Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Güncesi => Tartışma Platformu => Konuyu başlatan: mit - 28 Haziran 2010, 17:23:28

Başlık: İsim karmaşası...
Gönderen: mit - 28 Haziran 2010, 17:23:28
Hepimiz burada az çok bir şeyler yazıp çiziyoruz. Kimimiz şiir yazıyor, kimimiz bir aşk hikayesi. Kimimiz bilim-kurgu, kimimiz fantastik. Bunu yaparken çoğumuz yabancı mekan ve kişi isimleri tercih ediyoruz, kimimiz ise Türkçe isimler kullanmaya dikkat ediyoruz.

Siz yazılarınızda hangisini tercih ediyorsunuz ve neden? Ya da yabancı isimler içeren hikayelere mi daha çabuk ısınıyorsunuz yoksa yerli isimler kullananlara mı? Sizce hangisine önem ve ağırlık verilmeli?

Fikir ve görüşlerinizi bekliyorum.

Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Amras Ringeril - 28 Haziran 2010, 17:26:33
Eskiden yazarken isim kullanmamaya dikkat ederdim. Çünkü bu bazı şeylere fazlaca dikkat etmeyi gerektiriyor. Örneğin, Türkçe isimler kullandığımızda yazımızın içerisinde Türk kültürüne uygun şeyler bulundurmak gerekir. Ya da Fransızca isim kullanırsak o eser Fransız kültürünü anımsatmalıdır. Seçtiğimiz isimler haliyle öykünün nerede geçeceğini belirtiyor.

Bir çok yazar bu yüzden uydurma isimler kullanmaya çalışır. Son zamanlarda fazla önemsemiyorum. Türkçe de olabilir, yabancı da.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Nihbrin - 28 Haziran 2010, 17:35:59
Eğer metin fantastik unsurlar barındırıyorsa sıradan türkçe isimler kullanmıyorum, normalde türklerin evlatlarına vermeyeceği türkçe isimler seçebiliyorum. Yok diğer türlü, bilim kurgu veya sıradan bir hayat kesiti ise ne kullandığım çokta önemli gelmiyor bana, ruhumdan ne geçiyorsa yazıya o dökülüyor. Ancak gerçekten çoğu zaman ortaya çıkan kişi ve mekan isimlerim herhangi bir dile mensup olmamakla birlikte sadece benim için bir anlam barındırmaları hoşuma gidiyor.

Yukarıda Amras'ın dile getirdiği üzere hiç isimsiz karakterler kullandığım da oluyor. Seçici değilim, hikayenin doğasına göre isimler kendi kendilerine ortaya çıkıyorlar. Ortaya çıkmalarındaki en önemli unsur benim o karakterden ne istediğim ile doğru orantılı.

Eğer tanrısal güçlere sahip ya da doğa üstü bir karakter kaleme alınacaksa mevcut doğu kültürü veya Roma öncesi Avrupa tanrılarının isimlerinden yararlandığım çok oldu. Ana karakterlerimi eğer hikayem fantastikse, karakter ister kudretli ister basit olsun, adilik olsun diye birincil kudretli tanrı rastgele bir kültürde adı neyse direk olarak onu kullanma alışkanlığım da vardır (Örneğin Elohim)

İlk öykü yazmak ile alakadar olduğum zamanlarda tek heceli oldukça basit geçici isimler seçiyordum. Sadece üzerinde kafa yormamak için. Sonrasında sadece aklıma güzel bir isim geldiği için onunla ilgili bir hikaye yazdığım zamanlar bile oldu. Her şeye rağmen tüm hikayelerimde geçen ama ismi doğası gereği sürekli değişkenlik gösteren adama henüz yeni oturmuş bir isim verdim ve üstüne Mit'in bu başlığını görünce dile getirme gereği gördüm. Ona yıllar sonra bir isim verebilmiş olmaktan mutluyum. Bazen hiç 'çıkmıyor'
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Malkavian - 28 Haziran 2010, 17:42:08
Şöyle Kısaca bir betimleme ile özetleyim. Uyduralım bir betimleme... Extreme örnek vereyim ki daha iyi anlaşılsın :)

-1-
Synx iki eliyle tuttuğu ağır kılıcını hızla çevirirken çıkan uğultu sesiyle birlikte rakibine doğru atıldı. O sırada kendine doğru gelen hafif kaslı ve atik bir amazon savaşçısı olan Marie bir çığlık atıverdi.

-2-
Mahmut iki eliyle tuttuğu ağır kılıcını hızla çevirirken çıkan uğultu sesiyle birlikte rakibine doğru atıldı. O sırada kendine doğru gelen hafif kaslı ve atik bir amazon savaşçısı olan Atiye bir çığlık atıverdi.

Not: Hayır ne kadar istesem de türkçe isimler kullanamıyorum malesef...
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Nihbrin - 28 Haziran 2010, 17:47:44
Şöyle Kısaca bir betimleme ile özetleyim. Uyduralım bir betimleme... Extreme örnek vereyim ki daha iyi anlaşılsın :)

-1-
Synx iki eliyle tuttuğu ağır kılıcını hızla çevirirken çıkan uğultu sesiyle birlikte rakibine doğru atıldı. O sırada kendine doğru gelen hafif kaslı ve atik bir amazon savaşçısı olan Marie bir çığlık atıverdi.

-2-
Mahmut iki eliyle tuttuğu ağır kılıcını hızla çevirirken çıkan uğultu sesiyle birlikte rakibine doğru atıldı. O sırada kendine doğru gelen hafif kaslı ve atik bir amazon savaşçısı olan Atiye bir çığlık atıverdi.

Not: Hayır ne kadar istesem de türkçe isimler kullanamıyorum malesef...

Ama böyle olmak zorunda değil ki,

-2.1-
Irak iki eliyle tuttuğu ağır kılıcını hızla çevirirken çıkan uğultul sesiyle birlikte rakibine doğru atıldı. O sırada kendine doğru gelen hafif kaslı ve atik bir amazon savaşçısı olan Yakamoz bir çığlık atıverdi.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Malkavian - 28 Haziran 2010, 17:53:34
Sanırım bendeki istek şu ve bence Türkçe isimler kullanmayan arkadaşların birçoğunun sebebi de olabilir; Tanımadığın, sana yabancı, daha önce kimsenin görmediği bir dünyayı anlatırken bu kurgunun içini de kullanmadığın ya da az kullandığın isimlerle doldurma ihtiyacı... Kimsenin bilmediği dünyaya kimsenin bilmediği isimler bulmak kendini daha yaratıcı hissettiriyor ve hikayeyi tamamlıyor benim fikrime göre. (TDK özür dilerim :) )
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Amras Ringeril - 28 Haziran 2010, 17:55:10
-1-
Synx iki eliyle tuttuğu ağır kılıcını hızla çevirirken çıkan uğultu sesiyle birlikte rakibine doğru atıldı. O sırada kendine doğru gelen hafif kaslı ve atik bir amazon savaşçısı olan Marie bir çığlık atıverdi.

-2-
Mahmut iki eliyle tuttuğu ağır kılıcını hızla çevirirken çıkan uğultu sesiyle birlikte rakibine doğru atıldı. O sırada kendine doğru gelen hafif kaslı ve atik bir amazon savaşçısı olan Atiye bir çığlık atıverdi.

Her ne kadar Türkiye'deki ünlü dişiler kendilerini amazonlara benzetme hevesi içinde olsalar da bir amazona zaten Atiye ismini verme :D Ama bir çok Mahmut'un bunu yaptığını düşünüyorum. Anlatım şekli ve ne anlatacağına bağlı olarak değişir diye tekrarlıyorum. Şöyle olabilirdi örneğin;

"Kadırga Beyi Mahmut Kaptan, sağ eline Yunan'da dövdürdüğü has demir palasını aldı ve iki kez çevirdi. Frenk korsanı da tüfeğini acele acele dolduruyordu, Mahmut Kaptan herifin boynunu uçurmak hevesiyle ileri atılmışken Erkek Atiyye nam hain korsanın kendisine saldırdığını dehşetle fark etti."

"Biraz" İhsan Oktay Anar etkisi tabi :P

Böyle de olabilir.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Wanderer - 28 Haziran 2010, 17:56:03
Nihbrin'e katılıyorum... Türkçe isimler Mahmut, Ahmet, Hasan'dan ibaret değil ki... Fantastik edebiyatta kullanabileceğimiz isimler de var...

 Her zaman Türkçe isimleri daha çok severim, tabi yabancı isimlerin de bi cazibesi yok değil. Bana göre, yabancı isimlerin cazibeli gelmesinin nedeni şu ; Farklı bir evren, farklı ırklar... Ve insan ister istemez farklı bir dil isteyebiliyor...

Sanırım bendeki istek şu ve bence Türkçe isimler kullanmayan arkadaşların birçoğunun sebebi de olabilir; Tanımadığın, sana yabancı, daha önce kimsenin görmediği bir dünyayı anlatırken bu kurgunun içini de kullanmadığın ya da az kullandığın isimlerle doldurma ihtiyacı... Kimsenin bilmediği dünyaya kimsenin bilmediği isimler bulmak kendini daha yaratıcı hissettiriyor ve hikayeyi tamamlıyor benim fikrime göre. (TDK özür dilerim :) )

Vay be, sen yazarken ben de yazmışım aynısını... :D
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Black Helen - 28 Haziran 2010, 19:08:44
İsimsiz kahramanlar kullanmak daha çok işime geliyor doğrusu.Bu sayede karakterin adını değil de özelliklerini ortaya çıkarmış oluyorum.Örneğin Ahmet, Mehmet diye anılmıyor da, inatçı adam, içine kapanık adam diye anılıyor.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: kusad - 28 Haziran 2010, 21:03:40
Ben kendi dilimde isimler koyuyorum böylece anlamını bir tek ben biliyorum.İnsanlara sıradan gelmiyor vs.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Canina - 28 Haziran 2010, 21:13:40
Ben belli bir dilden olmayan isimler kullanmayı severim fantastik hikayelerimde. Sonuçta tasvir ettiğim evrenlerde ne türkçe konuşuluyor nede ingilizce. Düşler Limanı tadında olanlarda ise genellikle isim kullanmıyorum zaten ^^
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Hurin - 28 Haziran 2010, 21:22:29
Aslında türkçe isim koymak istemememizin sebebi fantastik hikayelerde alışılmışın dışında hikaye örgüleri mekanlar ve karakterler kuruyoruz ve türkçe isimler bize sıradan geldiği için sıradan olmayan bir öğenin içerisinde bulunması bize itici geliyor olabilir. Ancak ben eğer yazsa idim karakterlerimin isimlerini eski türkçeden seçerdim yada günümüz türkçesinden. Çünkü okumak bana yavan gelmezdi. Bir arkadaşım var Zilvinas kendisi Hollandalıdır, Alper Oğuz isimlerini o kadar çok beğendi ki bir daha karakter açarsa hele ki alper ismini kullanacağını kendisine çok ilginç geldiğini söylemişti. Bizde kendisine günlük isimler olduğunu bizimde onun ismini beğendiğimizi falan söyledik oda aynı şekilde her zaman kullanılan bir isim olduğunu söyledi ve burun kıvırdı. Velhasıl herkesin ismi kendine böyle geliyor demek ki.

Ufak bir ekleme yapmak istiyorum Hasan, Mehmet, Ahmet, Ali, Mahmut isimleri türkçe değildir.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Wanderer - 29 Haziran 2010, 08:39:00
Yazılarımın berbat olduğu dönemde şöyle bir taktik uygulardım.

Örneğin, ikinci planda kalacak bir karakter için Sefil ismiyle Kebap(bu kelimeyi de o an düşündüğüm herhangi bir kelime olarak koyuyordum.) kelimesinin karışımıyla bir isim oluşturulur.

Sefil Kebap=Lisef Pabek

Alperen Karpuz = Repalen Zuprak... Gibi... Tabi genelde bu isimler beğenilmezdi :D
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: mit - 29 Haziran 2010, 10:06:02
Alperen Karpuz = Repalen Zuprak... Gibi... Tabi genelde bu isimler beğenilmezdi :D

Aşkın Güngör'ün GOHOR'da kullandığı taktik. Bence hiç de kötü bir yöntem değil.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: nutrimatik - 30 Haziran 2010, 14:23:08
herkese merhaba,
fikrimce isimlerin türkçe ya da başka bir dilde olmasının seçimi anlatılan öykünün yapısıyla ilgili. yalnızca kişi isimleri değil, kentlerin, kentteki hanların, sokakların, ormanların dağların isimleri de var. arka arkaya gelen birçok yabancı isim okuyucunun ipin ucunu kaçırmasına sebep olabiliyor. sözgelimi ben silmarillion'u okurken sık sık geri dönüp kim kimdi, o onun nesiydi diye bakmak gereği duydum. kaldı ki isim sorunu yalnızca fantastik kurguya has bir şey de değil. dostoyovski romanları okuyanlar bilirler, uzun uzun isimleri vardır kahramanların. bir paragraflık ismi olan maria androva natalia romanov vs. kısaca mişa diye anılır kimi yerlerde; bir türlü işin içindne çıkılmaz kim kimdi diye. oysa isim sahibini anlatır, onun hakkında fikir verir. bu yüzden çevik atmaca adını alır ged ve ejderhaları kontrol eder eğer ismini bilirse.
bir öykü ya da roman okurken ung aftos vadisi çok aklımda kalmıyor ya da gözümde yeterince canlanmıyor, ama "buzyeli vadisi" ya da "miğferdibi kalesi" şıp diye yerleşiyor aklıma. evet birinin adı "kal torak" da olabilir ama onun da toraklığını görmeliyiz diye düşünüyorum. isimler sahibini anlatmalı, havada uçuşmamalı.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Vega - 30 Haziran 2010, 18:50:59
hikayenin evrenine göre değişir.eğer hikayem kendi zamanımda ve kendi dünyamda geçiyorsa Türk isimleri koyarım.Ama örneğin Essia gibi farklı bir evrendeyse isimlerimi uydurma yaparım.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: boromir - 30 Haziran 2010, 20:37:22
öncelikle bu güzel ve anlamlı konuyu açtığın için teşekkür ediyorum mit.

benim isim tercihlerim yazdığım hikayeye-yazıya bağlıdır. mesela fantastik birşey bilim-kurgu vs batı türü şeyler yazıyorsam yabancı isimleri tercih ederim ve üstelik aralara türkçe isimler de yerleştiririm süper olur. ama genelde ben yazıma koyacağım isimlerin çoğunu uydururum en basiti ve iyisi bu bence.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: mit - 03 Temmuz 2010, 15:05:36
Rica ederim, bu tarz tartışmaları ve fikir alış-verişlerini her zaman sevmişimdir. Forumumuz da bu tip konular daha fazla yer bulursa daha da mutlu olurum.

Ben isim kullanmamaya özen gösterenlerdenim. Hikayede yer ve zaman önemli bir rol oynamadığı zamanlarda elbette... Böylece karakteri okuyucunun hayalgücüne bırakırım. Yabancı mı yerli mi olduğuna okur kendi mantığı ile karar verir ve böylece karakter ile daha kolay bütünleşir. Aynı zamanda hikayeden aldığı tat biraz daha artar. En azından ben bunu amaçlıyor, böyle düşünüyorum.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Alorka Greenleaf - 03 Temmuz 2010, 16:04:50
O konuya bir çok kişi komiklik olsun diye el attı zaten. :D Bkz:Harry Potter_Hayri Pıtır.. :D
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Sirius Red - 04 Temmuz 2010, 15:22:04
İsim olayı cidden yazanı zorlayan bir durum en azından beni.Yazdıklarım genelde günümüz dünyasında geçen fantastik olaylardan oluşuyor.Bu durumda Türkçe isimler kullanıyorum.Ama arkadaşlarında dediği gibi bende klasik isimleri sanki fantastik hikayelere oyurtamıyorum.Bir nevi kulak alışkanlığı olsa gerek.Bu gibi durumlarda genelde Türkiye'de ki yeryüzü şekillerini;dağların,nehirlerin isimlerini kullanıyorum.Kura,Dicle,Fırat,Aras gibi yada çok alışagelmiş isimlerin dışında doğadan bir şeyler buluyorum.Mesela son karakterimin adı " Ayaz".Bana böyle gerçekten fantastik bir isim gerekiyorsa mitolojiden,yıldızlardan kafamdaki karaktere uygun kişilerin isimlerini biraz değiştirerek kullanıyorum.Bunu Rowling'den edindim.Sirius,Regulus,Bellatrix isimleri gökyüzündeki yıldızların isimleri mesela.Sirius aynı zamanda büyük köpek anlamına geliyor.Bizim Sirius Black in animagus olarak köpek olması bu anlamda tesadüf olmasa gerek :) Bir keresinde tamamen uydurma bir dünya yapmayı denemiştim.Onda da tamamen uydurdum isimleri.Morza Krallığıydı adı.Eskiden cumhuriyet olan ama şimdi krallığa dönüşmüş bir yerin hikayesiydi.Star Wars u izledikten sonra yazmaya çalışmıştım :)
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Sirius Red - 05 Temmuz 2010, 14:25:38
Kışı,soğuk havayı,üşümeyi sevdiğimden midir nedir Ayaz kelimesini seviyorum.Kulakta güzel çınlıyor.Şanslısın karizmatik bir soyismin var :) benim ki bağır herkes mutlaka bir kez esprisini yapar :P
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Jean Valjean - 06 Temmuz 2010, 08:01:22
Ufak bir ekleme yapmak istiyorum Hasan, Mehmet, Ahmet, Ali, Mahmut isimleri türkçe değildir.

Hah! Latife mi ediyordunuz? Yasiniza ve bilginize hurmet ederim, lakin asirlardir milyonlarca Turk tarafindan kullanilmis ve hala da kullanilmakta olan Arapca kokenli kelimeler artik Turkcelesmistir. Kalkip da "Bu isimler Turkce degildir." demek dogrusu biraz abes kacmis.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: mit - 06 Temmuz 2010, 14:17:21
Öz Türkçe değildir demek daha doğru olacaktır. Ama şurası gerçek, bu isimler Arapça kökenlidir ve dilimize sonradan eklenmiştir. Bununla birlikte "masa, kitap, defter" vb pek çok kelime de Arapçadan dilimize geçenler arasında. Yine aynı şekilde "kürdan, bidon, kep, kantin" gibi kelimelerde Fransızca kelimelerdir. İlginç değil mi? Bir o kadar da üzücü...

Ve Jean Valjean... Bu kadar sert ve tartışmaya açık bir üslup kullanmamanızı tavsiye ederim. Sonuçta biz hepimiz burada birer kardeş, birer arkadaş sayılırız. Başkalarının fikirlerini paylaşmadığınızı göstermenin daha kibar yolları da var, biliyorsunuz. Ortamı germeye gerek yok.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: DarLy OpuS - 06 Temmuz 2010, 17:05:40
İsim konusu benim de vaktinde bir hayli takıldığım bir olaydı. Sonradan basit bir şekilde aştım. Şu şekilde açıklayabilirim sanırım:

Eğer yazdığım öykü bizim dünyamızda geçiyorsa, öykünün gidişatına göre karakterlerimi Türk seçiyorum. Sonuçta gelenek, görenek, kültürlerini en yakından izleyebildiğim millet; yine kendi milletimiz değil midir? Bir Arap'ın günlük yaşantısını anlatmak mı, bir Türk'ün günlük yaşantısını anlatmak mı daha kolay gelir? Elbette öykünün gidişatına göre, eğer bir yabancı karakteri hikâyeye dahil etmem gerekiyorsa ona da kendi milletinden bir isim veriyorum ve karakteri elimden geldiğince o milletin davranışlarına uygun bir sistemle şekillendiriyorum.

Eğer fantastik kurgu yazıyorsam... Yani tamamen hayali bir dünyada, tamamen hayali bir olaylar zincirini başlatacaksam... O zaman da kendim isimler bulmaya çalışıyorum. Mesela "Kış Çarkı" adlı öykümde bunu epey keyifli bir şekilde yaptığımı düşünüyorum. Bazı karakterlerin isimleri şöyleydi: Denizyelesi, Batak, Camay, Aruzöpücüğü... Görüldüğü üzere hepsi aşina olduğumuz kelimeler, harmanlayıncaysa ortaya böyle -bence- göze hoş gelen isimler çıkıyor. Bu da kullandığım diğer yöntemlerden birisiydi.

Sonuç olarak, konunun belki de var olma sebebine gelirsek; "Hamdi elindeki silahı, yaratığın beynine doğrulttuktan sonra 'Seni vurmak kurtuluş mu?' diye sordu." demekten hiç çekinmiyorum. Bu dünyada, Türk karakterler bir yaratığın ağzına silah dayayamayacak diye bir kural yok çok şükür. :D

Naçizane görüşlerim bu şekilde... :)
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: alper - 09 Temmuz 2010, 22:28:52
Beyindeki anıların canlanmasıyla ilgili, tamamen çağrışım meselesi.. Tanıdık bilindik ismi hikayede görürsek o isim bize geçmişte o isme sahip kişiyle ilgili anıları hatırlatır ve karakterin yaptığıyla bizim anılarımız örtüşmüyorsa pek keyif alamayız o isimden. Burada kaç kişinin Arutha veya John diye arkadaşı vardır ki, dolayısıyla hafızamızda anısı olmayan isim saf isimdir, yeni tanıdığımız karakterle tamamen örtüşebilir. Yabancı isim özentilik değildir ister İngilizce olsun ister klavyeye abanmak suretiyle harf öbeklerinden oluşan bir isim olsun şahsen bilinen Türkçe isimlere tercih ederim. Türkçe kullanmam şart olsaydı da kızılderililere benzer isimler verirdim ne de olsa akrabaymışız :)
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: KoyuBeyaz - 11 Temmuz 2010, 16:26:56
Beyindeki anıların canlanmasıyla ilgili, tamamen çağrışım meselesi.. Tanıdık bilindik ismi hikayede görürsek o isim bize geçmişte o isme sahip kişiyle ilgili anıları hatırlatır ve karakterin yaptığıyla bizim anılarımız örtüşmüyorsa pek keyif alamayız o isimden. Burada kaç kişinin Arutha veya John diye arkadaşı vardır ki, dolayısıyla hafızamızda anısı olmayan isim saf isimdir, yeni tanıdığımız karakterle tamamen örtüşebilir.

Oldukça güzel bir nokta. Ama şöyle bir gerçek de var ki eğer yazar kurguyu yeterince güzel yerleştirebilmiş ve karakteri gerçekten güzel işlemişse, kısa bir sürede o isimle ilgili çağrışımlarımız tamamen hikayeye döner. Soğukkanlı bir katilin ismi en laubali arkadışımızkiyle aynı ise, katilden laubali hareketler beklemek yerine arkadaşımızı katil gibi görebiliyorsak o hikaye başarılıdır bence. Bu yüzden aslında çağrışımlar başta önemli görünse de, aslında pek de etkili olmadığını savunuyorum.

Gerçekten hikayeye bağlı olarak değişir bana göre de. Türkiye'de geçen bir hikayede elbette yabancı isimler kullanmak biraz ilginç kaçar, aynı zamanda yabancı bir yerde Türkçe isimde ilginç gelir kulağa. Yeni birşey yaratmaya çalışırken en güzelinin herhangi bir yere bağlı olmayan, özgün isimler olduğunu düşünüyorum. Elbette isimler birşeyleri çağrıştırabilir fakat ne kadar orjinal olursa o kadar rahat alışılır sanırım.

Mesela ben pek dikkat etmem isimlere. İstanbul'da geçen bir fantastik hikayede Türkçe isimler kullanırken, tamamen farklı bir evrende geçen bir hikayede karakterlerin özelliklerine göre anlamlı isimler bulmaya çalışıyorum. İsimsiz öyküler ise, herkesin dediği gibi en rahatı bana göre.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: DarLy OpuS - 12 Temmuz 2010, 00:25:19
Oldukça güzel bir nokta. Ama şöyle bir gerçek de var ki eğer yazar kurguyu yeterince güzel yerleştirebilmiş ve karakteri gerçekten güzel işlemişse, kısa bir sürede o isimle ilgili çağrışımlarımız tamamen hikayeye döner. Soğukkanlı bir katilin ismi en laubali arkadışımızkiyle aynı ise, katilden laubali hareketler beklemek yerine arkadaşımızı katil gibi görebiliyorsak o hikaye başarılıdır bence. Bu yüzden aslında çağrışımlar başta önemli görünse de, aslında pek de etkili olmadığını savunuyorum.

Burası çok güzel bir nokta. Bence de isimler/karakterler bazen hikâyenin gücünü gösterebiliyor. İyi yakalamışsınız. :)

Bu arada bakın R.A Salvatore şu isimler konusunda ne demiş:

"Dehşet! Bazen isimleri yaratırken, gözlerimi kapatmak istiyorum, tuşlara basıp yeterli sesli harf kullanmayı umuyorum. Cidden, yeraltında yaşayan elflerden bahsettiğimizden, Tolkien'in elf ve cüce dili arasında bir çizgi arıyordum."
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Arlinon - 13 Temmuz 2010, 18:04:24
Tamamen farklı bir dünya sözkonusuysa yazdığınız yazı oranın dilinden çeviri gibi olsun. İsimleri de çevirebildiğiniz kadar çevirir, çevirilemeyenleri olduğu gibi bırakırsınız. Beğeninize göre.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Kharas - 05 Aralık 2010, 19:12:12
Söz konusu fantastik olunca kullanacağım isimler de bu derece uç olsun istiyorum. Bu nedenle kendi uydurduğum isimleri tercih ediyorum. Eğer hikayede önemli bir karakter varsa, ya da birini önemli görüyorsam latince sözlüğü açıp kelime anlamlarına bakara birini seçiyorum. Tabii kelime anlamları karakterin kişiliği ile örtüşecek şekilde seçiyorum ve sonra o kelimenin aslını fazla bozmadan, ufak bir değişiklik ile isim haline getiriyorum.

Son zamanlarda bundan da vazgeçtim. Latince benim kültürüme ait değil sonuç olarak. Elimden geldiğince Türkçe isimler kullanmaya çalışıyorum. İhsan Oktay Anar'ın bana kattığı bir nimet bu elbette. Onu okuduktan sonra bende bu düşünce uyandı.

Karaktere isim vermek inanılmaz zor bir iş, bana göre. Oyundaki karaktere isim vermek için bile kırk saat düşünürüm. Artık karakter o isimle anılacağı için önemli bir mevzuu. Bu nedenle, bir anlamı olmasına dikkat ediyorum. Kişiliği ile örtüşsün istiyorum. (bu  nedenle Türkçe isim kullanacaksam isimler sözlüğünde geziniyorum)
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Berre - 06 Aralık 2010, 18:32:23
Kısa hikayelerde isim kullanmaktan hoşlanıyorum. Benim kısa yazılarımda karakterin isminin genelde pek anlamı olmuyor.

Ancak uzun yazılarda kimi durumlarda isim vermek bir zorunluluk oluyor. İtiraf ediyorum, hikayelerimde elimden geldiği kadar Türkçe kelimeler kullanırım ancak bazen bir karakter kafanızda kalıplaşmış oluyor. Ona ne kadar Türkçe isim vermek istesem de olmuyor. Sanki onun adını değiştirecek olursam hikaye anlamını yitirecekmiş gibi. Onun adı "Blair Starry" ve ben bunu asla değiştiremiyorum. Alışılmışlık alakalı bir durum sanırım.

İsim koyma konusunda çok sıkıştığım kimi zamanlarda ise, olayın akışına göre karaktere bir lakap koyup işin içinden çıkmayı tercih ediyorum.

Karışık bir durum :)
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Maleficum - 23 Ocak 2011, 22:00:35
Kullanılan isimler yazının temasıyla ve dil kültürüyle uyuşmalıdır. Estetik ve belki yaratıcı durması her şeyden önemlidir. Sonuçta edebiyat bir sanattır, duygu vermelidir.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: grikunduz - 24 Ocak 2011, 12:15:05
Enteresan ben her zaman baş karakterin bir isminin olmaması taraftarı olmuşumdur. Sanki daha bir gizemli olur. :)
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Bars Elsa - 24 Ocak 2011, 14:42:51
Ben, yazdığım öykülerde daha çok Türkçe isimler bulmaya özen gösteriyorum ama bazı yazdıklarımda yabancı isimler de kullanıyorum. Psiedia projemde ise, kendi yarattığım isimleri ve Türkçe isimleri kullanacağım, kendi yarattıklarımı genelde Latince gibi dillerden anagram yoluyla ya da tamamen hayal gücüme dayalı buluyorum. :)
Okuduklarımda ise, özellikle yabancı romanlarda isimler tam bir karmaşaya dönüyor. İlk başlarda karakterin kadın mı erkek mi olduğunu anlayamıyorum mesela. Ve bir de tabii okunma olayı var. Ne şekilde okuyacağımı bilemiyorum bazen, bu da okumamı çok yavaşlatıyor. Aşina olduğumuz yabancı isimlerde değil de bu daha çok, yerel ve pek az kullanılan isimlerde oluyor doğal olarak.
Türkçe romanlarda böyle bir derdim yok (=
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Madam Vio - 24 Ocak 2011, 18:32:19
Kullanılacakları hikaye türüne göre isimlerin nitelikleri de değişir... Örneğin nasıl okuyucu açısından durumu daha gerçekçi kılmak adına tarihi fantazi türünde de olsa hikayedeki duruma, mekana, zamana uygun; tarihle doğrudan doğruya çelişmeyen ve konu alınan kültürün izlerini taşıyan isimler kullanılmalıdır, işte öyle de fantastik bir hikaye yazarken yine yazarın yaratıcılığının bir ürünü olan isimler seçilmeye özen gösterilmelidir.

Yine de farketmişsinizdir ki fantastik öğeler içeren yazılarda bile isimler her ne kadar yazarın basitçe 'uydurmasına' dayanıyorsa da ve bizim "Yok böyle bir isim." gibi bir kanıya varmamız mümkün değilse de isimlerin uyumu ve gerçekçiliği hala çok önemli bir faktördür dikkate alınan. Örnek verecek olursam; bir bilim-kurgu hikayesinde yakın gelecekte geçen olaylardan bahsediyorsak bütünüyle farklı bir evrene aitmiş gibi görünen, farklı bir dilin ürünü isimler kullanmak çok da akıllıca değildir. Bunun yerine günümüzde kullanılan isimlerin farklılaşmış ve çeşitlenmiş şekilleri seçilirse hikaye gerçekçi olmaktan da öte, bir orijinallik kazanır.

Ayrıca ne kadar öyle görünmese de isimlerin bile kendi içinde bir uyumu vardır...
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: cankutpotter - 27 Ocak 2011, 23:27:54
Türkçe isim kullanmak bana daha iyi gibi geliyor. Zaten dilimiz yeterince yabancılaşmış, artık millet düzgün tükrçe konuşmuyor. Şahsen ben bir ingiliz ya da alman falan olsam ve türk bir yazarın kitabını elime alıp kitapta Jack, Tom gibi isimler görse 'Bu insanların kendilerine özgü kültürleri yok mu? Neden benim ülkemin isimlerini kullanıyorlar?' Falan diye düşünürdüm. O yüzden bence en iyisi türkçe isim kullanmak. Ha gitip te bir ejdere hüsamettin demeyin tabii çok abes kalır. İnsanlara diyorum. Yani yoksa Ben de bir elfe ya da bir ejdere uydırma isimler seçerim.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Captain of Iron Hills - 06 Mart 2011, 15:39:27
Bazen canım sıkıldığında ya da ders boş olduğu zaman defterime içimden ne geçiyorsa yazıyorum. O gün yaşadıklarım, başkalarının hayatlarında gördüğüm şeyler vesaire vesaire. Ancak o bir kaç sayfalık hikaye tarzı karalamalarda karaktere isim vermiyorum. Onun dışında genellikle isim vermişimdir.
Türkçe isim kullanmıyorum çünkü bu biraz Metal müzik gibi. Yabancı hip-hop müzik dinleyen arkadaşlarıma Türkçe metal dinletiyorum bana söyledikleri şey; "Sözler Türkçe olunca ezik geliyor. Adamın söylediğini anlamadığım zaman daha çok seviyorum şarkıyı." oluyor genellikle. Buna şaşırmıştım ilk duyduğumda ama sonra internette bir kaç Türkçe isimli fantastik hikaye karakteri gördüm ve gerçekten değişik geldi. Kurgu güzeldi, hikaye sürükleyiciydi ama isimlerin Türkçe olması biraz garip geliyordu. Müzik için bu geçerli değil tabii, ama fantastik hikayelerde Türkçe isim kullanmıyorum pek. Kullansam da ana karakterlerde değil.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: PERCY - 25 Temmuz 2011, 17:58:59
Hep yabancı yazarların kitaplarını okuduğum için yabancı isimler kullanırım.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Narr - 26 Temmuz 2011, 12:35:10
Kendimi asla sınırlamam. Nasıl istersem öyle olur. Yaratan benim.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: anduril - 21 Aralık 2011, 16:50:41
"fantastik" edebiyat dediğiniz şeyde
böyle detaylara takılmak garip geliyor bana
ismin nasıl durduğu tamamen yazarın ustlığıyla ilgilidir 
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: okurgezer - 21 Aralık 2011, 17:12:59
Benim kurgularımda olaylar genelde iki mekanda geçer, 1. günümüz Türkiyesi, 2. benim kurguladığım Nuxar Diyarı. İlkinde zaten yabancı isim kullanmam, genelde hikayenin akışına uygun, karakterin akılda kalmasını sağlayacak isimler veririm.

ikincisinde ise isimler türkçe ve türk lehçelerine uygun sözcüklerdir. Nuxar kurgusu da (şamanlar, hayvan figürleri, mitolojik varlıklar vs ile )Türk mitolojisine yakınlık gösterdiği için isimler her ne kadar yabancı gelse de aslında bir şekilde kulağa aşinadır. Mesela bir türlü bitmeyen bir hikayemdeki iki kardeşin ismi, Anjir ve Anor; incir ve nar kelimelerinden gelmekte idi. Aynı şekilde Nuxar; nur+diyar , ışık diyarı şeklinde çözümlenebilir.

vel hasıl kelam, ana dilde ya da lehçelerinde isimler kullanmaya özen gösteririm genelde.


Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: cigarette smoking man - 08 Ocak 2012, 17:18:35
lovecraft'tan etkilenmemden dolayi isimlerde harf ve tire isareti kullaniyorum (orn: a-) tarihleride 18- gibi yazmayi tercih ediyorum.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Auguste Dupin - 05 Nisan 2015, 00:04:29
İsimler ancak öykünün dünyasını uyumsuz inşa ettiğinizde, ya da inşa edemediğinizde göze batarlar. Böyle bir göze batma durumu varsa tutarsızlık öyküdeki kültürel motiflerde aranmalıdır. Kulağa komik gelen yalnızca "Lord Hüseyin" değil, "yaa ne biçim kültürümüz var, hiçbir şeye uymuyor" diye hayıflanmadan önce bir de "Sadrazam Robert"a bakın. Aynı derecede absürt. Çünkü uyumsuz.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Laki Mannelig - 11 Mayıs 2015, 22:25:01
  Öncelikle belirtmek isterim ki ilk iki sayfadaki yorumların tamamını okudum ve bazı çıkarımlar yapıp birkaç da yeni bilgi edindim. En basitinden, detaylara önem veren biri olarak ''hurin'' kullanıcı adlı arkadaşımızın ilk sayfada yaptığı yorumundan edindiğim bilgi: Zilvinas isminin Hollanda vatandaşları tarafından kullanılan sıradan bir isim olduğu. :D Kim bilir, belki Zilvinas ismini biraz değiştirip kendi hikâyelerimde, yahut Esvollar ile kurguladığımız dünyamızın mitlerinin birinde kullanırım.

 Bu sayfada yapılmış yorumları da okumadan önce  daha tazeyken fikirlerimi yazıya dökmek istiyorum. Hikâyelerde hatta manzumelerde isim koymak iki ayrı başlık altında incelenmeli fikrimce. Birincisi gerçek hayatta karşılaşacağımız türden, fantastik ögeler içermeyen hikâyelerde kullanılacak olan adlar; ikincisi ise düşsel ögelerin ağırlıkta olduğu kurmaca metinlerde kullanılacak türden adlar. Ben, Kayıp Rıhtım'ın ana teması saydığım (''olan'' demiyorum zirâ yanlış bir saptama yapmak istemem) ''fantastik yazınlar'' ile ilgili olan ikinci türden adlar ile ilgili düşüncelerimi yazacağım.


 2014'ün şubat ayının başlarında, Esvollar'a bir akşam ''Haydi, seninle birlikte bir krallık kuralım!'' diyerek başladığımız Rinnundo maceramızda, kuzeyde yer alan ve buz elflerinin krallığı olan Er-Sgotoh'un (ki eklemek isterim eski Türk-Moğol mitlerinde bir kahramanın adıdır Er-Sogotoh, biz sadece ilk o'yu atarak bunu olduğu gibi aldık ve kendi dünyamızda kullandık) kralı olmuştum hikâyede. Bir isim bulmam gerekiyordu yeterî kadar fantastik. Vikings izlediğimiz, kendimizi ''Northborn'' saydığımız zamanlar olduğundan ''Kuzey temasına'' uygun olacak şekilde, Kuzey dillerinden biri olan İsveççe'de ''Yasa/kanun'' anlamına gelen ''Laki'' adını aldım. Hem sizlere kullanıcı adımın anlamını da açıklamış oldum bu başlık altında. :) Er-Sgotoh'u inşa ederken Kuzey dillerinden, bilhassa Fince ve İsveççe'den  alıntılar yaptık. Bir suikastçi loncasının adını Fince'de ''Suikastçi'' anlamına gelen ''Salamurhaaja'' koyduk örneğin. Ve daha birçok örnek...

  Peki, başka hikâyelerimde nasıl bir yol izliyorum, kendim oluşturduğum bir isim var -ki beni en çok etkileyen de odur. 4 Mayıs 2015 tarihli bir yazımda bu etkiyi şöyle dile getirmişim:

''...Faldekarth diyorum size dostlarım, içinde kindâr bir tanrı taşıyan Faldekarth... Bunun cerenemesini çeken, sorumluluğunu omuzlarına yükleyen bedbâht bir adam. Hayatım boyunca hikâyesini anlatmak istediğim, kim olduğunu bilmeden, daha tanımadan kendimi 'ona' benzettiğim bir kahraman. İçimde yaşayan türlü karakterden en ağır basanı Faldekarth. Sadece Rinnundo için var olmuştu, bu amaçla 'düş çocuğu' olarak doğmuştu dimağımda -hiç de sancısını çekmemiştim oysa-. Demek değilmiş.'' Faldekarth ismini olutştrurken elbette çağrışımlardan da yararlandım ama kulağıma hoş geldiği için seçtim.

 Yazıma devam edecek ve fantastik eserlerde Türkçe isim kullanımına yönelik düşüncelerimi sıralayacaktım ama az önce önizleme yaptım da yorumların ortalamasına göre uzun bir yazı olmuş. Burada sonlandırayım ve okuyacak olan arkadaşları da sıkmamış olayım. Devamını uygun bir zamanımda ya da ilham gelince getiririm. :) İyi akşamlar...

_______________________
Düzenleme: İmla
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: maviadige - 11 Nisan 2016, 22:07:49
Ben Türkçe isim kullanmayı daha çok seviyorum.Eğer kullanırsam daha doğal geliyor bana ve daha iyi hissediyorum. Fantastikte ise kullanmayı daha çok seviyorum. Yaygın bir kanı var Türkçe isim olsa garip duruyor diye bence hiç durmuyor. Sadece insanlar alışkın olmadığından garipsiyor. Türkçe kullanmazsam da duruma göre uyduruyorum. Yabancılar rahatlıkla kendi isimlerini kullanırken neden bizde bu çekingenlik var anlamıyorum.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Grayswandir - 12 Nisan 2016, 10:33:42
Ben Türkçe isim kullanmayı daha çok seviyorum.Eğer kullanırsam daha doğal geliyor bana ve daha iyi hissediyorum. Fantastikte ise kullanmayı daha çok seviyorum. Yaygın bir kanı var Türkçe isim olsa garip duruyor diye bence hiç durmuyor. Sadece insanlar alışkın olmadığından garipsiyor. Türkçe kullanmazsam da duruma göre uyduruyorum. Yabancılar rahatlıkla kendi isimlerini kullanırken neden bizde bu çekingenlik var anlamıyorum.

Okuduğumuz fantastik serilerin büyük kısmındaki dünyalar, buradaki Avrupa temel alınarak tasarlanmıştır. Epik fantazide bu böyle, low fantasy dediğimiz türler de zaten hep günümüz Avrupa ya da Amerikasında geçiyor. Doğal olarak Türkçe isim kullandığınızda sırıtacak. Eğer Türk, Orta Asya, Orta Doğu vs. esintileri taşıyan bir eser yazarsanız Türkçe isim kullanmanız zaten kimseye batmaz.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: maviadige - 12 Nisan 2016, 13:18:11
Ben Türkçe isim kullanmayı daha çok seviyorum.Eğer kullanırsam daha doğal geliyor bana ve daha iyi hissediyorum. Fantastikte ise kullanmayı daha çok seviyorum. Yaygın bir kanı var Türkçe isim olsa garip duruyor diye bence hiç durmuyor. Sadece insanlar alışkın olmadığından garipsiyor. Türkçe kullanmazsam da duruma göre uyduruyorum. Yabancılar rahatlıkla kendi isimlerini kullanırken neden bizde bu çekingenlik var anlamıyorum.

Okuduğumuz fantastik serilerin büyük kısmındaki dünyalar, buradaki Avrupa temel alınarak tasarlanmıştır. Epik fantazide bu böyle, low fantasy dediğimiz türler de zaten hep günümüz Avrupa ya da Amerikasında geçiyor. Doğal olarak Türkçe isim kullandığınızda sırıtacak. Eğer Türk, Orta Asya, Orta Doğu vs. esintileri taşıyan bir eser yazarsanız Türkçe isim kullanmanız zaten kimseye batmaz.

Kurgu doğrudan herhangi bir kıta, bölge ya da şehirle alakalıysa bir şey demem zaten. O zaman normal tabi o çevreye özgü isimler kullanmak. Hikayede ona göre bir kültür yer alır. Benim karşı çıktığım karakter ve şehir isimlerini alıp değiştirdik diyelim kurgu için fark etmezse bu değişiklik, niye özellikle Avrupa vb. isimleri kullanılıyor. Bunu az çok görüyorum. Bunun nedeninin de popülarite olduğunu düşünüyorum. Uzak Doğu ya da Afrika ülkelerinin kitapları popüler olsa bu kişiler bu kez de o dilleri kullanacaktı kanımca. Neyse çok uzattım, amacım sadece düşüncemi açıklamaktı. Herkes böyle görmeyebilir. :)
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Bay_Karamsar - 13 Nisan 2016, 23:43:20
Görüşlerimin eksik veya tutarsız gelebileceğini hesaba katan okur olarak fikrimi sunayım:

Önce isimlendirmenin kullanım ve önemine bakmak gerek. Bir nesneye veya bireye verilen ad; ait olduğu kültür içerisinde anlamlar taşımakla beraber, o kültüre karşı da olumlu veya olumsuz ön yargı ve ismin beraberinde getirdiği beklentileri de içermekte.

Önceki mesajlarda örneklendirildiği gibi kurulan fantastik evrenler için Türkçe isim kullanımında pekte zorlanılmaya bilinir. Daha eski kaynaklardan beslenme Türk kökenli adlar da verilen örneklerde cabası. Ama genel olarak bilinen, bir anda örnek vermek için kullanılan isimler (Ömer, Ayşe, George, Ken)  kullanılınca; ismin ait olduğu kültür harici bir de günümüz okurunun, isim sahibi karakterin, ortamdaki eylemi gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğine dair ön yargıları, okuyucuya tuhaf gelmesi hadisesi var.

Metin kurgu dahi olsa, yazar ve okurun arasındaki iletişimi sağlayan dili etkileyen, toplumun zihnine kazınmış, doğru veya değil, kimi ön kabullü anlamlar taşıyan simgelerde anlatımda kullanılır. Adlarda bu güçlü simgeselliğe dahiller. "Şövalye Osman" teoride olur. Ama bahsettiğim simgesel ortak mirasın kalıplarına göre yanlışmış gibi gelir.

Yerli veya yabancı, kullanılacak adın göze batmaması için okuyucuyu bilgilendirmek, ön yargısını kırmak gerek. Bunu, adın ve dolayısı ile karakterinin köken veya geçmişine dair ön bilgi veya atfın yapılmasına; oluşturulan evrenin dokusu, tarihi, sosyolojisi, kültürü veya en basitinden olay akışlı genel arka planının doğallığında ortaya konması zorda olsa önemli.

Savaş meydanının üstündeki tepedeki bi'çare görünümlü adamın davuluna vuruşundan yankılanan her seste, kılıcını daha bir şevk ile kavrayıp yerden kaldırdı, Çöl Savaşçısı Ömer.

"Ömer" yerine "Cemil" koyalım. Kimi okur için cümlede bir hata varmış gibi gelecek. Buna sebep, genel basma kalıp algıda; Ömer, Arap kültüründen geldiği ve bu toplumda tarihi olarak çölde yaşamaları ile bağdaştırılması buna sebep.

Gezegen gözlem görevi için ülke ülke seçilip yıldızlara gönderilen grupların Türkiye tarafında; Ömer, Ayşe, Saliha, Çağatay ve bir de, merkezden proje yürütücüsü Ken vardı.

Bu cümlenin yadırganma olasılığı biraz daha güç olabilir. Türkiye'nin kendi imkanları ile olmasa bile Dünya genelindeki büyük bir projeye dahil olarak, uzaya astronot (Farklı milletlerden de olabilse de, sadece Amerikalı birilerinin olabileceğine baştan kanaat getirdiğimiz bir simge) göndermesi, akla yatkın gelebilir.

Ilımlı denen, teknoloji karşıtı doğalcıların mekanında takılırken karşılaşmıştık. Kendisinin bile doğru telaffuz ettiğine şüpheyle baktığım "Aisa" diye bir ismi vardı. Nereli olduğunu sorduğumda, kendisinin bile görmediği uzak memleketlerden birinden olduğunu söyledi.

"Aisa" aslen "Aişe", bildiğimiz ile "Ayşe". Adının, hem anlatıcı hem de anlatılan tarafından deforme telaffuzu; aile tarihindeki köklerinden, kendisinden çok önce kopup, yaşadığı yerin alt kültürü ile kimlik kazanmış birinden bahsedildiği izlenimi uyandırılmakta. "Ayşe" ya da "Aişe" ismine aşina olan pek çok okuyucuda bu türden bir irdelemeyi yardım olmadan yapması mümkün.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Grayswandir - 14 Nisan 2016, 17:02:50
Yukarıdaki yorum konuyu gayet güzel açıklamış bana kalırsa. Mesele hikayenin doğrudan bu dünyadaki bir ülke ya da kıtayla alakası olması değil. Kendi dünyanızı yaratsanız dahi bir şekilde var olan bir yere, tarihe, kültüre bağlanacak. Bu durumda da ya tamamen kendi uydurduğunuz isimler seçeceksiniz, ya da uygun kültürlerden alacaksınız. İlkini yapsanız dahi ismin tınısının duruma uygun olması önemlidir.

Yukarıdaki örnekte çöl savaşçısı dendiğinde akılda canlanan figür Ortadoğu, Arap kültürüne dayanır. Bunu İskandinavya benzeri bir coğrafyaya koyup deniz savaşçısı yaparsanız Viking, Orta Asya bozkırlarında bir atlı olursa Türk, Moğol esintileri olur ve buna uygun isimler seçmeniz beklenir. Bu durumda Türk isimleri kullanmamanız asıl yanlış hareket olur.

Fantastik edebiyat özelindeki duruma gelelim. Modern epik fantazinin doğduğu ve hala güçlü olduğu yer Avrupa ve Amerika olduğundan, birçok eserde Avrupa kültürü baskındır. Fantastik bir dünya yaratılsa da genelde bu hissedilir. Örneğin Lord, Baron, Kral gibi unvanlara sıklıkla rastlanır. Önceki sayfalarda "Lord Hüseyin" örneği verilmiş. Hüseyin Arap kökenli bir isim, ama bunlar epey iç içe geçmiş olduğundan çok önemli değil. Yine de yerine Türk ismi de koyabiliriz, Lord Oğuz mesela. Ne kadar saçma değil mi? Çünkü karşılığı yok. Lord titri Türk yahut Arap uygarlıkları tarafından hiçbir zaman kullanılmadı. Avrupai bir unvanın yanına illa ki Türk ismi koyacağım derseniz yaptığınız şey zorlama olur, sırıtır.

Hikayeye böyle zorlama bir şekilde Türk kökenli isimler yerleştirdiğinizde okuyucuyu rahatsız etmesi çok doğal, bunun önyargı yahut popülerlikle ilgisi yok. Türk isimleri kullanma isteğiniz bu kadar fazlaysa, buna uygun bir hikaye yazmanız gerekiyor.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Maedhros - 14 Nisan 2016, 17:22:47
Fantastik bir esere koyulacak Türkçe isimlerin Türk okuyucuları rahatsız etmesinin tek nedeni asırlardır Öz Türkçe'den uzak olmamız. Eğer gerçekten "Türkçe" konuşan bir millet olsaydık fantastik serilere koyulacak herhangi bir Türkçe isim bizi rahatsız etmezdi. Fakat şu durumda Türkçe isimlerin gerçekte ifade ettiği anlamı bildiğimiz halde o kelime bizde yeterince yoğun duygu oluşturmuyor. Birbirinin dengi değiller ama "Lord" ve "Alp" kelimelerini örnek vereyim. Lord deyince aklımızda kudretli bir insan profili oluşurken Alp deyince Survivor'da program sunan adam geliyor aklımıza. Halbuki bunun yerine Alp deyince kendi ordusunun iki katı kadar olan Bizans ordusuna bakıp tereddütsüz hücum emri veren Alparslan profili oluşsa aklımızda, gayet de Türkçe isimlerin kullanılabileceğini anlarız.

Ayrıca Türkçe derken bozulmuş bi' garip Türkçemizi kastetmiyorum, umudu Gök'te aradığımız vakitlerde konuştuğumuz Türkçe'den bahsediyorum. Bence durum bu.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: Grayswandir - 14 Nisan 2016, 18:59:49
Birincisi konuyla hiç ilgisi yok bunun gerçekten. Önceki yazılanları tekrar okursanız yazdığınızın söylediklerimize çok uzak olduğunu anlayabilirsiniz. Mesele isimlerin anlamı değil. Hatta bu en önemsiz şey diyebilirim.

İkincisi, bunun yeri burası değil ama madem konuyu açtınız, yazmadan duramayacağım. Dillerin evrim geçiren yapılar olduğu kabul etmek zorunda olduğunuz bir gerçek. Öz Türkçecilik dediğiniz şeyin aslı yeniliğe, evrime, dilin doğal sürecinde başka dillerle etkileşerek onlarla alışveriş yapmasına karşı çıkmak. Bunun karşısında kimse duramaz. Her dil bu süreçlerden geçti, geçiyor ve geçecek. 1000 yıl önce konuştuğumuz Türkçe bugün konuşulamaz, konuşulması da beklenemez. Kafanıza göre bir nokta seçip "bu Öz Türkçedir, doğrusu budur, böyle konuşulması gerekir" diyemezsiniz. Dil bilim böyle bir şey değil. Dilin yapısı değişmediği sürece yeni kelimeler girer, kelimelerin anlamları değişir. Bunların tamamı çok doğal ve olması gereken şeylerdir.

Bunu da en çok mesele haline getiren Türklerdir, nedense. Hiçbir İngilizin bundan şikayet ettiğini göremeyiz mesela, halbuki son birkaç asırda en büyük değişime uğrayan dil denebilir İngilizce için. Aynı zamanda da dünya üzerindeki "büyük" diller içinde bir akademiye sahip olmayan nadir dillerden biri İngilizce. Oxford sözlüğü otorite sayılabilir. Bu insanlar da İngilizcenin nasıl olması gerektiğini değil, o esnada nasıl olduğunu, neyin doğru kabul edildiğini anlatırlar. Genel kanı değişirse, sözlük de değişir. Bence bu İngilizce konuşanlar için hiçbir sorun yaratmıyor. Sizce?

Edit: Şunu da eklemek gerekiyor ki, Türkçedeki kelimelerin %89'dan fazlası Türk kökenli. Her ne kadar kelime alınmasında sakınca olmasa da mühim bir bilgi bu. Kaynak. (https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_replaced_loanwords_in_Turkish#/media/File:TurkishVocabulary.png)
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: - 10 Mayıs 2016, 12:27:48
Buraya kadar yazılanları okudum ve müsadenizle nacizane kendi düşüncelerimi paylaşmak isterim. Ben de bu isimlendirme meselesine takıldığım, kendimce önemli miktarda zaman ve efor sarfettiğim için katkı sağlamak istedim.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki "İsim karmaşası" başlığı bu konuya fazlasıyla uygun olmuş. Karakterleri, mekanları ve diğer canlıları isimlendirme konusunun fantastik kurgu yazmak isteyen insanlarda kafa karışıklığı oluşturabilen bir konu olduğu apaçık ortada. Bunun altında bir takım bilinçaltı mekanizmalar ve etimolojik sebepler yattığına inanıyorum. Kendi tecrübelerimden örnek vererek anlatmaya çalışayım.

İnsan beyni enteresan bir makina. Siz okuduğunuzun mahiyetinin farkında olmasanız da bilinçaltınız bir takım verileri ve anıları birleştirerek okuduklarınıza ikincil anlamlar yükleyebiliyor. Örneğin; Elif Şafak'ın yazdığı bir romanda, Mevlana'nın yaşadığı dönemi anlatırken "bir saat tamircisi hassasiyeti" gibi betimlemeler ve benzetmeler yapması ilk bakışta normal görünse de, o dönem hakkında yeteri kadar tarih bilgisine sahipseniz bilinçaltınız ortaçağda saat denilen cihazın çok nadiren bulunan ve yaygın olarak kullanılmayan bir cisim olduğunu farkederek bu ifadenin metnin genel bütünlüğü içinde sırıtmasına sebep olabilir. Bir başka örnek, yine ortaçağ dönemi tarihi kurgu yazımı sırasında portakal ya da patates gibi ürünlerden bahsetmek abes kaçacaktır, çünkü bu ürünler Amerika kıtasına endemik bitkiler olduğu için ortaçağın bitiminden uzunca süre sonra Eski Dünya pazarlarına ve sofralarına giriş yapabilmiştir. Dolayısıyla, bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, eğer okur, yazarın anlattığı dönem hakkında bilgi sahibiyse, dönemsel hataları farketmekte ve edebi eseri "uygunsuz" nitelemekte daha etkili davranır. Özellikle de o dönem hakkında yazardan daha fazla bilgi sahibiyse bu durum daha belirgin bir hal alır ve okuyucu daha eleştirel davranır.

Benzer bilinçaltı çağrışımlarının fantastik kurgu eserlerinde bazı isimlerin "sırıtmasına" sebep olması da yine bu mekanizmaya dayanır. Burada okuyucu, tarihi kurgu türünden farklı olarak, fantastik kurgu eserinin çerçevesini çizdiği kurgu evreninin içinde kalmasını dayanak noktası olarak kabul eder. Dolayısıyla, kurgunun çerçevesinin çizildiği fantastik alemin "dışına" -yani bizim yaşadığımız gerçek dünyaya ya da bu dünyanın eski çağlarına- referanslar verildiği anda okuyucunun bilinçaltı "Dur bakalım! Bu öğe buraya ait değil, benim yaşadığım dünyaya ait." demeye başlar. İsimlerin fantastik kurgulara uymamasının altında yatan temel sebep kanımca budur.

Bu konuda örnek vermek gerekirse, daha önce görüş bildiren arkadaşlarımızın bazılarının örnek verdiği isimlerden biri olan Mahmut üzerinden gidelim. Mahmut, arapça kökenli Muhammet isminin Türkçe telaffuzuyla bozulmuş halidir. Dolayısıyla Mehmet, Mahmut ve Muhammet isimlerinin hepsinin etimolojik kökeni -ve kültürümüzde yaygınlaşmasının sebebi- Hz. Muhammet (s.a.v)'in coğrafyamızda hakim olan dinin peygamberi olması sebebiyle bu isimleri toplum nezdinde popülerleştirmesidir. Ancak elflerin, cücelerin, kanatlı dev kertenkelelerin ve daha bilmem nelerin yer aldığı fantastik alemimizde İslam dini zuhur etmemişse ve Muhammet ismiyle bilinen ve sevilen bir peygamber yoksa, bu isimlerin de o alemde yer alması otomatik olarak bilinçaltını tetikleyecektir. Bu isimlerin kullanılması okuyucuyu bilinçaltı seviyesinde kurgu aleminden kopartıp bu dünyaya geri çekecektir. Bu da bir yazarın fantastik kurgu evreni oluşturmak ile elde etmeye çalıştığı sonuca tezat teşkil eder. Amaç zaten okuyucuyu "bu dünyadan kopartmak ve farklı bir gerçekliğe inandırmak"tır. Bunu tersine çevirecek ve okuyucunun zihnini o alemden kendi dünyamıza geri getirecek her hareket kurgu mantalitesi açısından hatalıdır.

İşte, kurgu evrenlerine Türkçe isimleri bir türlü "uyduramamamızın" temel sebebi bence budur. Mevcut gerçekliğimizin ötesinde bir alem oluşturmaya ve okuyucuyu da ona inandırmaya çabaladığımız bir süreçte, her gün gerçek hayatta karşılaştığımız isimleri kullanmak "inandırıcılığı" yitirmemize sebep olur. Amaç sadece Mahmutlara çift elli kılıç sallatmak değildir, bunu okuyan kişiyi de ikna etmeniz gerekir. Bu bakımdan, "kurgu benim, istediğim ismi koyarım" diyen arkadaşlara katılamadığımı söylemem gerek. Kurgu en az sizin olduğu kadar onu okuyan kişinindir de. Okuyucuyla buluştuğunuz bir ortam, bir ortak payda, bir tür fikir/düşünce/ruh hali/hissiyat paylaştığınız platformdur. Bu köprünün ayaklarından biri de inandırıcılıktır. Onu yıkarsanız, edebi kalite, içerik, sürükleyicilik, fikri mesajlar, vb. gibi diğer ayaklarının bir anlamı kalmaz.

Bu yazdıklarım tabii ki Türkçe isimlerin kurguda kullanılamayacağı anlamına gelmez. "Türk" olarak tanımladığımız insanların oraya nasıl ve ne şekilde gittiğini ve o dünyanın nasıl bir parçası olduğunu güzelce açıklarsak eminim ki her Türkçe isim de en az diğer dillerin isimleri kadar fantastik kurgu alemlerinin bir parçası olabilir. Mesele "sırıtmayacak" kurguyu oluşturmaktır.

Bunun yanı sıra, mesele sadece Türkçe isimler ya da Türkçe'nin kendisi de değildir. Örneğin fantastik kurgu eserinde Abraham, Aaron, Benjamin ya da Thomas isimleri benim gözümde en az Mahmut kadar sırıtır. Çünkü bu isimler de etimolojik olarak İncil kökenli ortadoğu coğrafyası isimleridir.

Dolayısıyla, bence, bütün bu "Türkçe isim" tartışmasının temelinde kurgusal inandırıcılık yatmaktadır. Ve bu konu Türkçe ile sınırlı değildir. Kurgunun zaman/mekan uyumluluğunu da içerir. Yani mesele sadece isim koymaktan ibaret değildir. Buna da biraz açıklık getirmek gerekir.

Fantastik kurgu evrenleri çok çeşitli olsa da, her birinin kendi çapında bir "inandırıcılık ekseni" vardır. Örneğin Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi eseri ortaçağ avrupasını temel alır. Kullanılan silahlar, zırhlar ve savaş taktikleri o dönemi sembolize eder. Dolayısıyla bu eserde yer alan betimlemelerde ve örneklemelerde de, tıpkı yukarıda tarihi kurgu ile ilgili verdiğim örneklerde olduğu gibi, paralel inadırıcılık eksenine tezat teşkil edecek ifadeler kullanılamaz. Örnek vermek gerekirse, Hobbit'te "Smaug cücelerin üzerinden jet gibi geçti." gibi bir ifade göremezsiniz. Çünkü jet motorunun uçaklarda kullanılması 2. Dünya Savaşı'nın sonlarında gerçekleşmiştir ve bundan daha eski tarihe tekabül eden bir dönemi kendine "eksen" kabul eden bir eserde, eserin kendisi ne kadar fantastik olursa olsun kurgusal düzeni bozacak ve zaman mefhumunu "kıracak" ifadelere yer verilmez. Bunun yerine, "Smaug cücelerin üzerinden yel gibi geçti." ifadesini görürsünüz, çünkü ortaçağ dönemi için betimlemede kullanılabilecek, uçan ve hızlı olan tek öğe budur.

Dolayısıyla, bir yazarın bir dönem hakkında yazabilmesi için o dönemin yaşantısını, günlük hayatta kullanılan alet, edavat ve teknolojileri, hatta mümkünse o dönemin deyişlerini ve konuşma biçimini çok iyi bilmesi gerekir. Aksi takdirde, kıtanın güneydoğu kıyısında bir liman kentinde yaşayan savaşçının bineceği gemiyi kaçırınca Brooklyn ağzıyla "Lanet olsun!" dediği kurgular ortaya çıkar. Emin olun, bunlar da -tecrübeli gözler nezdinde- en az zweihander kullanan Mahmut kadar sırıtır.

Yalnız, bir yazar "dilemma"sı olarak, bu işin bir de öbür tarafı var. Herşeyi süper orijinal ve daha önce duyulmamış-görülmemiş yapmaya kalkarsanız bu sefer de okuyucuyu farklı bir aleme götüreceğim derken "olmazlar" alemine götürürsünüz. Yani kurgudaki her karakter, her mekan, her canlı acayip, daha önce duyulmadık, hatta -okuduğum eserlerde sıkça rastladığım üzere- Türkçe lisanıyla konuşan birisi tarafından telaffuzu neredeyse imkansız isimler taşırsa bu da hem akılda kalıcı olmuyor hem de kafa karıştırıyor. "Pthurmnyx" mükemmel bir şehir adı gibi duruyor, bir kaç harf daha sırtlansa tek başına bir alfabe bile olabilir. Böyle isimleri gördükçe, aklıma "Jamiroquai" adını telaffuz eden insanları gösteren youtube videosu geliyor. "Jamiryo!" diyen simitçinin sesi hala kulaklarımda çınlar.

Yabancı bir müzik grubu kendine istediği ismi verebilir. Ama Türk okuru için Türkçe bir eser kaleme alanlar olarak bence bizim bu lüksümüz yok. Dolayısıyla, karakterlere verdiğimiz yabancı görünüşlü uydurma isimlerin bile Türkçe dil yapısına ve heceleme mantığına uygun olması gerektiğini düşünüyorum. Türkçe kelimelerin belirli bir kurgusal yapısı vardır. Örneğin, "stick"ten türeme "Istaka"nın başında "I" harfi vardır, çünkü bizim dilimiz kelimenin başında iki tane sessiz harfi yanyana telaffuz etmeye uygun değildir. Bunu bile bile "Et-Nzoth" diye şehir ismi koymanın alemi yok bence. Şunu biraz daha kırpıp Türkçe'de kolayca telaffuz edilebilir hale getirmekten ne zarar çıkar ki? "Enzoth" da en az "Et-Nzoth" kadar kulağa fantastik gelebilir. En azından kitabı okumuş iki arkadaş birbirleriyle hararetli hararetli sohbet ederken şehrin adını telaffuz edebilmek için kıvranmayacaktır. Eserinin popülerleşmesini ve yaygınlaşmasını ümit eden yazar, okuyucu nezdinde eserin anlaşılabilirliğini ve akılda kalıcılığını düşünmek zorundadır. İnsanların gırtlağından aşağı damak tatlarına hiç uymayan bir içeceği zorla döküp sonra her markette satılmasını ummak yanlıştır diye düşünüyorum.

Mesela ben karakterlere isim verirken -çok bilmişlik gibi olmasın-, ekseriyetle iki ya da üç heceli, bolca sesli harf barındıran, kolayca okunabilen ve akılda kalabilen, yine de kulağa yabancı ve farklı gelmeyi başaran isimler koymaya özen gösteriyorum, "Tilan" ya da "Palas'ran" gibi. Bunlar latince ya da ingilizce ya da diğer avrupa dillerinin herhangi birinden "afurulmuş" isimler değil. Bunları kendim üretiyorum, kendimce bir takım tekniklerim var. Her yazar kendi tekniğini geliştirebilir diye düşünüyorum. Önemli büyük şehirlerin kendi karakteri olması gerektiğine inandığım için onların isimlerini de benzer şekilde türetiyorum. Ama hikayede ikincil öneme sahip ya da sırf coğrafi bilgi amaçlı konulan isimlerde özellikle Türkçe isimlendirme mantığıyla gitmeye özen gösteriyorum, "Kül Bataklığı", "Yeşil Koru", "Yarhisar", "Şahintepe Kalesi" gibi. Bunlar da önemli yerlerin okuyucunun aklında kendi adıyla kalmasını, diğer yerlerin de "uzaydan gelme" değilmiş gibi durmasını sağlıyor. İlla böyle yapmak doğrudur demiyorum ama koskoca bir haritada yüzlerce, binlerce yer olabilir ve her birine ayrı ayrı orjinal bir isim bulmak gerçek bir ızdırap olurdu diye düşünüyorum. Hem gerçek hayatta karşılaştığımız yer isimlerinin çoğu da böyle konulmuyor mu, Adapazarı'nın Sakarya Nehri, Çark Deresi ve Sapanca Gölü arasında kalan üçgene kurulması nedeniyle öyle isimlendirilmesi gibi.

Uzun lafın kısası -ki fena halde uzattım- bu yazdıklarımı sabırla buraya kadar okuyabilen arkadaşlarımı takdir ve tebrik etmek isterim. İsimlendirme konusunun çok önemli olduğuna inanıyorum, özellikle yazdığınız eser kısa bir hikaye değil uzun soluklu bir seri ya da roman tarzında ise bazı arkadaşlarımızın tercih ettiği gibi "isimsiz kahraman" kullanma lüksümüz olmadığına inanıyorum. Son olarak söylemek istediğim şu ki "edebiyat bir sanattır, isimler dilin zerafetini yansıtmalıdır" minvalinde yorumda bulunan arkadaşa sonuna kadar katılıyorum. Türkçe yazan insanlar olarak Türkçe'den korkmak yerine Türkçe'nin bütün güzelliklerinden ve kapasitesinden sonuna kadar faydalanarak oldukça özgün işler ortaya koyabilmeliyiz diye düşünüyorum. Sanat Mahmut'a zweihander kullandırtabilmektir :D

Not: Kırıp üzdüğüm kimse olduysa şimdiden özür dilerim, niyetim kimseyi kötülemek değildi, yazdığım herşey beni bağlar ve benim şahsi görüşümdür, hiçbirisi doğru olmayabilir hatta belki hepsi saçmadır, olabilir, insanız sonuçta :)
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: azizhayri - 10 Mayıs 2016, 14:19:52
Sevgili Şenaydın:
Aramıza hoşgeldin ve iyi geldiniz ve iyi, güçlü bir yazıyla geldiniz. Eğer Kayıp Rıhtımı bir okul kabul edersek iyi bir dersle başlamış oldunuz. Üstelik uzun zamandır kafamı meşgul eden ve daha da uzun bir zaman meşgul edecek gibi duran karmaşayı biraz olsun düzene soktunuz. Teşekkür ederim kendim ve rıhtım ahalisi adına.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: - 10 Mayıs 2016, 20:37:15
Sevgili Şenaydın:
Aramıza hoşgeldin ve iyi geldiniz ve iyi, güçlü bir yazıyla geldiniz. Eğer Kayıp Rıhtımı bir okul kabul edersek iyi bir dersle başlamış oldunuz. Üstelik uzun zamandır kafamı meşgul eden ve daha da uzun bir zaman meşgul edecek gibi duran karmaşayı biraz olsun düzene soktunuz. Teşekkür ederim kendim ve rıhtım ahalisi adına.

Aslında uzunca süredir forumu takip ediyordum ama dahil olmaya cesaret edemedim. Ders vermek haddim değil, ben sadece fikirlerimi paylaştım. Buradaki çoğu kişi edebiyat konusunda benden çok daha ileridedir. Yine de yardımcı olabildiysem ne mutlu.
Başlık: Ynt: İsim karmaşası...
Gönderen: eregion - 15 Mayıs 2016, 11:29:20
Sanıyorum ki özellikle bilim kurgu yazarken, toplumumuzda bilimsel düşünce eksikliğinin bilinçaltımızda edinmiş olduğu yer bizi yabancı isimlere itiyor.

Özellikle okurken, yerli bir isim gördüğümde istemsizce rahatsız oluyorum. Ne işi var bu adamın/kadının burada, ihaleye fesat karıştırmaya mı geldi yoksa derin devlet için mi çalışıyor diye düşünmeden edemiyorum.

Bilim ve teknolojinin hayal gücüyle birleşmesi için uygun bir psikolojik ve toplumsal zeminimiz yok sanırım.