurgu/ugursuz-bir-sey-geliyor-bu-yana/) gibi romanların yaratıcısı, bilimkurgunun efsane olup da günümüze kadar yaşayan üstadlarından Ray Bradbury’i ne yazık ki bugün, 91 yaşında kaybettik…
Bradbury’nin torunu Danny Karapetian, dedesinin ölümü hakkında io9 (http://io9.com/5916175/rip-ray-bradbury-author-of-fahrenheit-451-and-the-martian-chronicles) sitesine şunları paylaştı:
Sadece şunu söyleyebilirim; onu çok seviyorum ve özlüyorum ve başkalarının onunla anılarını duymak isterim. Birçok sanatçıya, yazara, öğretmene, bilim insanına ilham verdi ve onların kendisiyle ilgili öykülerini dinlemek rahatlatıcı olacaktır. Sizin öykülerinizi. Mirası kitaplarda, televizyonda, filmlerde ve en önemlisi onu okuyanların kalpleri ve zihinlerinde yaşayacak, çünkü onu okuduğunuzda onu tanımış olacaksınız. O, tanıdığım en koca çocuktu.
Kendisine sonsuz saygılarımızı iletirken, bıraktığı eserlerle ebediyete dek yaşayacağını, kitaplar yakılsa da umut ışığının her daim var olduğunu göstereceğiz. Huzur içinde uyusun…
(http://www.kayiprihtim.org/portal/gorsel/ray-bradbury-1.jpg)
İki gün önce kaybettiğimiz bilimkurgunun üstadlarından Ray Bradbury anısına, Neil Gaiman The Guardian için bir yazı kaleme almıştı. Bizler de buradaki okurları için yazıyı çevirdik.
Bir kez daha anısı önünde saygıyla eğildiğimizi belirtmek istiyoruz. Kendisi her daim kitaplarıyla yanımızda olacaktır.
Yazıya ulaşmak için BURAYA (http://www.kayiprihtim.org/portal/incelemeler/ray-bradburyyi-unutmayacak-adam-neil-gaiman/) tıklayabilirsiniz.
(http://www.kayiprihtim.org/portal/gorsel/take-me-home.jpg)
Geçtiğimiz 6 Haziran günü kaybettiğimiz, bilimkurgu üstadlarından Ray Bradbury anısına yeni haberlerle gelmeye devam ediyoruz.
Hatırlarsanız bundan üç gün önce Neil Gaiman’ın Ray Bradbury’le alakalı The Guardian için hazırladığı Ray Bradbury’yi Unutmayacak Adam (http://www.kayiprihtim.org/portal/incelemeler/ray-bradburyyi-unutmayacak-adam-neil-gaiman/) adlı makaleyi sizlerle buluşturmuştuk (http://www.kayiprihtim.org/portal/incelemeler/ray-bradburyyi-unutmayacak-adam-neil-gaiman/). Şimdi de yazarın ölmeden önce yayımladığı son yazısını sizler için çevirdik.
Bradbury’nin The New Yorker için hazırladığı bu yazı, Mars Yıllıkları kitabındaki “Ateş Balonları” (The Fire Balloons) hikâyesinin ortaya çıkışını anlatıyor. Yazıda sanki gitmeden önce hüzünlü bir şekilde bize veda ediyor.
En az on dakika durup onu izledik, ta ki gözden kaybolana kadar. O zaman, gözyaşları yüzümden aşağıya aktı ve dedem bana bakmadan boğazını temizleyip ayağını salladı. Akrabalar, beni gözyaşlarımı sülfüre bulanmış parmaklarımla temizlerken bırakıp eve girmeye ya da kendi evlerine gitmeye başladılar. O gece geç saatte, dilek balonunun geri geldiğini ve pencereme sürüklendiğini hayal ettim.
Dilerseniz lafı dolandırmadan sizi yazarın yazmış olduğu “Beni Eve Götür” adlı son makalesi için BURAYA (http://www.kayiprihtim.org/portal/incelemeler/beni-eve-gotur-ray-bradbury/) alalım.
İyi okumalar,
Ve bir kez daha huzur içinde yat, üstad.